MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ADANA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 ADANA   HATAY   OSMANİYE 
 

 
MİSEM ONLİNE BAŞVURU
 
YALNIZ DEĞİLSİN

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

ÇERNOBİL BİR DAHA ASLA!


BASIN AÇIKLAMASI

ÇERNOBİL BİR DAHA ASLA!

Bugün Çernobil Nükleer Santralı‘nda 26 Nisan 1986‘da meydana gelen kazanın 24. yıldönümü. Çernobil Nükleer santralında1986 yılında yaşanan kaza ve kazanın ardından yaşananlar hala belleklerimizde taptaze duruyor. Çernobil nükleer kazası binlerce insanın büyük acılar içinde hayatını kaybetmesine neden olmakla kalmamış, binlerce kilometre kare alanın "ölümcül bölge" olarak belirsiz bir zaman dilimi için insansızlaştırılmasına yol açan bir küresel felaket örneği olmuş ve sonuçları uzun yıllara yayılan karanlık bir miras bırakmıştır.

Çernobil faciasının ardından yayımlanan 5 bin civarındaki tıbbi araştırmada kazadan sonra bölgedeki kanser oranının 20 kat, sakat bebek doğumlarının 2.5 kat, tüberküloz hastalığına yakalananların sıklığının ise 10 kat arttığı belirtiliyor. 24 yıl sonra bugün bölgede yaşayan insanların vücutlarında hücre ölümü, bağışıklık sisteminde yetersizlikler ve genetik yapının bozulması ile orantılı olarak kanser oluşumunun hızlandığı araştırma sonuçları ile dünya kamuoyuna yansımaktadır. Ülkemizde ise ciddi bir araştırma yapılmaması nedeniyle Çernobil kazasından etkilenmenin boyutları tam olarak hala bilinememektedir.

AKP Hükümeti, keyfiyete dayalı yasal düzenlemeleri ve yönetmelikleriyle yürütmeye çalıştığı nükleer santral ihalesinin elinde patlamasının ardından kamu yararına, hukuka, şeffaflığa ve ekonomik faydaya aykırı yöntemlerle nükleer santral yapma inadını sürdürüyor. Rus ortaklığıyla Mersin‘de nükleer santral yapımına ilişkin adı yarışma olan tek katılımcının teklif verdiği ihalenin yargı kararıyla hukuka aykırı olduğu saptanmıştı. Buna rağmen, aynı ihale devletlerarası ikili anlaşma yoluyla yargı denetiminden kaçırılarak yanlış yolda devam edilmektedir. Hukuka aykırı ihaleyi sonuçlandırmayı kafasına koymuş olan Hükümet, Rusya ile imzaladığı nükleer işbirliği anlaşmasını onaylanmak üzere 29 Mart 2010 tarihinde TBMM‘ye sevk etmiştir.

Türkiye‘nin nükleer santral kurulumuyla dışa bağımlılığın azaltılacağı söylemleri tam bir hayaldir. Bugün ülkemizde yaşanan elektrik açığının nedeni de nükleer santral kurulmaması değil, kamunun yatırım yapması engellenerek, enerji hizmetinin sermayenin rant alanı haline dönüştürülmesinden kaynaklanmaktadır. Kaldı ki bugün ve önümüzdeki 1-2 sene içerisinde yaşanacak olan elektrik açığının nükleer santrallarla çözümü mümkün değildir. Dolayısıyla halkımız, "Karanlıkta kalacağız, nükleer santral kurulmalı" söylemleriyle kandırılamaz. Üstelik en üst düzey yetkililerin bile kabul ettiği ülkenin kaynaklarının değerlendirilmediği gerçeği karşısında bu söylemin tamamen geçersiz olduğu açıktır.

Nükleer santrallar, çok büyük ve geri dönülemez bir çevre kirliliği, risk ve toplumsal maliyet yaratmaktadır. Nükleer enerjinin; finansman-yatırım-işletim-söküm maliyetleri açısından en pahalı, yakıt ve teknoloji olarak dışa bağımlı oluşu, hala çözülemeyen radyoaktif atık sorunu, ekolojik dengeyi bozması nedeniyle ve üretim güvenilirliği (kaza-risk-terör açısından) en tehlikeli enerji üretim teknolojisi olduğu, yaşanmış, anlaşılmış ve kabul edilmiştir. Nükleer enerji dünyada terk edilmektedir ve Türkiye‘nin nükleer enerjiye ihtiyacı yoktur. Bu tamamen nükleer lobilerin daralan pazarlarına yer açmak ve atıklarına depo bulmak ihtiyacından kaynaklanmaktadır.

AKP Hükümeti‘ni, nükleer maceradan biran önce vazgeçerek, insan ve doğaya duyarlı temiz enerji kaynaklarına yönelmeye, ülkenin öz kaynaklarını kamusal bir hizmet anlayışı ile planlama kavramı içinde değerlendirmeye ve özelleştirme uygulamalarına derhal son vermeye çağırıyoruz.. Türkiye‘yi yeni facialara sürüklemeye ve nükleer lobilerin pazarı-çöplüğü yapmaya kimsenin hakkı yoktur.

ADANA NÜKLEER KARŞITI PLATFORM - 26.04.2010

 



EMO ADANA ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET MAK, ELEKTRİK KESİNTİLERİ VE KAYIP-KAÇAK KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELERİ

13.11.2014
 


Çok Okunanlar


Okunma Sayısı: 1796


Tüm Basın Açıklamaları

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.