|
Şubemizin de bileşeni olduğu Hasankeyf'i Yaşatma Girişimince 10 Nisan 2009 tarihinde Şubemizde bir basın açıklaması düzenlendi.Basın açıklamasında girişim üyelerince, Ilısu Baraj Projesindeki son durum ile baraj hakkında dava süreci ve sonuçları basın organları ile paylaşıldı.Basın açıklamasının metnini yazımızın devamında okuyabilirsiniz.
10.04.2009 tarihli basın toplantısında ele alınan konulara ilişkin bilgilendirme Ilısu Barajı Projesinde son durum Ilısu Barajı ve Hidroelektrik Santralı Projesine Mart 2007‘de kredi teminatı veren Avusturya, Almanya ve İsviçre hükümetleri, Türkiye‘nin yerine getirmesi gereken 153 şarttan oluşan ek sözleşmeyi açıktan ihlal ettiği için bu üç hükümet 23 Aralık 2008 tarihinde projeyi 180 günlük süreliğine askıya almışlardır. Böylece Ilısu konsorsiyumu tarafından Ilısu köyü çevresinde yeni başlatılan inşaat çalışmaları durdurulmuştur. Aldığımız son bilgilere göre Avusturya, Almanya ve İsviçre hükümetleri Ilısu projesinden geri çekilip çekilmiyeceklerine dair kararı 6 Temmuz 2009‘da açıklayacaklardır. Aralık ayında projenin askıya alınmasından sonra DSİ ve Ilısu konsorsiyumu, olayın ciddiyetini anlayarak yeniden alel acele bir anket ve alan çalışması yaparak bazı plan ve projeler hazırlayıp üç Avrupalı hükümetlere sunma çabasına girmiştir. Türkiye bunun yanında tüm şantaj politikalarını devreye sokarak kredi teminatının geri alınmaması için çaba göstermektedir. Mayıs ayının başında 153 şartın uygulanıp uygulanmadığını izleyecek uluslararası uzmanlar komitesi (CoE) Türkiye‘de, özellikle de bölgemizde, incelemelerde bulunacaktır. Kararın 6 Temmuz‘dan önce Haziran ayında üç Avrupalı hükümet tarafından verileceğini beklemekteyiz. Önümüzdeki iki ayı bizim çok kritik aylardır. Ilısu projesinin bir an durdurulması için doğa, kültür, insan ve barış taraftarı tüm insanlar hareket geçmesi gerekmektedir. İlke Kararı: Allianoi girişimi ile parallelik içinde 2006 yılın Aralık ayında açtığımız bir dava da kısmen olumlu sonuçlandı: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu‘nun Resmi Gazete‘nin 27.10.2006 tarihli sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren 04.10.2006 tarihli ve 717 sayılı "Baraj alanlarından etkilenen taşınmaz kültür varlıklarının korunması" ile ilgili ilke kararının 2. ve 3. maddelerinin iptali için açılan dava kabul edilmiştir. Bu dava sonucunda kültür varlıklarının taşınması veya sular altında bırakılması DSİ‘den alınarak bölge koruma kurullarına bırakılmıştır. Ancak 7 Nisan 2009 tarihli resmi gazetede 20/03/2009 tarihli yeni bir ilke kararı çıkarılarak kültür varlıkların korunmasına karar verecek bir heyetin oluşturulmasına karar verilmiştir. Bu heyetin kimler tarafından oluşturulacağı veya kimler olacağı belirtilmemiştir. İlke kararındaki 2. ve 3. maddelerde de herhangi bir değişiklik olmamıştır. Su Mahkemesi: 10-14 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul‘da Latin Amerika Su Mahkemesi ve Heinrich Böll vakfının organizesi ile ‘İstanbul Su Mahkemesi‘ gerçekleştirilmiştir. Bu temsili mahkemede Türkiye‘den üç baraj projesi (Ilısu, Yusufeli ve Munzur barajları), Meksika ve Brezilya‘dan birer olmak üzere beş proje görülmüştür. Jüri üyeleri Türkiye‘den Peli Batu, Emel Kurma ve Dilek Kurban, Avrupa‘dan David Barkin, Alexandre Camanho de Assis, Silke Helfrich ve Maurits Groen kişilerinden oluştu. Davaların sonucunda yapılan ele alınan projelerinin durdurulması gerektiği sonucuna varıldı. Hasankeyf‘i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajının getireceği yıkımlarından dolayı çok sorunlu bir baraj olduğu ve tamamen durulması gerektiği kararı alınarak, Hasankeyf‘in UNESCO kapsamına alınması yönelik bir çağrı yapıldı. Alternatif Su Forumu: Hasankeyf‘i Yaşatma Girişimi olarak içersinde yer aldığımız Suyuma Dokunma Kampanyasının düzenlediği Alternatif Su Forumu Türkiye‘den ve dünyanın farklı ülkelerinden yaklaşık bin kişinin katılımıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi‘nin Santralistanbul kampüsünde 20-21-22 Mart 2009 tarihlerinde gerçekleştirildi. Forumda 15 seminer, 17 atölye ve 3 film gösterisi yapıldı. Alternatif Su Forumu İstanbul‘da düzenlenen 5. Dünya Su Forumunun toplumsal hareketleri dışlayan ve su kaynaklarının özelleştirme sürecine açılmasını amaçlayan girişimlerine karşı, suyun bir insan ve yaşam hakkı olduğunu ve herkesin kamusal mülkü olarak görülmesi gerektiği üzerinden yola çıktı. Baraj karşıtı hareketler, çevre platformları ve dernekleri, insan hakları kuruluşları, kadın hareketleri, iklim değişiklikleri hareketleri, çeşitli ilerici belediyeler ve siyasi partiler bu forumda yer aldı. Alternatif Su Forumu 22 Mart‘taki sonuç asamblesinde, uluslararası su hareketlerinin 19 Mart‘ta Türkiye‘den bir çok kuruluşlar ortak şekilde kararlaştırdığı sonuç deklarasyonunu kabul etti. 2006 yılında çıkarılan Meksika Su Deklarasyonu‘nun devamı niteliğinde olan bu deklarasyonda, Türkiye‘nin su kaynakları yönetimi politikasi eleştirlip özellikle Yortanlı, Ilısu, Yusufeli ve Munzur gibi yıkım getiren barajların bir an önce durulması gerektiği de dile getirildi. Alternatif Su Forumu ve Dünya Su Forumu‘nda Ilısu projesi en çok ön plana çıkan noktalardan biriydi. Dünya Su Forumu‘nda Ilısu projesi sürekli Türkiye‘nin karşısına çıkan bir olguydu. Bu da Ilısu projesinin ne kadar sorunlu, yıkıcı ve tehlikeli bir proje olduğunu ve bundan dolayı da dünyada tanındığını göstermektedir. Baraja Neden Karşıyız: Ilısu Baraj projesi ile 12 bin yıllık tarihe sahip antik kent Hasankeyf‘in ve 300‘e yakın tescilli höyüğün yok olmasına, resmi rakamlara göre 55 bin insanın göç edip yoksullaşmasına, binlerce hayvan ve bitki türlerinin bulunduğu Dicle vadisinin ekosisteminin bozulmasına neden olacaktır. Kısacası Ilısu baraj projesi kültürel, sosyal, tarihi ve çevre açısından yıkım getiren bir barajdır. Ilısu Barajının bölgeyi kalkındıracağı iddiası gerçekçi değildir. Hasankeyf‘i Yaşatma Girişimi Adres: İstasyon Cad. Sümerpark Kampüsü Yerel Gündem 21 Evi/ Diyarbakır Tel: 0412 226 66 73 Fax: 0412 226 66 72 http://www.hasankeyfgirisimi.com/ hasankeyfgirisimi@gmail.com
|
Tanıtım
DİYARBAKIR ŞUBE
ELEKTRİK TESİSLERİNDE TOPRAKLAMALAR EĞİTİMİ DÜZENLENDİ.
