MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

VI. ELEKTRİK TESİSAT ULUSAL KONGRE VE SERGİSİ DÜZENLENDİ



 
“Geleceğin Elektrik Tesisleri ve Dijitalleşme” ana temasıyla Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) İzmir Şubesi’nin Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde düzenlediği VI. Elektrik Tesisat Ulusal Kongre ve Sergisi çalışmalarını tamamladı. Ülke genelinde mühendis ve teknik elemanın katıldığı ve kapsamında 4 büyük sempozyum ve özel etkinliklerin gerçekleştirildiği Kongre, 19 Ekim 2019 Cumartesi günü sona erdi.
 

Kongre çalışmaları 16 Ekim 2019 tarihinde Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi`nde düzenlenen açılış töreniyle çalışmalarına başladı. EMO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Şebnem Seçkin Uğurlu, etkinlik kapsamında düzenlenen sempozyumlara ilişkin bilgi vererek başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Etkinliğin beşincisini 18-21 Ekim 2017 tarihleri arasında düzenlemiştik. Geçtiğimiz 2 yıl boyunca kongre ve sempozyumların kurulları yoğun tempolu bir mesai yürüttü, önümüzdeki 4 gün boyunca inançla, dayanışmayla sürdürülen bu çalışmanın meyvelerini hep birlikte toplayacağız. Kendilerine teşekkür ederken, etkinliğin tamamlanmasının hemen ardından yedincisinin hazırlık çalışmalarına başlayacak olan arkadaşlarımıza, meslektaşlarımıza ve Odamızın emektarlarına şimdiden teşekkür ederiz."

Kongre programının uzun soluklu kolektif bir çalışma sonucu oluştuğuna vurgu yapan Uğurlu, "Kongre Yürütme Kurulumuz, teorik bilginin yanı sıra uygulamalara ilişkin bilgi ve deneyimlerin de paylaşılması için özel bir çaba sarf etti. Serginin yanında oturumlarda uygulamaya dönük bildirilerin sunulmasına gayret göstererek, bu önemli eksikliği gidermeye çalıştı. Aramızdaki uluslararası uzmanlar da, dünya genelinde oluşan mühendislik birikimini sunumlarıyla meslektaşlarımıza aktaracaklar. Bu köprüyü bir kez daha oluşturmuş olmaktan duyduğumuz mutluluğu tekrar vurgulamak isterim" diye konuştu.

Teknolojik gelişmelerin gelecekte üretim modellerini ve yaşamı nasıl şekillendireceğini irdeleyeceğini kaydeden Uğurlu, kongreyle eşzamanlı gerçekleştirilecek sergiye ise 61 ulusal ve uluslararası ölçekli kurumun yeni teknolojileriyle katılım sağladığını kaydetti. Kongrenin, bilim insanları, üreticiler, tasarımcıları, uygulayıcıları ile kamu ve özel sektör temsilcilerinin bir araya getiren ender etkinliklerden biri olduğunu ifade eden Uğurlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"EMO olarak hem toplum yararı hem de üyelerimizin mesleki hak ve sorunluluklarını korumak amacıyla ülkemizin Ar-Ge ve bilgi yoğun ekonomik politikalarıyla yönetilmesi için mücadele ediyoruz. Meslektaşlarımızın geliştirdiği teknolojiler, ürünler ve hizmetlerle güvenli bir çalışma hayatına ulaşmaya dönük çabalarımızı düzenlediğimiz bilimsel etkinliklerle sürdürüyoruz. Ne yazık ki uzun yıllardır sürdürülen neo-liberal ekonomi politikalarının gereği olarak, ülkemiz hemen hemen her alanda yüksek teknoloji ürünleri için açık pazar durumundadır. İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz, teknoloji geliştiremeyen, yerli enerji kaynaklarını kullanamayan enerji, madencilik, telekomünikasyon başta olmak üzere temel altyapı alanlarını toplum yararına düzenleyememiş ülkelerin yakın gelecekte düşeceği durumu yansıtmaktadır. Kamusal bir ana planı olmayan kısa vadeli ekonomik dalgalanmalardan ve şoklardan sarsılan bu ekonomik yapının dönüştürülmesi, ayakları yere basan, gerçekçi bir sanayileşme, teknoloji ve AR-GE politikasının geliştirilmesi için hep birlikte çaba sarf etmeliyiz."

"Enerji Yoksulluğu Vurgusu"
Enerji ve teknolojide dışa bağımlılığın yoksullaşma yarattığına dikkat çekerek, konuşmasını sürdüren Uğurlu, şöyle devam etti:  

"Artan enerji maliyetleri bir yandan sanayi üretiminde dünya ile rekabet sorunu yaratırken, bir yandan da hane halkı için kelimenin tam anlamıyla ‘karanlık` yaratmaktadır. Bakanlığın verilerine göre; 2017-2018 yıllarında 14,3 milyon abonenin elektriği en az bir kere borcundan dolayı kesildi. Yaklaşık 10 milyon kişinin yaşadığı 2,5 milyon hanenin elektrik faturası sosyal destek kapsamında ödenebiliyor. EMO olarak 4 kişilik ailenin ortalama olarak kabul ettiğimiz 230 kilovatsaatlik (kWh) tüketiminin elektrik faturalarına yansıması olan 163 TL, asgari ücretin yüzde 8`ini oluşturmaktadır. Bu oranın Ocak 2019`da yüzde 5,8 olduğunu hatırlatarak, makasın yoksullar, dar gelirlerin aleyhine açıldığını vurgulamak isterim. Asgari ücretli ailelerin de geliri olmayan 2.5 milyon aile gibi kısa süre içinde muhtaç duruma düşeceğini ön görmek yanlış olmayacaktır.

Elektrik tarifelerine baktığımızda Ocak 2019`dan bu yana perakende enerji bedeli yüzde 30 artarken, dağıtım bedelindeki artış oranı ise yüzde 60`ı aşmıştır. Elektrik dağıtım bölgelerinin 2009`dan itibaren özel sektöre devredilmesiyle karşı karşıya kaldığımız bu tablo, enerji bedelinin fatura içindeki payını yüzde 51`e kadar geriletmiştir. İçinde bulunduğumuz ay itibariyle dağıtım bedelinin fatura içindeki payı yüzde 29`dur. Dağıtım Bedeli`nin elektrik enerjisinin bizzat kendisi için ödenen bedelin iki katı oranında artması; piyasa koşulları, döviz kuru gibi gerekçelerle izah edilemez. Özelleştirme sonucu oluşan bu tablo, dağıtım şirketlerinin kötü yönetildiğini, dahası kayıp ve kaçak enerjinin topluma maliyetin de arttığını göstermektedir. Açıkça söylemek gerekir ki; dağıtım bedelindeki iki katı bulan artış, dağıtım özelleştirmelerinin faturasıdır."

Yoksulluğun Panzehiri Teknoloji Üretmek
EMO`nun mühendislik hizmetlerinin seviyesini artırmak için sistemli bir çalışma yürüttüğüne vurgu yapan Uğurlu, "Özellikle genç meslektaşlarımızın bilgi ve deneyim eksikliklerinin kapatmak için üniversitelerle birlikte yürüttüğümüz kolektif çalışmaların ışığında, ülkemizde Ar-Ge yapacak, katma değer üretecek, teknoloji geliştirecek mühendislik birikimi bulunduğunu vurgulamalıyım" diye konuştu.

Konuşmasını enerji yoğunluğuna değinerek devam eden Uğurlu, bilgi ve iletişim teknolojilerindeki dışa bağımlılık sorununa da değinerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Endüstri 4.0 kavramları etrafında tartıştığımız gelişmeler, ekonomik gelişimin yönünü belirleyici niteliktedir. Dünya genelinde yaşanan bu dönüşümün gerisinde kalmamak için ne yazık ki bilimsel ve teknik gelişmelerin paylaşılması tek başına yeterli değildir. Biz mühendisler, bu alanlara ilişkin stratejik planlamalara ihtiyaç olduğunu siyasi iktidarlara ısrarla hatırlatmalıyız. ‘Ucuzlaştırılmış emek` yoğun, rant temelli, betonlaşmaya dayalı bu ekonomik modelden, bilgi yoğun bir ekonomik modele geçilmesi için hep birlikte mücadele etmeliyiz.

Teorik bilgilerin yanı sıra deneyimlerin de aktarılması için bir platform işlevini gören etkinliğimizin, ülkemizin mühendislik birikimini artırması ve bu birikiminin kamu yararına katma değere dönüşmesine aracı olmasını diliyoruz. Yoksulluğun panzehirinin teknoloji üretmek oluğunu vurgulayarak, uzun soluklu hazırlık çalışmalarını yürüten, 4 gün boyunca bildirileriyle bizleri bilgilendirecek tüm katılımcılara meslektaşlarımız adına teşekkür ederiz. Bilgilerini aktarmak için bu salonda toplanan bilim insanlarımıza, deneyimli meslektaşlarımıza teşekkür ederken, genç meslektaşlarımızın geliştirecekleri çözüm ve ürünlerle geleceği yaratacaklarına olan inancımızı bir kere daha vurgulayarak, sözlerimi tamamlıyorum."

"Şehirleşme ve Dijitalleşme Eğilimi Büyüyor"
Aydınlatma Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sermin Onaygil ise konuşmasına Ulusal Aydınlatma Sempozyumu`nun onuncusunun düzenlediğini belirterek, "Sempozyuma sahip çıkan, kurumsallaşmasında büyük emekleri olan EMO`ya çok teşekkür ederiz. Bu etkinlikte ev sahiplerinden biri olarak bulunmaktan gurur duyuyoruz" diye konuştu. Dijitalleşme ve şehirleşmenin küresel çapta büyüyen iki trende olduğunun altını çizen Onaygil, "Nüfusun büyük ölçüde şehirlerde yaşadığı bir döneme girdik. Önümüzdeki 30 yıl içinde şehirlerin iki kat büyüyeceğine ilişkin öngörüler var" diye konuştu. Dijitalleşmenin de büyüyen bir trend olduğuna vurgu yapan Onaygil, "Önümüzdeki 5 yıl içinde 50 milyar nesnenin birbirine ve ağa bağlanması bekleniyor. Bu durum büyük imkanların yanında büyük sorunları da barındırıyor. Dijitalleşmenin enerji tüketimini de artırması bekleniyor. Şehirleşme ve dijitalleşme eğilimlerinin doğru yönetmek çok önemli. Elektrik mühendislerinin farklı disiplinlerle bir arada çalışma zorunluğu gün geçtikçe artıyor" diye konuştu.

Bilim ve Demokrasi Vurgusu
Onaygil`in ardından konuşan EMO Yönetim Kurulu Başkanı Gazi İpek ise Kongre kapsamında 4 gün boyunca güç ve enerji sistemlerinden, aydınlatmaya, binalarda elektrik tesisatından, yapı elektronik sistemlerine ve Endüstri 4.0`a kadar uzanan geniş bir yelpazede konuların değerlendirileceğini belirterek, oturumlarda, teknolojinin gelişimi, dijitalleşme ve mühendisliğin geleceğini değerlendireceğine vurgu yaptı. Son aylarda EMO`nun meslektaşların özlük haklarının korunması ve kamu yararının gözetilmesi amacıyla düzenlediği etkinliklerin yoğunlaştığını kaydeden İpek, şu bilgileri verdi:
 
"Ekim ayının başında İzmir`de Rüzgar Sempozyumu, Ankara`da Sinyal ve Görüntü İşleme Konferansı yapıldı. Geçen Pazar EMO`nun sekretaryasını yürüttüğü Nükleer Karşıtı Platform`un Mersin`de etkinliği vardı. 2-3 Kasım`da Denizli`de SMM ve mesleki Denetim Çalıştayları yapılacak. Önümüzdeki günlerde 14-16 Kasım`da İstanbul`da Elektrik Elektronik Mühendisliği Kongresi; 28-30 Kasım`da Bursa`da 11. Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Konferansı; 5-7 Aralık`ta Diyarbakır`da TMMOB Enerji Sempozyumu ve 12-14 Aralık`ta Antalya`da 10. Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu`nu gerçekleştireceğiz."

"Unutulmamalıdır ki bilimsel akıl ve güçlü bir demokrasi kültürü, bilim ve teknoloji üretimi için mutlak zorunluluktur" ifadeleriyle konuşmasını sürdüren İpek, akademik özgürlüğe vurgu yaparak, barış akademisyenlerinin davalarındaki beraat kararlarına dikkat çekti. Akkuyu Nükleer Santral projesinin tüm çağrılara rağmen sürüldüğünü ifade eden İpek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Yangından mal kaçırırcasına yürütülen bu projede, bilim ve akıl göz ardı edilmektedir. Bu proje, Türkiye halkının ve toplumumuzun çıkarlarına aykırıdır. Bu proje, enerji politikalarının bir sonucu olarak yapılan bir proje değildir. Politik bir tercihtir. Hiçbir toplumsal yararı olmayan ancak bir kaza durumunda büyük yıkımlara neden olacak bu projeden vazgeçilmelidir."

EMO`nun Karadeniz`de gerçekleştirdiği teknik geziye değinerek, konuşmasını sürdüren İpek, "Karadeniz`de HES`lerin çevreye, doğaya, insana zarar verdiğine şahit olduk. Hasankeyf, Munzur, Fatsa, Artvin`de de aynı sorunlar var. Toplumun ve yaşayan halkın onayı alınmadan yapılan bu projeler derhal durdurulmalıdır" diye konuştu.

"Ekonomik Krizin Etkileri"
Genç EMO üyeleri arasındaki işsizlik sorunun büyüdüğüne dikkat çeken İpek, "Ekonomik Kriz Mühendisleri Nasıl Etkiliyor?" başlıklı anket çalışması yürütüldüğü hatırlatarak şöyle devam etti:

"Anket çalışmamızda, EMO`ya kayıt olan son 5 bin üyenin durumuna özel olarak eğilerek, mesleki alanlarımızdaki fakültelerden yeni mezun olup aramıza katılan arkadaşlarımızın yaşadıkları sorunlara ışık tutmak için de çaba harcayacağız. Kuşkusuz böylesi bir envanter çıkarmak büyük önem taşıyor. Çalışmanın krizin sadece EMO üyesi mühendislere değil, TMMOB bünyesindeki tüm mühendis ve şehir plancılarına etkisi hususunda da ipuçları sunacağına inanıyoruz."

Ekonomik ve siyasal krizin derinleştiğini ifade ederek konuşmasını sürdüren İpek, konuşmasını söyle sürdürdü:

"Ülkemiz uzun bir dönemden beri derin bir ekonomik ve siyasal kriz içerisindedir. Mevcut iktidar 17 yılın sonunda ülkemizi çıkmaz bir sokağa getirmiştir. 31 Aralık ve 23 Haziran seçimleri sonrasında mevcut tükenmişliğini savaş politikalarıyla sürdürmek istemektedir. ABD ve Rusya emperyalizminin Ortadoğu`daki çıkar çatışmasının bir parçasına dönüşmemelidir. Bir anda kenara ve arkaya çekilen bu güçler Ortadoğu`da halkları birbirine kırdırmak istemektedir. Türkiye, Cumhuriyetin kuruluş yıllarının temel felsefesi olan ‘`yurtta sulh, dünyada sulh`` ilkesini şiar edinmelidir. Savaşçı değil barışı esas alan politikalar izlemelidir. Tükenmiş bir siyasal İktidarın kendi bekası için Türkiye`nin geleceğini tehlikeye atmaktan vazgeçmelidir."

"Enerjide Dijitalleşme Yeni Olanaklar Sunuyor"
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz ise konuşmasına etkinliğin "enerjide dijitalleşme" konusuna odaklandığına vurgu yaparak, "Dijital teknolojilerin ve akıllı cihazların hayatlarımızda kapladığı yer arttıkça, bu teknoloji ve cihazlara daha verimli enerji sağlayabilmenin önemi de artıyor" dedi. 2019 yılı Nobel Kimya Ödülü`nün taşınabilir cihazların çalışma süresini uzatan çalışmaya katkıda bulunan bilim insanlarına verilmesinin önemine değinen Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Öte yandan enerjinin dijitalleşmesi konusunda bugün geldiğimiz nokta, akıllı cihazlara enerji sağlamanın ötesine geçmiş durumda. Bugün tartışılan konu, enerji üretiminin ve dağıtımının akıllı hale getirilmesi. Fiziki enerji kaynaklarının iletişim teknolojileri ile bütünleştirilmesi ile yaratılacak akıllı enerji sistemlerinin ve akıllı şebekelerin, enerji alanındaki teknolojik verimliliği arttırması yönünde önemli adımlar atılıyor. Bu kongrede yürütülecek tartışmaların sektördeki bilimsel ve teknik gelişmelerin paylaşılması ve toplumsallaşması konusunda ön açıcı olacaktır."

TMMOB`un mesleki birikimlerinin toplum yararına kullanılmasına zemin hazırlanması gayreti içinde olduğunu ifade eden Koramaz, enerjinin yaşamsal önemine vurgu yaparak, "Bizler TMMOB olarak yıllardır enerjinin tüm yurttaşlarımız için ihtiyacı kadar, kaliteli, sürekli, düşük maliyetli ve sürdürülebilir biçimde sağlanabileceği enerji politikasının oluşturulması için çaba harcıyoruz" diye konuştu. Artan enerji ihtiyacının gelişen teknolojinin ve dijitalleşmenin sağladığı yeni fırsatlarla, üretimimde verimlilik ve kullanımda tasarruf sağlanarak, karşılanabileceğini ifade eden Koramaz, "kamusal fayda" ilkesine dikkat çekti. Küresel kapitalizmin insan emeğinin yanında doğal kaynakları da sömürdüğünü kaydeden Koramaz, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Kıtlık, enerji krizi, çevre felaketleri, göç ve savaş gibi küresel çaplı felaketlerin önüne geçmenin yegâne yolu, rant hırsının yerine kamusal çıkarı, kontrolsüz bir tüketim anlayışı yerine sürdürülebilir politikaları öne çıkarmaktır. Enerji politikalarını da bu anlayış çerçevesinde düşünmemiz gerekiyor. TMMOB, enerjiyi kamusal bir hak olarak görmektedir. Tüm yurttaşlarımızın bu haktan eşit biçimde yararlanabilmesi için enerjinin erişilebilir ve nitelikli bir kamusal hizmet olarak sunulması gerekmektedir."

TMMOB`un Enerji İlkeleri
Konuşmasında Cumhuriyet tarihi boyunca enerji alanında yaşanan gelişmeleri ve 1980`lerden sonra neoliberal politikalar doğrultusunda alanda yapılan özelleştirmelere değinen Koramaz, "Geçmişte Türkiye Elektrik Kurumu`nun tekel statüsüne karşı çıkanlar, bugün birkaç holdingin sektörde tekelleşmesini görmezden geliyor. Enerji sektörünün özel şirketler elinde tekelleşmesi, enerji üretim ve dağıtımın tümüyle kâr-zarar hesabına indirgenmesi, ülkenin ortak geleceğini riske atmaktadır" ifadelerine kullandı. Koramaz konuşmasını TMMOB Enerji Çalışma Grubu`nun şu ilkelerini okuyarak tamamladı:
"-Enerji kullanımı temel insan haklarından biridir ve vazgeçilemez.
-Enerji ihtiyacının karşılanması bir kamu hizmetidir.
-Enerji kaynakları tüm insanlığın ortak malıdır.
-Enerji etkin ve verimli kullanılmadır.
-Enerji üretiminde yenilenebilir kaynaklar öncelikli olmalıdır.
-Fosil yakıt kullanımı en alt seviyeye indirilmelidir.
-Enerji üretiminde çevreye en az zarar verecek teknolojilere öncelik verilmelidir.
-Enerji kaynağının üretilmesi ve enerji tesisi kurulması konusunda son sözü bölgede yaşayan halk söylemelidir.
-İhtiyaç kadar enerji üretilmelidir.
-Enerjinin kullanım hakkı yurttaşlara kolayca karşılayabileceği bedellerle sunulmalıdır.
-Yoksul ailelere yeterli ve gerekli miktarda enerji bedelsiz verilmelidir.
-Mevcut yerli enerji kaynaklarının tüm çeşitlerine enerji üretiminde yer verilmelidir.
-Enerji iletim ve üretim planlaması birlikte yapılmalıdır.
-Enerjide dışa bağımlılık azaltılmalıdır.
-Enerjiye ulaşım kolay olmalı ve erişiminde herkes eşit olmalıdır.
-Enerji; güvenilir, kaliteli, sürekli ve yeterli olmalıdır.
-Enerji tesislerinin planlanması, yapım ve işletilmesi; ilgili meslek kuruluşları, sendikalar, bağımsız uzmanlar ve kamu kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan bağımsız bir kurum tarafından denetlenmelidir.
-Enerjinin üretilmesi için gerekli olan makine ve teçhizat yerli olarak imal edilmelidir."



35. DÖNEM KURULLARI BELİRLENDİ

04.02.2024
 


Çok Okunanlar


ADALET NÖBETİNE ÇAĞRI: #GEZİYEOZGURLUK

LİSANSSIZ ÜRETİM ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILSIN

MUTLU BAYRAMLAR

PCB TASARIM EĞİTİMİ DÜZENLENDİ

EMO-GENÇ ÜYELERİ TEKNİK GEZİYE KATILDI

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ`NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

TÜRKİYE’DE İNTERNET’İN 31. YILI BİLDİRİSİ

DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

EMO: MEVZUAT YAMA TUTMUYOR (DOKUZ EYLÜL)

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR

Okunma Sayısı: 339


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.