|
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasının ardından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun (İKK) da bileşeni olduğu İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 19 Ağustos 2019 tarihinde basın toplantısı düzenlendi. Halkın iradesinin atamalarla gasp edildiğine vurgu yapılan açıklamada, demokrasiden yana tüm kesimlere mücadele çağrısı yapıldı.
İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından kayyum atamalarına karşı yapılmak istenen basın açıklaması, İzmir Valiliği`nin kent genelinde ilan ettiği 10 günlük basın açıklaması, toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağının ardından DİSK Ege Bölge Temsilciliği`nde basın toplantısı şeklinde gerçekleştirildi. Toplantı öncesinde DİSK Ege Bölge Temsilciliği önünde toplanan yurttaşlar, kayyum atamasını ve valilik yasağını sloganlarla protesto etti.
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı`nın okuduğu ortak basın açıklamasında, atamalarla demokrasinin temel ilkelerinin ayaklar altına alığı belirtilerek, "Belediye başkanları hakkında yürütülen adli-idari soruşturmalar bahane edilerek yapılan bu gasbın, demokrasiyle ve hukukun üstünlüğü anlayışıyla bağdaşır hiçbir yanı bulunmamaktadır" denildi.
Yaşananların, iktidarın halk iradesine bakışının özetlediğine vurgu yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı kararlarının, halkın iradesinden üstün görüldüğüne dikkat çekilerek, "Halkın ezici çoğunluğunun Meclise, yargıya, adalete, basına inancı ve güveni oldukça zayıflamıştır. Yandaş olmayan yapı ve kurumlar ise etkisizleştirilmeye, kriminalize edilmeye, hatta pervasızca ‘terörist` olarak tanımlanmaya çalışılmaktadır" denildi. Seçimler anlamsızlaştırılarak, "artık yeter" diyen kitlelere çaresizlik duygusu aşılanmaya çalışıldığına değinilen açıklamada, şöyle denildi: "Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Eş başkanlarının görevden alınarak yerlerine valilerin kayyum olarak atanması, birçok şehirde aralarında belediye meclis üyelerinin, HDP-DBP üye ve yöneticilerinin de olduğu 418 kişinin gözaltına alınmasının temel amacı budur." OHAL döneminde yüze yakın belediyeye kayyum atandığı ve bu belediyelerde çalışan 3 bini aşkın kişinin işten atıldığına yer verilen açıklamada, şöyle denildi:
"Bir önceki kayyum dönemi yolsuzluklarını halkın gözleri önüne seren; sefahat, talan ve yağmadan ibaret yönetim anlayışını teşhir eden belediye başkanları görevden alınırken ileri sürülen temelsiz gerekçeler, seçmenlerin ve bizlerin gözünde yok hükmündedir. Halkın yüzde 50`den fazlasının iradesi ile seçilen başkanlara karşı gerçekleştirilen irade gasbı, rejimin faşist karakterini bir kez daha göstermiştir. Sandıkta kaybedileni demokrasi dışı yollarla gasp etmeye çalışmak, bunu alışkanlık haline getirmek, tek adam rejiminin siyasal ahlak düzeyinin de göstergesidir.
Kayyum politikası, ülkede demokrasiden, barıştan, emekten yana olan herkese verilmiş bir gözdağıdır. Kimsenin kendini halkın iradesi ve yargının yerine koyma hakkı yoktur. Halkla hiçbir bağı olmayan, halka karşı hiçbir sorumluluk duygusu taşımayan kayyumlar sadece demokrasiye değil, atandıkları yerel yönetimlere de büyük ve kalıcı zararlar vermektedir. Rejimin temel bir özelliği haline gelen sivil darbeciliği kabul etmedik, etmeyeceğiz.
Demokrasi, seçilmişlere saygı, hukuk ve adalete güven duygusu ‘sağlık` göstergesidir. Derinleşen ekonomik krizin geniş yoksul halk kesimlerinde yarattığı öfke tüm kışkırtmalara rağmen demokratik bir şekilde sandığa yansımıştır. Halkın iradesinin yok sayılması, derinleşen ekonomik krizle berabere işçi emekçi yoksul halklara bütünlüklü bir saldırı olduğunu ve ülke ciddi bir yönetememe krizine doğru iktidar eliyle sürüklendiğini görmekteyiz. Halkın iradesine kayyum atanamaz."
Basın toplantısı, tüm kutuplaştırma çabalarına rağmen demokrasiden yana tüm kesimlerin mücadeleye davet edilmesiyle tamamlandı.
|
Fotoğraflar |
|
|
|
|
|
|
|