MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

“YAŞAMAK İSTİYORUZ”



 
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Kadın Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, şiddeti azaltmanın tek yolunun toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması olduğunu vurguladı. Açıklamada, kadın sığınakları ve kadın danışma merkezlerinin artırılması; cinsel saldırı, taciz ve tecavüzün önüne geçecek önlemlerin alınması; failleri koruyan, ceza indirimleri ya da cezasızlıkla erkeklere güç ve cesaret veren yargı kararlarının son bulması ve kadının iş yaşamına katılabilmesini geliştirici politikalar uygulanması istendi. Açıklamaya yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
 

 

EMO KADIN KOMİSYONU

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

 

"YAŞAMAK İSTİYORUZ"

 

Ölüm haberleri alıyoruz. Dün Isparta`dan bugün Akhisar`dan... Kadınlar katlediliyor.

Cenazelere katılıyoruz. Dün Muğla`da bugün İzmir` de… Kadınları uğurluyoruz.

Mahkemelere gidiyoruz. Dün Şule Çet`in, bugün Emine Bulut`un.. Adalet arıyoruz.

Yaşamak isteyen kadınların, erkekler tarafından katledilişine tanıklık ediyoruz… Yarın hangimize ne olacağını bilmeden.

Dünyanın her yerinde erkek devletin şiddetiyle de kuşatılıyoruz. Şili`de direnişçi sokak sanatçısı Daniella Carrasco, eyleme katıldığı için gözaltına alındıktan sonra cansız bedeni bir parkın kapısındaki demirler üzerinde asılı bulundu, şiddete ve tecavüze de uğramıştı. Tarihin her döneminde iktidarın yumruğunu en ağır şekilde vurmaya çalıştığı, en sert şekilde cezalandırmak için özel çaba sarf ettiği kadınlar olarak, yaşam hakkımızı istiyoruz!

Haber bültenleri "Kasım ayında otuz kadın öldürüldü" diyor. Kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz, istismar haberlerinde; kız kardeşlerimiz her gün birer istatistiğe dönüşüyor, bedenlerimiz tek tek sayılıyor. Yaşananlar yaygın medyanın eril diliyle haberleştiriliyor. Failler, uydurma hikayelerle, haksız tahrik indirimleriyle, her duruşmada kadını sorgulayan erkek adalet sistemi tarafından yargılanıyor. Verilen cezalar, ne acımızı ne de öfkemizi dindiriyor.

Kadına yönelik şiddete karşı; gerekli önlemlerin alınmaması, kadın cinayetlerini durdurmak yolunda hiçbir adımın atılmaması, yaptırımların yetersizliği, körüklenen cinsiyet ayrımcı politikalar, erkek egemen sistemin kadınlara ve LGBT+ kişilere yönelik tahakküm kuran ve yok sayan uygulamaları, erkeklerin toplumsal iktidar alanını genişletirken diğer tüm yönelim ve kimlikleri ikincilleştiriyor.

Eşit bir hayatı ve yaşam hakkımızı güvence altına alabilecek yasalar ile bunlara ulaşabilecek mekanizmalar istiyoruz. Ancak bugün gelinen noktada görüyoruz ki, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Nafaka Hakkı ve İstanbul Sözleşmesi`ne yönelik büyük saldırılar yapılıyor.

Her geçen gün daha da vahşileşen yeni bir kadın cinayeti, şiddeti, istismarı haberinin geldiği bu ortamda; caydırıcılığın, önleyici tedbirlerin, bunların yaşanmasını engelleyecek toplumsal dönüşümü sağlayabilecek uygulamaların konuşulması gerekirken, İstanbul Sözleşmesi`nden Türkiye`nin imzasının çekilmesi için kampanyalar başlatılmakta, iktidara son derece yakın odaklarca kamuoyu yaratılmaya çalışılmaktadır. 

2014 yılında Türkiye ile beraber 11 Avrupa ülkesinde yürürlüğe giren ve tam adı "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşmedir. Sözleşme kadına yönelik her türlü şiddetin öncelikle önlenmesi, kadınların korunması, faillerin yargılanması, cezalandırılması için titizlikle ve ayrıntıyla hazırlanmış pek çok düzenlemeyi içermektedir.

Benzer şekilde 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" da şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Bu kapsamda hakaret etmek, aşağılamak, birilerinin yanında küçük düşürmek, öldürmekle, yaralamakla, sakat bırakmakla tehdit etmek, istenmeyen zamanlarda ve biçimlerde cinsel ilişkiye zorlamak, komşularla, arkadaşlarla, akrabalarla görüşülmesine izin vermemek, ihtiyaçlar için yeterli para vermemek, kazanılan paraya el koymak, sürekli nereye kaç lira harcandığını sormak, ısrarla telefonla aramak, kimlerle arkadaş olduğunuza karışmak, takip etmek gibi davranışlar şiddet olarak tanımlamaktadır.

Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadele alanında en önemli hukuki kazanımlardan olan bu kanuna karşı da tıpkı İstanbul Sözleşmesi`ne yapıldığı gibi kampanyalar yapılmakta, farazi ya da tekil mağduriyetler üzerinden kadınlara yaşam hakkı tanımayan bu düzenin sürmesi istenmektedir. Çünkü failler bizzat kendileridir.

Yapılması gereken hukukun ve kamunun tüm olanakları ile İstanbul Sözleşmesi`nin ve 6284 Sayılı Kanun`un daha etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlamaktır. Kadın sığınakları ve kadın danışma merkezleri artırılmalı; cinsiyet eşitliği birimleri kurulmalı; cinsel saldırı, taciz ve tecavüzün önüne geçecek önlemler alınmalı; failleri koruyan, ceza indirimleri ya da cezasızlıkla erkeklere güç ve cesaret veren yargı kararları son bulmalı; kadının iş yaşamına katılabilmesini geliştirici politikalar uygulanmalıdır. Kadına yönelik şiddeti azaltmanın tek yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır.

Biz kadınlar şiddete, tacize, tecavüze uğramadan, eşit adil ve özgür bir biçimde yaşamak istiyoruz. Yaşam hakkımızı; evlerde, iş yerlerinde, sokakta, mahkemelerde hayatın hiçbir alanında kimsenin ataerkil ideolojisine, ilkel dürtülerine, vicdanına, iradesine ve ellerine teslim etmeyeceğiz. Bu mücadele için, 25 Kasım`da sokaklarda ve kalan her gün de, yaşanan tüm şiddet, taciz, tecavüz, istismar ve ayrımcılıkta kız kardeşlerimizin yanında olacağız. 

Bütün kadın cinayetlerinin takipçisiyiz. Hiçbirimiz yalnız kalmayacak.

Yaşamak istiyoruz!

 

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

KADIN KOMİSYONU

25 KASIM 2019 



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 244


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.