Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu bugün (9 Ağustos 2012) bir basın açıklaması yaparak daha önce başarısız olan Boğaziçi, Gediz ve Akdeniz elektrik dağıtım bölgelerinin özelleştirme ihalelerinin yeninde yapılmak istenmesine tepki gösterdi. AKP İktidarı`nın dağıtım özelleştirmelerini “yazı da gelse tura da gelse” gerçekleştirmek istediğine dikkat çekilen açıklamada, ortaya çıkması muhtemel kamu zararının bile görmezden gelindiği vurgulandı. Özelleştirmelerden vazgeçilmesinin ve yeniden kamusal anlayışa dönülmesinin istendiği basın açıklamasının tam metnine yazımızın devamından ulaşabilirsiniz.
ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN AÇIKLAMASI Gediz, Boğaziçi ve Akdeniz İhalelerini de Takip Edeceğiz... ÖZELLEŞTİRME ISRARI KAMU ZARARI DOĞURACAK Elektrik dağıtım bölgelerine ilişkin Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) tarafından sürdürülen özelleştirme çalışmaları, Gediz, Boğaziçi ve Akdeniz elektrik dağıtım şirketleri için yeni ihale ilanlarının yayımlanması ile devam ettirilmeye çalışılıyor. Blok satış yöntemi ile hisselerinin tamamının özelleştirilmesi düşünülen Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş. (EDAŞ), Antalya, Burdur ve Isparta illerine, Gediz EDAŞ, İzmir ve Manisa illerinde görev yaparken, Boğaziçi EDAŞ ise İstanbul ili Avrupa Yakası‘nın elektrik dağıtım hizmetlerini yürütüyor. Boğaziçi ve Gediz elektrik dağıtım bölgelerinin önceki özelleştirme ihalesi Ağustos 2010‘da, Akdeniz elektrik dağıtım bölgesi ise Aralık 2010‘da gerçekleştirilmişti. Boğaziçi EDAŞ için verilen teklifler 2 milyar 990 milyon dolar ile 2 milyar 496 milyon dolar arasında, Gediz EDAŞ için 1 milyar 920 milyon dolar ile 1 milyar 800 milyon dolar arasında, Akdeniz EDAŞ için 1 milyar 165 milyon dolar ile 1 milyar 100 milyon dolar arasında gerçekleşmiştir. Akdeniz, Gediz ve Boğaziçi elektrik dağıtım şirketleri için düzenlenen ihalelere teklif veren şirketler sırası ile teminatlarından da vazgeçerek ödeme yapmamaları nedeni ile ihaleler iptal edilmek zorunda kalınmıştır. İptal kararları öncesinde şirketlere ek süreler verilmiş, ek teminatlar istenmiş ancak süre uzatımı için ön koşul olan ek teminatlar bile yatırılmamıştır. Yeni Bedeller Merak Konusu Geçmişte ihalesine çıkılan üç dağıtım bölgesi için teklif veren firmaların hangi gerekçelerle teklif verdikleri bölgeleri almaktan vazgeçtikleri bilinmemektedir. Ancak kamuoyuna yansıyan ifadelere bakıldığında teklif edilen bedellerin çok abartılı olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılmaktadır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Taner Yıldız bile bu etki altında olsa gerek yaptığı bir açıklamada firmalara seslenerek "arkasında duracağınız teklifler verin" diyor. Yeni ihalelerde ortaya çıkacak bedellerin ilk ihalelerdekinin altında olması halinde oluşacak kamuoyu baskısı böylelikle bir ölçüde hafifletilecek ve bir anlamda idare adına karar verecek bürokratların elleri güçlendirilmiş olacaktır. Anlaşılan AKP İktidarı dağıtım özelleştirmelerini "yazı da gelse tura da gelse" gerçekleştirmek istemekte ve muhtemelen ortaya çıkacak kamu zararını bile görmezden gelmektedir. Vangölü ve Dicle‘de Neler Oluyor? Öte yandan Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş ve Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş için yapılan ihalelerde de teklif edilen bedelleri ödenmemiştir. Bu ihaleler için aradan geçen bunca zaman içerisinde iptal kararı da verilmemiştir. Bu iki bölgede diğerlerinin aksine yükümlülüklerini yerine getirmeyen teklif sahipleri elenmemiş, teminatları yakılmamıştır. Bu bölgeler için teklif verenlerin ayrıcalığı mı vardır ki, bu bölgeler şirketlerin uhdesinde tutulmaya devam edilmektedir. 2009 yılı başında yapılan devir işlemlerinden günümüze yaklaşık 3,5 yıl geçmiştir. Bu süre içerisinde özelleştirmenin hedefleri olarak ortaya konan, kayıp kaçak oranları mı düşürülmüştür, yoksa dağıtım varlıkları verimli işletilerek maliyetler mi düşürülmüştür? Ne yazık bu sorulara olumlu yanıt vermek mümkün değildir. Tam tersine yatırımların maliyetleri, finansman giderleri ile birlikte faturalara yansıtılarak, halktan tahsil edilmektedir. Bedelini Hazine Müsteşarlığı‘nın karşıladığı sokak aydınlatması konusunda dağıtım şirketlerine davalar açılmış, şirket kasalarında milyonlar unutularak kamu kaynakları özel şirketlere hediye edilmiştir. Şirketlerin personel maliyetlerini azaltmak için tercih ettiği taşeronlaştırma uygulaması, çalışanlar açısından iş güvencesini ortadan kaldırdığı gibi iş kazalarını ve yurttaşlarımızın uğradığı kazaları artırmış ve genel olarak hizmet kalitesinin de düşmesine neden olmuştur. Özelleştirme çalışmaları ile yaratılan ortam nedeni ile yaşanan elektrik kesintileri ve arızaları hayatı olumsuz etkilemeye başlamıştır. Tarımsal sulama sistemlerinin kesinti ve arızalardan etkilenmesi çiftçinin mahsulünün kurumasına neden olduğu gibi yurttaşların mutfak masrafının artmasına neden olmaktadır. Özelleştirme Değil Kamulaştırma Özelleştirme ve piyasalaştırma politikalarının, su gibi, gıda gibi en temel ihtiyaçlarımızdan biri olan elektrik enerjisini sermaye birikim aracı olarak kullanılmasına ve dolayısıyla pahalılaşmaya neden olduğu gerçeğine rağmen, yeni sorunlara yol açacak şekilde özelleştirmelerde ısrar edilmesi ancak ideolojik körlük ile açıklanabilir. Elektrik enerjisinin kesintisiz, kaliteli ve kolay erişilebilir bir şekilde yurttaşlara sunulması, bu hizmetlerin kamu hizmeti anlayışı ile yürütülmesi ve özel sektöre gelir aktaracak anlayıştan arındırılması gerekmektedir. Temel ihtiyaçlarımızdan biri olan elektrik enerjisinin kamu güvencesi ile sunulması, sektörde çalışanlara güvenli ve örgütlü bir çalışma ortamının sağlanması esas alınarak özelleştirme değil, pek çok ülkede gerçekleştirildiği gibi yeniden kamusal anlayışa dönülmesi gerekmektedir. Elektrik Mühendisleri Odası olarak bu ihaleleri de yakından takip edeceğimizi duyuruyor ve kamuoyunu özelleştirmeler konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz. ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI 43. DÖNEM YÖNETİM KURULU 9 Ağustos 2012
|