2007 2005 2003 1999

   · ETKİNLİK Giriş Sayfası

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO IV. ÖĞRENCİ ÜYE KURULTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ - EMO IV. ÖĞRENCİ KURULTAYI


 
Mühendislik Eğitimi ve Sorunları, Enerji ve Çevre, Nükleer Enerji, Meslek İçi Eğitim ve Yetkin Mühendislik, Üniversite ve Öğrenci, Kürt Sorunu, Enerjide Optimizasyon, Akreditasyon ve Eşdeğerlilik, Nasıl Bir EMO Genç ve Mühendislerin Odalarla Olan İlişkileri ve Beklentileri başlıklarıyla 7 bölge Adana, Antalya, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Mersin, Samsun, Trabzon Şubeleri'nde yapılan bölge toplantılarında tartışarak oluşturduğumuz görüşleri Kurultayımızda ortaklaştırmış bulunuyoruz.
 

 

7 Ekim 2007 tarihinde 13 Şube‘den 365 öğrenci üyenin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz EMO 4.Öğrenci Üye Kurultayı‘nın sonuç bildirgesini kamuoyuna ve ilgililere duyuruyoruz.

1970‘li yıllardan bu yana uluslar arası tekellerin ve emperyalist devletlerin dünya genelinde uygulamaya başladıkları neo-liberal politikalar sadece belli alanlarla sınırlı değil, toplumun bütün alanlarını yeniden yapılandırmayı hedeflemektedir. Adına ‘neo-liberalizm‘, ‘küreselleşme‘ ya da ‘yeni dünya düzeni‘ denen yeni politik yönelim özetle kamu hizmetlerinin tasfiyesi, özelleştirme, işçi sınıfının, emekçilerin kazanımlarının elinden alınması, kısaca uluslar arası sermayenin önündeki tüm engellerin kaldırılması uygulamalarını içermektedir.

Bu uygulamaların hayata geçirilebilmesi için de sürekli olarak ikili ve ya çok taraflı anlaşmalar imzalanmakta ve taahhütler alınmaktadır. Bu anlaşmalardan Türkiye‘nin de imzaladığı GATS (The General Agreement on Trade in Services, Hizmet Ticareti Genel Anlaşması) adlı anlaşma, enerji, telekomünikasyon, mühendislik-mimarlık hizmetleri dahil olmak üzere bir çok alanda tam liberalizasyon taahüddünde bulunduğu ve ‘stand stili‘ denilen, yani geri dönüşü olmayan sözler verdiği anlaşılmaktadır. Bu yönüyle de mühendisliğin yeniden tarif edilmeye çalışıldığı ideolojik yaklaşımlara da örtüşmektedir. Uluslararası tahkim yoluyla, IMF/DB ve DTO baskısıyla özelleştirme ve rant ekonomisini egemen kılma uygulamalarıyla ülkemizin geleceği ipotek altına alınmaktadır. Elbette ki bu anlayış ve saldırının bir parçası olarak sermayenin önemli yatırım alanlarından biri olan eğitim sistemi hızla metalaştırılmaktadır.

Bilim ve teknolojinin kaynağı yani ülkemizin ve toplumumuzun en stratejik kurumları olması gereken üniversiteler siyasi iktidar tarafından sadece oy oranı olarak görülmekte, bina, derslik, laboratuar, öğrenim için gerekli donanımlar, kütüphane, internet olanakları gibi sıralanabilecek altyapı sorunları çözülmeden açılmaktadır.

Şirketleşen üniversite anlayışının hakim kılınmaya çalışıldığı eğitim programlarında öğretim üyeleri ve öğrencilerin söz sahibi olmadığı üniversitelerde mühendislik eğitimi piyasaya uyum için giderek bilimsel içeriğinden yalıtılmakta ve köşe dönmeci faydacılık yöntemine indirgenmektedir.

12 Eylül Darbesi‘nin insanları apolitikleştirme ve baskı araçlarından birisi olan YÖK özerk, bilimsel ve demokratik üniversite önündeki en büyük engeldir. YÖK tüm kurumlarıyla kaldırılmalı, üniversiteler özerk, demokratik ve bilimsel anlayış temelinde yeniden düzenlenmeli, üniversitenin bileşenleri olan öğretim üyeleri, öğrenciler ve üniversite çalışanlarının yönetim ve karar süreçlerine katılmaları güvenceye alınmalıdır.

Metropol ülkelerin ahlaksız teklifi olan nükleer santrallerin ülkemizde kurulmasına karşı mücadele edilmesi bir zorunluluktur. Ülkenin enerji sorunu kapitalizmin çözüm olarak sunduğu nükleer santrallerle değil, ülkenin yerli ve yenilenebilir enerji kaynakları ile çözülmelidir, insan hayatını kolaylaştırmak adına üretilen enerjinin her açıdan insan hayatını olumsuz etkilemesi, doğaya zarar vermesi üretim zihniyetine ve insani düşünceye aykırıdır. Bizler geleceğin mühendisleri, üreticileri, aydınları olarak sonu düşünülmeyen, para eksenli atılımların ülkemiz ve insanlık için hiçbir yarar taşımadığını belirtmek isteriz. Biz NÜKLEERE HAYIR diyoruz, içimizde kendimize ve insanlığa duyduğumuz duyarlıca bir yakınlıkla...

Ilısu Barajı havzasındaki binlerce yıllık kültürel ve doğal mirası gereği gibi gözetmeyen planlama anlayışına karsı bilimsel ve toplumsal bir duruş sergilemek; merkezine insanı, doğal, tarihi ve kültürel mirası içine alan bir kalkınma perspektifiyle üretilecek alternatif projelerle sadece Hasankeyf‘te değil Türkiye‘nin birçok yöresinde benzeri tehditler altında bulunan antik kentlerimizi kurtarmanın elzem değil, mümkün de olduğunu anlatmaya çalışmak; Hasankeyf antik kentinin sular altında bırakılmamasına dair nihai bir sonuca ulaşacak, geleceğe yönelik kalıcı bir çözüm stratejisi oluşturacaktır Enerjinin daima bir alternatifi vardır ancak bir daha geri getirilemeyecek binlerce yıllık tarihi ve kültürel değeri olan Hasankeyf‘ in alternatifi yoktur.

Dünyada eşi ve benzeri olmayan Hasankeyf‘ in ekolojik, kültürel-tarihi zenginliğini ve baraj göleti alanında kalacak 300‘e yakın Höyük‘ü korumak ve baraj yapımından dolayı zarar görecek olan yerel halkın kültürel, sosyal ve ekonomik haklarını savunmak için ETKİN MÜCADELE EDİLMELİDİR.

Çevreyi, insan sağlığını ve Hasankeyf gibi insanlık mirası olarak bize emanet edilmiş kültürel varlıklarımızı tehdit eden yanlış yatırımlar sonlandırılmalıdır.

Her türlü gizli açık emperyalist anlaşmalar iptal edilmelidir. GATS, MAI, MIGA Uluslararası Tahkim yasaları geri çekilmelidir. Düşünce özgürlüğünü kısıtlayan, toplumu tek tipleştiren ve dışlayan düzenlemeler kaldırılmalı, yükselen milliyetçi akım ve linç kültürü reddedilmelidir.

Düzenlemelerle farklı görüş ve halkların bir arada yaşama hakkı güvence altına alınmalıdır.

Özelleştirmeler son bulmalı, özelleştirilen kurumlar kamulaştırılmalıdır.

Mevcut politika ve uygulamaların yerine, planlamacı bir anlayışla, toplumsal gereksinimleri, üretimi, istihdamı ve yaşam boyu eğitimi temel alan ulusal eğilim politikaları hayata geçirilmelidir.

Kürt sorununun çözümü için demokratik yöntemler belirlenmeli, ana dilde eğitimin önündeki engeller kaldırılmalı, savaşa, silahlanmaya ayrılan bütçe eğitime ve yatırıma ayrılmalıdır. Eğitim her kademede eşit, parasız, bilimsel ve anadilde olmalıdır.

Kürt sorunu; tarihsel, sosyal, ekonomik, psikolojik, kültürel ve siyasal boyutları olan geçmişten günümüze gelen çözülmemiş bir sorundur.

Bu sorunun çözümü iç barışı sağlar, toplumun refah düzeyini artırır ve neticede güçlü bir Türkiye çıkar karşımıza. Geçmiş acıyı geleceğin öfkesine ve kinine dönüştürmeden bir tartışma kültürü yaratmak, bu sorun çözülmese bile ülkenin geleceği için oldukça önemlidir.

Kürtlere ait saygın ve kaliteli bir edebi yaşam, hem sayılamayacak kadar çok olan önyargıları kıracaktır, hem de hep bir aşağılamayı da içeren acıma duygusunu aşarak Kürtleri komşuları ve dünyayla eşit insanlar haline gelecektir. Kürt kimliği anayasal güvence altına alınmalıdır. Kürt dili-kültürü üzerindeki inkâr, imha politikaları kaldırılmalı ve Kürt dili ve kültürünün geliştirilmesine izin verilmelidir. Anadilde eğitimin önü açılmalıdır.

Sistem içerisinde oluşan çeteler ortaya çıkarılmalı ve faili meçhuller aydınlatılmalı. Koruculuk sistemi, Olağanüstü Hal, düşünce özgürlüğüne engel ve anti-demokratik tüm yasalar değiştirilmeli ya da kaldırılmalıdır

Sağlıklı ve kaliteli staj yapabilme koşulları düzenlenmeli, üniversiteler bu konuda da sorumlu olduklarını kabul etmeli ve stajyerlerin sosyal hakları ve emeklerinin karşılığı olan ücretler güvence altına alınmalıdır.

Üniversite bünyesinde bulunan medikolar kapatılmamalı, tüm öğrenciler ücretsiz sağlık hizmetlerinden yararlanabilmelidir.

Bilimi ve teknolojiyi insanla buluşturan ve yaşam boyu eğitim gerektiren mühendislik hizmetlerinin sağlıklı sürdürülebilmesi için mühendislerin bilgilerini yenileyebilecekleri ve geliştirebilecekleri eğitim olanakları sağlanmalıdır.

Bununla birlikte kendi üniversitesinin diplomasına yabancılaşmak üzere olan bir ülkede olduğumuz gerçeğinin önümüze koyduğu Meslek öncesi seviye tespit sınavları ya da Yetkin Mühendis kavramlarının iyi anlaşılması ve birilerinin siyasi rantına malzeme edilmemesi gerekmektedir. Bu konuda yapılacak bir düzenleme olacak ise TMMOB‘ un onayı olmadan yapılmaması en doğru olanıdır.

Eğitim kavramının aslında beşikten mezara kadar süreklilik arz eden bir gerçeği vardır, bu gerçek ile birlikte Mühendislerin bilgilerin tazeleyebileceği ve sürekli bilgi anlamında besleneceği merkezler kurmak gerekir. Bu MİSEM‘ de olabilir, başka bir şeyde ... Meslek alanlarının sınırlarının belirlenmesi ve bu alanların korunması yolunda gerekli adımları meslek odaları tarafından hızla atılmalıdır.

Ülkemizde verilen lisans diplomalarının uluslar arası düzeyde tanınırlığı sağlanmalı ve bu amaçla eğitim programlarının akreditasyonunda yabancı akreditasyon kurumları yerine TMMOB‘ nin içinde yer aldığı MÜDEK (Mühendis Geliştirme Kurulu) çalışmaları yaygınlaştırılmalıdır.

Nitelikli ve yeterli sayıda öğretim üyesi yetiştirilmeli ve öğretim üyeliği saygın ve çekici hale getirilmelidir.

Bizleri kendi ülkemizde mülteci konumuna düşürecek Yabancı Mühendis Mimar Yasa Tasla... tekrar gündeme getirilmemelidir.

Mühendisler gibi biz öğrencilerin sorunlarının da toplumun sorunlarından ayrılmayacağı bilinciyle, ülkeye Pazar, devleti tüccar, yurttaşı müşteri konumuna getirmeyi amaçlayan tüm saldırılara karşı, TMMOB‘ nin unutulmaz başkanı Teoman Öztürk‘ ün sözleriyle diyoruz ki " yüreğimizdeki insan sevgisini  ve yurtseverliği, baskı ve zulüm yöntemlerinin söküp atacağının bilinci içinde, bilim, tekniği, emperyalizmin ve sömürgecilerin değil; emekçi halkımızın hizmetine sunmak için her çabayı güçlendirerek  sürdürme yolunda inançlı ve kararlıyız.

Herkes Farklı Herkes Eşit.                 

Üniversiteler Üniversite Bileşenlerinindir.

Eşit, Parasız, Demokratik, Bilimsel, Anadilde Eğitim İstiyoruz.

Yaşasın Özerk ve Demokratik Üniversite Mücadelemiz.

Yaşasın EMO Öğrenci Üye Örgütlülüğü.

07. Ekim. 2007, Ankara

 

Dosyalar

EMO IV. Öğrenci Üye Kurultayı Sonuç Bildirgesi (49 KB)



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 1654


Tüm Sempozyum Haberleri

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.