Meral TAMER ENERJİDE HATALARI TEKRARLAMAMAK Bahçeşehir Üniversitesi'nden gelen davetiyede, Türkiye'de Enerji ve Kalkınma 1. Ulusal Sempozyumu'nun uzman konuşmacı yelpazesinin zenginliğini görünce, 26 Nisan günkü tüm randevularımı iptal ettim ve asistanım Özlem Ertem'le birlikte bütün gün enerjiyle haşır - neşir olmaya karar verdik.Çok isabetli bir karar vermişiz. Zira üniversitenin Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel'in de toplantının açılışında ifade ettiği gibi "Türkiye'nin, hatta dünyanın en önemli sorunu haline gelen enerjinin geleceği" ile ilgili geniş bir ufuk turu yapma ve değerli bilgilerle donanma imkânı bulduk.Yücel'in ardından kürsüye, Bahçeşehir Üniversitesi adına sempozyumu organize eden emekli general Prof. Dr. Oktay Alnıak geldi. Alnıak'ın konuşması, benim açımdan şaşırtıcı hoş bir sürprizle başladı:"Bundan tam 20 yıl önce 26 Nisan 1986 gününün ilk saatlerinde Ukrayna'da bulunan Çernobil Nükleer Santralı'nda meydana gelen nükleer kaza, insanlık tarihinin gördüğü en büyük çevre felaketlerinden biri olarak tarihteki yerini alacak, 2. Dünya Savaşı'nda Japonya'ya atılan atom bombasında da olduğu gibi kontrolsüz gücün nelere mal olacağının etkileri, çok uzun yıllar sonra bile devam edecekti.Tarihte 26 Nisan'lar İlk defa bir Türk pilotu, bir Türk tayyaresiyle Türk toprakları üzerinde uçtu. (26 Nisan 1912, Fesa Bey) Fransa, nükleer test gerçekleştirdi. (26 Nisan 1986) Yüksek Seçim Kurulu kuruldu. (26 Nisan 1961) NASA, uzay aracı S - 201'i uzaya gönderdi. (26 Nisan 1978) ABD, yeraltı nükleer testi gerçekleştirdi. (26 Nisan 1968) ABD, Nevada test sahasında nükleer test gerçekleştirdi. (26 Nisan 1968 ve 26 Nisan 1973) Mançurya'da bir kömür ocağındaki patlamada 1549 kişi öldü. (26 Nisan 1942) Kanuni Sultan Süleyman, Viyana yolunda Macaristan'ı fethetti. (26 Nisan 1532)Olayın temelinde enerji var. Enerjiyi iyi kullanırsanız iyi sonuçlar, kötü kullanırsanız kötü sonuçlar alınıyor. Enerjisi olan, kendisini iyi yönetiyor; enerjisi çok olan, dünyayı yönetmeye kalkıyor."Hataları tekrarlamakRektör Prof. Dr. Süheyl Batum'un da kısa konuşmasında ifade ettiği gibi "Tarihte petrol ve diğer enerji kaynaklarının, siyasal ve stratejik perspektifleri değiştirdiği pek çok dönem var. Bugünlerde de aynen böyle bir dönemi yaşıyoruz." Dünyada enerji konusunda saflar yeniden belirlenirken, Türkiye kendine nasıl bir yön çizecek? Geçmişteki hataları tekrarlamaya devam edecek miyiz? Örneğin sempozyumun konuşmacılarından Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Başkanı Süreyya Yücel Özden'in hatırlattığı gibi 90'lı yıllarda Türkiye'nin enerji politikası neydi ki, Rusya ile bu kadar büyük bağlantılar yapıldı?Ya da yine toplantının konuşmacılarından EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu) Başkanı Yusuf Günay'ın işaret ettiği gibi "Türkiye, şu anda tükettiği elektriğin tümünü sudan elde edebilecek kaynağa sahip olduğu halde bunu kullanamayan bir ülke. Elektrik enerjisine çeviremediğimiz 8 - 10 milyar dolarlık bir kaynağı her yıl denize döküyoruz."Emekli generallerin ve nükleer enerjiden yana akademisyenlerin ağırlıkta olduğu sempozyumun devamı yarın. MİLLİYET, 27 NİSAN 2006
|