Başkent Gözlemi/Aysel Kanber Hiroşima`ya atom bombasının atılmasının 74`üncü yıldönümüydü 6 Ağustos… Gündem aralarında kaldı Hiroşima… II. Dünya Savaşı`nda Hiroşima`ya yapılan atom bombası saldırısında 140 bin kişi, ardından Nagazaki`ye yönelik saldırıda ise 80 bin kişi yaşamını yitirmiş… Ve radyoaktivitenin etkisiyle yaşamlarını çeşitli sağlık sorunları ve buna bağlı olarak toplumsal dışlanmayla geçirmek zorunda kalan on binlerce insan… Gelecek kuşakları etkisi altına alan kanser hastalıkları… Geri dönüşü olmayacak şekilde zarar gören topraklar… Ama ne yazık ki tüm bu geçmişten ders almayan bir insanoğlu… ki; nükleer silahlanmadan vazgeçilmiyor… Gelinen noktada nükleer silahlar yine baskı ve tehdit aracı… Yıl 2019 ve ABD`nin yeniden nükleer füze üretme söylemleri endişelendiriyor… Nükleer silahları ortadan kaldırmak varken, nükleer silah sahibi olmak için yarışmak… Nükleer Karşıtı Platform (NKP), bir kez daha çağrıda bulunuyor… "2017 yılında Bi̇rleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu`nda kabul edilen Nükleer Silahların Yasaklanması Anlaşması, üye ülke parlamentoları tarafından da derhal imzalanarak nükleer savaş tehlikesine son verilmeli" diyerek… Nükleer silahlarla yürütülen savaşlar ve acı sonuçlarına rağmen nükleer silaha sahip olma çılgınlığına Türkiye`nin de kapıldığına dikkat çekiyor NKP… Nükleer santral teknolojisinin pahalı, riskli ve kirli olduğunun altını çiziyor ve Türkiye`nin bu anlamda ihtiyacının da bulunmadığına vurgu yapıyor Platform… Türkiye`nin enerji açığının olmadığının altını da çizen Platform, nükleer saptamalarını şöyle sıralıyor; "Türkiye`nin bugün enerji açığı olmadığı gibi tam tersine arz fazlası sorunu vardır. Dolayısıyla enerji politikalarıyla ilgisi olmayan tamamıyla siyasi bir tercih olan nükleer santrallere ülkemiz mecbur değildir. Enerji açığımız olsa dahi nükleer santraller büyük riskler barındırdıkları için bir alternatif olarak görülemez. Dünya nükleer santrallerden uzaklaşırken, Türkiye`de geleceğimizi tehlikeye sürükleyecek bir nükleer santral macerasına girilmesi kabul edilemez… Rusya menşeili Rosatom firması tarafından Mersin Akkuyu`da, gazetelere yansıyan haberlere göre "ağır ihmallerin olduğu" nükleer santral inşaatı hızla sürdürülmektedir. "İnşaatın temelinde çatlaklar oluştuğu, uygun olmayan zeminin deniz suyuyla dolduğu, Rusya`da soğuk hava şartlarına göre projelendirilen çalışmanın, Mersin gibi sıcak bir bölgeye uygun şekilde optimize edilmediği" iddia edilmektedir. Elektrik Mühendisleri Odası, çatlak iddiasıyla ilgili olarak Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı`na iki kez yazı yazarak bilgi istemiş, ancak hiçbir yanıt alamamıştır. Radyoaktif atık için kesin, bilinen, uygun ve kabul edilebilir bir arıtma yöntemi yoktur. Dünya üzerinde hiçbir yerde nihai depolama tesisi yapılamamıştır. Akkuyu Nükleer Santralı inşaatı derhal durdurulmalı… Tüm dünyaya ve TBMM`ye ve hükümete sesleniyoruz; insan eliyle yaratılan ölümleri durdurmak elimizde…" (Gözlem Gazetesi; 09.08.2019)
|