MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

   · ŞUBE Giriş Sayfası

 ADANA ŞUBE

   · 

ŞUBE TARİHÇESİ

   · 

ŞUBE YÖNETİM KURULU

   · 

ŞUBE DENETÇİLERİ

   · 

ŞUBE ÇALIŞANLARI

   · 

KOMİSYONLAR

   · 

ÇALIŞMA PROGRAMI

   · 

ÇALIŞMA RAPORU

   · 

TEMSİLCİLİKLER

   · 

HABERLER

   · 

DUYURULAR

   · 

GÖRÜŞLER-RAPORLAR

   · 

BASIN AÇIKLAMALARI

   · 

YAZILI BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

GÖRSEL BASINDA ŞUBEMİZ

   · 

BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

   · 

YİTİRDİKLERİMİZ

   · 

EVLİLİK DUYURULARI

   · 

YENİ DOĞAN DUYURULARI

   · 

İŞ YAŞAMI DUYURULARI

   · 

MİSEM EĞİTİMLERİ

   · 

EĞİTİMLER

   · 

İSTATİSTİKLER

 
Şube Kapsamındaki İller:

 ADANA   HATAY   OSMANİYE 
 

 
MİSEM ONLİNE BAŞVURU
 
YALNIZ DEĞİLSİN

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

VEBLEN, KAPİTALİZM VE AKILCI BİR İKTİSADİ DÜZEN İÇİN OLANAKLAR SEMPOZYUMU DÜZENLENDİ



 
Elektrik Mühendisleri Odası, Sabancı Üniversitesi ve Uluslararası Thorstein Veblen Derneği`nin ortaklaşa düzenlediği `Veblen, Kapitalizm ve Akılcı Bir İktisadi Düzen İçin Olanaklar` Sempozyumu 6-7 Temmuz 2012 tarihlerinde gerçekleştirildi. İstanbul`da Yıldız Teknik Üniversitesi Oditoryumu`nda yapılan sempozyumun açılışında, Sempozyum Düzenleme Kurulu adına EMO MİSEM Daimi Komisyon Başkanı Orhan Örücü, EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, Uluslararası Thorstein Veblen Derneği Başkanı Sidney Plotkin ve Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesi`nden Prof. Dr. Ahmet Öncü açılış konuşmalarını yaptı.
 

Düzenleme Kurulu adına konuşma yapan Orhan Örücü, öncelikle sempozyumda emeği geçenlere ve katılımcılara teşekkürlerini sundu. Örücü, mühendislerin Veblen ile tanışmasını şöyle anlattı:

"TMMOB ve üyelerinin Veblen ile tanışması Ahmet Öncü ve Ahmet Haşim Köse hocalarımızın 2000 yılında TMMOB tarafından yayınlanan ve bir mühendis profili çalışması olan ‘Kapitalizm, Mühendisler, Mimarlar; Türkiye‘de mühendisler, mimarlar‘ kitabı ile oldu. Daha sonraları Türkçeye kazandırılan ilk eseri olan ‘Aylak Sınıfın Teorisi‘‘ kitabı ile ilk kez temel bir metnini okumuş olduk."

Örücü, emperyalist kapitalist sistemin neo-liberal politikalarının saldırıları karşısında giderek yoksullaşan tüm çalışanlar gibi mühendislerin de bu yoksullaşma sürecinden paylarını almakta olduğuna dikkat çekerken, "Mühendis beyden işsiz mühendise bir evrilme oldu" diye konuştu. Ekonomik yoksullaşmanın yanında mühendislerin toplumsal sorumluluk ve örgütlü mücadelesine de saldırıldığını kaydeden Örücü, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"1970 yıllarından bu yana mühendislerin sorunlarının çalışanların sorunlarından ayrılamayacağını söyleyen TMMOB‘nin dik duruşu değişmese de gerek üye profili gerekse de üye olmayan mühendis mimar kitlesinde bir anlam kayması oldu. Yıllardır kamu yararı ve mühendislerin toplumsal sorumluluğuna dikkat çeken TMMOB yanında geniş bir kitlede en genel anlamda Taylorcu bir mühendislik anlayışına kapıldı. Yani çıkarını sermaye sınıfı ile bir gören bir anlayış. Mühendislerin meslekleri gereği toplumsal sorumluluklarına ve örgütlü olmalarına yeniden vurgu yapmak amacıyla ve günümüz mühendislerini tartışmak amacıyla bir şeyler yapalım derken önümüze Veblen çıktı. 1912‘li yıllarda Amerika‘da gelişen radikal mühendislik akımından etkilenerek yazdığı yazıların derlemesi olan ve 1921 yılında basılan ‘Mühendisler ve Fiyat Sistemi‘‘ kitabını yayımlamak bize sıcak geldi. Sağ olsun Ahmet Öncü Hocam bu zorlu iş için ısrarlarımızı kırmadı ve kitabın editörlüğü üstlendi. Kitabın yayımlamasını takiben bizlerin hiç gündeminde olmayan bir gelişme yaşandı. Yayınımızın TMMOB ortamından daha fazla yurtdışında etki yarattığının gördük ve neticesi işte bu etkinlik oldu."

Örücü konuşmasına, John Kenneth Galbraith‘ın "Onu okuyan hiçbir dikkatli okuyucu iktisat dünyasını bir daha aynı biçimde göremez" sözleri ile son verdi.

Teknoloji Toplumdan Ayrı Düşünülemez

Uluslararası Thorstein Veblen Derneği Başkanı Sidney Plotkin ise Veblen‘i tanıtarak başladığı konuşmasında, derneğin kuruluş nedenini de anlattı. Veblen‘in geleneklerin, sınırların ötesinde fikirlerin biraraya gelmesi durumunda güçlendiğini, bu anlamda bu sempozyumun değerli olduğunu ifade ederken, şunları söyledi:

"Pek çok öğrenci ABD‘de Veblen‘i hiç duymamış durumda. Veblen ABD‘nin siyasi ikliminden silinmiş durumda. Bu ihmali telafi etmek gerekiyordu. Uluslararası Thorstein Veblen Derneği oluşturuldu. Soğuk Savaş‘ın sonu, küresel kapitalizmin büyük zaferi ortasında Veblen araştırmacılığını desteklemenin zamanı gelmişti. Veblen‘in vurgusu yüksek finansın akıldışılığı temelindeydi. Bugün içinde yaşadığımız dünyada bu vurgular çok önemliydi."

Plotkin, bu dünyada Veblen‘in belirsiz bir unsur olarak kalmaya devam etmesinin nedenini sorgularken, ilk olarak Veblen okumanın güçlüğünden söz etti. "Uzun ve tekrarlı yazıları var. Derin bir ironi ve sarkazm duygusu var" diyen Plotkin, sorunun yalnızca Veblen okuma güçlüğü değil, onun "trajik düşünce yörüngesi" olduğunu belirtti. Plotkin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Amerikalılar iyimser insanlar. ‘Bizim için sorun olmaz. ABD teknolojik tasavvuru herşeyi çözebilir‘ diye düşünüyorlar. Bu teknolojik optimistliği büyük ölçüde paylaştığımızı söyleyebiliriz. ABD sanayi sistemi insanların temel insani ihtiyaçlarının ötesinde üretebilecek sistemdir. Ama Veblen bize şunu söylemektedir: Teknolojiyi toplumdan asla ayrı tasavvur etmeyin. Toplumun normlarından, alışkanlıklarından, kurumlarından, iktidar yapılarından bağımsız olarak bulunmamakta, teknoloji bunların içine eklemlenmiş durumda."

Veblen‘in Trajik Duyarlılığı

Sidney Plotkin, Veblen‘in radikal bir sosyal bilimci olarak gerçekten muhafazakar fikirlerin gücünden etkilendiğini ifade ederken, "İşte bu yüzden hala güncel. Bizim entelektüel aygıtlarımız üzerinde de etkilerde bulunuyor, sıradan insanlar üzerindeki etkiden daha fazla etki doğuruyor" dedi. Plotkin, Veblen‘in görüşlerine ilişkin özetle şu aktarımı yaptı:

"Veblen bize şunu öğretti. İnsanlar 3 eğilimle bahşedilmiştir. Birincisi türümüzü sürdürmek üzerine yapılması gerekenler. Diğeri amaçlı bir şekilde üretmeye iten işçilik içgüdüsü. Mühendisler bu işçilik içgüdüsüne sahipler. Son olarak aylak merak dediğimiz şeyle bahşedilmişiz. Dünya neden böyle çalışıyor, ne şekilde işlemekte? Toplumun içerisinde daha hızlı bir sanayi yapısı oluşturmaya, insanlık koşullarını daha derinden anlamaya itiyor. Aynı zamanda bizler akıllı varlıklar olarak entellektüel yeteneklerimiz var. Her şekilde bir alışkanlıkla ortaya çıkan eğilimlerimiz tarafından entellektüel yeteneklerimiz kontrol edilmekte. Geleneksel inançlara toplumun yapısına derinden bağ içerisindeyiz. Veblen‘in partizan dayanışma dediği şey tarafından ulusal, kültürel, kimliksel özelliklerimiz etkilenmekte. Hakim sınıflar sürekli bir şekilde bizim anlağımızı, zekamızı kullanmamıza müdahale etmekte. Veblen‘in trajik duyarlılığının bir parçası bu; insanın kültürel failliğinin çoğalması ve iktidara hizmet etmesi, bunlar insan potansiyelini yaralamakta. Hakim sınıflar beyninizi kullanmayın demekteler. Bu yüzden de Veblen insan türünün hayatta kalması konusunda kötümser görüşlere sahip. Veblen asla ve asla teorisinin mükemmel karekteri konusundan bahsetmiyor. Bu teorinin hakiki ve nihai yeterliliğe sahip olduğunu söylemiyor. Akılcı çerçevenin ötesine geçmiyor. Her konu daha fazla araştırılabilir, daha fazla incelenebilir. Bilimsel araştırmalarla her teori değiştirilebilir. Veblen‘in trajik duyarlılığını yeniden teşhis etmemiz lazım. Alternatifleri ararken, mantıksız ve yararsız kurumların ötesine geçmemiz, bunun yerine yenilerini koymamız gerekiyor. Yeni ve daha akılcı fikirler ortaya koymalı ve böylece kendi türümüzün ayakta kalma olasılığını artırabiliriz."

Wall Street-Main Street Çatışmasında Veblen

Prof. Dr. Ahmet Öncü ise konuşmasına, "Veblen İstanbul‘a gelmeliydi ve geldi. Çok mutluyum" diyerek başladı. Doktora tezini yazarken, TMMOB‘nin Türkiye‘nin toplumsal mücadeledeki yerini okumak anlamak zorunda kaldığını, bu noktada belki de mühendislerin mesleklerinin doğasından kaynaklanan nedenlerle de sürece katılıp orada yer alabilecekleri konusunun gündeme geldiğini anlatan Öncü, "O noktada Hocam ‘Veblen‘e bakmalısın‘ dedi. O noktada da Veblen marjinaldi. Köşede kalmıştı. En çok o ilgimizi çekmişti. Marx ve Veblen. Ricardo‘yu da burada anmalıyım" diye konuştu.

Prof. Öncü, 1929 büyük depresyonundan sonra belki de en büyük kapitalizm depresyonundan dünyanın geçmekte olduğuna işaret ederken, bu krizin merkez üssünün ABD, Newyork, Wall Street olduğunu, Wall Street‘in karşısında da emeği ile çalışanların, halkın yer aldığı Main Street bulunduğunu belirtti. ABD tarihinin Wall Street ile Main Street‘in çatışması olduğunu kaydeden Öncü, neoliberalizmin dünyayı ABD toplumuna yakınlaştırdığını ifade etti. Bu noktada Veblen‘in değerinin biraz daha arttığını vurgulayan Öncü, bu sempozyumda finansal kapitalizmin nasıl maddi refahı sabote ettiğinin anlatılacağını kaydetti. Prof. Ahmet Öncü, toplumun ve halkların tepkisine dikkat çekerek, Wall Street‘in işgali, Kuzey Afrika ve Ortadoğu‘daki ayaklanmalar ve Avrupa‘daki işgal hareketlerini örnek verdi.

Veblen Teorisinin Özneleriyle Buluştu

Prof. Öncü, Veblen‘in bu sempozyumda mühendislerle buluşmasına verdiği önemi, "Veblen kendi teorisinin özneleriyle buluşuyor. Bu çok önemli çok değerli bir tarihi an" sözleriyle ifade etti. Öncü, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Veblen‘i anlamak istiyorsan Nazım Hikmet‘in bir şiirini asla aklımızdan çıkarmayalım: ‘Kabahatin çoğu senin kardeşim. Geçmişte yarattığı değerlere saplanıp kalıp, kendisini geleceğe taşımaktan korkan insan öznesi. Bunu hatırlarsanız Veblen‘i hatırlamak ve anlamak çok zor olmayacak."

EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş‘ın açılış konuşmasının tam metni de şöyle:

SAYIN KONUKLAR...
DEĞERLİ HOCALARIMIZ, SEVGİLİ MESLEKTAŞLARIM...

Öncelikle şahsım ve Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu adına hepinizi saygıyla ve dostlukla selamlarım. Hepiniz hoşgeldiniz. Oda olarak mevcudun, bugüne dek yaptıklarımızın ötesinde yeni bir çalışmaya imza atıyoruz. Dün bir hocamız Veblen üzerine Türkiye‘de yapılan ilk etkinliğin bir meslek örgütü bünyesinde düzenlenmesini çok anlamlı ve değerli bulduğunu belirtti. Gerçekten bu temmuz sıcağında Veblen‘de hangi ara gündem oldu diyebilirsiniz. MAI, MIGA, GATTS vardı zaten. Çok taraflı yatırım anlaşmaları, hizmet ticareti sözleşmeleri vb. derken kapitalizmin bütün şifrelerini çözmüştük diye düşünebilirsiniz. Eski köye yeni adet mi getiriyoruz diyen arkadaşlarımıza sözümüz; biraz da tartışmayı Veblen‘i bahane ederek, gelişen bilim, teknoloji, mühendislik kapsamında yeni toplumsal mücadeleler ekseninde üstlenmemiz gereken rolleri bir kez daha tartışmak, örgütümüzün sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya talebiyle mücadele edenlerin yanında duruşunu güçlendirmek olarak belirtebiliriz.

Sempozyuma gelmeden önce, emperyalist, kapitalist sistem karşıtlığını kendi meslek alanlarımızdan tariflerken, tarihsel boyutlarıyla iktisat ve mühendislik pencerelerinden yaptığı önermelerle tanınmış olan Veblen üzerinden tartışmak üzere Oda olarak önce bir Veblen kitabı yayımladık.

Ardından birimlerimizde olabildiğince konunun uzmanı bilim insanları ile Veblen Söyleşileri düzenledik. Geçtiğimiz dönem başlattığımız bu yayın ve söyleşiler sürecinde bilgi eksikliğimizin ve öğrenme ihtiyacımızın ayrımına vardık.

Anadolu‘nun güzel bir deyimiyle; "Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder" korkusuyla bildiklerimizi dokunulmaz dogmatik kalıplar olarak görme ve farklı düşün ve önermeleri yok sayma kolaycılığına kapılmadan, hem kendimiz hem de dostlarımızla birlikte özgür ve demokratik bir tartışma ortamı yaratarak düşünsel zenginliğimizi geliştirmeye çalıştık.

Kısaca bugüne kadar "Biz muhalefetimizi bildiğimiz gibi ne güzel yapıyorduk" demekten vazgeçip, yaşadığımız döneme ait sorunlara tarihsel bir arka plandan biraz daha açılım getirmek üzere, Genel Kurulumuzun bize verdiği görev gereği biraz kendimize iş çıkartmaya, bildik ezberleri bozmaya çalışmak üzere yola çıktık. Bu yola çıkışta hiç kuşku yok ki bu alanda doğru bir çerçeve çizmek üzere en büyük desteği Sayın Ahmet Öncü ve Orhan Örücü‘den aldık. Kendilerine katkı ve emeklerinden dolayı özellikle teşekkür ediyoruz.

Bu çalışmada yurtdışından ve yurtiçinden biraraya gelen değerli konuklar, sevgili katılımcılar ve sempozyuma emeği geçen tüm arkadaşlarımızı tekrar kutluyorum. Böylesine özgün bir alandan meslek odamızın öncülüğünde bir toplum-bilim tartışması yürütülüyor olmasını çok önemsiyorum.

Değerli Katılımcılar;

Türkiye‘deki mühendis, mimar ve şehir plancılarının meslek örgütü olan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, dünyadaki pek çok mühendislik örgütünden farklı olarak mesleki alanlarının takibiyle aynı zamanda emek ve demokrasi mücadelesini de sürdüre gelmiştir.

EMO olarak biz de mesleki alanımızla ilgili gelişmelerin ve politikaların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel boyutlarını derinlemesine irdeleyerek anlamayı, bunlara ilişkin görüş geliştirmeyi temel görevlerimizden biri olarak görmekteyiz. Günümüzde mühendislerin konumları, üretim ilişkileri ve üretici güçlerin yaşadığı dönüşüme bağlı olarak, teknoloji ve bilişim dünyasındaki gelişmelerin de etkisiyle tarihsel bir değişime girmiştir.

Kapitalizmin 1970‘lerde yaşadığı yapısal krizin sonucu olarak ortaya çıkan neoliberal politikalar bugünkü dünya sistemini oluşturmaktadır. Neoliberal politikaların Türkiye‘deki uzantısı olan ve 1980 Askeri Darbesi eliyle meşrulaştırılan 24 Ocak Kararları bu ülkede yaşayan her kesim için bir dönüm noktası niteliği taşımıştır. Özelleştirmeler yoluyla kamunun tasfiyesi, taşeronlaşma ve örgütsüzleşme, tüm emekçi kesimlerde hak ve gelir kaybına yol açmıştır. Mühendis ve mimarlar da bu dönüşümden paylarını almış, son 30 yıldır artan bir biçimde eğitim aşamasından başlayarak tüm meslek hayatlarında bu politikaların yıkıcı etkilerini hissetmişlerdir. Uygulanan serbestleştirme politikaları, çalışma yaşamında yapılan yasa/mevzuat değişiklikleri ve yapısal uyum programları aracılığıyla, on yıllık AKP iktidarı süresince hayatın her alanına nüfuz etmiştir. Uzaktan eğitim ve teknoloji fakülteleri gibi mühendislik eğitimini tasfiye edecek yönelimler, mühendisliği niteliksizleştiren uygulamalar yürürlüğe sokulmaktadır.

Mühendisliğin konumunu tamamen değiştiren tüm bu saldırılar öncesi klasik anlamda Taylorcu bir mühendislik anlayışı varlığını sürmekteydi. Bauman‘ın dediği gibi "Bugün anladığımız anlamda çalışma olarak adlandırılan şey kapitalizmin icadı"dır. Kapitalizmle birlikte "çalışma" yaşamın amacı haline gelmiştir. Sistem, çalışma yaşamının düzenlenmesi, işin verimli, düşük maliyetle gerçekleştirilmesi ve toplumun buna uygun şekilde örgütlenmesini mühendisler eliyle gerçekleştirmektedir. Kapitalist sistemin yönetim sorununu bir mühendislik sorunu olarak ele alan Taylorcu mühendislik ideolojisi, sistemin verimlilik, hesaplanabilirlik, denetlenebilirlik ve öngörülebilirlik gibi ilkelerini hayata geçirmeyi hedefler ve mühendislere de bunu gerçekleştirmek için rol biçer.

Mühendislerin patron ile işçi arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip oldukları bu anlayış neoliberalizmin getirdiği esnek üretim sistemleriyle birlikte derinden sarsılmıştır. Mühendisler, üretim süreçlerindeki bu farklılaşmalarla birlikte esnek uzmanlaşma döneminin işçileri haline getirilmişlerdir.

Türkiye‘de bugüne dek mühendislik alanını, mühendisleri, ideolojik ve sosyolojik temelden değerlendiren çok fazla yayın ortaya çıkmamıştır. Sayın Ali Artun‘un "Fordizmin ve Mühendisliğin Dönüşümü" ve sempozyumumuzda da bildiri sunacak olan Sayın Ahmet Öncü ve Sayın Ahmet Haşim Köse‘nin "Kapitalizm İnsanlık ve Mühendislik, Türkiye‘de Mühendisler ve Mimarlar" kitapları ilk akla gelenler. Bizim Veblen ile tanışmamız da büyük ölçüde Sayın Ahmet Öncü ve Sayın Ahmet Haşim Köse‘nin kitabına dayanmaktadır.

Veblen Taylorcu mühendislik anlayışından farklı olarak mühendislere toplumsal sorumluluklar da addetmektedir. Bizler Veblen‘i bu yönüyle ele alarak mühendislerin toplumsal sorumluluklarına bir vurgu yapmayı, yeni bir örgütlenmenin ve ideolojik bir tartışmanın önünün açılmasını amaçladık. Sayın Ahmet Öncü‘nün editörlüğünde Veblen‘in ‘Mühendisler ve Fiyat Sistemi‘ adlı 1920‘lerde yazdığı kitabını Türkçede yayımladık.

Veblen, 20. yüzyılın başında ne klasik teoriye şiddetle karşı çıkan Amerikalı iktisatçılardandır. Kurumsal iktisadın kurucularından biri olarak da görülmektedir. Düşünceleri evrimci bir toplum görüşüne dayanmakta, neoklasik iktisat anlayışını sert bir biçimde eleştirmektedir. Yaşadığı dönemin kapitalizmine karşı da keskin eleştiriler geliştirmiştir.

Veblen, kapitalizmi, insanlığın büyük bir çoğunluğu için refahın ulaşılmaz olacağı bir toplumsal düzen olarak görmektedir. Çevre, ekoloji, tüketim toplumu, israf üzerine de çok şey söylemiş, kapitalizmin doğaya, çevreye saldırarak yıktığını ve insanları bu şekilde yoksullaştırdığını söyler.

Veblen kapitalizmin büyük kitleleri işsiz bırakarak, işe, yani ücrete, gelire, piyasaya katılma koşullarını onlara sağlamayarak yoksullaştırdığını ifade eder. Aynı zamanda israfı artırıp çoğalttığı için, "Dünyayı da kendisine düşman olarak görür ve ona saldırır‘ demektedir.

Veblen, EMO tarafından yayımlanmış olan Mühendisler ve Fiyat Sistemi kitabında anti-kapitalist çizgisini baştan sona korumaktadır. Kapitalizmin ancak sistemli bir örgütlenmeyi öngören uzun süreli bir "devrimci altüst oluş" ile aşılabileceğini söyler. Aynı kitapta yer alan "Olası Bir Teknisyenler Sovyeti Üzerine" adlı makalesinde şöyle der:

"Teknolojinin mevcut durumu, bugün kimi yönlerden hoş karşılanmayabilir; ancak gerçeği reddetmekle de bir yere varılamaz. Mühendisler bir araya gelip, birbirlerine danışıp, bir eylem planı geliştirip, işe gelmeyenlerin mülk sahipliğini hiç düşünmeden reddetmeye karar verir vermez -ancak o zaman geldiğinde- harekete geçilmiş olacaktır."

Bugün mühendislik anlayışını ideolojik anlamda tartışmanın hayati önem taşıdığını düşünüyoruz. Bu sempozyumu gerçekleştirmekteki temel amacımız da Veblen ile bu düşünceleri aracılığıyla böyle bir tartışmaya zemin hazırlayabilmektir.

Bu zemini hazırlamakta rol alan başta Ahmet Öncü olmak üzere yurtdışından ve yurtiçinden katılım sağlayan değerli konuklarımıza, Odamız emektarı sevgili Orhan Örücü‘ye ve çalışanlarımıza verdikleri emekten dolayı tekrar teşekkür ediyoruz.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Cengiz GÖLTAŞ
EMO Yönetim Kurulu Başkanı



EMO ADANA ŞUBE YÖNETİM KURULU BAŞKANI MEHMET MAK, ELEKTRİK KESİNTİLERİ VE KAYIP-KAÇAK KONUSUNDA DEĞERLENDİRMELERİ

13.11.2014
 


Çok Okunanlar


Okunma Sayısı: 423


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.