MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ADANA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 ADANA   HATAY   OSMANİYE 
 

 
MİSEM ONLİNE BAŞVURU
 
YALNIZ DEĞİLSİN

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

İÇİ BOŞALTILMIŞ ÇED SÜRECİNİN NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ İÇİN UYGULANMASI ALDATMACADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR


 
TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Mersin Akkuyu’da yapılması planlanan nükleer güç santraliyle ilgili ÇED sürecinin başlatılması üzerine 29 Mart 2012 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.
 

    İÇİ BOŞALTILMIŞ ÇED SÜRECİNİN

NÜKLEER GÜÇ SANTRALİ İÇİN UYGULANMASI

ALDATMACADAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR

  

AKP, "ileri demokrasi" anlayışı ile anti-demokratik, "ben yaptım oldu!" tavrını ülkemizin enerji ve çevre politikalarında da ısrarlı bir biçimde sürdürmektedir. Japonya Başbakanı yaşanan nükleer felaket için tüm dünyadan özür dilerken, dünya Fukuşima paniğini atlatamamışken, Çernobil daha unutulmamışken, nükleer santralleri piknik tüpüyle eşdeğer tutan AKP, nükleer santral yapımındaki ısrarına devam etmektedir.

Siyasal İktidarın nükleer santral ısrarı neye dayanmaktadır?

Daha önce de söyledik

Bu ısrarın nedeni; Türkiye‘nin enerji sorununu çözmek değil, ülkemizi nükleer endüstriye pazar yapmaktır. Tüm politikalarını ABD, AB, IMF ve Dünya Bankası‘nın dayatmalarına göre şekillendiren Siyasal İktidar, emperyalizmin enerji planlarının bölgemizdeki baş uygulayıcısı olma sevdasıyla, bir kez daha insanımızı ve ülke çıkarlarını düşünmek yerine, nükleer lobilerin temsilcisi olmayı tercih etmektedir.

1970‘li yıllardan itibaren Türkiye‘nin gündemine tekrar tekrar getirilen nükleer santrallerin ülke gerçeklerine uygun olmadığını defalarca ifade ettik. Olası enerji krizlerine çözüm olarak sunan Siyasal İktidar da çok iyi bilmektedir ki; karanlıkta kalma senaryolarının çözümü: nükleer santraller değil, "doğru enerji planlaması"dır.

Çernobil, Fukuşima ve onlarca nükleer kazayı göz ardı ederek; enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve geliştirilmesi, bölgesel enerji planlamalarının yapılması gibi bilimsel çalışmaları yok sayarak; kapalı kapılar ardında yapılan uluslararası anlaşmalarla iç hukukun yürütülmesini engelleyerek ülke gündemine getirilen nükleer santral projesi yeni bir aşamaya daha girdi. Akkuyu‘da yapılması planlanan nükleer santrale dair Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinin başlatılması için firma tarafından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı‘na başvuru dosyası sunuldu.

Her türlü çevresel etki için "taahhüt" verilmesinin yeterli görüldüğü yürürlükteki ÇED yönetmeliği baştan sorunluyken, sıradan bir yatırım için dahi "ÇED", içi boşaltılmış, gerçek çevresel etkilerin ve bunlara ilişkin alınacak önlemlerin açıklanmadığı bir formaliteye dönüştürülmüşken, ÇED formatının nükleer güç santrali için uygulanması aldatmacadan başka bir şey değildir.

Sunulan dosyada açıkça görüldüğü üzere, Rusya ile yapılan uluslararası anlaşma ile başlayan anti-demokratik ve bilim dışı tavrın devam ettirildiği bir kez daha ispatlandı. Baştan aşağıya hatalarla ve yanıltmalarla oluşturulan rapor, ÇED sürecinin ne kadar sağlıksız, baştan savma yürütüleceğine dair sinyallerini de şimdiden verdi.

ÇED süreci baştan sorunludur:

•       Akkuyu‘nun "deprem bölgesinde olmadığı" gibi açık ve kasıtlı yanıltıcı ifadelerle dolu ÇED başvuru dosyasının doğruluğu ve bilimselliği tartışmalıdır.  

•       Nükleer atıklar yok sayılmış, miktarları, depolama biçimine hiç yer verilmemiştir. Taşınması bile dünyada büyük protestolara yol açan nükleer atıkları kalıcı olarak depolayacak lisans alınmış bir depo henüz dünyada mevcut değilken imzalanan anlaşma metni ile Türkiye nükleer atık çöplüğü mü olacaktır?

•        "NGS‘nin işletmeden çıkarılma aşaması ayrı bir ÇED konusudur" yaklaşımı ÇED‘in ruhuna, bütüncül değerlendirme gereğine aykırıdır. ÇED‘e konu faaliyetin işletme ömrünü tamamladıktan sonra bertarafında nasıl bir süreç izleneceğinin ÇED raporunda yer alması, ÇED‘in bilimsel, teknik ve hukuki bir zorunluluğudur.

•       Yenilenebilir enerji kaynakları ülkemiz koşullarına göre değerlendirilmemiş, rüzgâr, hidrolik, güneş enerjisi için yanıltıcı bilgilere yer verilmiştir.

•       Nükleer teknolojinin çevresel etkilerinin "sera gazı emisyonuna sebep olmaması nedeniyle avantajlı bir konumda" olduğu söylenebilmektedir.

•       Nükleer felaket ile sera gazı emisyonu miktarlarının karşılaştırmasının yapılması traji- komiktir.

•       Sıradan faaliyet gibi "...gerekli tüm önlemler alınacak... ...en üst düzeyde bir hassasiyetle tasarlanacak ve işletilecektir...." ifadelerine yer verilerek, bu taahhüt yerine getirilmediğinde telafisi mümkün olmayacak sonuçlardan hiç bahsedilmemektedir.

Geri dönüşü olmayan nükleer risklerin bedeli ölçülebilir mi?

Çevresel denetimlerin ne kadar yetersiz olduğu ortadayken Türkiye‘nin nükleer santral kurulumunda, işletiminde ve atık yönetiminde etkin bir denetim gerçekleştirebilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, ÇED raporunda "taahhüt" edilen önlemlerin yerine getirilmemesi halinde ödenecek ceza miktarı gülünçtür.

Siyasal İktidarı uyardık, bir kez daha uyarıyoruz:

AKP, geleceği için hep birlikte haykıran on binlerin sesine kulak vermelidir.

AKP bu ülkenin mühendislerinin, mimarlarının, şehir plancılarının sesine kulak vermelidir.

İleri çevre teknolojilerinin dahi nükleer atıklara çözüm üretemediği, ileri teknoloji olduğu söylenen nükleer santrallerin en ufak kazada ciddi maddi ve manevi zararlar yarattığı, olası bir kazada sadece Akkuyu‘nun değil ülkemizin ve bölge ülkelerinin ciddi şekilde etkileneceği oldukça somut gerçeklerdir. İkiyüzlü politikalardan, bu "çılgın (!)" projeden biran önce vazgeçilmeli, içi boşaltılan ÇED süreci durdurulmalıdır.

TMMOB, Mersin Akkuyu‘da ülkesini, doğayı, insanlığı ve geleceği düşünenlerin, "Biz nükleer santral istemiyoruz" diyenlerin yanında mücadelesini, bilimsel-teknik verilerle besleyerek sürdürecektir.

 

Mehmet Soğancı

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı



EMO ADANA ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET MAK, ELEKTRİK KESİNTİLERİ VE KAYIP-KAÇAK KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELERİ

13.11.2014
 


Çok Okunanlar


Okunma Sayısı: 575


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.