Enerji Tasarrufu Haftası nedeniyle Şubemiz tarafından hazırlanan 27.01.2007 tarihli basın açıklaması
BASIN 2007-2 27 Ocak 2007 Geçtiğimiz hafta ülkemiz gündemini oluşturan ve toplumu derinden sarsan üzücü olayların gölgesinde kalan Enerji Tasarrufu Haftası nedeniyle bazı kavramları yeniden bilince taşımak gerektiğine inanıyoruz. Enerji tasarrufu üretimden, konfordan fedakârlık, bir başka deyişle kısıntı değil, ayni üretim ve konfor düzeyinin daha az enerji tüketerek sağlanmasıdır. Enerji tasarrufu yalnızca ödenen enerji faturalarında maddi bir tasarruf olarak algılanmamalı, ülkemizin de ötesinde dünyanın sinirli more sahip kaynaklarının en verimli kullanımı ve gelecek nesillere aktarılması olarak algılanmalıdır. Enerji tasarrufu bir haftanın gündemi olan bir konu olmaktan çıkarılmalı, yaşamın tüm alanlarında sürekli bir olguya dönüşmeli, bu anlamda bir kültür oluşturulmalıdır. Konunun önemini kavrayabilmek açısından yoğun enerji tüketilen alanlara ve tüketimin boyutlarına bakmakta yarar görmekteyiz. Ülkemizde genel enerji tüketiminin % 42‘si sanayide, % 30‘u konut ve ticarethanelerde, % 20‘si ulaşımda gerçekleşmektedir. Ülkemizde tüketilen birincil enerji kaynaklarının büyük bölümü, basta doğal gaz ve petrol olmak üzere ithal kaynaklardır. Elektrik enerjisi tüketiminde de durum genel enerji alanıyla benzerlik göstermektedir. Tüketimin % 46‘si sanayide, % 13‘u ticarethanelerde ve % 23‘u konutlarda gerçekleşmektedir. Bu alanların her birinde ve bunların alt sektörlerindeki tüketicilerin üretim süreçlerindeki farklılıklardan ötürü çok kesin rakamlar verilememekle birlikte ülkemizdeki genel enerji tasarruf potansiyelinin en az % 25 düzeyinde olduğunu söyleyebiliriz. Örneklemek gerekirse çarpıcı bir tüketim düzeyinde bulunan ulaşım sektöründe gerçekleri kavramaktan çok uzakta olduğumuzu, tüm dünyanın yıllar önce keşfettiği yük taşımacılığında deniz yolları ve insan taşımacılığında demiryolları gibi en ekonomik çözümleri göz ardı ettiğimizi ve her iki alanda taşımacılığı karayolları üzerinden büyük bir kaynak tüketimi ve çok yüksek maliyetlerle yaptığımızı üzülerek görmekteyiz. Yine konunun boyutunu gösterebilmek açısından örneklemek gerekirse büyük boyutlu bir yatırım gerektirmeksizin yalnızca bilinçli kullanımla elektrik enerjisi tüketiminde gerçekleştirilecek % 5 düzeyinde bir tasarruf nükleer lobilerce ülkemize dayatılan toplumsal risklerinin yani sıra milyarlarca dolara mal olacak 1500 MVA‘lik bir nükleer santralin sağlayacağı elektrik enerjisini sağlayacaktır. Burada genel söylemi bir kez daha vurgulamalıyız. "Tasarruf edilen enerji en ucuz enerjidir." Enerjinin verimli kullanımı tasarımla başlamalıdır. Yüksek verimli enerji teknolojilerinin seçiminden ekipman ve malzeme seçimine, aydınlatma, ısıtma v.b. konularda doğal olanakların değerlendirilmesine olanak veren yapısal çözümlerden üretim süreçlerinin niteliğine bağlı atık olarak ortaya çıkan ısı, buhar, v.b. enerji türlerinin üretim süreçlerinin başka evrelerinde girdi olarak kullanımının sağlanmasına konunun uzmanı mühendislerce yapılacak tasarım büyük önem taşımaktadır. Bu aşamada yalnız düşük ilk yatırım maliyeti seçeneğinden kaçmak, ilk yatırım maliyetiyle birlikte işletme, bakım, tesis ömrü, birim üretim başına enerji maliyeti v.b. tüm faktörler dikkate alınmalıdır. Mevcut sanayi tesisleri, ticarethaneler ve konutlarda yalıtım yapılarak ısıtma/soğutmaya ilişkin enerji tüketiminin azaltılması sağlanmalıdır. Yoğun enerji tüketen malzeme ve ekipmanların verimi yüksek, daha az enerji tüketenlerle değiştirilmesi sağlanmalı, gerek son kullanıcı, gerekse bu malzeme/ekipman üreticileri açısından özendirici düzenlemeler yapılmalıdır. Benzer genel önermeler yapılabilmekle birlikte en doğru önermenin, işletmelerin kendilerine özgü üretim süreçleri olduğunun bilincinde olarak işletmelerin konunun uzmanı mühendislerce incelenmesi sonunda üretim süreçlerinin özelliklerini dikkate alarak hazırlanacak projeler çerçevesinde yapılabileceği açıktır. Okulları da kapsayan, kitle iletişim araçlarının tüm olanaklarını kullanan bir toplumsal eğitim süreci başlatılmalıdır. Enerji tasarrufu ya da bir başka deyişle enerjinin verimli kullanımı bir devlet politikası olmalıdır. Burada bugünlerde konuyla ilgili TBMM gündemindeki bir yasa çalışmasına ilişkin bir dileğimizi dile getirmek istiyoruz. Enerji verimliliğine ilişkin bu yasa çalışması umarız bundan önceki yasaların izlediği süreci izlemez, başta konunun uzmanı meslek odaları olmak üzere konunun taraflarının görüşlerine yer verilerek oluşturulur. Ve yine umarız yasalaştıktan sonra kağıt üzerinde kalmayan, uygulanan, izlenen ve özendirilen bir yasal düzenleme gerçekleştirilir. EMO İzmir Şubesi 26. Dönem Yönetim Kurulu
|