 |
Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Türk Telekom grevinde yaşanan gelişmeler üzerine bugün (17 Kasım 2007) bir basın açıklaması yaptı. Haber-Sen, EMO ve MMO’nun birlikte hazırladığı ve greve ilişkin yasal süreci anımsatan bildirinin dağıtılmasına dahi tahammül edilemediği belirtilen açıklamada, “Bu bildiriyi dağıtanlar gözaltına alınmakta, grev kırıcılığına göz yumulmakta, çalışanların en temel insan hakkı olan yaşama hakkını elinden alacak bir uygulamayla eczanelerden ilaç alımı engellenmekte, grev hükümetin el altından verdiği destekle söndürülmeye çalışılmaktadır” denildi. Basın açıklamasının tam metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI
GREVE GİZLİ ELLER MÜDAHALE EDİYOR Türk Telekom‘da çalışan işçilerin sürdürdüğü grev üzerinden ülkemizde görülmedik bir baskı uygulanmaktadır. Yasal süreci anımsatan bir bildirinin çalışanlara dağıtımına dahi tahammül edilememekte, bu bildiriyi dağıtanlar gözaltına alınmakta, grev kırıcılığına göz yumulmakta, çalışanların en temel insan hakkı olan yaşama hakkını elinden alacak bir uygulamayla eczanelerden ilaç alımı engellenmekte, grev hükümetin el altından verdiği destekle söndürülmeye çalışılmaktadır. Basın Yayın ve İletişim Emekçileri Sendikası (Haber-Sen), Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ve Makina Mühendisleri Odası olarak birlikte hazırladığımız "Telekom Çalışanlarına Çağrımızdır: Greve Sahip Çıkalım" başlıklı ortak bildiriyi dağıttıkları gerekçesiyle İzmir‘de 5 Haber-Sen il yöneticisi, dün (16 Kasım 2007) saat 07:45‘de gözaltına alınmıştır. Söz konusu bildiride Telekom‘da çalışan mühendislerin üye oldukları meslek odalarından EMO ve MMO ile özelleştirme öncesi kamu çalışanlarının örgütlü olduğu ancak özelleştirme sonrasında bu işkolundaki yetkisiyle ilgili hukuki mücadelesini sürdüren Haber-Sen, sendikasız bırakılan Telekom çalışanlarının grevdeki işçilerin yerine çalıştırılmalarının ve çalışmalarının yasal olmadığını vurgulamıştır. Türk Telekom İcra Kurulu Başkanı Paul Doany, 15 Kasım 2007 tarihinde çalışanlara gönderdiği mektupta, "Greve katılmayan üyelerimizi, yasalar ve iş sözleşmeleri çerçevesinde kendileri için yapabileceğimiz ne varsa yapacağımız konusunda temin ederiz" diye seslenmektedir. Gerçekten yapabileceklerini yapmaktadırlar. Eczanelerle olan sözleşmeleri kapsamında ödeme yükümlüsü oldukları ilaç paralarını ödemeyeceklerini ileterek, greve katılmayanlar da dahil olmak üzere tüm çalışanların, en temel insan hakkı olan yaşam haklarını ellerinden alma anlamına gelecek bir cezalandırma yöntemini, Türk Eczacıları Birliği‘nin de yasal olmayan tutumuyla beraber uygulamaya geçirmişlerdir. Tepkiler üzerine "Türk Eczacıları Birliği Telekom işçilerinin grev ve ilaca ulaşım hakkını savunmaktadır" açıklaması yapan Türk Eczacılar Birliği, Türk Telekom‘la yaptığı yazılı bile olmayan şifahi bir görüşmeye dayanarak, Eczacı Odalarına bildirdiği "grev kapsamına giren personele ait reçetelerin karşılanmaması uyarısı yapılmasına" yönelik talimatını geri çekmemiştir. Oger Telecom, yabancı sermaye oldukları gerekçesiyle kendini mağdur gösterme arayışına girmiştir. Ne yazık ki Türk Telekom‘un alıcısı olan şirket mağdur değil, tersine mağdurlar yaratan bir zihniyete sahiptir. Üstelik insanların yaşam hakkı üzerinden bir mağduriyet yaratmayı göze almaktadır. Bu mağdur etme anlayışı Doany‘nin mektubunda yer verdiği savunma gerekçeleriyle de ortaya çıkmaktadır. Özelleştirme ile kamu tekeli konumundan özel tekel haline gelen Türk Telekom, Doany‘ye göre yatırım yapabilmek için işçilerin ücretlerinden kısarak kar etmek ve verimli olmak zorundadır. Yine mektupta, yapı işleri ve bakım işleri adı altında taşeronlaştırmaya giderek, düşük ücretli çalışanlarla rekabet anlayışına sahip olunduğu ortaya konulmaktadır. Kamu hisselerinin halka arzında ülkenin karlı çıkabilmesi için çalışanların düşük ücreti ve hatta sendikasızlaşmayı kabul etmelerini istemektedir. Blok satış yoluyla özelleştirmeden Türkiye 2 yıl içinde ne tür bir kar elde etmiştir ki, halka arzdan bu ülkenin kar beklentisi olabilsin? Blok satış yoluyla özelleştirmenin ardından halka reva görülen telekomünikasyon hizmetlerinin tekel gücüyle pahalı sunulması, yatırım yapılmamasıdır. Özelleştirme dönemindeki iş planı çerçevesinde yatırım vaatlerini yerine getirmeyen Türk Telekom, bu yatırımsızlığın üstünü yine vaatlerle örtmeye çalışmaktadır. Askeri, güvenlik ve idari anlamda sıkıntılar yaşandığı gerekçesiyle hükümetin, mülki idare amirlerini ve emniyet güçlerini kullanarak greve el altından müdahale etmesi, özelleştirme öncesinde bu kurumun stratejik olduğunun kabul edilmediğini hatırladığımızda derin bir çelişki oluşturmaktadır. Genel seçimler öncesinde Telekom özelleştirme bedelini peşin ödeme ile Oger Telecom‘dan alarak maddi destek sağlamış olan AKP Hükümeti, sürdürülen grev karşısında işçi ve işveren ayrımı yapmamak, bu anlamda Çalışma Bakanlığı ve müfettişleri aracılığıyla grev kırıcılığa engel olmakla yükümlüdür. Devletin piyasaya müdahale etmemesini savunan AKP Hükümeti, çalışanların hakları söz konusu olunca greve yapılan "gizli el" müdahalelerine göz yummaktadır. Elektrik Mühendisleri Odası olarak, ülkemizde zaten fiili olarak yok edilmekte olan örgütlenme özgürlüğüne karşı bu tür otoriter müdahalelerin kabul edilemeyeceğini, demokratik haklara sahip çıkılması gereğini kamuoyuna duyururuz. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
40. DÖNEM YÖNETİM KURULU
17.11.2007
|
|
 |
Çok Okunanlar |
|
|
|
Tanıtım
ADANA ŞUBE
