MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 İZMİR ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

YENİ ÜYELİK

   · 

YAYIN SATIŞ LİSTESİ

   · 

İNDİRİM YAPAN KURULUŞLAR

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AYDIN   İZMİR   MANİSA 
 

 

EMO İzmir Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 407

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ELEKTRİK SİSTEMİ ALARM VERİYOR


BASIN AÇIKLAMASI

 
1 Temmuz gecesi 13 ilimizde yaşanan elektrik kesintilerine ilişkin Şubemizin yaptığı basın açıklaması
 

4 Temmuz 2006

ELEKTRİK SİSTEMİ ALARM VERİYOR!

İzmir’i de içine alan Denizli, Bursa Eskişehir Antalya, Uşak, Burdur, Isparta Kütahya, Çanakkale, Afyonkarahisar, Bilecik, ve İstanbul’un bazı semtlerinde yaşanan kesintiler maç ve sıcaklık hava oluşmasıyla aşırı yüklenme olması gibi basit nedenlerle açıklanamayacak kadar önemlidir. Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinin büyük kısmına içine alan ve doğal afetler hariç yaşadığımız1 Temmuz Cumartesi gecesi 21.50’den başlayarak 2 Temmuz günü 03.00’lere kadar süren bölgelere göre 1.5 -5 saat arasındaki en uzun sürekli kesintileri ve öyle görünmektedir ki daha büyükleri beklenmektedir.

1 Temmuz gecesi EÜAŞ’a ait 1210 MW’LIK Bursa Doğalgaz santralının arıza nedeniyle devre dışı kalması ve arızanın diğer santrallar tarafından karşılanmak zorunda kalmaları sonucu zincirleme devre dışılık nedeniyle arıza 13 ili kapsayan ve giderilmesi uzun bir süre alan kesinti yaşanmıştır. Bilindiği gibi Türkiye elektrik iletim şebekesi üretim santrallarını birbirine bağlayan ve enterkonekte (bağlaşımlı) dediğimiz iletim hatları üzerinden bağlıdır. Bu sistem genel olarak bir arıza nedeniyle elektrik kesintilerinin büyümesinin önlenmesi ve arıza süresinin kısa tutulması için planlanmış ve işletilmektedir. Ancak bu kez  her zaman olabilecek bir santral veya hat arızası yeterli ve hızlı bir koordinasyon ve müdahale ile giderilememiş ve arızanın büyümesi engellenememiştir.

Bilindiği gibi Türkiye’nin Kurulu gücü 2005 yılı sonu ile 39 000 MW’dır. Türkiye puantının 22000 MW civarında olduğu bilinmekte ancak bu mevsim, hafta sonu ve diğer nedenlerle değişmektedir. Yük yönetiminden ve planlamadan sorumlu olanlar sistemi, olası arızaları dikkate alarak %20-25 fazla tutarak işletirler ve arz güvenliğini bu santralları emre amade tutarak sağlarlar. Ayrıca büyük üretim kaynaklarının devre dışı kalması sonucu en yakın tüketici yükleri şebekeden atılarak arızanın büyümesi ve sürenin uzaması önlenir. O günkü puant değer ve bölgemizde o gece çalışan santraların sayı ve büyüklükleri tarafımızdan bilinmemesine rağmen, Cumartesi gününün hafta sonu olması, saatinde 22.00 gibi geç vakitte olması nedeniyle puant gücün ortalama puantın altında olduğu ve maç ve sıcaklık gibi nedenlerin geçerliliğinin bulunmadığı söylenebilir.

Otoprodüktörlerin saat 22.00’den sonra devre dışı kaldığı bilinmesine rağmen enerji yöneticileri, yeterli yedek gücü emre amade tutmamış, yükleri zamanında boşaltmayıp, enterkonekte sistemi gerçekten “bağlaşımlı olarak çalıştıramamış, arıza noktası ayrılmayıp kesinti küçültülememiştir. Bir kamu hizmeti olan elektrik, yaşadığımız elektrik kesintisi olayında da görüldüğü gibi, termik santralleri, doğalgaz santralleri, trafoları, dağıtım şebekeleri ile birlikte bir bütündür. Bu bütünün parçalanmış olması ülkemize yarar değil, zarar getirmektedir. Birkaç yıl sonra kamunun yatırım yapması zaten bir zorunluluk haline gelecektir. Daha fazla sistemde tahribat yaratmadan hemen şimdi, acil olarak kamusal çözümler üretilmesi gerekmektedir.

Böyle bir elektrik kesintisinin, Türkiye’nin elektrik üretimindeki payı yüzde 25’leri aşacak düzeye yükseltilen, yap-işlet santrallerine yönelik yargı kararını uygulamamak için hazırlanan yasa tasarısının TBMM’den geçirildiği güne rastlamış olması oldukça dikkat çekicidir. Elektrik kesintisi tehditiyle kamuoyunun hukuksuzluğa razı olması istenmektedir. Geçmiş dönem sözleşmelerinden sürekli yakınan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, “Hayat ileriye doğru yaşanır, geriye doğru da anlaşılıyor” sözleriyle en hafif deyimiyle çark etmiştir ve geçmiş dönemin sözleşmelerini kalıcılaştıran uygulamalara imzasını atmaktadır. Enerji Bakanı, hükümetinin 4 yıllık iktidarı sürecinde, geçmiş dönemi anlaya anlaya lobilerin geçmiş iktidarlara dayattığı noktaya varmıştır.

Son 10-15 yıldır ne yazık ki enerji alanında gereken ölçüde yatırımlar yapılmamakta, dağıtım ve iletim hatlarındaki bakım ve iyileştirmeler için yeterli kaynak ayrılmamaktadır. Alım-satım garantili doğalgaz santralleri nedeniyle bu santrallere olan bağımlılık had safhaya çıkarılırken, kamunun elindeki santraller çalıştırılmamaktadır. Nitekim Enerji Bakanı, yaşanan elektrik kesintisi olayında sorunun Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan termik santrallerinin tekrar devreye alınmasıyla çözüldüğünü açıklamıştır.

Bakan Hilmi Güler, elektrik kesintilerine yönelik yaptığı açıklamada, sorunun bir parçasını elektrik fiyatlarıyla ilişkili olarak otoprodüktör santrallerinin sisteme enerji vermek yerine daha ucuz tarifenin uygulandığı saatlerde sistemden elektrik çekmelerinden kaynaklandığını söylemektedir. Evet özel sektör santralleri elbette kendileri için en karlı olan durumu tercih etmekte, ülkenin elektriksiz kalmasıyla ilgilenmemektedir. Hatta ülkenin elektriksiz kalmasını kendi taleplerinin gerçekleştirilmesi için bir unsur olarak kullanabilmektedirler. Otoprodüktör santrallerinin sattıkları elektrik için fiyat artışı yapılması talepleri dikkate alındığında, bu sistemden çekilişleri bir eylem olarak da algılanmaktadır. Zaten yaratılmak istenen serbest rekabet ortamının bu şekilde işleyeceği açık değil midir? Bu durum elektriğin piyasanın inisiyatifine bırakılamayacak kadar önemli olduğunu bir kez daha kanıtlamaktadır.

Yaşanan olayda Türkiye, özelleştirme işlemini tamamlayamamış olması nedeniyle yine de şanslı konumdadır. Kamu santralleri olan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’ün kontrol yetkisi hala kamunun elindedir ve böyle bir kesinti sırasında devreye alınabilmişlerdir. Elektrik üretimindeki payları çok düşük olan otoprodüktörlerin tercihleri bile böylesi bir sıkıntı yaratabiliyorsa, elektrik alanının tamamen piyasaya bırakılması durumunda özel sektörün doğal olarak kar öncelikli tercihler yapması karşısında Türkiye’nin hangi koşullarla karşı karşıya kalacağı açıktır.

Elektrik alanına, yalnızca otoprodüktörler, yalnızca yap-işletler, yalnızca rüzgar santralleri, yalnızca yap-işlet-devret’ler, yalnızca iletim ve dağıtım hatları, yalnızca mobil santraller gibi sınırlandırılmış bakış açılarıyla yaklaşmak, bu alandaki sorunları çözmek yerine daha da derinleştirmektedir. Hükümet, bütüncül ve kamusal bir yaklaşım yerine, tek tek parçaları ele alınmakta, “O dönemin koşullarında böyle anlaşmalar imzalanmış, anlamak lazım” mantığıyla bu alandaki kaosu sürdürmektedir.

Türkiye Elektrik Kurumu’nun, TEAŞ ve TEDAŞ olarak ikiye ayrılması TEDAŞ’ın çok sayıda bağlı ortaklığa, TEAŞ’ın da TEİAŞ EÜAŞ ve TETAŞ olarak üçe bölünmesi bir kamu görevi olan elektrik üretim, iletim ve dağıtımına kadar merkezi planlamaya ihtiyaç duyan bu yapının bir yönetim krizine girmesine neden oldu. Ayrıca enerji alanında büyük yolsuzlukların yaşanması, bürokratların da bundan etkilenmesi, siyasi otoritenin yoğun müdahalesi, özelleştirme yararları nedeniyle personel ve yatırım yapılmaması bu hızlı çöküşün nedenleridir.

Ancak gerçekleştirilemeyen bu müdahaleler nedeniyle Bursa Doğalgaz santralındaki arıza sonucu güç üretimi diğer üretim kaynaklarından karşılanamamış buna karşın bölgeden başlayarak tüketici yüklerinin devre dışı bırakılmaması nedeniyle kesinti büyümüştür. Bu, olası arızalar üzerine bir çok senaryo ve önlem düşünmesi gereken,her türlü üretim iletim ve yük değerleri elinde bulunan enerji yöneticilerinin içinde bulunduğu çaresiz durumu göstermektedir.

Enerjide her sorun için çare olarak gösterilen özelleştirmenin sektörü nasıl bir kaosun içine soktuğu otoprodüktör santrallarının üretim karakteristiklerinden anlaşılmaktadır.Türkiye toplam kurulu gücünün %10’unun bulan güçleriyle otoprodüktörlerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak üzere milyarlarca doları bulan ancak plansız olarak o gün nispeten ucuz olan doğalgaza dayalı ve Türkiye’nin her köşesinde kurulmuş bugün doğal gaz fiyatları nedeniyle çok zamanlı tarifeye göre ucuz olan zamanlarda üretim yapmamaktadırlar. 22.00 den sonra ucuz tarifenin başlaması ile bu santraların “şalter indirdiklerini” ayrıca üretimleri için gerekli olan enerjiyi kamudan aldıklarının göstermiştir. Ne yazık ki bu acı gerçeğin bizler tarafından öğrenilmesinden çok önce Bakanlık yetkilerinin bunda haberi olduğunu Sn.Bakan’ın ağzından “ikaz edildiklerini ama buna uymadıklarını” öğrenmiş olduk. Özel sektörün kendi elektriğini üretmesi sonrası,arıza bakım ve ya bugünkü gibi fiyat gibi nedenlerle santrallar çalışmadığında bu gücün kamu tarafından karşılananacak olması nedeniyle, ya atıl bir kurulu gücün emre amade bekletileceğini ya da bugün yaşananların olacağının söylemiştik. Bakanın aylar öncesinden bildiği ancak enerji yöneticileri tarafından düzeltilemeyen bu sonuç serbestleşme, liberalleşme adına kamu kaynaklarına üzerine basarak yükselmekten başka bir şey değildir.

Yeterli personel ve yatırım araçlarında mahrum tutulan bu kurumları yönetenler ve özelleştirme rüyasından bu olayla uyanmalı ve elektrik üretiminin merkezi olarak planlanması bir an önce sağlanmalıdır.

EMO İZMİR ŞUBESİ

YÖNETİM KURULU



35. DÖNEM KURULLARI BELİRLENDİ

04.02.2024
 


Çok Okunanlar


ADALET NÖBETİNE ÇAĞRI: #GEZİYEOZGURLUK

LİSANSSIZ ÜRETİM ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILSIN

MUTLU BAYRAMLAR

PCB TASARIM EĞİTİMİ DÜZENLENDİ

EMO-GENÇ ÜYELERİ TEKNİK GEZİYE KATILDI

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ`NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

TÜRKİYE’DE İNTERNET’İN 31. YILI BİLDİRİSİ

DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

EMO: MEVZUAT YAMA TUTMUYOR (DOKUZ EYLÜL)

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR

Okunma Sayısı: 3231


Tüm Basın Açıklamaları

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.