2015 2013 2011 2009 2007 2005

   · ETKİNLİK Giriş Sayfası

I.ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE KALİTESİ SEMPOZYUMU SONUÇ BİLDİRİSİ...


Ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen Enerji Verimliliği ve Kalitesi Sempozyumunun 1. si; Elektrik Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi’nin girişimi ve sekreteryası ile, Kocaeli Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi’nin destekleriyle 17-18 Mayıs 2005 tarihlerinde yapılmıştır. Sempozyum, İzmit’in güneydoğusunda Kartepe olarak bilinen dağın zirvesinde bu yıl hizmete açılan, İzmit Kartepe Green Park Resort Hotel’de yaklaşık 350 izleyicinin katılımıyla ve yoğun bir ilgiyle izlenmiştir.

Bu ilk sempozyumda; 72 adedi sözlü sunum, 32 adedi poster sunum olmak üzere toplam 104 adet bildiri başvurusunda bulunulmuş, bunlardan 60 adet sözlü sunum, 19 adet poster sunum olmak üzere toplam 79 adet bildiri, bilim kurulunca kabul edilmiştir.

Sempozyum boyunca 60 adet sözlü bildiri 12 oturumda, 19 adet poster sunum 2 oturumda sunulmuştur. Davetli konuşma olarak 1 adet çağrılı bildiri ve ayrıca ana sponsor firmalarca 6 adet çağrılı bildiri sunumu yapılmıştır. Bu sunumları hazırlayanların sayısı 157 olup, dağılımı 16 farklı üniversite, 6 resmi kurum, 6 özel şirket şeklindedir. Bildiriler, enerji kalitesi ve enerji verimliliği ana başlıkları altında sunulmuştur.

Sempozyumda, “Elektrik Şebekelerimizdeki Enerji Kalitesi ve Enerji Kalitesizliğinin Ülke Ekonomisine Maliyeti” ile “Enerji Sektöründeki Özelleştirmelerin Yatırımlara ve Hizmet Kalitesine Etkileri” konulu 2 adet panel gerçekleştirilmiştir. 1. panel 168 katılımcı ile, 2. panel ise 128 katılımcı ile izlenmiştir. Bu panellerde, panel yöneticileri dahil toplam 10 panelist yer almıştır. Ayrıca sempozyum bünyesinde düzenlenen sergide, sponsorlar dahil 5 kuruluş yer verilmiştir.

Enerjinin üretiminden tüketilmesine kadar bütün aşamalarında kalitesi ve verimliliği, gerek enerji kaynaklarının daha ekonomik kullanımı gerekse çevreye ve tüketiciye olumsuz etkisinin en az düzeye indirilmesi bakımından, ülkemizde ve bütün dünyada hayati öneme sahiptir. Ülkemizde, bu konuda yapılmış olan çalışmaların yetersizliği ve konunun iyi irdelenmemiş olması nedeniyle, bu sempozyum konunun enine boyuna tartışılması açısından önemli bir fırsat olmuştur.

Düzenlenen sempozyumun amacı, enerji kalitesi ve enerji verimliliği başlıkları altında ülkemizde bu konularda yapılmış çalışmaların paylaşılarak tartışılmasını sağlamak ve enerji politikalarını kamu penceresinden irdelemektir.

Bunun yanında, enerji konusundaki akademik çalışmaların ve teknolojik verilerin doğru kitleye ulaşmasını sağlayarak bilgilendirme ve tartışma ortamı yaratmak, bu çalışmaların sanayi ve teknoloji faaliyetlerine katkısını ortaya çıkarmak ve tarafları buluşturarak ortak çalışma alanlarını geliştirmek gibi…, üniversite-sanayi işbirliği yönüne de son derece önem verilmiştir.

Ayrıca, kamu yararı ve ulusal çıkarlar doğrultusunda ülkemiz enerji politikalarının bütün boyutlarıyla tartışılmasını sağlayarak, akla-bilime ve toplum yararına dayalı doğru politikaları oluşturmak ve bu konuda sorumluluğu olan sanayici, siyasetçi, bürokrat, bilim adamı, akademisyen, tüketici ve aydın kitleye gerekli mesajı vermek, sorumlulukları hatırlatmak yönünde elde edilen sonuçları yetki ve karar sahibi kişi-kurum-kuruluşlara iletmek sempozyumun ana hedefleri arasındadır.

1970'li yıllarda yaşanan petrol krizi sonrasında dünyanın enerjiye bakış açısı değişmiş, enerji tasarrufu ve enerjinin verimli kullanılması konusu ülkelerin gündemine gelmiştir. Dünyada enerji tüketiminin bu haliyle devam etmesi halinde ise, 2020 yılında fosil yakıt kaynaklarının yarısının tüketilmiş olacağı bilim çevrelerince tahmin edilmektedir. Bu nedenle, enerji verimliliği, enerji tasarrufu ve enerji kalitesi konuları öncelikli olarak ele alınmalıdır.

Enerji verimliliği; enerji kaynaklarının ve enerjinin üretiminden tüketimine kadar tüm safhalarında en yüksek etkinlikte değerlendirilmesi demektir. Enerji tasarrufu ise, günlük aktivitelerimizde ve iş gücümüzde herhangi bir azalma olmadan enerjiyi verimli kullanmak, israf etmemektir. Aynı işi daha az enerji kullanarak yapmaktır.

Enerjinin verimli kullanılmasının getireceği fayda; tek bir bireyin, konutun ve sanayi kuruluşunun çabasıyla değil, ancak ülke genelinde yapılacak toplu uygulama ve düzenlemelerle olanaklıdır. Ekonomik-sanayi gelişmeyi ve yaşam düzeyini engellemeden, kalite ve performansı düşürmeden enerji ihtiyacını en aza indirmek, ancak enerjinin tasarruflu ve verimli kullanılması ile mümkündür.

Enerji kalitesi açısından baktığımızda; ülkemiz YG-AG elektrik şebekelerindeki yaşanan teknik sorunlar, şebeke yatırımları, üretim santrallerinin çalışma performansı ve şebeke üzerindeki etkileri, elektrik kesintileri ve nedenleri, harmonik problemleri, enerjide sürekliği ve devamlılığı engelleyen unsurlar, kayıp ve kaçakların enerji kalitesi üzerindeki etkileri, cihaz seçimi ve kullanım standartları, ulusal ve doğal kaynakların verimli kullanılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi vb. konular planlama ve eşgüdüm ulusal düzeyde ele alınmalıdır. Sempozyum süresinde gerek sunulan bildiriler gerekse panellerle enerji kalitesi enine boyuna irdelenmiş, bu konuda doğru ve etkili bir devlet politikası oluşturulması ile bir an evvel teknik ve hukuki tedbirler alınması gerektiği görüşleri ağırlık kazanmıştır.

Ülkemizde 2004 yılında üretilen 149.608 milyar kWh elektrik enerjisinin %69,13'ü termik kaynaklardan, % 30,77'ü hidrolik kaynaklardan, kalan % 0,1’i ise rüzgar ve jeotermal kaynaklardan elde edilmiştir. Üretilen 149.608 milyar kWh elektrik enerjisinin % 28’i kayıp ve kaçak olarak kullanılamamış, ancak 116.561 milyar kWh’i tüketilebilmiştir. Tüketilen enerjinin % 45,81’i sanayide, % 22,93’i konutlarda, % 12,63’i ticarethanelerde, % 3,2’si genel aydınlatmada, % 4,46’sı resmi dairelerde ve kalan 10,97’si ise diğer tüketici gruplarında gerçekleşmiştir. (Kaynak: DİE-2004 yılı raporundan)

Ülkemizde son 20 yıldır uygulanan IMF ve Dünya Bankası politikaları, iktidar değişikliklerine rağmen tüm hızıyla devam etmektedir. Liberal ekonominin gereği diye ülkemize ve halkımıza dayatılan özelleştirmelerle kamu kaynaklarının yok pahasına satıldığı, çalışanların işsiz bırakıldığı ve çok uluslu yabancı şirketlerin pazarı haline getirildiğimiz bir süreçten geçiyoruz.

Enerjide, AKTAŞ, ÇEAŞ, KEPEZ … gibi örnekler ve özelleştirme politikalarının sonuçları bu kadar ortada iken, üretim santralları ve dağıtım şebekelerinin hızla özelleştirilmesi politikaları terk edilmelidir. Her alanda olduğu gibi enerjide de sosyal devlet anlayışı içerisinde yürütülmekte olan devlet işletmeciliğini tasfiye etmek, bu alanların özel tekellerin eline geçmesine neden olacaktır.

Doğal kaynaklar bakımından zengin rezervlere sahip ülkemizin enerji üretimindeki dışa bağımlılığı, yenilenebilir enerji kaynaklarını yeterince kullanmayışımız, Yİ ve YİD modeli ile kurdurulan özel santrallerle yapılan (tahkime dayalı ve al ya da öde koşullu) pahalı anlaşmalar, elektrik üretim ve dağıtım şirketlerinin yeniden özelleştirme programına alınması, beyaz (!..) enerji operasyonları, ihalelerde yabancılara çoğunluk payı kolaylığı sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılmaya çalışılıyor olması, işletme hakkı devri mi?, mülkiyet satışı mı? tartışmaları ve yatırımsız-verimsiz-kayıp/kaçağı %20’lerin üzerindeki elektrik şebekesi durumu ortaya koymaya fazlası ile yetiyor.

Hükümetlerce çıkartılan ve çıkartılmaya çalışılan yasalarla, sosyal hukuk devletinin gereği olan ve kamu hizmeti olarak verilmesi gereken enerji, haberleşme, ulaşım, eğitim ve sağlık gibi… hizmetlerin pazara açılması ve ticarileştirilmesi, sosyal ve ekonomik yıkımları da beraberinde getirecektir.

ÖNERİLER :

Elektrik enerjisi depo edilemezliği nedeniyle üretildiği anda tüketilmek zorundadır. Elektrik enerjisi hizmetinin, kaliteli, devamlı ve kesintisiz verilmesi esastır. Bu yüzden üretiminden, iletimine ve dağıtımına kadar merkezi bir planlamayı zorunlu kılar.

Enerji sektöründe ülke çapında merkezi planlama yapılması zaruri olup, aksi halde ülkemizde var olan enerji yönetim krizini daha da artacaktır.

Elektrik enerjisi üretimi, iletimi ve dağıtımı yapısı gereği doğal bir tekeldir. Bu özellik, elektrik enerjisinin bir kamu hizmeti olması gerçeğiyle birleştiğinde, kamu tekelinin zorunluluğu ortaya çıkar.

Enerji üretim, iletim ve dağıtım teknolojisinin dünyada ulaştığı boyut henüz aynı bölge içerisinde birden fazla iletim ve dağıtım şebekesi kurulmasına olanak vermemektedir. Bu da, elektrik enerjisinin iletim ve dağıtımında rekabete açık bir yapı olmadığı anlamına gelir ki, enerji özelleştirmeleri sadece yeni tekel firmalar yaratmaya yarayacaktır.

Elektrik enerjisi diğer tüm kamu hizmetlerinde olduğu gibi ticari karlılığıyla değil, toplumsal yararı ve katma değeri dikkate alınarak değerlendirilmelidir.

Enerji sektöründe tahrip edilen kamusal altyapı yeniden oluşturularak; Bakanlık ve bağlı kuruluşların merkezi bir planlama çerçevesinde koordinasyonu yeniden sağlanmalıdır.

Sektördeki özelleştirme uygulamalarına son verilerek koordinasyon, yetişmiş insan gücü, ekonomik kaynak ve ileri teknoloji politikalarıyla güçlendirilmiş kamu kontrolünde örgütlü ve etkin bir yapı oluşturulmalıdır.

Kamu yönetimindeki enerji kuruluşlarının, iyi bir yönetim modeli ile ve personel kalitesi artırılarak verimliliği artırılabileceği gibi, bilinçli ve planlı yatırımlar yaparak elektrik kesintisi ve kayıp enerji oranlarının düşürülmesi mümkündür.

Mevcut politikalar doğrultusunda, neredeyse tümüyle dışarıdan alınan doğal gazın, elektrik üretiminde bu denli yüksek oranda kullanılmasının getirdiği ve getireceği sonuçlar göz önüne alınarak, kaynak çeşitliliğine gidilmeli, ulusal kaynaklarımızı öne çıkaran, özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarımızı devreye sokan bir üretim politikası izlenmelidir.

Dağıtım şebekeleri yenilenerek; kayıpların azaltılması konuları öncelikle ele alınmalı, enerji tasarrufu ve verimliliği politikaları geliştirilerek uygulanmalıdır.

Enerji dağıtım kuruluşları halihazırda kar eden kuruluşlar olup, mülkiyet satışı veya işletme hakkı devri gibi yöntemlerle yapılacak özelleştirmeler kamu zararı doğuracaktır.

SONUÇ :

Meslek alanlarımız olan enerji, haberleşme ve bilişim, çağımıza damgasını vuran ve ülkemizin lokomotifi olan sektörlerdir.

EMO sempozyum türü mesleki organizasyonlarla sektörün, mesleğin ve meslektaşların sorunlarını gündeme getirmeye, bilimin ve teknolojinin halkımız ve ülkemiz yararına kullanılmasını savunmaya kararlıdır.

Üniversite-Sanayi işbirliğini geliştirme olanakları aranmalı ve değişik platformlarda ortak çalışma alanları oluşturulmalıdır.

EMO, akademik ve bilimsel çalışmaların sanayi ve teknoloji faaliyetlerine dönüştürülmesi yönünde ortamlar yaratarak, üniversite-sanayi işbirliğine katkı sağlamayı ve ortak çalışma alanlarını geliştirmeyi hedefler.

İlgili kurum ve kuruluşlar, enerji kalitesizliğinin ülke ekonomisine getirdiği kayıpların ekonomik boyutu üzerinde araştırmalar başlatarak bunların paylaşılmasını sağlamalı, sorunların giderilmesi için eylem planları oluşturulmalı ve gerekli kaynak mutlaka ayrılmalıdır.

EMO, bilimsel ve gerçeklere dayalı doğru politikaların üretilmesine çaba harcamaya, bu yönde siyasetçileri ve bürokratları bilgilendirerek ve uyararak üzerine düşen görevi yerine getirmeye kararlıdır.

Ülkemizde son 20 yıldır uygulanmakta olan enerji politikalarının ülkemizi dışa bağımlı hale getirdiği, enerjide yönetim krizi bulunduğu ve özelleştirme adı altında kamu kaynaklarının yağmalandığı gerçeği, sempozyum katılımcısı olan akademik ve sanayi çevrelerince de doğrulanmıştır.

Ülkemiz enerji politikaları dış yönlendirmeler ve siyasi kaygılarla değil, meslek örgütleri-sendikalar-üniversiteler ve sektör temsilcilerinin görüşleri alınarak ve bu kuruluşlara karar mekanizmalarında görev verilerek oluşturulmalıdır.

Gelişmişlik kişi başına tüketilen enerji miktarı ile değil, az enerji kullanarak çok ekonomik değer yaratabilmekle ölçümlenmelidir.

Uygulanacak ulusal verimlilik programları ile, ülkemiz kayıp-kaçak oranlarının gelişmiş ülkeler seviyesine düşürülmesi olanaklıdır.

Enerji kaynaklarının daha etkin kullanılması ile enerji yatırımlarının ve maliyetinin düşürülmesi sağlanacağı gibi, çevreye olan etkilerini de en az indirilmek mümkündür.

Enerji kaynaklarının aşırı ve bilinçsiz kullanımı çevre sorunlarını da beraberinde getireceğinden, hava kirliliği, ozon tabakasının delinmesi gibi insan yaşamını olumsuz etkileyecek temel sorunlara da neden olacaktır.

Ülkemizin de imzaladığı ve halen yürürlükte olan İklim Değişikliği Sözleşmesi (KYOTO Protokolü) ile sera gazlarının emisyon miktarlarının önümüzdeki dönemde azaltılması hedef alınmıştır. Bu hedefi gerçekleştirmenin bir yolu da enerjinin verimli kullanılmasından geçmektedir. Bunun için enerji üretim teknolojilerindeki gelişmeleri yakından takip etmekle birlikte, tüketicileri bilinçlendirme ve enerji tüketen ekipman-teçhizat seçiminde enerji tüketim kriterleri de önem kazanmaktadır. Aksi halde, taraf olduğumuz anlaşmaların ülkemize yaptırım olarak geri döneceği bilinmelidir.

Kirli ve atıl teknolojiler terk edilmeli, yerine verimli ve çevreyi koruyan teknolojiler seçilmelidir.

Ulusal kaynaklara dayalı, enerji kaynaklarını çeşitlendirici enerji politikaları üretilmeli ve uygulanmalıdır.

Alternatif enerji kaynakları özendirilmeli, kullanımı yaygınlaştırılmalıdır.

Dağıtım şebekelerinin yenilenmesi ve kayıpların azaltılması öncelikle ele alınmalıdır.

Enerji kalitesi ile ilgili kapsamlı bir ulusal standart oluşturulmalı ve dağıtım şebekelerinin ve elektriksel cihazların bu standartlara uygunluğu denetlenmelidir.

Enerji verimliliği ve kalitesiyle ilgili yapılan bu ilk sempozyumun sonuçlarının, mesleğimize ve ülkemize önemli katkılarının olduğu inancıyla, sempozyumun gerçekleşmesinde tüm emeği geçen, bildiri sunan, izleyici olarak katılan ve maddi ve manevi desteğini esirgemen kişi ve kuruluşlara katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

Basına, siyasetçilere, bürokratlara, tüm ilgililere ve kamuoyuna önemle duyurulur.

1.EVK SEMPOZYUMU

YÜRÜTME KURULU

Mayıs 2005-Kocaeli

 
Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.