MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ANTALYA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 ANTALYA   BURDUR   ISPARTA 
 

 
FORMLAR
 
ÖLÇÜM BASVURU DİLEKCESİ
 
ÜYELİK
 
SMM
 
TEMSİLCİLİKLER
 
İŞ VE ELEMAN ARAYANLAR
 

EMO Antalya Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 24

Tüm Sayılar

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

HİDROELEKTRİK SANTRALLER ELE ALINDI.



 
Şube Başkanı İlhan METİN'in konuşmacı olarak katıldığı Türkiye Ormancılar Derneği Antalya İl Temsilciliği ve TMMOB Orman Mühendisleri Odası Batı Akdeniz Şubesi iş birliğiyle AKM'de "Hidroelektrik santrallerinin ekolojik, hukuki ve sosyal boyutu" konulu panel düzenlendi. Enerjide dışa bağımlılığı azaltarak, ülke refahına en yüksek katkının sağlanacağını ifade eden İlhan METİN, 'Kaynak çeşitliliğine, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmeli, çevre üzerindeki etkisi en aza indirgenmeli ve enerji, verimli bir şekilde üretilip tüketilerek kamu yararı gözetilmeli' dedi. Açıklamanın tam metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
 

Şube Başkanı İlhan METİN, Türkiye‘nin enerji politikasının temel hedefinin enerji ve tabii kaynakları verimli, güvenli ve çevreye duyarlı şekilde değerlendirmek olması gerektiğini söyledi.

Enerjide dışa bağımlılığı azaltarak, ülke refahına en yüksek katkının sağlanacağını ifade eden Metin, ‘Kaynak çeşitliliğine, yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına önem verilmeli, çevre üzerindeki etkisi en aza indirgenmeli ve enerji, verimli bir şekilde üretilip tüketilerek kamu yararı gözetilmeli‘ dedi.

Sadece ticari kaygılarla planlanmadan hidroelektrik enerjisi üretiminin gerekliliğine inandıklarını kaydeden Metin, ülkenin kendi kaynaklarını etkin şekilde kullanması gereğine inandıklarını sözlerine ekledi.

İlhan METİN konuşmasının devamında;"TEİAŞ tarafından yayınlanan 2009 yılı faaliyet raporunda Ülkemizde 2009 yılı içerisindeki toplam elektrik enerjisi üretimi 195.624.897.644kWh, toplam elektrik enerjisi tüketimi ise 194.079.063.911kWh olarak gerçekleştiği açıklanmıştır. Üretim ve tüketim arasındaki fark enerjiyi verimli bir şekilde kullanamadığımızın ve kayıpları önleyemediğimizin açık kanıtıdır.

Aynı ülke genelinde olduğu gibi ilimizde üretilen elektrik enerjisinin %56,79 u tamamen dışa bağımlı olduğumuz doğalgazdan, %43,21‘i ise yenilenebilir (hidrolik) kaynaklardan karşılanmaktadır.

İlimizin;

2009 yılı toplam elektrik enerjisi üretimi  :  4.058.875.909 kWh,(4.058 GWh)

2009 yılı toplam elektrik enerjisi tüketimi :  5.234.229.959 kWh,(5.235 GWH)

olarak gerçekleşmiştir.2009 yılı üretimlerinin 2.033 GWh‘ı hidrolik kaynaklardan, 2.024 GWh‘lık bölümü ise doğalgaz santrallerinden elde edilmiştir. 2009 yılında ilimizdeki toplam üretim miktarı 4.058 GWh olmasına rağmen ilimiz toplam tüketiminin hala karşılanamadığı ve il dışından enerji almak zorunda kaldığımız görülmektedir.

2009 yılı puantı  : 1.179, MW   olarak ölçülmüştür.

İlimiz sınırları içerisinde lisansı alınmış, lisans için müracaat edilmiş ve yeni planlanan olmak üzere toplam 84 adet HES projesi mevcut olup bunların toplam kurulu gücü 950MW‘tır. Tüm bu hidrolik kaynaklar değerlendirildiği ve işletmeye alınabildiği takdirde sadece hidroelekrik santrallerin toplam kurulu gücü işletmede bulunan mevcut HES‘ler le birlikte toplam 1.662,50MW olacaktır ki bu miktar ilimizin bugün ki elektrik enerjisi ihtiyacını tamamen karşılayabilecek ve bizi dışa bağımlı olmaktan kurtaracak bir değerdir.

Doğalgaz dışındaki termik üretimlerin karbondioksit emisyonu sorunu vardır. Kyoto Protokolü ile de salınımları sınırlandırma zorunluluğu gelmektedir. Yerli linyit kaynaklarımızı düşük salınımla kullanmanın yolunu bulmazsak, geriye hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, biogaz vb. gibi "yenilenebilir", yani kullanmakla sonunu getiremeyeceğimiz kaynaklar kalmaktadır.

Doğalgazın elektrik enerjisi üretimindeki payını düşürmek adına, en ucuz, en uygun ve yüksek potansiyelli yerli çözümün su (hidrolik) kaynaklarımızı etkin kullanmak olduğu aşikardır. Rüzgar ve güneşle üretilebilecek enerji, -kısa vadede- suya göre çok daha küçük olduğundan sudan vazgeçmek mümkün değildir. Fotovoltaik güneş ve rüzgar yatırımlarının neredeyse tamamı ithalata dayalıdır.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) Haziran 2010 verilerine göre, halen devam eden 494 adet hidrolik kaynaklı enerji yatırımı mevcuttur. Toplam kurulu lisans gücü 13.500 MW olan bu santraların hedeflenen yıllık ortalama lisans üretimleri toplamı, 50 Milyar kWh civarındadır. Türkiye‘nin 2010 planlanan üretimi 200 Milyar kWh düzeyindedir. Devam eden hidrolik yatırımları tamamlandığında, teorik olarak lisansları kadar üretim yapsalar dahi üretimin ancak % 40 kadarını sudan üretmiş olacağız, doğalgazı da ancak 1/3 ‘e indirmiş olabileceğiz gibi görünüyor.

ÇED raporu, yatırım kararında en önemli süreçlerden biridir. Elektrik enerjisi kullanmanın vazgeçilmez konforu yanında, üretimi sırasında dünyamıza vermek zorunda kaldığımız zararı inkâr edemeyiz. Yaşanabilir bir dünya istediğimiz, elektrik enerjisiz de yapamadığımıza göre; ekonomiklik ve çevresel etki eğrilerinin optimum noktasında enerji yatırımı kararını almak durumundayız.

HES yatırımlarının ÇED raporu sürecinde tüm olumsuz etkiler konunun tüm taraflarının katılımıyla değerlendirilmelidir.. "75 km nehir vadisinde ardı ardına 24 adet tünel tipi HES", "can suyu tabir edilen, doğal yatağa bırakılan suyun yetersizliği",  "vahşi hayvan yaşamının dikkate alınmaması", "beton imal etmek için taşocağı kurulması", "hafriyat dökümündeki sorunlar" gibi basına da yansıyan şikayetler, ÇED raporunun savsaklanamayacağını göstermektedir. Devam eden 500 ‘e yakın HES‘ in 380 kadarı 30 MW‘ın altındaki güçlerdeki akarsu tipi HES‘lerdir. Antalya, Burdur, Isparta bölgesinde EPDK tarafından lisanslandırılmış otuz kadar HES yatırımı başlamış yada başlayacaktır. Dört adedi Isparta‘dadır. Başvurusu EPDK‘ca uygun bulunmuş, ancak henüz lisans almamış, Isparta‘da iki, Antalya‘da üç yatırım mevcuttur. DSİ ile su kullanım anlaşması yapmış ancak EPDK‘ ya başvurmamış 54 adet yatırımın olduğunu biliyoruz. Bölgemizde toplam 44,32 MW gücünde beş adet nehir tipi HES de inşaatı tamamlanarak üretime başlamıştır.

Proje İçin Seçilen Alanlarda Bütüncül Havza Esaslı Analize Dayalı Planlama Yapılmalıdır
• Su ekonomik değeri yüksek olmasına rağmen kaynak veya ticari bir mal değil, herkesin yaşamını sürdürebilmek için ulaşmaya hakkının olduğu doğal bir varlık, ekolojik sistemin bir parçasıdır.

Sorunların çözümü için öneriler şöyledir:

· Proje yapılacak alanlarda bütüncül havza esaslı analize dayalı planlama yapılmalıdır. HES projelerinin çevresel etkileri değerlendirilirken aynı akarsu üstünde yapılması planlanan projelerin toplam etkileri göz önünde bulundurularak ekolojik ağırlıklı bir değerlendirme yapılmalıdır.

· Projeler hazırlanırken yerel halk bilgilendirilerek görüşleri alınmalıdır. Yöre halkının ve ilgili STK‘lar projelerin her aşamasında sürece dahil edilmelidir.

· Akarsu yatağına bırakılacak suyun belirlenmesinde ulusal bir yöntem geliştirilmelidir. Bu yöntem belirlenirken her akarsuyun kendi karakteristikleri ve çevresindeki ekosistemin özellikleri göz önünde bulundurulmalı ve bilimsel çalışmalara dayandırılmalıdır. Cansuyunun bırakılmasını ve zamanlamasını hangi kurumun kontrol edeceği ve yaptırım mekanizmaları netleştirilmelidir. İlgili kurum ve bağlı taşra teşkilatı yönetmelik ile yetkilendirilerek görevlendirilmelidir.

· EPDK, DSİ Genel Müdürlüğü ve Orman Genel Müdürlüğü gerekli izinleri vermeden mutlaka ilgili yerel kurum ve kuruluşlara bilgi vermeli ve ilgili kurumlardan görüş istemelidir. İlgili merkezin, yerel kamu ve STK‘ların vereceği görüş dikkate alınmalıdır.

· Proje Tanıtım Dosyaları ve ÇED çalışmaları ölçüme dayalı yapılmalı ve uygulanabilir tedbirler konulmalıdır. HES projelerinden etkilenebilecek olan tarihi, kültürel ve doğal varlıklar belirlenerek Bölge Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarına bildirilmelidir.

· Söz konusu işler kapsamında DSİ ve şirketler tarafından karşılıklı imzalanmış olan Su Kullanımı Hakkı Anlaşması‘nda "şirket yükümlülüklerinde belirtilen inşa edilecek tesisler ve yerleri ile ilgili olarak olumsuz bir durumun ortaya çıkması halinde yalnızca şirket sorumludur" ifadeleri gereğince HES inşaatları kapsamında ilgili firmalarca her türlü önlem zamanında alınmalı ve denetimi ilgili kurumlar tarafından takip edilmelidir.

Ülkemizin acil olarak enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtulmak üzere çareler üretmesi gereklidir.. Ülkemizin enerjide önceliği enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynakları olmalıdır. Ondan sonra Usulüne uygun yapılan HES ler gelmelidir.

Enerji Tasarrufu

Avrupa‘da enerji talebinin artmadığı ülkeler mevcuttur. Bunlar Türkiye‘den farklı olarak, nüfus artış hızı düşük yada negatif, sanayileşmesini büyük ölçüde tamamlamış, enerji tasarrufu yöntemlerini çok ciddi kullanan ülkelerdir. Ülkemizde yasalarla özendirilmeye başlanan, enerji verimliliği ve tasarrufu uygulamaları, enerji talebinin karşılanmasında, yeni santral kurmak kadar önemlidir. Özellikle ısıtma-soğutma için kullandığımız enerji ile mevcut sistemdeki kayıp kaçak oranlarının kabul edilebilir sınırlara düşürülmesi konularında, üzerine sorumluluk düşen, yerel ya da merkezi tüm kurumların ilgili yönetmeliklerin uygulamalarına destek vermeleri bir görev olarak kabul edilmelidir.

Kamu yararı gözeten, çevresel etkileri hesaplanan ve yörede yaşayanların görüşlerini  dikkate alınan , sadece ticari kaygılarıyla planlanmayan HES‘lerden elektrik enerjisi üretiminin kesin gerekliliğine inanmaktayız." diyerek konuşmasını tamamladı.

Panelde, İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Prof. Dr. Doğan KANTARCI, hidroelektrik konusunun trajikomik bir hale geldiği söyledi. Türkiye‘nin su kaynaklarının sınırlı olduğuna dikkati çeken Kantarcı, ülkedeki üretilen enerjinin sadece yüzde 35‘inin yurt içinde üretildiğini kaydetti.

Türkiye‘deki kaynakların sadece ülke içinde kullanılması gerektiğini savunan Doğan KANTARCI, bu yapılırken de çevresel etkenlere dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Akdeniz Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülser Öztunalı KAYIR ise, hidroelektrik santrallerinin yaşamı tehdit ettiğini savundu. KAYIR, baraj yapımı için bugüne kadar dünyada 40-80 milyon kişinin yerlerinden edildiğini, küresel ısınmaya neden olan sera gazlarının yüzde 28‘e varan bir bölümünün de baraj göllerinden türediğini bildirdi.

KAYIR, HES‘lerin çevreye ve doğal yaşama verdiği zararları, su kaynakları, doğa ve tarihsel alanları korumaması, doğal kaynakları pazar malına dönüştürmesi ve planlanandan çok daha az enerji üretimi gerçekleşmesi nedeniyle tepkilerle karşılandığını ifade etti.

Orman Mühendisleri Odası Batı Akdeniz Şubesi Başkanı Gürel ŞİRİN ise, suyun sınırlı bir kaynak olduğunu ve mutlaka verimli şekilde kullanılması gerektiğini söyledi.

Suyun şirketlere satılması sonucunda köylünün tarlasını, bahçesini suladığı suya sayaç takılacağını anlatan Şirin, evlerdeki su sayaçlarının kontörlü sayaçlarla değiştirilerek, para olmadığında suların otomatik olarak kesilmeye başlayacağını öne sürdü.



TMMOB BAŞKANI EMİN KORAMAZ`IN ÜYELERİMİZE SESLENİŞİ

11.05.2020
 


Çok Okunanlar


23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI ÇELENK SUNMA TÖRENİNE KATILIM SAĞLANDI

EMO 48. DÖNEM IV. KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI

ÜYEMİZE MESLEKTE 25. YIL PLAKETİ TAKDİM EDİLDİ

ASANSÖR VE ELEKTROMEKANİK TAŞIYICILAR KOMİSYONU TOPLANDI

RAMAZAN BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN

EMO ANTALYA ŞUBESİ 16. DÖNEM I. KOORDİNASYON KURULU TOPLANTISI

TMMOB ANTALYA İL KOORDİNASYON KURULU SEKRETERİ ŞABAN TAT OLDU (26 MART 2024)

YANGINLAR ÖNLENEBİLİR AFETLERDİR (03 NİSAN 2024)

TELEFERİK KAZASI HAKKINDA BİLGİLENDİRME

EMO VE MMO ANTALYA ŞUBELERİ ORTAK BASIN AÇIKLAMASI: “TELEFERİK KAZASI HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME”

Okunma Sayısı: 1454


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.