MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

DEPREMİ UNUTMA, UNUTTURMA!



 
Gölcük merkezli olarak 17 Ağustos 1999 tarihinde yaşanan Büyük Marmara Depremi’nin 20. yılında başta TMMOB ve ilgili meslek odaları basın açıklamaları gerçekleştirdi. Depreme hazırlık konusunda ülkemizin 20 yıl öncesine göre daha iyi durumda olmadığına vurgu yapılan açıklamalarda, 7 milyon yapının risk taşıdığı belirtilerek, acilen bilimin, tekniğin ve doğanın sesine kulak verilmesi çağrısı yapıldı.
 

TMMOB`un depreminin 20. yılına ilişkin olarak 16 Ağustos 2019 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz imzasıyla yaptığı açıklamada, resmi rakamlara göre 18 binin üzerinde yurttaşımızın depremde hayatını kaybettiği belirtildi. 17 Ağustos`un doğal afetlerin büyük toplumsal felaketlere dönüşebildiğinin en acı örneklerinden biri olduğuna vurgu yapılan açıklamada, "Depremin yarattığı yıkımın ve yaşadığımız toplumsal travmanın büyüklüğüne rağmen, aradan geçen 20 yıl boyunca deprem gerçeği ile gerçekten yüzleştiğimiz, yeni depremlere hazırlanma konusunda mesafe kaydettiğimiz söylenemez" ifadelerine yer verildi. Çarpık kentleşen ve mühendislik hizmeti alamayan yapıların çoğunlukta olduğu bölgelerin depremlerden daha fazla etkilendiğine değinilen açıklamada, aradan geçen 20 yıl şöyle değerlendirildi:

"Afet riski olan yerleşim yerleri taşınmadı, binalarımız depreme dayanıklı hale getirilmedi, kent merkezlerinde deprem toplanma alanları oluşturulmadı, afet sonrası kriz yönetim senaryoları hazırlanmadı. Bütün bunlar yapılmazken, kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken ‘yapı denetim` sistemi tümüyle ticarileştirildi. Odalarımızın mesleki yeterlilik, eğitim, belgelendirme ve denetleme gereklilikleri yapı denetim süreçlerinden dışlandı. ‘İmar Barışı` adı altında projesi olmayan, hiçbir mühendislik hizmeti almamış kaçak yapılar ruhsatlandırıldı. 10 milyonun üzerinde kaçak yapının ruhsatlandırıldığı bu imar affıyla birlikte yapı stokumuzun proje uygunluğu ve deprem dayanıklılığı konusunda denetlenme ihtimali ortadan kaldırıldı."

Dayanıksız binaların yenilenmesi hedefiyle başlatılan kentsel dönüşümün inşaat firmalarına kaynak aktarılmasının aracı haline getirildiğine vurgu yapılan açıklamada, "Kent merkezlerinde bulunan afet toplanma alanı statüsünde park, bahçe ve meydanlar yapılaşmaya açılarak afet sonrasında yaşamı sürdürmeye olanak verecek güvenli alanlar ortadan kaldırıldı" denildi. Depreme hazırlık bakımından 20 yıl öncesine göre daha iyi durumda olmadığımıza dikkat çekilen açıklamada, acil atılması gereken adımlar ise şöyle özetlendi:

"Yapı denetimi sistemi TMMOB ve bağlı Odalar, üniversiteler ve ilgili kesimlerin katılımıyla kamusal bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir. Ülke genelindeki yapılar incelenerek riskli yapılar tespit edilip güvenli hale getirilmelidir. Uygun olmayan zemin ve arazilerdeki yapılar derhal boşaltılmalıdır. Tüm yaşam alanlarımız bilimin ve teknolojinin rehberliğinde, insanların ihtiyaçları doğrultusunda ve doğayla barışık biçimde yapılandırılmalıdır. Geçtiğimiz yıllar içinde ‘İmar Barışı` adı altında ruhsatlandırılan yapılar derhal denetlenmeli, kaçak yapılar hiçbir biçimde affedilmemelidir. Çıkarılan deprem yönetmelikleri geliştirilmeli ve harfiyen uygulamaya konmalı, yönetmeliklere aykırı tüm işlemlerin tesis edilmesi engellenmeli; Odalarımızın kamusal görevi olan mesleki denetim yetkilerini sınırlandırmaya yönelik düzenlemeler kaldırılmalıdır."

Deprem Riski Yükseliyor
Jeoloji Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu`nun 17 Ağustos`ta gerçekleştirdiği açıklamada ise 1999 yılında yaşanan depremin büyüklüğünün 7.4 olduğu hatırlatılarak, 20 yıl sonra 8 Ağustos 2019 tarihinde Denizli Bozkurt`ta meydana gelen 5.7 büyüklüğündeki depremde bile 100 aşkın konutun ağır hasar görmesi, 800`e yakın yapıda hasar oluşmasının; gerekli önlemlerin alınmadığının göstergesi olduğu vurgulandı. Afet zararlarını azaltıcı yasal düzenlemelerin bilimsel, teknik normlara ve uluslararası standartlara uygun yapılması gerektiğine işaret edilerek, İçişleri bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı`nın (AFAD) Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği`nde ülkenin jeolojik gerçekleri göz ardı edilerek hazırlandığı ve jeoloji mühendisliği hizmetlerinin dışlandığı vurgulandı. Kamuoyunun olası bir İstanbul depremine odaklandığına değinilen açıklamada, uzun zamandır sessizliğini koruyan ve enerji biriktiren Doğu Anadolu Fay Zonu`nun yer alan 11 il için uyarıda bulunuldu. 

"7 Milyon Yapı Riskli"
İnşaat Mühendisleri Odası ise açıklamasında, depremde bölgedeki yapıların yüzde 25`inin kullanılmaz hale geldiği hatırlatılarak, "depremin 20. yılında yapı stokumuz güvenli mi?" sorusunun yanıtı irdelendi. Ağır hasarlı binaların yalnızca kaçak yapılardan oluşmadığı, devlet dairler ve okullarında hasar aldığının belirtildiği açıklamada, şöyle denildi: 

"Temel sorun; plansızlık, çarpık kentleşme, yapı üretim sürecinin ve mesleki uygulamaların niteliksiz olmasının yanında, tüm ülke topraklarının inşaat sektörünün bir arazisi olarak görülmesi, yapı denetiminin yetersizliği veya hiç olmamasından kaynaklanıyordu. Sorun, depremin kendisi değil ranta dayalı uygulanan politikaların doğurmuş olduğu sonuçlardır."

Henüz imalat aşamasındaki binalarda yaşanan çökme örneklerine de yer verilen açıklamada, yapı denetim sistemindeki sorunlara değinilerek, "Mesleki derinliği ve yeterliliği olmayan, etik bir anlayışa sahip olmayan insanların çalıştığı yapı denetimi kuruluşlarının doğru bir denetim yapabilmeleri olanaksızdır" ifadelere yer verildi. İstanbul Kartal`da imar affın faydalan ve üç kaçak katı bulunan binanın çökmesi sonucu 21 yurttaşın hayatını kaybettiğinin hatırlatıldığı açıklamada, "Üstelik 8 katlı bir binanın enkazı bile beş günde kaldırılmıştır. Anlaşılmıştır ki İstanbul gibi kentlerimizin yaşayacağı bir deprem sonrasında sokaklara girilemeyecek, yangınlar söndürülemeyecektir" ifadelerine yer verildi. Aradan geçen 20 yılda yapı stokunun ancak yüzde 5`inimn yenilendiği yer verilen açıklamada, "Af kapsamına alınan yapıların büyük çoğunluğuyla birlikte 7 milyon yapının riskli olduğu rahatlıkla söylenebilir" denildi. Kendi kendine yıkılan binaların olmasının riskin büyüklüğünü gösterdiğine vurgu yapılan açıklamada, "Ne yazık ki var olan yapı stokumuz; depremle birlikte diğer doğal olaylara karşı da hazırlıklı ve güvenli değildir. Özellikle İstanbul başta olmak üzere kentlerimiz; doğal olaylara karşı güvenli olmadığı gibi, doğal olmayan yangın gibi afetlere karşı da güvenli değildir" ifadelerine yer verildi.

"Toplumsal Duyarlılık" Vurgusu
Mimarlar Odası ise aynı gün gerçekleştirdiği yazılı açıklamada, felaketten 20 yıl sonra İzmir ve Denizli`de meydana gelen depremlerin uyarı olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Mevzuat değişiklikleriyle bütüncül planlama anlayışının terk edilmesinin riskleri artırdığına değinilerek, toplanma alanlarının iş merkezi, alışveriş merkezi ve stat gibi yapılara dönüştürüldüğü belirtildi. Kamu denetimin ortadan kaldırılmasının etkilerinin değerlendirildiği açıklamada, "Güvenli ve sağlıklı yapılaşmanın güvencesi olan kamu denetiminin ortadan kaldırıldığı, siyasi iktidarın kentsel dönüşüm adına sınırsız yetki kullandığı, yerel yönetimlerin iktidarın emrinde olduğu veya tamamen devre dışı bırakıldığı, toplumsal katılımının yok sayıldığı koşullarda; güvenli ve sağlıklı kentleşme için toplumsal duyarlılık en önemli güvence haline gelmiştir" ifadelerine yer verildi. Afet ve afet sonrası süreçlerin yönetimine ilişkin geliştirilecek politikaların, meslek odaları ve akademik kuruluşların katılımıyla belirlenmesinin önemine vurgu yapılan açıklamada, "Toplumsal ve yönetimsel hafızanın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması zorunludur" denildi.



35. DÖNEM KURULLARI BELİRLENDİ

04.02.2024
 


Çok Okunanlar


ADALET NÖBETİNE ÇAĞRI: #GEZİYEOZGURLUK

LİSANSSIZ ÜRETİM ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILSIN

KINIK`TA TERMİK SANTRALE İHTİYAÇ YOK!

MUTLU BAYRAMLAR

EMO-GENÇ ÜYELERİ TEKNİK GEZİYE KATILDI

PCB TASARIM EĞİTİMİ DÜZENLENDİ

KINIK`TA TERMİK SANTRALE İHTİYAÇ YOK!

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ`NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

TÜRKİYE’DE İNTERNET’İN 31. YILI BİLDİRİSİ

DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

Okunma Sayısı: 549


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.