Kadınların eşitlik ve hak istedikleri, kadın olmalarından dolayı karşılaştıkları sorunlara dikkat çektikleri, birlik ve dayanışma günü olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü`nüzü kutluyoruz. Şubemiz 8.Dönem Yönetim Kurulu adına Başkan Yardımcısı İslim ARIKAN`ın `8 Mart Dünya Kadınlar Günü` konulu basın bildirisine yazının devamından ulaşabilirsiniz.
Kadınların eşitlik ve hak istedikleri, kadın olmalarından dolayı karşılaştıkları sorunlara dikkat çektikleri birlik ve dayanışma günü olan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü‘nü kutluyorum. Kadınlar toplumu ileriye götüren sosyal dinamiğin temel kaynağıdır. Ziya Gökalp‘in "kadın tamam olmadıkça eksik kalır bu hayat" ifadesi, bu gerçeğe işaret etmektedir. Stuart Mill‘in tespit ettiği gibi, bir toplumun sahip olduğu uygarlık seviyesini ölçmek için, kadının hayat şartlarına bakmak gerekir. Kadının hak ve hukuk mücadelesi insanlık tarihi kadar eskidir. 8 Mart kadın hareketi 1857 yılına dayanan ve Amerika‘da tekstil alanında çalışan kadınların çalışma hayatındaki sorunlarını ifade ettiklerinde sert müdahale karşısında düştükleri sıkıntıya tepki olarak ortaya çıkan toplumsal bir hareket olup, Birleşmiş Milletler tarafından da 1977 yılında Dünya Kadınlar Günü olarak ilan edilmiştir. Türk kadınları, Cumhuriyetin ilanından sonra 1930 yılında belediye meclislerine, 1933 yılında muhtarlığa, 1934 yılında milletvekilliğine seçme ve seçilme hakkı elde etmişlerdir. Bu düzenlemelerle parlamenterlikten yöneticiliğe ve yargıya kadar hemen her alanda önemli konumlara gelen kadınlarımız, batıdaki hemcinsleri ile eşit haklara kavuşmuşlardır. Satıların, Nene Hatunların, Halide Ediplerin ve daha nice kahraman Türk kadınının gözyaşı ve alın teriyle var ettiği kadınlık onurunu; ne mutlu bize ki yaşıyoruz. Dünyadaki yapılan işlerin üçte 2‘sini kadınlar yaparken toplam gelirin ancak yüzde 10‘unu alabilmektedirler. Okuryazar olmayanların yüzde 70‘ini kadınlar oluşturmaktadır. Yapılan araştırmalarda bir cinsin bir toplulukta temsil edilebilmesi için azınlığın asgari yüzde 20 olması gerçeğinden hareketle, gelecek dönemlerde kadının her platformda yüksek oranlarda yer almasını ve emeğinin karşılığını almasını temenni ediyoruz. Ancak tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kadınların pek çok sorunu bulunmaktadır. Özellikle Doğu bölgelerimizde kadınlar sağlık, sosyal güvence ve eğitim imkânlarından hak ettiği ölçüde faydalanamamakta, dolayısı ile iş hayatına atılamayıp, üretime yeterince katkıda bulunamamakta ve bu nedenle de pastadan hak ettiği payı alamamaktadır. Tüm bu olumsuz tabloya rağmen, Türk kadınının birçok alanda başarıdan başarıya koştuğu da bir gerçektir. Öğretim üyeleri, bilim kadınları, hukukçular, diplomatlar, siyasetçiler, doktorlar, mühendisler, öğretmenler, sanatçılar... Kadın sorunu, esasen bir demokrasi sorunudur. Türkiye demokratlaştıkça, özgürlük alanları genişledikçe, kadınlarımızın sorunlarının çözümü de kolaylaşmaktadır. Özellikle, eğitim düzeyinin yükselmesi, kadının iş hayatındaki yerini artırmakta ve konumunu güçlendirmektedir. Son dönemlerde yapılan Haydi Kızlar Okula kampanyası ile kırsal kesimdeki okuma yazma hakkından yoksun olan kızlarımıza ve kadınlarımıza en doğal hakkı olan eğitim hakkının sağlanması oldukça yararlı ve etkin bir toplumsal harekettir. Ayrıca kadına uygulanan şiddete yönelik olumsuz etkileri gidermek adına kurulan birçok sığınma ve koruma evleri kadının yalnız olmadığını ve kadına verilen değerin bir göstergesidir. Tabi ki; asıl koruyucu her zaman kişinin kendisidir. Sahip olduğunuz özgüven ile sorunlarımıza bizzat kendimiz sahip çıkıp, taleplerimizi kendimiz dile getirdiğimizde, girişimlerimizin sonuçlarını kendimiz takip ettiğimizde, sorunlarımızın çözümü için meseleyi sadece kadın-erkek eşitliğine indirgemediğimizde, sorunlarımız da bütünün içinde ele alındığında, ancak kalıcı ve sağlıklı çözümlere varılabilir. İş hayatında ve siyasette daha yaygın ve yoğun bir şekilde yer alın. Ekonomik özgürlüğün, başta yaşam şartları olmak üzere hayatınızın birçok kesiminde olumlu etki bırakacağını unutmayıp, bu alanlarda kendinizi geliştirmeye ve ekonomik özgürlüğünüzü kazanmaya gayret gösterin. Kadın anaç yapısından ötür, doğası gereği sahip olduğu her şeyi koruyan bir yapıya sahiptir. Doğal kaynakların korunmasında, özellikle tarihte savaş sebebi olan ve tüm ülkelerin genel sorunu olan su ve elektrik gibi kaynakların tasarrufunda etkin rol oynayan kadınlarımıza büyük rol düşmektedir. Bu bilincin sadece kadınlar değil, tüm toplumumuz tarafından oluşmasını diler; 8 Mart‘ın kadınların sorunlarının ve mağduriyetlerinin değil de başarılarının konuşulacağı bir gün olması dileklerimle; sevginin ve saygının en yücesini hak eden tüm kadınlarımızın Dünya Kadınlar Gününü kutluyorum... İslim ARIKAN Elektrik Mühendisleri Odası Gaziantep Şube 8. Dönem Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
|