Pikniğe gittiğinde suyun nereyi yardığını, yangın etrafında sarı bir altının parlayıp parla-madığını bulmaya çalışan Ahmet Ahlatçı kuyumculuğa çocuk yaşlarda merak salmış. Askerliğini tamamladıktan sonra da 1984 yılında kuyumculuk işine başlamış. Bugün kendi tasarımcılarının ürettiği alyansları, başta Amerika olmak üzere Dubai, İtalya ve Cezayir'e ihraç ediyor Ahlatçı. Türkiye'de ise yalnızca bir - iki il var henüz altınlarını pazarlayamadıgı. Altın borsası atölyesi 1992 yılında döviz bürolarının açılmasıyla kuyumculuğa döviz alım - satım işini de eklemiş. "Merkez bankası para ve efektif piyasaları üyesiyiz aynı zamanda altın borsası atölyesiyiz." diyen Ahlatçı, Çorum'da üç atölyeye sahip. Bünyesinde 110 kişi çalıştıran Ahlatçı, Çorum dışında bir ilde kuyumculuk yapmayı düşünmediğini söylüyor, sebebini ise şöyle açıklıyor: "Çünkü burası Türkiye'nin tam ortası ve buradan Türkiye'nin her yerine aynı zorlukta pazarlıyoruz." Başarıyı ilkeleriyle yakalıyor Kuyumculukta başarılı olmak için belli ilkeleri olan Ahlatçı, rakiplerinin atladıkları detayları tamamlaya çalıştıklarını söylüyor. Ürünü kendisinden satın almamış bile olsalar kimseden tamir parası almadıklarını belirten Ahlatçı, "Bin dolara sattığımız pırlantayı geri vermek istediğinizde ne kadar kullanmış olursanız olun, hangi tarihte geri verirseniz verin yüzde 15 eksiğine alırız. Her zaman bu böyledir. Eğer değiştirmek isterseniz de bin dolara geri alırız. Ürettiğimiz bir ürün piyasada yoksa ürünün fiyatını artırmayız" diyor. Yurtiçine Milenyum markasıyla satış yaptığını söyleyen Ahlatçı, Çorum'da yaşamın ve işçiliğin İstanbul'a göre daha ucuz. olmasının avantajım da daha düşük fiyata aynı kalitede ürünler satarak yaşıyor. Ahlatçı, şu an Türkiye'de ISO 9001 belgesi olan yedi - sekiz firmadan biri olduklarını ifade ederek, başarılarını kaliteye verdikleri önemle, çok çalışarak ve ekip olarak elde ettiklerini söylüyor. (MİLLİYET, 28 NİSAN 2006)
|