MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

BİLİŞİM KOMİSYONU RAPORU


GÖRÜŞ / RAPOR

TMMOB

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

40.GENEL KURULU

BİLİŞİM KOMİSYONU RAPORU

08 Nisan 2006

Çağımız, bilişim teknolojileri ile karakterize edilmekte ve bilişim teknolojilerindeki gelişmelere vurgu yaparak, önemli toplumsal, ekonomik ve politik değişimlerin gerçekleştiği iddia edilmektedir. Bilişim alanında yaşanan gelişmelerin üretim süreçlerinde ve gündelik yaşamdaki etkileri elbette ki yadsınamaz. Ancak bilişim teknolojilerinin yayılması ve bu teknolojilerin ekonomik gelişme yanında toplumsal ve kültürel olarak da avantaja dönüştürülmesi için uygulanacak politikaların belirlenmesi önem taşımaktadır. Bu politikaların kapsamı ise elbette ki ülkelerin büyüklüğüne, kaynak donanımına ve tarihi geçmişine bağlı olarak değişmektedir. Pek çoklarına göre, küçük bir grup sanayileşmiş ülke ile azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler arasındaki giderek açılan aranın bir biçimde kapatılmasında ülkelerin teknolojik yeniliklerin yayılması ve bu yeniliklerin içselleştirilmesi konusunda uygulayacakları politikaların ve bu bağlamda da “ulusal yenilik sistemi” diye bilinen kavramın önemli hale geldiğini söylemektedirler. Ancak ulusal yenilik sistemi konusunda doğrudan uygulanacak bir şablon yoktur. Bu noktada sanayi ve eğitim politikaları ile sıkı sıkıya bağlı uzun dönemli bir ulusal teknoloji politikası temel öneme sahiptir.

Bu gerekçelerle, bilişim sektörüne sadece teknoloji politikası açısından ya da üyelerinin bir kısmının çalıştığı bir sektör olarak değil, eğitim-sanayi-teknoloji boyutlarında ve alanın yapısı ve aktörleri bağlamında çok yönlü olarak yaklaşılmalıdır.

Oysa bugüne kadar Türkiye'de, çok yönlü yaklaşım sergileyen, emekten yana, sömürüye karşı bir bilişim politikası oluşturulamamış veya oluşturulmuş kısmi politikalar da, ilgili kurum/kuruluşlar tarafından tam olarak anlaşılamaması/benimsenememesinden dolayı uygulanamamıştır. Bu da bilişim sektörünü ve çalışanlarını, AB, Dünya Bankası ve IMF eksenli politikaların güdümünde aşırı rekabetçi, sınıflandırıcı ve bireyciliğe itmiştir.

Bilişim sektörünün, en stratejik ve ekonomiye en fazla katma değer sağlayan sektör olduğu geniş kesimler tarafından tartışmasız kabul görmektedir. Bu nedenle, bilişim teknolojileri ve altyapı üzerinden sunulan hizmetleri ön plana çıkartan stratejilerin geliştirilmesini, teknolojinin bilinçli kullanılmasını, yeni teknolojiler üretilmesini, teknolojik gelişmelerin toplumsal ve ekonomik faydaya dönüştürülmesini, çalışanların örgütlülüğünü ve dayanışmasını ve ulusal eylem planının oluşturulmasını amaçlayan politikalar hızlı bir şekilde oluşturulmalıdır.

Özgür ve açık kaynak kodlu yazlım, yerli üretimi ve ulusal yenilik sistemini motive etmekte ve yazılım alanını tek başına egemenliği altında tutan çok uluslu şirketlerin ürünlerine bir direnişi simgelemektedir. Son birkaç yıldır, bağımsız bir teknoloji politikası oluşturmak ve bilişim teknolojilerindeki gelişmeyi ekonomik, toplumsal ve kültürel bir gelişmenin odağına yerleştirmek isteyen ülkeler, bu konuya çokça vurgu yapmaktadır. Özgür ve açık kaynak kodlu yazılımın önemli bir konu olarak ele alınmasının sebeplerine baktığımızda, öncelikle yazılım teknolojisinin öğrenilmesi ve içselleştirilmesinin önemsenmesi ile karşılaşmaktayız. Yazılım, kalkınmada stratejik sektör olarak yer alması ve bağımsız bir yazılım sektörünün yaratılmasının hedeflenmesi gereken bir sektör olarak kaşımıza çıkmaktadır. Bu hedefin gerçekleştirilmesi için de özgür ve açık kaynak kod yazılım, yazılımın kaynak kodunun toplumsal mülkiyetine olanak sağlamasıyla önem kazanmaktadır.

Güncel bir konu olarak e-devlet politikaları bugünlerde sürekli gündeme gelmektedir. Son dönemde iyice anlaşılmıştır ki, e-devlet için sürekli baskı kuranlar kamu hizmetlerinin etkinleştirilmesi için değil, kendilerine bir pazar yaratılması için çalışmaktadırlar. Burada yaratılacak pazardan faydalanmak için büyük dünya tekelleri ülkemize yaptıkları ziyaretleri arttırmışlardır. EMO bu duruma müdahil olmalı ve kamu kaynaklarının yağmalanmasına ve yeni teknolojik bağımlılıklar yaratılmasına karşı durmalıdır. E-devlet çabası açık bir bilişim stratejisinden bağımsız olarak düşünülemez. Yukarda belirttiğimiz hususlardan da net olarak anlaşıldığı gibi e-devlet çabalarına halktan yana bilişim politikaları damgasını vurmalı, özgür ve açık kaynak kodlu yazılımlar bu alanda tercih edilmelidir. E-devlet çalışmaları ülkemizde teknolojinin geliştirilmesi ve AR-GE faaliyetlerinin artması için bir fırsat olarak değerlendirilmeli ve buna uygun yürütülmelidir.

Ulusal bir teknoloji politikasının temel özellikleri, yeni teknolojileri öğrenmek ve uygulamakla ilgilidir. Yeni teknolojileri öğrenmek ve uygulamak söz konusu olduğunda, entellektüel sermaye ve buna bağlı olarak eğitim ve öğretim kurumları önem kazanmaktadır. Bu noktada, bilişim sektörü çalışanlarının pek çoğunun EMO üyesi olması gündeme gelmektedir. Bilişim sektörünün diğer alanlardan yeni, farklı ve dinamik bir yapıya sahip olması bu alanda diğer alanlarda kullanılan mekanizmaların kullanılmasını, alanın bir emek piyasası olarak örgütlenmesi sürecini farklılaştırmaktadır. Diğer taraftan bu alan, işgücü anlamında küreselleşmenin, GATS gibi anlaşmaların doğrudan etkisi altındadır. Bu alanda çalışan EMO üyeleri tüm bu sorunların bilinciyle, örgütlenmesi, örgütlenmelerini güçlendirmesi ve kendi meslek alanının kaderini tayin edebilme yeterliliğine kavuşması, bunun yanında bilişim alanında çalışanların meslek tanımlarının yapılması, özlük haklarının ve çalışma koşullarının değerlendirilmesi ve bu alana örgütlü müdahalelerde bulunulması önemli bir gereksinimdir. Bilişim sektöründe fazla mesainin, esnek çalışmanın normal bir hal aldığı gözlenmektedir. Ayrıca, bilişim alanında ücretleri düşürmek ve son değerlendirmede ürünlerini kullandırmak isteyen firmaların düzenlediği sertifikasyon programları söz konusudur. EMO bu konu ile ilgili davalar açmış ve bu programlara katılanlara mühendis unvanı verilmesinin önüne geçmiştir. Ancak bu sertifikasyon programları ile mücadele, sadece mühendis unvanı çerçevesinde değil, piyasadaki tekelleşmeye karşı, kendi teknolojisini üreten bir ülke olma hedefi çerçevesinde sürdürülmek zorundadır.

Bilişim sektöründe çalışacak uygun ve doğru insan gücünün (mühendis ve ara elemanların) yetiştirilebilmesi için, öncelikle bilişim sektöründe meslek tanımlamalarının yapılması ve bu tanımlamalara göre bütün üniversitelerde ve meslek liselerinde uygulanacak öğretim programlarının hazırlanarak hayata geçilmesi gerekmektedir.

Tüm bu belirtilen çerçevelerde, EMO’nun, bilişim teknolojilerinin ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerin aracı olması, bilişim teknolojilerinin sunduğu olanakların gözetim toplumu değil de demokratik bir topluma neden olması, alanda çalışanların haklarının ve görevlerinin bilincinde, örgütlü hale gelmesi için gerekenleri yapması, projelere, strateji ve plan yapma ya da politika oluşturma süreçlerine ilişkin toplumsal bilincin ve taleplerin yaratılması ve müdahil olunması için gereken uzmanlık, bilgilendirme ve eylemlilik mekanizmalarını yaratması önem taşımaktadır.

 

BİLİŞİM KOMİSYONU ÜYELERİ

Mehmet YAZICI, Şule TANSAL, Mehmet TIRGİL, Ceren Görkem ÇOŞKUN

08Nisan 2006



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


ANKARA ŞUBE GENEL KURULU YAPILDI

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU HAZİRUN LİSTESİ ASKIYA ÇIKIYOR

FUKUSHİMA FELAKETİNDEN DERS ALMALI VE NÜKLEER GÜÇ SANTRALI GİRİŞİMLERİNİ SONLANDIRMALIYIZ!

ÇEVRİMİÇİ SEMİNER: ENDÜSTRİYEL UYGULAMALARDA ZAMAN VE SENKRONİZASYON

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO HÜKÜMETİ NÜKLEER SANTRAL İLE İLGİLİ UYARDI: SONLANDIRIN! (TRAKYA DEMOKRAT)

EMO: FUKUSHİMA NÜKLEER FELAKETİNDEN DERS ALINMALI! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMO’DAN FUKUSHİMA’NIN YILDÖNÜMÜNDE ‘AKKUYU’ UYARISI (BASKENTGAZETE.COM.TR)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 3192


Tüm Görüşler - Raporlar

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.