KAMUOYUNA TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi’nin 24-25 Ocak 2004 tarihinde gerçekleştirdiği 9.Olağan Genel Kurulu sonucunda oluşan Yönetim Kurulu aşağıdaki şekilde görev dağılımı yapmıştır. Yönetim Kurulu Başkanı Emir BİRGÜN Başkan Yardımcısı Dr.Güneş YILMAZ Yazman Üye Erdal AKTUĞ Sayman Üye Kemal ERTUĞRAN Elektrik Mühendisleri SMM Üyelerden Sorumlu Y.K. Üyesi Kemal KARAKAŞ Elektronik Mühendisleri SMM Üyelerden Sorumlu Y.K. Üyesi Mustafa DAYANIKLI Sivil Toplum Örgütlerinden Sorumlu Y.K.Üyesi Erhan SOLMAZ Bizler bu dönem Genel Kurul öncesi genişletilmiş Danışma Kurulun’da görüşülen, tartışılan ve Genel Kurulumuzda karara bağlanan programımızı uygulamayı geçireceğiz. Programımızda yer aldığı şekliyle demokrasinin özünün katılım olduğu ilkesiyle katılımı arttırmak, çalışmalarımızı en geniş üye desteği ile gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bizler; * Önyargısız fakat taraflı, * Sorgulayan ama çözen, * Titiz fakat güleryüzlü, * Düşünen ama üreten, * Uyumlu fakat mücadeleci, * Genç ama deneyimli, Çalışan fakat yorulmayan bir Yönetim Kurulu olacağız. Yönetim Kurulu toplantılarını asıl ve yedek üyelerle birlikte yapacağız, Komisyon sorumlularıyla birlikte toplanarak komisyonları çalıştıracağız, Temsilciliklerde toplantılar düzenleyerek, temsilcilik sorunlarını çözeceğiz, Yönetim Kurulu gündemi ve kararlarını elektronik ortamda yayınlayacağız, Her hafta bir etkinlik yılda 52 etkinlik hedefini tutturmak için üyelerin görüşünü alarak bu doğrultuda çalışma yapacağız. * Ulusal bağımsızlığımızı, laik Cumhuriyetimizi korumak, * Demokrasimizi yaşatmak, * Ülkemiz ve Ulusal çıkarlarımız ile kamunun haklarını korumak, * Hukukun üstünlüğü ile Mesleğin ve meslektaşın politikasını yürütmek, Yönetim Kurulumuzun yaşam felsefesi olacaktır. FİLLER TEPİŞİRKEN ÇİMENLER(ÇALIŞANLAR) EZİLİYOR Hükümetle Uzan Grubu arasındaki kapışmanın en mağdur kesimi Uzan Grubu'na ait şirketlerin çalışanları oldu. Kuşkusuz kamu hukukunu çiğneyen ve hakkında yolsuzluk iddiaları ve delilleri olan şirketler ciddiyetle soruşturulmalı ve gerekenler yapılmalıdır. Ancak çalışanların mağdur edilmemesi esas olmalıdır. Telsim'de de Temmuz ayında ihtiyati tedbir alınmış ve zorunlu giderler (personel maaşı, giderleri, SSK, vergi, kira, elektrik, akaryakıt) mahkeme kararları ile BDDK'dan izin alınarak yapılmaya başlanmıştı. 5 Ocak tarihinde ise Telsim'e ihtiyati haciz kararı alındı. Bu kararla birlikte hesaplardan para çekilememeye başlandı. Bu da maaşların ve diğer zorunlu giderlerin karşılanamaması anlamına gelmekteydi. BDDK ise 27 Ocak 2004 tarihinde , 21.01.2004 tarih ve 17 sayılı kararla, Uzan Grubu şirketlerinin zorunlu giderlerini karşılayabilmesi için haciz kararının sınırlı olarak kaldırılmış bulunduğunu açıkladı. BBDK açıklamasında, sözkonusu kararın uygulanmasını temin etmek ve başta çalışanların ücretlerinin ödenmesini sağlamak için Uzan Grubu'ndan istenen personel bordrolarının, 26.01.2004 tarihine kadar verilmediğini, dolayısıyla çalışanlarının maaş alamamalarının sorumlusunun Uzan Grubu yöneticileri olduğunu belirtti. Ortada bir karmaşa vardır ve kamuoyunun düşünceleri bulandırılmaktadır. Bu nedenle ilgili taraflar en kısa zamanda durumu tüm belirginliğiyle ortaya koyacak bir açıklama yapmalıdır. Çünkü Telsim çalışanları maaşlarını halen alamamaktadırlar. Hükümet Telsim hakkındaki iddiaları ve soruşturmayı bir an önce tamamlamalı ve kurumun geleceğini belirlemelidir. Çalışanların iş güvencesi mutlaka garanti altına alınmalıdır. Özelleştirme ve kamunun yağmalanması yolsuzluklara neden olmuştur Bu durum yıllarca ülkemizde özelleştirme ve özel sektöre sermaye aktarma adına kamu yağmasına izin verilmesinin sonucudur. Hangi taşı kaldırırsanız altında bu nedenle meydana gelmiş yolsuzluklarla karşılaşılmaktadır. Sırf, EMO'nun açtığı davalarla iptal ettirdiği, Türk Telekom'la GSM şirketleri arasında kamunun aleyhine yapılan “Arabağlantı Anlaşması” nedeniyle kamunun alacakları katrilyonlarca TL'ye ulaşmıştır. Yine EMO'nun geçmişte dava açtığı ÇEAŞ ve Kepez'de yaşananlar kamuoyunun beleğindedir. Siyasetçi-bürokrat-sermayedar yolsuzluk üçgeninin faturası bu şirketlerde çalışan binlerce kişiye, hepimizin alınteriyle kurulan halkın malı kamu kuruluşlarına ve ödedikleri vergiler yağmalanan vatandaşlara çıkartılmaktadır. Yolsuzlukların, rezaletlerin sorumlusu çalışanlar değildir. Yaşanan örnekler göstermiştir ki, bu tür durumlarda işverenlere gerçekte bir şey olmaz, onlar kendilerini her zaman garanti altına almanın yolunu bulurlar. İsviçre bankaları her zaman hizmet vermeye hazırdır. Çalışanların tek güvencesi örgütlü mücadeledir! Çalışanların da artık şu gerçeği anlaması gerekir: Hangi sektörde olursanız olun iş güvencesinin en önemli ayağı sendikalaşmaktan geçmektedir. Uzan Grubu'nda (ve pek çok şirkette) sendikasızlaştırma operasyonu acımasız bir biçimde yürütülmektedir. Tüm bunlar sözkonusu iken çalışanların "emek mücadelesini" Uzanlar'ın yönlendiriyor olması kaygı vericidir. Yine de, Star gazetesi ve Telsim'de yaşananlar herkesin bir an önce aklını başına almasını sağlamalı ve örgütlenmenin önemini yeniden kavratmalıdır. Kuşkusuz ülkemizde (maalesef çalışanların önemli bir bölümü tarafından da) baştacı edilen neoliberalizm-özelleştirme dalgasında ve vahşi kapitalizm koşullarında örgütlenmek kolay değildir. Ancak beklemenin ve teslim olmanın sonucunun ne olduğu da en acı biçimde yaşanmaktadır. Siyasetçilerden ve işverenlerden bağımsız olarak haklarımızı savunmanın tek yolu örgütlü mücadeleden geçmektedir. Aksi takdirde çalışanlar çaresiz kalarak ya siyasetçilerin ya da örnekte görüldüğü gibi işverenlerin güdümünde davranmak zorunda kalacaktır. Yaşananların büyük oranda sorumlusu olan işverenlerle birlikte hak arama mücadelesi görüntüsü vermek ve onların söylemlerini kullanmak, çalışanlara verilecek desteği azaltır. Uzan grubunda çalışan pekçok insan işverenlerinin sicilini bilmekte ve yaratılan tablodan rahatsızlık duymaktadır. Ancak her türlü güç odağından bağımsız bir örgütleri olmadığı için seslerini duyuramamaktadırlar. Yaşanması muhtemel başka örneklerde de sonuç bu şekilde olacaktır.30 OCAK 2004
|