MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 48. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI


 

 

 

 

Genel Kurul çalışmaları esnasında kaybettiğimiz Menderes Ayhan arkadaşımızın anısına

 

  

1)    GİRİŞ 

 

Elektrik Mühendisleri Odası 48.Dönem Yönetim Kurulu,  bağımsız ve demokratik bir Türkiye için emekten, halktan yana politikaların hayata geçirilmesini ve kamu çıkarlarının korunmasını, Oda çalışmalarında, meslek ve meslektaş sorunlarının ülke ve toplum sorunlarından ayrılmayacağını temel ilkeleri olarak kabul etmekte ve bu temel ilkeler ışığında siyasal iktidarlardan, devletten ve sermayeden bağımsız politikalar oluşturup hayata geçirerek, ülkeye, mesleğe ve meslektaşlarımızın sorunlarına sahip çıkarak, bilimi ve teknolojik gelişmeleri halkımızın hizmetine sunma anlayışı ile faaliyetlerini yürütmeyi benimsemektedir.

 

Kamu çıkarlarının korunması Odamızın temel önceliklerindendir. Bu nedenle Odamız, mesleki demokratik kitle örgütü olarak, Demokratik Cumhuriyet temelinde, bağımsızlık, demokrasi, eşitlik, özgürlük, laiklik, hak, hukuk ve adaletten yana mücadelesinde dün olduğu gibi bugün de yerini almaya devam edecektir.

 

Meslek örgütlerinin üyelerine ve halka karşı sorumluluğunu yerine getirebilmesi ve mesleki gelişimini sağlayabilmesi ancak örgütsel bağımsızlığını koruması ve bunu sürdürebilmesiyle olanaklıdır. Odamız 48.Dönemde de sadece örgütlü üyesinden aldığı güçle, örgütümüzün kendi iç dinamikleri ve hukukuyla oluşturulan ana yönetmelik, yönetmelikler, gelenek ve ilkelere sahip çıkarak çalışmalarını sürdürecektir.

 

1.1 DÜNYA ÇAPINDA BÜYÜK BİR ALTÜST OLUŞ DÖNEMİ YAŞANMAKTADIR

 

Dünya ekonomisi 2008 yılında yaşanan büyük global krizin etkilerini atlatamamıştır.  Üretkenlikte zayıflama, düşük yatırım oranları, yüksek işsizlik, reel ücretlerde gerileme, finansallaşmanın getirdiği sanayisizleşmeye, iklim değişikliğinin her geçen gün çıplak gözle daha açık bir şekilde görülen etkileri ve pandemiler çağının başlangıcı olarak görülmesi gereken Covid-19 krizi eklendiğinde bu kriz, ekonomik, sosyal, yaşamsal, tarımsal, çevresel ve neo-faşizmin yükselişiyle beraber siyasal boyutları olan çok katmanlı ve toplu bir uygarlık krizi haline gelmiştir.

Sovyetler Birliği‘nin yıkılmasının ardından "Başka bir alternatif yok" söylemiyle vazedilen neoliberal- tek kutuplu dünya düzeni, hegemon güç olan ABD‘nin öncülüğünde Yugoslavya‘nın parçalanmasından Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Yemen‘e kadar birbiri ardına işgallere ve iç savaşlar yaratmaya yönelmiştir. Ülkelerin ve bölgelerin istikrarsızlaştırılmasına neden olan bu emperyalist saldırı dalgası, milyonlarca insanı katletmiş ve bugün Avrupa ülkelerini de sarsmaya başlayan büyük göç-mülteci hareketlerine yol açmıştır.

Ancak Sovyetler Birliği‘nin varlığı koşullarında tek bir blok olarak davranabilen emperyalist güçler, tarihsel diyalektiğin hükmünü icra etmesiyle birbiri ile çatışan çıkarlar vasıtasıyla bölünmeye başlamış ve düşük yoğunluklu bir pazar paylaşım savaşı ile başlayan emperyalist kamplaşma belli bölgelerde vekil aktörler eliyle sıcak biçimlere bürünmüştür. Eski sosyalist ülkelerin sömürgeleştirilmesi amacının yanında bütün dünyada işçi ve emekçi sınıflara dönük büyük bir saldırı olarak etkileri bugün daha net görülen özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamaları büyük bir acımasızlıkla ve "şok doktrini" çerçevesinde ülkeleri ve halkları yoksullaştırırken, emperyalizmin yayılmacı siyasetinin bir başka eş önemli boyutu da Sovyetler Birliği‘nin dağılması sonrasında NATO‘nun genişletilmesinde görülmüştür. Balkanlar, bütün Doğu Avrupa, Baltık ülkeleri ve Ukrayna, emperyalizmin nükleer füzeler dahil silah deposuna çevrilmiş, neonazilerle içiçe olan Batı yanlısı Ukrayna yönetimini Rusya ile bir savaşa sokmak için her türlü kışkırtmaya başvurulmuştur. Nihayetinde Rusya‘nın Ukrayna‘yı işgalle verdiği karşılık, dünya siyasetini yeni bir evreye sokmuştur. Bu savaşın gösterdiği üzere nükleer savaş tehlikesi her zamankinden daha fazla gündemdedir. Önümüzdeki yıllarda, özellikle ABD-AB-Japonya ile Çin-Rusya ve müttefikleri arasındaki ekonomik/teknolojik ve askeri boyutlu gelişme ve siyasal çatışmaların çerçevesini belirleyeceği yeni bir uluslararası siyasi ve kurumsal çerçeveye, yeni bir dünya düzenine doğru gidiş sürecinin gündeme geleceği açıktır.

Diğer yandan daha geniş bir perspektiften bakılırsa, emperyalist- kapitalizm bugün insanlık için üç farklı açıdan daha ölümcül bir tehdit oluşturmaktadır. Öncelikle sistem artık yeni iş üretmekten yoksundur. Afrika‘da, Latin Amerika‘da, Asya‘nın yoksul ülkelerinde bir milyarın üzerinde insan, küreselleşmiş üretimin ihtiyaç duymayacağı şekilde günübirlik ve marjinal işlerde çalışmakta, temiz su ve gıdaya erişemez durumdadır. Otomasyon ve Yapay Zekâ uygulamalarının üretimde yoğunluklu olarak kullanılmaya başlanmasıyla küreselleşmiş üretim canlı emeğe daha az ihtiyaç duymakta ancak diğer yandan artı-değerin tek kaynağı olan canlı emeğin üretim sürecinden çıkmasıyla aynı zamanda içsel bir kriz içindedir.2008 krizinden bir türlü çıkılamamış olması ve bir türlü çözülemeyen üretkenlik krizinin nesnel temeli budur. 

 İkinci olarak fosil yakıtlara dayalı enerji üretimine bağımlı olan sistem, küresel ısınma ve büyük bir iklim değişikliği krizi yaratmaktadır. Bu da dünya üzerindeki yaşamı toptan tehdit eden pek çok şeyin yanında sıtma, deng humması vb. hastalıkların tekrar hortlamasına ve ana taşıyıcı vektörlerinin dünyanın pek çok bölgesine yayılmasına neden olacak koşulları oluşturmaktadır. Yaşanan göç dalgasının arkasında emperyalist işgallerin yanında, dünyanın yoksul coğrafyalarında daha akut bir şekilde hissedilen küresel ısınma ve gıda krizinin kurucu rolünü görmek çok zor değildir.    

Son olaraksa kapitalizm Covid-19 krizi gibi global salgınları doğrudan üretmektedir. İçinde yaşadığımız dönemi salgınlar dönemi olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır. Emperyalist kapitalizm, insanlar ve vahşi hayvan popülasyonları arasındaki doğal ve sosyal sınırları, endüstriyel tarım ve hayvancılık gibi küresel şirketlerin kontrolündeki uygulamalarla, tahrip ederek hayvan orijinli virüslerin hızlı bir şekilde insanlığa etki edecek şekilde mutasyona uğramalarını sağlıyor. Küresel sermaye çevrimlerinin, sermaye‘nin monokültür üretim vasıtasıyla bölgesel çevre karmaşıklığını yıkıma uğratmak suretiyle virülant patojen popülasyonunun artışını sürdürmeye yol açması ve belli bölgelerde endemik virüslerin çevre-kentlerin bu bölgelere doğru genişlemesini koşullayan sosyo-ekonomik şartların zorlamasıyla evcil hayvanlar ve insanlarla doğrudan temas edebilecek duruma gelmesi, bir neo-liberal salgın hastalık teorisi üretilmesini zorunlu kılmaktadır.   

Bütün bunların yıkıcı sonuçlarını artıracak iki önemli noktanın daha vurgulanması gerekmektedir. Birincisi yukarıda da ifade edildiği gibi emperyalist kapitalist sistem, geldiği yoğunlaşma düzeyinde sürekli artık-nüfus üretiyor ve bu büyük insan kitlesini ne yapacağını bilemez durumda. Salgınlar ve göçler aynı zamanda, sistemin kendisini tehdit etmeyecek noktada kalmak şartıyla, bir nüfus kontrolü işlevi de görecektir. Bütün sürü bağışıklığı ve Malthusçu nüfus kontrol teorilerinin havada uçuşuyor olması tesadüf değil.

Diğer yandan modern kapitalist toplum kendisinin mikrobiyal dünyadan ve temel biyolojik gerçeklerden kökten ayrı olduğu yanılsaması ve doğayı tek yanlı pasif bir madde olarak algılama körlüğü ile malûldür. Oysa insanlık farklı öz-örgütlenme düzeneklerine ve farklı hızlara ve dinamiklere sahip, birbiriyle etkileşim içindeki jeolojik, biyo-kimyasal, ekolojik ve dilsel-kültürel "güç alanlarından" oluşan bir kozmos sistemi ile iç içe geçmiş haldedir. Bazı dönemlerde etkileşim halindeki bu güç alanları birbirine sürtünür ve sürekliliği sekteye uğratacak "olay"lar meydana gelir. Depremler, ekolojik krizler, türlerin yok olması, salgın hastalıklar vb. "olaylar", sebebi insan eylemleri olsa da olmasa da, insan toplumlarını etkiler ve maddesel dünyanın "sert çekirdeği"nin kendini gösterdiği şok ve kriz anları ortaya çıkar.

Kapitalizmin "saf mantığı" diyebileceğimiz neo-liberalizm, pek çok şeyin yanında, temelde bu farklı güç alanlarının sistematik olarak unutulmasına ve hemen her şeyin "sermaye makinesinin" hizmetine sunulmasına dayanan bir amnezi ve delilik rejimidir. Maddesel dünyanın sert çekirdeği ile her karşılaşmada bu makinenin teklemesi zorunludur. Tarihsel deneyimimizden iyi biliyoruz ki, sistemin teklemesine egemenlerin çözümü her daim savaşlar, göçler, toplu katliamlar ve kitlesel kıyım olmuştur.

Oda Yönetim Kurulumuz dünyada yaşanan bu gelişmeleri, kapitalizmin krizi ve yol açtığı tahrip edici sonuçlar olarak değerlendirmektedir. Dünyanın mevcut sorunlarına, kalıcı çözümün ancak bir düzen değişikliği ile sağlanabileceği yönündeki tezlerin güçlendiği bir tarihsel döneme girmekte olduğumuzu söylemek mümkündür. İnsanca yaşam ve başka bir dünya özlemi yaşamsal bir gereksinim olarak görülmeye; kamuculuk, demokratikleşme, çalışma koşullarının köklü bir şekilde değiştirilmesi, eşitsizliklerin yok edilmesi, gıda egemenliği ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması öncelikli bir alternatif olarak benimsenmeye başlanmıştır.

1.2 ÜLKEMİZDE ve MESLEK ALANLARIMIZDA DURUM

Türkiye olarak bir yolun sonuna geldiğimiz açıktır. Sıcak para girişine bağlı, dışa bağımlı, inşaat sektörünü temel alan, kentsel ve doğal alanların yağmasına/talanına dayalı kısır bir üretim ve enerji, iletişim, sağlık gibi tüm temel altyapı alanlarının özelleştirilmesine dayalı bir ekonomi modeli, ülkeyi fakirleştirmiş, gelir dağılımında yarattığı korkunç adaletsizliklerle ülke insanını geleceksizleştirmiştir. Ayrıca madenlerde, yüksek yapılarda ve diğer tüm alanlarda büyük işçi katliamlarını tetiklemiş ve elektrik enerjisi alanı başta olmak üzere, tüm temel altyapı alanlarını yönetilemez bir hale getirmiştir. Artık herkesin üzerinde hemfikir olduğu bu gerçeğin yerine ranta, çevrenin tahrip edilmesine ve betonlaşmaya dayalı geçici büyümenin tercih edilmesi meslek alanlarımızın karşı karşıya kaldığı en büyük sorundur. Bu model diğer yandan ülkemizdeki mühendisleri, "gelişmiş" tabir dilen ülkelerdeki, bir kısmı beyin göçüyle ülkemizden giden meslektaşlarımızın geliştirdiği ekipmanların kullanıcısı ve montajcısı haline de dönüştürmektedir.

İktidarın ana gayreti iktidarını korumaktır ve dış politika ABD-NATO emperyalist politikalarına bağlılıkla belirlenmektedir. Dış politika, toplumsal muhalefeti baskı altında tutmak için toplumu ve özgür basını susturmak suretiyle, milliyetçi-şoven, mezhepçi, militarist eksende halklar-ülkeler arası düşmanlıkları körükleyici tarzda yürütülmekte ve ülkemizin emperyalizme bağımlılığı pekiştirilmektedir.

 1980‘li yıllardan bu yana sağlık, eğitim, sosyal güvenlik, doğal çevre, yeraltı-yerüstü zenginlikleri ile tüm kamusal-toplumsal kaynaklar adım adım küresel ve yerli sermaye kesimlerine kârlı ticari alanlar olarak sunulmaktadır.

Sonuçta Türkiye ekonomisi üretim, tasarruf-yatırım, istihdam, ihracat ve ithalatın yapısı, teknoloji düzeyi, dış talep/ithalat bağımlılığı, bütçe açığı, cari açık, sermaye hareketlerinin serbest giriş-çıkışı, aşırı borçlanma, döviz kuru yükselişi-Türk Lirası‘nın değer kaybı, yüksek faiz ödemeleri, yüksek enflasyon, savurgan harcamalar ve rant yağması ile örselenmiş ve hayli kırılgan bir durumdadır.

Uzun yıllardır devam eden ekonomik krizin toplumsal etkilerinin en üst düzeye çıktığı bir dönem yaşanmaktadır. Hayat pahalılığı, işsizlik, yokluk ve yoksulluk bütün toplum kesimlerinin yaşamını tehdit eder hale gelmiştir. Artan kiralar, kontrol altına alınamayan fiyatlar, temel tüketim maddelerinde yaşanan kıtlık, düşen alım gücü, açlık sınırının altına düşen ücretler nedeniyle toplumun farklı kesimleri tepkilerini ortaya koymuştur. Üniversite öğrencilerinden sağlık çalışanlarına, kamu emekçilerinden işçilere, esnaftan çiftçilere ve emeklilere kadar pek çok kesim "geçinemiyoruz" diyerek öfkelerini sokaklara taşımıştır.

Temel gıda ürünleri erişilemez fiyatlara yükselmiş durumdadır. Milyonlarca yoksul, ucuz ekmek alabilmek için saatlerce kuyruklarda beklemek zorunda kalmaktadır. Artan tarımsal girdi maliyetleri, nakliye bedelleri ve aracı karları nedeniyle mevsim sebzeleri bile alınamaz hale gelmiştir. İnsanlar ev kirası, ulaşım masrafları ve faturalar nedeniyle ay sonunu getiremez olmuştur. Milyonlarca kişi geçimini sağlayabilmek için borç batağına sürüklenerek adeta bankalar için çalışır hale gelmiştir. İktidar sahipleri, kendilerini ve çevrelerini zenginleştirmek için ülkemizin bütün zenginliklerini tüketmektedirler. Özelleştirmeler, devlet ihaleleri ve ödeme garantili projeler eliyle bir avuç iktidar yandaşının servetine servet katmıştır. Enerjiden tarıma, madenlerden sanayiye kadar her alanda paha biçilmez tesislerimiz halkın elinden birer birer koparılmıştır. Tek adam rejimi, yoksulluğu halkın yaşam tarzı haline getirmiştir.

Yaşanan bu kriz mühendis, mimar ve şehir plancılarının hayatlarını da olumsuz etkilemiştir. Başta yeni mezun ve işsiz meslektaşlarımız olmak üzere, kamuda ve özel sektörde her türlü mühendislik, mimarlık ve şehir planlama hizmetlerini yapan meslektaşlarımız giderek artan zorluklarla baş etmeye çalışmaktadır.

Kamuda çeşitli statülerde çalışan meslektaşlarımızın ekonomik ve sosyal koşulları gerilemiş durumdadır. Sistematik biçimde daraltılan iş alanlarımız nedeniyle yıllardır kamuda mühendis, mimar ve şehir plancısı ataması yapılmamaktadır. Özel sektörde çalışan meslektaşlarımızın çalışma koşulları ise kriz derinleştikçe daha da zorlaşmaktadır. İşsizlik tehlikesi, düşük ücretler ve güvencesiz çalışma ücretli çalışan meslektaşlarımızın ortak kaderi haline gelmiştir. Emekli meslektaşlarımızın emeklilik statüsü, esnek kuralsız güvencesiz hale getirilmiştir. Devlet destekli ekonomik güvencesi sağlık ve sosyal hakları olan, sosyal risklere karşı koruyan emeklilik modeli değiştirilerek yerine bütün bu hakları yok sayan yaşlılıkta güvence olmayan bireysel emeklilik modeli ikame edilmiştir. Emekli olmak geç ve güç hale getirilmiştir.

Birçok genç meslektaşımız, mesleki, ekonomik ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurt dışında aramaktadır. Yaşadığımız sorunlar, ülkemizde emeğiyle geçinen tüm kesimlerin yaşadığı sorunların bir parçasıdır. Bu sorunların sebebi mevcut siyasi iktidar ve onun 20 yıldır uyguladığı ekonomik-sosyal politikalardır. Bu siyasi anlayışın meslektaşlarımızın ve ülkemizin yaşadığı sorunlara çözüm bulması mümkün değildir.

Bugün elimizde her alanda harabeye dönmüş bir ekonomi ve her alanda çürümüş bir devlet yapısından başka bir şey kalmamıştır. Bu noktada Odamız ve TMMOB‘mizin, on yıllara yayılan yoğun emeklerle oluşturulmuş demokratik mevzilerimizin korunması, bugün en önemli sorumluluklarımızın arasındadır. Bu nedenle örgütsel, mesleki, sosyal birliğimizi güçlendirmek ve yıllardır süren anlayışın ve kadrolarının ilerici, demokratik, yurtsever geleneğini kesintiye uğratmamak başlıca görevimizdir.

1.3 KADIN MÜCADELESİNİ YÜKSELTECEĞİZ

Dünyanın dört bir yanında kadınlar toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, erkek şiddetine, tecavüze, tacize, savaşa, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı kadın dayanışmasını örüyor, seslerini yükseltiyorlar. Yaşadığımız her anda; evde, işte, sokakta, şantiyede, okulda, karakolda şiddet gören, ayrımcılığa maruz kalan, tecavüze ve tacize uğrayan sayısız kadın var. Erkek egemen sistemin, kadın emeği ve bedeni üzerinde kurmak istediği tahakkümün ürünü olarak, her gün bunlara tanıklık ediyoruz ya da bir parçası oluyoruz.

Kadına yönelik ayrımcılığa ve şiddete karşı gerekli önlemlerin alınmaması, kadın cinayetlerini durdurmak yolunda hiçbir adımın atılmaması, yaptırımların yetersizliği, körüklenen cinsiyet ayrımcı politikalar, erkek egemen sistemin kadınlara ve LGBTİ+ kişilere yönelik eril tahakküm kuran ve yok sayan uygulamaları, erkeklerin toplumsal iktidar alanını genişletirken diğer tüm yönelim ve kimlikleri ikincilleştiriyor.

Ortaçağda cadılık suçlamalarıyla engizisyon mahkemelerinde yakılan kadınlardan, "Haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz" diyerek mücadelelerinden asla vazgeçmeyen Mirabel kız kardeşlere kadar, tarihin her döneminde eril iktidarın yumruğunu en ağır şekilde vurmaya çalıştığı, en sert şekilde cezalandırmak ve ıslah etmek için özel çaba sarf ettiği kadınların yaşam hakkını; evlerde, iş yerlerinde, sokakta, şantiyede, mahkemede hayatın hiçbir alanında kimsenin ataerkil ideolojisine, ilkel dürtülerine, vicdanına, iradesine ve ellerine teslim etmemeye kararlıyız.

Kadın mücadelesinin yanında ve onun bir parçasıyız.

Kadına Yönelik Ayrımcılık ve Kadın Cinayetleri Politiktir

Siyasal iktidar tarafından, kadın bedenine hakimiyet kurma noktasında hem ataerki hem de dini referanslarla temellendirilen "kadın düşmanlığı" sistemli olarak uygulanıyor.  Bir yanda kadın bedeni üzerinden fetvalar verilirken, bir yanda kadın katili erkekler mahkeme salonlarında "öldürme hakkımı kullandım" diye pervasızlaşıyor, bir kadını yakarak öldüren katili "İstanbul sözleşmesinden çıkılması iyi oldu" diye savunma yapabiliyor. Failler, uydurma hikayelerle, haksız tahrik indirimleriyle, her duruşmada kadını sorgulayan erkek adalet sistemi tarafından yargılanırken, ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı katıldığı Kadın ve Adalet Zirvelerinde "Kadın ile erkeği eşit konuma getiremezsiniz, fıtrata terstir" diyebiliyor.

Gittikçe daha da vahşileşen yeni bir kadın cinayeti, şiddeti, istismarı haberinin geldiği bu ortamda, caydırıcılığın, önleyici tedbirlerin, toplumsal dönüşümü sağlayabilecek uygulamaların konuşulması gerekirken; eşit bir hayatı, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tesisini ve yaşam hakkını güvence altına alabilecek yasalar ile bunlara ulaşabilecek mekanizmalar ihtiyaç iken; Cumhurbaşkanı kararıyla bir gece yarısı İstanbul Sözleşmesinden Türkiye`nin imzası çekiliyor.

İstanbul Sözleşmesi Yaşatır

Sözleşmenin girişinde de ifade edildiği gibi; kadına karşı şiddetin, kadınlarla erkekler arasında tarihten gelen eşit olmayan güç ilişkilerinin bir tezahürü olduğunun ve bu eşit olmayan güç ilişkilerinin, erkeklerin kadınlara üstünlüğüne, kadınlara karşı ayrımcılık yapmalarına ve kadınların tam anlamıyla ilerlemelerinin engellenmesine yol açtığının bilincindeyiz.

2014 yılında Türkiye ile beraber 11 Avrupa ülkesinde yürürlüğe giren ve tam adı "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi" olan İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşmedir. Sözleşme kadına yönelik her türlü şiddetin öncelikle önlenmesi, kadınların korunması, faillerin yargılanması, cezalandırılması için titizlikle ve ayrıntıyla hazırlanmış pek çok düzenlemeyi içermektedir.

Benzer şekilde 6284 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" da şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadele alanında en önemli hukuki kazanımlardan olan  6284 Sayılı Kanuna karşı da, tıpkı İstanbul Sözleşmesine yapıldığı gibi kampanyalar yapılmakta, farazi ya da tekil mağduriyetler üzerinden örnekler kullanılmakta, nafaka hakkını karalayan açıklamalarla, her gün kadın katliamlarının yaşandığı bir ülkede "erkek mağdurlar" yaratılarak kadınlara özgürce yaşama hakkı tanımayan bu düzenin sürmesi amaçlanmaktadır.

Yapılması gereken hukukun ve kamunun tüm olanakları ile İstanbul Sözleşmesi`nin bir an önce yeniden yürürlüğe girmesi ve 6284 Sayılı Kanun`un daha etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlamaktır. Kadın sığınakları ve kadın danışma merkezleri artırılmalı, cinsiyet eşitliği birimleri kurulmalı, cinsel saldırı, taciz ve tecavüzün önüne geçecek önlemler alınmalı, failleri koruyan, ceza indirimleri ya da cezasızlıkla erkeklere güç ve cesaret veren yargı kararları son bulmalı, kadının iş yaşamına katılabilmesini geliştirici politikalar uygulanmalıdır.

 

Kadın İstihdamı ve Ekonomik Kriz Koşullarında Kadınlar

Kadın üyelerimiz; işsizlik, meslek dışı işlerde çalışma, düşük ücret, iş güvencesinin olmaması, esnek çalışma, SGK primlerinin düşük ücretler üzerinden ödenmesi, cinsiyete göre ücret ve iş pozisyonu farklılığı, mesleki deneyim eksikliği sorunları, siyasi baskı ile kadro atamaları, kamuda tayin ve sürgünler, fazla mesailerde ücret verilmemesi, fazla çalıştırma, eşit işe eşit ücret alamama, sosyal hak ihlalleri ve özlük haklarıyla ilgili bir dizi sorunla karşı karşıyadır.

Ekonomik krizlerden en çok etkilenenlerin başında kadınlar geliyor. Kriz, kadın istihdamını hem dolaylı hem de dolaysız etkiliyor, krize karşı alınan tedbirler, tıpkı pandemi döneminde tanık olduğumuz gibi, derin yoksulluğun arttığı ve gelirlerin düştüğü ülke koşullarında, kadınların hane içindeki görünmeyen ev emeğini yükünü arttırıyor ve tüm bakım yükünü onların omuzlarına yüklüyor.

Ataerkil kapitalist sistemin krize yanıtı olarak ürettiği politikalar, sermayenin ve toplumun yeniden yapılanması aşamalarında, büyük ölçüde kadınların emeği ve bedeni üzerinden şekilleniyor. Ayrıca, krizle beraber yükselen muhafazakâr politikalar, kadınları eve kapatmayı hedefliyor, çalışma yaşamından çekilmelerine neden oluyor, erkekleri ve aileyi güçlendirirken, kadınların tüm kazanımlarını geriletiyor.

Pandemi sürecinde açıkça görülür hale geldiği şekliyle, krizlerle birlikte erkek şiddetinin arttığı da bir gerçek. Kriz ortamlarının en belirgin diğer sonucu, devletin sosyal politikalarının gerilemesi, hali hazırda metalaşan eğitim ve sağlık hizmetlerine erişimin daha da zorlaşması, kriz bahanesiyle devlet desteklerinin kesilmesi ve tüm bunların sonucu olarak cinsiyetçi iş bölümün daha da derinleşmesi oluyor. 

Kadına yönelik ayrımcılığı yok etmenin tek yolu toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıdır. Bu bilinçle, toplumsal yaşamda olduğu gibi meslek alanımızda eşitliği sağlamanın yolu örgüt içerisinde de toplumsal cinsiyet eşitliğini ve eşit temsiliyeti sağlayacak yapıları tesis etmek, bu alanda çalışmalar yapmaktır.

2)    GENEL ÇALIŞMA ESASLARIMIZ

 

48. Dönem Oda Yönetim Kurulumuz; meslek ve meslektaş sorunlarının halkımızın sorunlarından ayrılamayacağı bilinciyle; Oda Çalışma İlkeleri ışığında dünyaya, ülkeye, halkımıza, mesleğimize ve meslektaşımıza yönelik genel çalışma esaslarını şöyle belirlemiştir:

 

Ø  Yüreği ülkemiz ve halkımızdan yana atan tüm demokratik oluşumlarla birlikte ABD, IMF, DB, DTÖ, AB gibi ülke ve kuruluşların uluslararası sömürü politikalarının seçeneksiz olmadığını, başka bir Türkiye ve dünyanın mümkün olduğunu her platformda dile getireceğiz. Bu doğrultuda düzenlenen tüm etkinliklerde aktif görev üstleneceğiz.

Ø  Aşağıda yer alan Oda Çalışma İlkeleri ışığında, birlikte karar alma, üretme ve yönetme anlayışı ile mesleğin geliştirilmesi ve korunması, üreten, sanayileşen, demokratik bir Türkiye ve üzerinde insanların barış ve gönenç içerisinde yaşayacağı bir dünya için çalışacağız.

Ø  Emperyalist işgallere ve savaşlara karşı halkların kardeşliğini savunacağız.

Ø  Örgütlenmenin ve hak arama yollarının önündeki tüm engellerin kaldırılması, her alanda grevli, toplu sözleşmeli sendikal haklar ve güvenceli çalışma için yürütülen mücadeleler içerisinde yer alacağız.

Ø  İktidarların gerici, yasakçı ve özgürlük karşıtı uygulamalarına karşı emekçi halkın yanında mücadele edeceğiz.

Ø  Kadın emeği, bedeni, çalışma ve sosyal yaşamı üzerindeki bütün sömürü ve baskı biçimlerine karşı mücadeleler içinde ve kadın özgürleşmesinin yanında yer alarak, destekleyecek, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunacak ve bu alanda politikalar üreteceğiz.

 

 

Bu genel esaslar doğrultusunda temel politikamızı oluşturan maddeler şöyle belirlenmiştir:

 

·       Ulusal bilim ve teknoloji politikaları temelinde insan ve doğal kaynaklarımızı üretime yönlendirecek bir kalkınma stratejisi benimsenmesini,

·       Rant ekonomisinin yerine; planlı, üretim ve istihdama, dengeli kalkınmaya dayalı bir ekonomi ve sanayileşme stratejisinin oluşturulmasını,

·       Mühendislik, Ar-Ge, inovasyon destekleri ve öz kaynak kullanımı yoluyla yerli ve katma değeri yüksek üretimin teşvik edilmesini; bölgesel ve sektörel kalkınma önceliklerinin belirlenmesini, özelleştirmelerin durdurulmasını; özelleştirilen kuruluşların kamulaştırılmasını, özelleştirme sürecinde parçalanan kurumların yeniden birleştirilmesini; kamusal alanların titizlikle korunmasını,

·       Kamu kuruluşlarının halkımıza daha iyi hizmet vermek amacıyla geliştirilmesini, kamu kaynaklarının üretime, yatırıma, istihdama ve sosyal devlet harcamalarına yönlendirilmesi ve kamu girişimciliğinin önündeki engellerin kaldırılmasını,

·       Kamusal denetim ve kamusal hizmeti tasfiye eden neoliberal politikaların geriletilmesini, ortadan kaldırılmasını,

·       İnsandan, emekten ve çevreden yana bir üretim ve sanayileşme politikası ile toplumsal bir proje çerçevesinde tüm ilişkilerin yeniden düzenlenmesini,

·       Doğal kaynaklarımızın tasarruf hakkının kamuda olmasını ve bu kaynakların halkımızın ve insanlığın hizmetine nasıl sunulacağına karar verme yetkisinin korunmasını,

·       Enerji sektöründeki tüm imtiyazların iptal edilmesini, bu imtiyazları vermek için oluşturulan kurulların dağıtılmasını,

·       Kentlerimizin ulusal, bölgesel ve yerel ölçekteki planlamalarla bilime ve tekniğe dayalı, doğal ve kültürel varlıklarımızı koruyacak bir anlayışla ele alınmasını,

·       Kamu arazilerinin bütçe açıklarını kapatmak veya rantiye kesimlerine kaynak paketi adı altında satılmamasını; yurttaşlarımızın eşit yararlandırılacağı düzenlemeler için kamu elinde tutulmasını,

·       Ulaştırma sektörünün toplu taşımacılığa yönlendirilmesini, demiryolu ve deniz yolu ağırlıklı bir yapılanmanın ivedilikle sağlanmasını,

·       Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının hayata geçirilmesini, parasız sağlık hizmetinin tüm halkımıza uygulanmasını,

·       Eğitimin, yaşamın her alanında bir bütün olarak ele alınıp halkımızın çıkarları doğrultusunda yeniden düzenlenmesini, üniversitelerde bilimsel ve yönetsel özerklik sağlanmasını, eğitimin her kademede eşit ve parasız olmasını,

·       Haberleşme sektöründe kamusal yararın gözetilmesini,

·       Biyomedikal alanında şehir hastaneleri ile örgütlenen ticarileşmenin önlenmesini,

·       Elektromanyetik alanların halk sağlığına etkilerinin azaltılmasını,

·       Üniversitelerin akademik kapasitelerinin yükseltilmesini,

·       Özellikle elektronik üretim yapan sektörlerde çalışan üyelerin haklarının savunulması için işverenlerin zorlanmasını,

·       Kürt sorununun demokratik çözüme kavuşturularak barış ortamının tesis edilmesini,

·       Ülkemizde yaratılmaya çalışılan linç ve savaş kültürüne karşı bir arada yaşamın savunulmasını, halkların dayanışma ve kardeşliği temelindeki taleplerinin hayata geçirilmesini,

·       Dinci/mezhepçi ayrımcılık ve karanlığa karşı aydınlanma ve laikliğin egemen olmasını,

·       IMF, Dünya Bankası vb. tarafından dayatılan dışa bağımlı, ABD/AB destekli politikaların uygulanmasından zaman yitirilmeksizin vazgeçilmesini,

savunarak, bugüne kadar kararlılık ve inatla sürdürdüğü mücadelesini yükselterek devam ettirecektir.

 

3)     TEMEL İLKELERİMİZ  

 

  Elektrik Mühendisleri Odası olarak 48. Dönemde Oda bünyesinde yürüteceğimiz faaliyetlerde esas alacağımız temel ilkelerimizi aşağıdaki maddeler halinde ilan ederiz:

·       Meslek alanlarımızın güçlendirilmesini demokratikleşme mücadelesinin bir parçası olarak görüyoruz. Bunun için meslek alanlarımızla ilgili konularda denetleyici ve sorgulayıcı olunması gerektiğini, kamu yararına muhalefet odağı oluşturulması gerektiğini her ortamda savunacağız.

·       Meslek alanına ilişkin gelişmelerin ve yeniliklerin izlenmesi, üyenin bu gelişmelerden yararlanmasını sağlayacağız.

·       Ürettiğimiz projelerle kamuoyunun, ülkemizin ve üyelerimizin gündemine müdahale etmeye; aynı refleksle çalışan diğer sivil toplum kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve uluslararası yapılarla ortak davranış kültürü yaratmaya çaba göstereceğiz.

·       Üyelerimizin ekonomik, sosyal ve demokratik taleplerinin örgütlü yapıların mücadelesinden geçtiği bilinci ile Odamızın örgütlenmeyi geliştirici, özendirici işlevinin devamını sağlayacağız. Bu konuda kamu çalışanları sendikaları ile ortak çalışmalar yürütmeyi hedefleyeceğiz.

·       Tüm çalışanların grevli-toplu sözleşmeli sendikal haklara kavuşmasını her ortamda talep edeceğiz.

·       Esnek, güvencesiz, taşeron istihdam biçimlerine, kiralık işçi büroları, ödünç işçi vb. uygulamalara karşı mücadele edeceğiz.

·       Herkesin parasız, çağdaş, eşit eğitim ve sağlık hakkını savunmayı sürdüreceğiz.

·       Ülke ve toplum kaynaklarının talanı demek olan özelleştirmeye karşı duruşun örgütlenmesinde ve kamulaştırma mücadelesinde etkin olarak yer alacağız.

·       Anti-demokratik otoriter, faşist yönelimlere, çete ve mafyatik ilişkiler düzenine karşı hukukun, bağımsız yargının, temel hakların, düşünce, ifade, örgütlenme özgürlüklerinin hâkim olduğu demokratik bir toplum için mücadele edeceğiz.

·       İşçi sağlığı ve güvenliği uygulamalarının tarafsız kurumların denetiminde yeniden düzenlenmesi, bütün çalışma yaşamını kapsaması ve iş güvenliği mühendisliği için yürüttüğümüz çabaları sürdürüp, geliştireceğiz.

·       Özelleştirmelere ve işten çıkarmalara karşı kamu yararı gözetilerek çalışmalar yürütecek, özelleştirme karşıtı platformlarda aktif bir şekilde yer alacağız.

·       Demokratik kitle örgütleri, sendikalar, meslek kuruluşları ve yerel yönetimlerle var olan ilişkilerin güçlendirilmesi doğrultusundaki çalışmalara devam edeceğiz.

·       Üyesine değer veren, sorunlarına sahip çıkan, çözüm üretmeye çalışan bir çalışma tarzını hayata geçirmeye devam edeceğiz.

·       Mühendislik eğitiminin iyileştirilmesine yönelik girişimlerde bulunacağız.

·       Herhangi bir şubemizde oluşturulan bilgi birikimi ve deneyimin tüm şubelerimize ve üyelerimize aktarılması çalışmalarını hızlandıracağız.

·       Odanın her biriminde kararların alınmasında demokratik merkeziyetçilik ilkesi temel alacak ve alınacak kararların oluşmasında katılım ve tüm görüşlerin dikkate alınmasına özen göstereceğiz.

·       Oda çalışmalarında dar grupçu bir hizmet anlayışı yerine tüm örgütü kucaklayan, katılımcılığı esas alan, kurullarına saygı duyan, keyfi uygulamalara prim vermeyen bir işleyiş ve hizmet anlayışını sürdüreceğiz.

·       Oda komisyonlarını; hedeflenen çalışmalara göre ihtiyaç duyulan süreli ve kendi konularında uzman olan kişilerden oluşan uzmanlık, örgütlenme ve üretme komisyonları olarak çalıştıracağız.

·       Uzmanlık alanlarımızla ilgili mevzuata yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Meslek alanlarımızla ilgili tüm tarafların katıldığı platformlar ve ortak çalışma kurulları içinde yer almaya ve politikaları yönlendirmeye çalışacağız.

·       Mühendislik Meslek Dalları ve meslek alanları belirlenerek bu alanlara yönelik mevzuat çalışmaları yürüteceğiz.

·       Mesleki denetimin tarafsız, bağımsız ve kamu yararına çalışan meslek odalarınca yapılmasına yönelik yasal düzenlemeler için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

·       Mesleki çalışmaları artırmayı ve meslek içi eğitimi geliştirmeyi hedefleyeceğiz. MİSEM kapsamında yürütülen kurs ve eğitimleri nicelik ve nitelik olarak geliştirecek ve eğitim, kurs ve seminerlerde ticari kaygılarla değil, gelir-gider dengesinin sağlanması ve kamu yararı esasıyla davranacağız.

·       Meslek disiplinlerine teknik yayın kazandırılması çalışmalarını geliştirerek sürdüreceğiz.

·       TMMOB`nin gerçekleştireceği projelere ve bütün etkinliklere aktif destek vereceğiz.

·       Bütün çalışmalarımızda Odanın kurumsal ilişkilerinde bağımsızlık ilkesini göz önünde bulundurarak, "kamu yararını koruma" hedefini zedeleyecek veya Odayı çalışma programlarından, çalışma ilkelerinden ödün vermeye zorlayacak hiçbir ilişkiye girmeyecek ve diğer kurumlarla ilişkilerin Odanın bağımsızlık ilkesinin zedelenmesine yol açmayacak nitelikte olmasına özen göstereceğiz.

4)    YÜRÜTÜLECEK ÇALIŞMALAR

Yönetim Kurulumuz dünyaya, ülkeye, halkımıza, mesleğimize ve meslektaşımıza yönelik yukarıda belirttiğimiz değerlendirmeler ve Oda Çalışma İlkeleri ışığında aşağıdaki çalışmaları hedeflemektedir.

 

 

4.1 ETKİNLİKLER (KONGRE-KURULTAY-SEMPOZYUMLAR)

 

Ülke ve meslek/meslektaş sorunlarının tartışılması, çözüm önerilerinin ortaya çıkarılması, bilginin erişilebilme ve yaygınlaştırma olanaklarının yaratılması, bilim ve teknolojinin halkın kullanımına sunulmasının araçlarının yaratılması amacıyla periyodik olarak her dönem düzenlediğimiz kongre, kurultay, sempozyum gibi etkinliklerin gerçekleştirilmesine bu dönem de mali disiplin çerçevesinde önem verilecektir.  

 

Birbirini tekrar eden etkinlikler yerine, içeriği daha zengin etkinlikler gerçekleştirilmeye çalışılacaktır. Etkinlik konularına ilişkin Odamızın yürüttüğü çalışmalar ve konu hakkında Odamız görüşleri etkinlik merkezi komisyonlarımız tarafından raporlanarak oturum ve panellerde sunulacaktır.

 

Her dönem Odamızca gerçekleştirilen TMMOB Enerji Sempozyumu`nun bu dönem yine Odamız sekretaryasında düzenlenmesi için TMMOB Yönetim Kurulu nezdinde girişimde bulunulacaktır.

 

  

  

  

  

  

48. Dönemde Planlanan Etkinlikler

  

•          Menderes Ayhan Genç Mühendisler Çalıştayı

•          TMMOB Enerji Sempozyumu

•          ELECO-Uluslararası Sempozyumu

•          ELECO-Ulusal Sempozyumu

•          Elektromanyetik Alanlar ve Etkileri Sempozyumu

•          Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu

•          Elektrikli Raylı Ulaşım Sistemleri

•          Otomotiv Sempozyumu

•          Güneş Sempozyumu

•          ATEX/IECEX Sempozyumu

•          Elektrik Tesisat Kongresi

•          Asansör Sempozyumu

•          EEMKON

 

 

Ayrıca şubelerimiz tarafından denk bütçesi Oda Yönetim Kurulu tarafından onaylanmak üzere yerel etkinlikler yapılabilecektir.

 

Diğer Etkinlikler

 

Bu dönemde de Odamızın kendi yaptığı etkinliklerin yanı sıra TMMOB`nin, diğer odaların, kamu kurum ve kuruluşların, sivil toplum örgütlerinin yaptıkları etkinliklere katılım ve destek sağlanması planlanmaktadır.

Meslek alanlarımızı içeren birçok konudaki atölyelere, çalıştaylara, sempozyumlara, panellere katılım sağlanarak, Odamız görüşleri aktarılacak ve güncel gelişmelerle ilgili ortak açıklamalar yapılacaktır.

 

  

4.2 ODANIN MALİ YAPISININ GÜÇLENDİRİLMESİ ÇALIŞMALARI

  

Siyasi iktidarın odamızın gelir kaynaklarını sistemli bir şekilde yok etmeye dönük saldırıları nedeniyle içinde bulunduğumuz dönem dahil bir süredir gelir gider dengesinin korunmasında güçlük çekilmektedir. 48.Dönem Yönetim Kurulu, kurumsal bağımsızlığımızın en önemli garantisi olan üye ödentileri, mesleki denetim faaliyetleri ve meslek içi eğitim faaliyetleri başta olmak üzere tüm oda birimlerinde sistemli bir çalışma yürütülmesi için gereken her türlü çalışmayı yapacak, diğer yandan çoğu birimimiz tarafından titizlikle uygulanan mali disiplinden de taviz vermeyecektir.

 

EMO Bütçesi mevzuatımız gereği merkezidir. 48.dönem boyunca da merkezi bütçe anlayışı çerçevesinde şubeler ve Oda merkezi arasında sürdürülebilir ve şeffaf bir muhasebe ve raporlama sisteminin oluşturulması için gerekli düzenlemeler yapılacak ve belli periyotlarla YK Sayman üyeleri ve muhasebe görevlilerinin katılacağı toplantı ve çalıştaylar organize edilecektir.       

  

  

  

4.3 YAYIN ÇALIŞMALARI

 

Odamız, 48. Çalışma Dönemi`nde de bilim ve tekniğin toplum yararına sunulmasını mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sürekli gelişimlerinin sağlanmasını; üreten, sanayileşen ve demokratikleşen bir ülkenin yaratılmasını temel hedef alarak yayın faaliyetlerini geliştirerek sürdürecektir. Odamız kendi meslek alanlarından ve ülke gerçeklerinden yola çıkarak yaptığı çalışmalarda ortaya çıkan bilgi birikimini derleyerek, yayınlarını üyelerimizin ve toplumun kullanımına sunacaktır.

 

Odamızın süreli yayınları dışında kitap ve broşür yayınları sürdürülecek; web sitesinin ve elektronik haberleşme sistemimizin etkin kullanılması; kütüphane, arşiv ve dokümantasyon merkezimizin zenginleştirilerek işlevsel hale getirilmesi sağlanacaktır.

 

Üyelerimiz için önemli bir bilgi ve iletişim kaynağı olan Elektrik Mühendisliği Dergisi ile şube bültenlerinin düzenli yayınlanmasına devam edilecektir. Elektrik Mühendisliği Dergisi`nin daha çok teknolojik ve bilimsel yazıların, güncel teknolojik gelişmeler ve mesleki alanlarımızın işleyişine ilişkin güncel gelişmelerin aktarıldığı haber ve yazıların yer aldığı bir dergi olarak yayımlanmasına devam edilecektir. Yıllardır mevcut yapısını sürdüren Elektrik Mühendisliği Dergisi`nin biçim ve içeriği korunacaktır.

 

Elektrik Mühendisliği Dergisi`nin izlenebilir bir yayın olması yönünde hedeflenen çalışmalara devam edilecektir. Bu yönde dergi içerik ve biçim açısından ele alınarak, geliştirici çalışmalar yapılacaktır. Ayrıca tüm üyelerimizce okunan, takip edilen ve bir kaynak yayın niteliğini geliştiren çalışmalar yürütülecektir.

Tüm şubelerimizin, sektörün ve üniversitelerin dergimize yazı göndermeleri konusunda teşvik edici çalışmaların yürütülmesi hedeflenecek, gelen yazıların niteliği ve niceliğinin arttırılması için çaba gösterilecektir.

Geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de güncel gelişmeleri takip eden, meslek alanlarımızı kapsayan değişik konu başlıklarında özel sayılar ve dosyalar hazırlanacaktır.

  

 

4.4 MESLEK İÇİ EĞİTİM ÇALIŞMALARI

 

MİSEM (Meslek İçi Sürekli Eğitim Merkezi)

  

Odamızda, üyelerin meslek alanlarındaki gereksinim ve talepleri göz önünde bulundurularak uzmanlık alanlarımızla ilgili merkezi olarak yürütülen meslek içi eğitim programlarına devam edilecektir. MİSEM kapsamındaki mevcut eğitimlerin geliştirilmesi ve yeni alanların oluşturulması konusunda çalışmalar yürütülecektir.

 

MİSEM kapsamındaki eğitim kitaplarının, Oda bünyesinde kurulan komisyonlar aracılığıyla güncellenmesine devam edilecektir.

 

Ayrıca Meslek İçi Sürekli Eğitim Merkezimizin çalışmalarının daha işlevsel hale getirilmesi amacıyla;

 

·MİSEM kapsamında verilecek eğitimlerde görev alan eğitici sayısının arttırılması,

.MİSEM Eğitmenlerinin geçerlilik kriterleri için mevzuatın oluşturulması,

·Tüm eğitimlerle ilgili soru bankasının zenginleştirilmesi,

·MİSEM eğiticileri ve çalışanlarına yönelik örgüt içi eğitimlerin düzenli olarak sürdürülmesi

Sağlanacaktır.

 

 

Diğer Kurs, Eğitim ve Seminerler

  

Şubelerimiz tarafından düzenlenen seminer ve eğitim çalışmalarının daha kurumsal ve planlı şekilde yapılması sağlanacaktır. 

 

Örgüt İçi Eğitim

  

Oda çalışmalarında karşılaşılan sorunların en aza indirilmesi amacıyla yöneticilerimiz ve çalışanlarımız için örgüt içi eğitim programları düzenlenecektir.

 

Bu amaçla dönem içerisinde ihtiyaçlara göre belirlenecek konularda;

 

·Onur Kurulu Soruşturmacılarına

·Oda/Şube Yönetim Kurulu üyelerine, Şube denetçilerine ve temsilcilere

·Teknik görevlilerimize

·Büro görevlilerimize

·Muhasebe görevlilerimize

·MİSEM eğitmenlerimize

·MİSEM sorumlularımıza

 

yönelik kurs ve seminerler düzenlenecektir.

 

Ayrıca örgüt organlarında görev alan üyelere yönelik "toplumsal cinsiyet eşitliği" eğitimleri planlanacaktır.

 

 

4.5 TEKNİK ÇALIŞMALAR

 

4.5.1 Teknik Yönetmeliklerin Takibi ve Güncellenmesi

  

Şubelerimizle koordineli bir şekilde belirlenmiş program çerçevesinde aşağıdaki başlıklar öncelikli olmak üzere meslek alanlarımız il ilgili teknik yönetmelik ve diğer mevzuat yoğun bir şekilde takip edilecek ve gerekli güncelleme çalışmaları yapılacaktır.

 

·       EMO Test ve Devreye Alma Formlarının Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi

·       Binaların Yangından Korunması Hakkındaki Yönetmelik

·       Doğal Gaz Teknik Şartnamesi

·       Solar Enerji Elektrik İletimi ile İlgili Tüm Teknik Mevzuatın Taranarak (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge Vb.) Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi

·       Elektrik Tesisatları Topraklamalar Yönetmeliği

·       Güncel Yönetmelik Doğrultusunda "Topraklama Yönetmeliği Uygulama Kılavuzu" Hazırlanması

·       Elektrik Tesisleri Proje ve Kabul Yönetmelikleri

·       BTK Bina İçi Elektronik Haberleşme Tesisatı Teknik Şartnamesi‘nin Güncel Standartlar Doğrultusunda Güncellenmesi

·       Elektrikli Araçlar ve Şarj İstasyonları İlgili Tüm Mevzuatın (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge Vb.) Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi Ve Sürekli Takip Edilmesi

·       1 Kv Üstündeki Yüksek Gerilim Tesislerinde İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Tüm Teknik Mevzuatın Taranarak (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge Vb.) Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi Ve Sürekli Takip Edilmesi. Bu Konuda Yönetmelik Çalışması Yapılması

·       Elektrik İç Tesisleri Proje Hazırlama Yönetmeliği

·       Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği

·       A.G. Tesislerinde Güç Hesabı ile İlgili Tüm Teknik Mevzuatın Taranarak (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge vb.) Güncel Gereksinimler, EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi ve Sürekli Takip Edilmesi

·       Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği (1 kV Üstü Olarak Hazırlanması)

·       Patlayıcı Ortamlar ile İlgili Tüm Teknik Mevzuatın Taranarak (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge Vb.) Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi ve Sürekli Takip Edilmesi

·       1 kV Altındaki Alçak Gerilim Tesislerinde İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Tüm Teknik Mevzuatın Taranarak (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge Vb.)  Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi ve Sürekli Takip Edilmesi. Bu Konuda Yönetmelik Çalışması Yapılması.

·       Şantiyelerde İş Sağlığı ve Güvenliği ile İlgili Tüm Teknik Mevzuatın Taranarak (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge vb.) Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi Ve Sürekli Takip Edilmesi. Bu Konuda Yönetmelik Çalışması Yapılması.

·       Asansörler ile İlgili Tüm Teknik Mevzuatın Taranarak (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge vb.) Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi Ve Sürekli Takip Edilmesi

·       EPDK Tarafından Yayınlanan Mevzuatlardaki Teknik Konular (Kanun, Tüzük, Yönetmelik, Genelge, Tebliğ, Yönerge vb.) Taranarak Güncel EN, IEC Standartları Doğrultusunda Güncellenmesi ve Sürekli Takip Edilmesi

·       Yapı Elektronik Sistem ve Tesisatlarına (YEST) ait Mühendislik Hizmetleri İşletme Sorumluluğu Yönetmeliği ile YEST Uygulama Usül ve Esasları hakkında geçtiğimiz dönemlerde başlatılan çalışmanın sonlandırılması,

 

4.5.2 SMM Hizmetleri ve Mesleki Denetim Çalışmaları

 

Odamız, Serbest Müşavirlik ve Mühendislik (SMM) Hizmetleri ve En Az Ücret Yönetmeliği ile standartlaştırdığı ve yönetmelikte tanımladığı SMM hizmetleri kapsamındaki uzman üyelerince üretilen hizmetlerin, mesleki denetim hizmetlerini kesintisiz olarak sürdürmektedir. SMM hizmetleri kapsamında tanımlanan alanlarda tüm şube ve bağlı il, ilçe ve mesleki denetim bürolarında yürütülen mesleki denetim hizmetlerinin kalitesinin arttırılması ve ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması yönündeki Oda merkezi eliyle yürütülen çalışmalar 48. Dönemde de önemli bir yer tutacaktır.

 

Odamız; ülkemizin her alanında çağdaş, planlı, sağlıklı yaşanabilir çevre, güvenli barınma hakkını tesis eden bir kentleşme ve sanayileşme hedefinin yaşama geçirilmesi sürecindeki toplumsal ihtiyaçların kamu yararı esas alınarak gerçekleştirilmesi için, uzmanlık alanımıza giren konularda yürütülen SMM hizmetleri ile bu kapsamda yürütülen teknik hizmetlere yönelik yasal ve ikincil mevzuat hazırlama süreçlerinde de aktif rol almaya devam ederek, verilen hizmetlerin yürütülmesinde yaşanan sıkıntıların aşılması konusunda kararlılıkla mücadele edecektir.

 

Ayrıca Odamız adına SMM hizmetleri kapsamında mesleki denetimde görevlendirilen Oda teknik görevlileri ile SMM başvuru dosyalarının hazırlanmasında çalışan Oda personeline yönelik olarak Oda İçi Mesleki Denetim ve Kontrol Eğitimleri düzenlenmesi hedeflenmektedir.

 

Ayrıca şubelerimiz üzerinden şube etkinlik alanında SMM hizmeti yürüten bürolar ve yetkili SMM‘ler ile sürekli iletişim ve paylaşım süreçlerinin kurulmasına yönelik büyük çaba harcanacaktır.

 

SMM üyelerin kurumlardan kaynaklı sorunların çözümüne azami gayret sarf edilecektir. SMM Komisyonu üzerinden gelen üye istek ve uyarıları dikkatle değerlendirilecek, değişen kurum uygulamalarından ilgili üyelerimizin öncelikle haberdar olmaları sağlanacak, üyelerimizin hukuki ve mali konulardaki karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik çalışmalar yapılacak ve SMM üyelere yönelik, düzenli aralıklarla bilgilendirme ve iletişim amaçlı genel üye toplantıları düzenlenmesi sağlanacaktır.

 

İşletme sorumluluğu hizmetlerinin yaygınlaştırılması, denetlenmesi ve sürdürülebilir olması amacıyla SMM Komisyonu aracılığıyla gerekli çalışmalar yapılarak hayata geçirilmesi sağlanacaktır.

 

SMM-EMO, diğer odalar, işveren, resmî kurumlarla ilişkiler, TUS ve yapı denetim uygulamaları konusunda çalışmalar yapılarak SMM`lerin sorunları hakkında kalıcı çözümler üretilecek ve uygulamaya konacaktır.

 

Serbest mühendislik alanında, kamu yatırımları dışında kalan tüm yatırımların bu alanda çalışan meslektaşlarımız tarafından yapıldığı dikkate alındığında SMM üyelerin sorunlarının giderilmesi amacıyla ayrıntılı çalışma yapılması sağlanacaktır.

 

Mesleki haklarımızı yok varsayan ve diğer mühendislik disiplinleri ile eşit koşullarda çalışmamızı elimizden alan; yasa, yönetmelik, yönerge ve genelgelerin kaldırılması ve uygulanmasının engellenmesi için sırası ile gerekli girişimlerin yapılması sağlanacaktır. Sürece tüm şube ve temsilciliklerin katılımı SMM Komisyonumuz aracılığıyla sağlanacaktır.

 

Halkımızın ve üyelerimizin çıkarlarını önde tutarak uzun yılların tecrübelerinin birleştirilmesi sonucu ortaya çıkan mesleki uygulamalarımızda ve çalışma alanlarımızda etik değer ve adaletin sağlanması için hazırlanmış yürürlükteki yönetmeliklerimizin uygulanması için titizlik içinde olunacaktır.

 

 

4.6 ODA KOMİSYON, KURUL VE ÇALIŞMA GRUBU ÇALIŞMALARI

 

Şubelerde oluşturulan komisyonlar da dikkate alınarak ihtiyaca göre merkezi komisyonların oluşturulması sağlanacaktır. Komisyon çalışmalarının dönem sonunda çalışma raporu ile üyelerimize aktarılması sağlanacak, ihtiyaç duyulduğunda süreli komisyonlar kurulup Oda görüşleri ve raporlarının oluşturulması konusunda çalışmalar yapılacaktır. Oda çalışmalarının daha etkin ve verimli yürütülmesi amacıyla Şubelerimiz ve Oda Merkezimizde uzmanlık alanlarımıza ilişkin süreli ve sürekli komisyonlarımızın oluşturulması sağlanacaktır.

 

 

Bu çerçevede 48. Dönemde aşağıdaki komisyon ve çalışma grupları kurulacaktır:

 

·       MİSEM Daimî Komisyonu

·       SMM Daimî Komisyonu

·       Etik Komisyonu

·       İşçi Sağlığı ve Güvenliği Komisyonu

·       Ücretli ve İşsiz Mühendisler Komisyonu

·       Kadın Komisyonu

·       Enerji Daimî Komisyonu

·       İklim Değişikliği İzleme ve Çalışma Grubu

·       Nükleer Enerji İzleme ve Çalışma Grubu

·       Bilişim ve İletişim Teknolojileri Komisyonu

·       Elektronik Mühendisliği Meslek Dalı Ana Komisyonu

·       Biyomedikal Mühendisliği Meslek Dalı Ana Komisyonu

·       Asansör ve Elektromekanik Taşıyıcılar Daimî Komisyonu

·       Yapı Denetim Daimî Komisyonu

·       Elektrik Araçlar ve Raylı Sistemler Çalışma Grubu

·       Yönetmelikler Komisyonu

·       Teknik Yönetmelikler Komisyonu

 

Bunlar dışında dönem içinde ihtiyaç duyulması halinde yeni komisyon, kurul ve çalışma grupları kurulabilecektir.

 

 

4.7 HUKUKİ ÇALIŞMALAR

 

Odamızı, meslek disiplinlerimizi ve meslek mensuplarını ilgilendiren mevzuat düzenlemelerinde Odamızın ve üyelerimizin etkinliğinin sağlanması, Odamızca ya da Odamıza karşı açılan davaların en olumlu şekilde sonuçlandırılması amacıyla şubelerimizle koordinasyon içerisinde bu dönemde de çalışmalar ivmelendirilerek sürdürülecektir.

Dönem içerisinde;

 

·Odamızın açtığı, müdahil olduğumuz veya Odamıza karşı açılan ve kamu genelini ilgilendiren davalar hakkında bilgi akışının devam ettirilmesi sağlanacaktır.

 

·Odamızın taraf olduğu davaların bir dosyalama sistematiğine göre dosyalanması ve şubelerimizde sonuçlanmış davaların karar örneklerinin merkezi olarak arşivlenmesi sağlanacaktır.

 

·Meslek alanlarımızla ilgili mevzuat düzenlemelerinin sürekli takibi yapılarak, Odamızın müdahilliği konusunda çalışmaların yürütülmesi ve Oda görüşleri ile eğilimlerinin bu düzenlemelerde yer alması sağlanacaktır.

 

 

4.8 KURUM VE KURULUŞLARLA İLİŞKİLER

 

Bakanlıklar, TBMM, Hükümet, kamu kurum ve kuruluşları ve üniversitelerle ilişkiler geliştirilerek sürdürülecektir.

  

  

4.8.1 Bakanlıklar, Kamu Kurum ve Kuruluşlarıyla İlişkiler

  

Meslek alanlarımızla ilgili konularda bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile ilişkilerin geliştirilmesi ve kalıcılaştırılması çalışmaları yürütülecektir.

 

Bu amaçla;

 

48. Dönemde de Oda Yönetim Kurulu tarafından bakanlık, kurum ve kuruluşlarının düzenli ziyaretleri hedeflenmektedir. Bu ziyaretler kapsamında özellikle gerçekleştirmiş olduğumuz kongre, kurultay ve sempozyumlara aktif katılımın sağlanması konusunda çalışmalar yürütülecektir. Ayrıca karşılıklı görüş alışverişleri yapılarak;

 

·Oda görüşlerinin kurum, kuruluş ve derneklere aktarılması,

·Bakanlıklar, kurum ve kuruluşlardaki üyelerimizin uzmanlık alanlarına göre birikimlerinin Odaya aktarılması,

·Meslek alanlarımız ile ilgili çıkan yasalar, yönetmelikler vb. konularda ortak çalışmalar yürütülerek Oda görüşlerimizin aktarılması,

·Meslek alanlarımızla ilgili konularda ilgili bakanlık ve kuruluşlarda oluşturulan teknik komiteler ve çalışma gruplarında aktif bir şekilde yer alınması sağlanacaktır.

 

4.8.2 Oda Disiplininde Yer Alan Mühendis Kökenli Milletvekilleri İle İlişkiler

 

48. Dönemde Odamız tarafından çeşitli konularda hazırlanacak kitapların, Oda süreli yayınlarının ve basın duyurularının Odamız meslek disiplininde yer alan ve TBMM`de milletvekili olarak görev yapan meslektaşlarımıza sürekli olarak gönderilmesi sağlanacaktır. Odamız tarafından oluşturulan yayın (mesleki, söyleşi, etkinlik, seminer vb.) ve Oda süreli yayınlarının TBMM Kütüphanesi`ne gönderilmesi, özellikle çalışma yapan milletvekili ve danışmanlarının kullanımına açılması sağlanacaktır.

 

4.8.3 Meslek Alanlarımızı İlgilendiren Sektör Kuruluşları İle İlişkiler

 

Sektör kuruluşları ile Odamızın bugüne kadar kurmuş olduğu ilişkilerin daha da geliştirilerek kurumsallaştırılması amacıyla konu bazında bir araya gelinecektir. Bilgi birikimi ve deneyim paylaşımı ile ilişkilerin geliştirilmesi kapsamında gerçekleştirilen toplantılara devam edilecektir. Oda-sektör dernekleri buluşması gerçekleştirilecek, buluşmanın ardından yerel düzeyde toplantılar devam edecektir. Toplantılardan çıkan sonuçlar merkezi olarak birleştirilerek sorunlar ve çözüm önerileri şeklinde örgüte ve sektör derneklerine duyurulacaktır. Sektör derneklerinin tüm iletişim bilgileri Oda Web Sitesi`nde yer alacak ve bu bilgilerin güncelliği korunacaktır.

 

 

 

 

4.8.4 Üniversitelerle İlişkiler

 

Oda-üniversite ilişkilerinin kurumsallaştırılması çalışmaları sürdürülecektir. Oda-üniversite ilişkilerinin geliştirilmesi amacıyla başlatılan çalışma, yerelden merkeze doğru gerçekleştirilecek, Oda-üniversite buluşması hayata geçirilecektir. Ayrıca üniversite iletişim bilgilerinin güncelliği sağlanacak, web sitesinde yayınlanacak ve her konuda bölüm sekreterleriyle ilişki kurulacaktır.

 

Toplantı sonuçları özellikle EMO-Genç`e, eğitim sempozyumlarına ve ilgili kongre, kurultay ve sempozyumlara bir veri oluşturmak üzere taşınacaktır.

Dönem içerisinde yayınladığımız kitapların ve süreli yayınların üniversite kütüphanelerine gönderilmesi sağlanacaktır.

 

 

 

4.8.5 Demokratik Kitle Örgütleri ve Sendikalarla İlişkiler

 

Geçmiş dönemlerde olduğu gibi bu dönemde de demokratik kitle örgütleri ve sendikalarla olan ilişkiler geliştirilerek kurumsallaşması yönünde çabalar harcanacaktır. Özelde meslek alanlarımızla ilgili sendikalarla, genel olarak sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kitle örgütleri ile özelleştirme ve piyasalaştırmaya karşı, bizlere dayatılan ve kamunun talanı anlamına gelen yasal düzenlemelere, özellikle bölgemizde süren emperyalist savaşa karşı eylemlilikler örgütleyerek; bağımsız, üreten ve insani bir kalkınmayı hedefleyen bir Türkiye için çalışmalar yürütülecektir.

Ekonomik, demokratik ve özlük haklarımızın daraltılmasına karşı özellikle kamu çalışanları sendikalarıyla ortak etkinlikler yapılacak, kamusal hizmetlerin halkın kullanımına eşit ve ücretsiz ulaşması için çalışılacaktır. Bu amaçla;

·Meslek alanlarımızla ilgili sendikalarla birlikte oluşturulacak olan platformlarda,

·Küreselleşme karşıtı oluşturulacak olan platformlarda,

·Savaş karşıtı platformlarda,

·Özelleştirme Karşıtı Platformlarda

·Nükleer Karşıtı Platformda yer alınarak aktif görevler üstlenilecektir.

 

Gerek konu bazında gerekse genel olarak oluşturulan platformlarla birlikte izleme komisyonları oluşturulması yönünde çalışmalar yürütülerek, siyasal iktidarın uygulamalarının sürekli mercek altında tutulması yönünde çalışmalar yapılacaktır.

 

Tüm bu çalışmaların yanında ikili veya daha çoklu çalışmalar yürütülerek meslek alanlarımızla ilgili etkinliklerin (kongre, kurultay, sempozyum, panel vb.) düzenlenmesi konusunda çalışmalar yürütülecektir.

 

Gerek ülke gündemine ilişkin gerekse meslek alanlarımıza yönelik ortak mücadele ve eylemliliklerin geliştirilmesi için çalışmalar yürütülecektir.

 

4.8.6 TMMOB ile İlişkiler

  

Geçmiş dönemlerde olduğu gibi 48. Dönemde de TMMOB çalışma guruplarında ve İKK çalışmalarında Odamız etkin bir şekilde yer alacaktır. Tüm TMMOB etkinliklerine aktif katılım sağlanarak örgütleyicisi olunacaktır.

 

TMMOB adına gerçekleştirmekte olduğumuz TMMOB Enerji Sempozyumu`nun 48. Dönemde de gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca diğer odalarımızın TMMOB adına düzenledikleri kongre, kurultay ve sempozyumlara katılım sağlanarak destek verilecektir. TMMOB`ye olan maddi yükümlülüğümüz aksatılmadan yerine getirilecektir.

 

Dosyalar

48. Dönem Çalışma Programı (253 KB)



EMO TV’DE NÜKLEER ENERJİ VE COP29 DEĞERLENDİRİLDİ

28.11.2024
 


Çok Okunanlar


ELEKTRİKTE YENİ DÜZENLEME. OCAK AYINDA FATURALAR NASIL GELECEK? (HALKTV.COM.TR)

SMM VE MESLEKİ DENETİM ÇALIŞTAYI

HÜ ELEKTRİK VE ELEKTRONİK 50 YAŞINDA

13. ULUSAL ELECO BAŞLIYOR

EMO GİZLİ ZAMMI YARGIYA TAŞIDI

BPS VE İBK DÜZENLEME KURULU İLK TOPLANTISI YAPILDI

EMO TV’DE “EMEKLİ OL(AMA)MAK” TARTIŞILDI

PROF. DR. AYHAN ÇİLİNGİROĞLU VEFAT ETTİ

CHP İZMİR MİLLETVEKİLİ TÜRELİ EMO’YU ZİYARET ETTİ

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: YANGIN ALGILAMA VE UYARI SİSTEMLERİ

Okunma Sayısı: 72


Tüm Yönetim Kurulu İçeriği

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.