MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

‘TÜRKİYE GİDER MERSİN’E, ELLER GİDER TERSİNE’ AKKUYU/SİNOP... (FİKRET BAŞKAYA- BİRGÜN)


BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ


Başkaları nükleerden çıkmanın çarelerini ararken, Türkiye‘nin böyle bir maceraya girişmesi son derecede anlamsız ve rahatsız edici. Lakin bu ülkede rasyonalitenin gereği olan, akla uygun pek bir şeyler yapılmadığı dikkate alınırsa, bu tersine gidişin de "şeylerin normal hali" sayılması şaşırtıcı değil!

"Herhangi bir yere termik santral mi kurulması, yoksa fidanlık mı yapılmasına yöre halkı değil de, "uzmanlar" ve "bilim adamları" karar verdiği sürece, bilim ve teknolojinin bir baskı ve sömürü aracı olarak kullanılmasının önüne geçilemez." *

Paradigmanın İflası, s. 219

Akla, mantığa, izana, hukuka, insana, doğaya mugayir bir tesis neden kurulur? Cevap belli değil mi? ‘Politik ve ekonomik çıkarların bir gereği‘ olduğu için... Bu yazının yazıldığı saatlerde Putin‘le Erdoğan Akkuyu‘da kurulacak nükleer santralin temelini Sarayda atıyorlardı... Moskova‘da da atılabilirdi... Modern teknoloji öyle bir şeye imkân verdiğine göre... Artık ele kürek almak gerekmiyor... Bu santralin kurulmasının hiçbir haklı gerekçesi yok. Büyük yıkımlara, zararlara neden olacağında da tek şüphe yok... Yöre halkına rağmen kuruluyor. Hiçbir itiraz dikkate alınmıyor, hiçbir tartışmaya izin verilmiyor... Polis devletinin marifeti olarak gerçekleşiyor...

Bu santral tamamlandığında, tüm reaktörler devreye girdiğinde Türkiye‘nin elektrik enerjisi ihtiyacının %10‘unu karşılayacakmış... İnsana, doğaya, topluma verilecek zararlar ve yıkımlar için de bir rakam, bir oran verebilirler mi? Onulmaz olumsuzluklar içeren bu tesis kimin için ne anlama geliyor? Nükleer enerji lehine ileri sürülen gerekçelerin bir anlamı ve inandırıcılığı var mı?

Fosil yakıtlar...
Fosil yakıtların küresel ısınmaya neden olduğu, nükleer enerjininse temiz bir enerji olduğu söyleniyor. Eğer mesele sera etkisi yaratan gaz emisyonunu azaltmaksa, nükleerden daha az gaz emisyonu yaratan güneş enerjisine neden yatırım yapılmıyor? Nükleer enerji Türkiye‘nin dışa bağımlılığını azaltacak mı, artıracak mı? Santrali Ruslar kuruyor, onlar işletecek, reaktörü çalıştırmak için gerekli uranyum dışardan ( Nijerya, Kazakistan, Kanada) ithal edilecek ve uranyum rezervleri sınırlı... Almanya nükleer santralleri kapatıp, güneş enerjisine geçerken ve daha şimdiden enerjinin önemli bir bölümünü güneşten sağlarken, bir güneş ülkesi olan Türkiye neden pahalı bir yatırımı tercih ediyor? Unutulmasın, bir proje ne kadar büyükse kâr da o kadar büyüktür... Siz son dönemde "büyük projelerin" neden ‘moda‘ olduğunu sanıyorsunuz?

Neden her seferinde daha çok enerji üretmek akla geliyor da enerji tasarrufu hiç akla gelmiyor? Sokaklar bile yazın soğutuluyor, kışın ısıtılıyor... Bu hovardalığın, bu israfın ne anlamı var? Eğer ciddi bir enerji tasarrufuna girişilse, belki şu anda kullanılan enerjinin yarıya yakınını üretmeye gerek kalmazdı. Tabii santralin finansmanı için harcanacak 20 milyar dolar da yenilenebilir enerjilere harcanabilirdi...

Enerji özelleştirilmiş durumda
Öyle bir şey bu aşamada mümkün değil, zira enerji özelleştirilmiş durumda. Daha çok kâr etmek için her seferinde daha çok üretmek ve tüketmek şart!.. Oysa daha az enerji tüketerek bugünkünden daha iyi yaşayabiliriz.

Bir saçmalık da nükleer enerjinin istihdam yarattığıyla ilgili... Neymiş efendim reaktörler devreye girdiğinde 3500 kişiye, inşaat aşamasında da 10.000 kişiye iş imkânı sağlayacakmış... Oysa, enerji tasarrufuna girişilse ve yenilenebilir enerji tercihi yapılsa, bunun çok üstünde istihdam yaratmak işten bile değildir... Şu an itibariyle bile Avrupa‘da yenilenebilir enerjiler nükleerden 5 kat daha fazla istihdam yaratıyor...

Çok büyük bir tehlike de nükleer atıklarla ilgili. Bu santraller radyoaktif artıklar üretiyor ve bunları etkisizleştirmek sanıldığından çok daha zor... Etkileri yüzlerce, binlerce yıl devam ediyor... İnsan sağlığı açısından çok büyük riskler söz konusu... İnsani, teknik ve atmosferik kaza riskinin de dikkate alınması gerekiyor... ABD‘de Three Miles Island, Rusya‘daki Çernobil, Japon‘da Fukuşima, yüzlerce kazadan birkaçı sadece... Türkiye‘nin her türden kazalar konusundaki sicili de malum... Aslında her şey apaçık ortada ama görmek için göz lazım. Mersin‘de ve Sinop‘ta inşa edilecek reaktörler, havayı, suyu (iki denizi), toprağı zehirleyecek... Akıl almaz bir doğal çevre tahribatına neden olacak...

Velhasıl tam bir gaflet ve dalalet durumu...

Aslında nükleer santrallere bir başka nedenle de karşı çıkmak gerekiyor: Bu santraller büyük güvenlik önlemleri gerektiriyor. Dolayısıyla santrallerin kurulduğu alan bir tür askeri alan haline geliyor. Halka ve halk denetimine kapatılıyor. Mesela Sinop Nükleer Santrali için 10 milyon metrekare alan- ki bir fikir vermek için bu alan 1415 futbol sahası kadar- halka kapatılacak... Her iki santral Akdeniz‘in ve Karadeniz‘in ısısını artıracak ve canlı yaşamını olumsuz etkileyecek... Balıkçılığı, tarımsal üretimi zora sokacak... Güzelim doğa, politik/ekonomik/jeopolitik çıkarlara feda edilecek...

Bunca olumsuzluk varken
Bunca olumsuzluk, muhtemel riskler ve yıkımlar söz konusuyken; nükleerde ısrarın bir nedeni daha olmalı... Ya da birçok ülke neden nükleer santralleri ‘vazgeçilmez‘ sayıyor? Hiçbir zaman dillendirilmeyen o neden şu: Nükleer, atom bombası alanına giriyor. Güçlü bir devlet olmak için nükleer silaha sahip olmak şart deniyor... 2026 yılında enerji ihtiyacımızın %7,7‘sini karşılayacak olan Akkuyu Nükleer Santrali‘nin, tüketim talebinin aynı şekilde artacağı düşünüldüğünde 2030 yılında ihtiyacın %6,3‘ünü, 2040 yılında %3,9‘unu karşılayacağı görülmektedir.

"Akkuyu Nükleer Santrali‘nin 4800 MW güç ile Türkiye‘nin elektrik ihtiyacının %10‘unu karşılayacağı söyleniyor. 2016 yılında çalışsaydı, Akkuyu‘nun üretimi toplam elektrik üretiminin %13‘ü, toplam enerji tüketiminin ise %2,3‘ünü oluşturacaktı. Ama sorun enerji ihtiyacındaki payı değil. Çünkü zaten bugün 85 bin MW kurulu güç var ve 50 bin megawatt saati aşmayan bir tüketim var. Yani bugün Akkuyu faaliyete geçse, 2017‘de atıl olan 35 bin MW‘dan fazla kapasiteye 4 bin 800 MW daha eklemiş olacağız. Doğru olan enerji ihtiyacımızın %10‘unu karşılaması değil, atıl kapasitemizi %10 arttırması..."

Sivil araştırmaların amacı
Sivil araştırmalar da askeri amaçların hizmetine sunuluyor. Ve nükleer santraller bazı silahların üretimi için gerekli olan plütonyum üretmeyi mümkün kılıyor... Yukardaki rakamlar, asıl amacın sadece enerjiyle ilgili olmadığının, politik/ stratejik kaygıların da söz konusu olduğunun bir göstergesidir. Zira, toplam elektrik enerjisi ihtiyacını %3,9‘u devede kulaktır... Nükleer enerji yüksek teknoloji demek, dolayısıyla büyük sermaye gruplarının sanayinin belli kesimlerini denetim altına almalarına imkân veriyor. Bizimki gibi ülkelerin nükleer enerji tercihi yapmalarında nükleer lobilerin rolü de önemsiz değildir...

Başkaları nükleerden çıkmanın çarelerini ararken, Türkiye‘nin böyle bir maceraya girişmesi son derecede anlamsız ve rahatsız edici. Lakin bu ülkede rasyonalitenin gereği olan, akla uygun pek bir şeyler yapılmadığı dikkate alınırsa, bu tersine gidişin de "şeylerin normal hali" sayılması şaşırtıcı değil!

Bu saçmalık bugün değilse de, fazla geç olmadan ama mutlaka durdurulmalıdır... Bunun için bilgilenmeyi, bilinçlenmeyi ülke sathına yaymak, yeni bir politikleşme yaratmak, dahası bu durumu bir fırsata dönüştürmek bizim irademizi aşan bir şey değil... BAŞARABİLİRİZ...

*Söylendiğine göre, Nobel Ödüllü Profesör Aziz Sancar, Akkuyu Nükleer Santrali‘ne destek vermiş... Uzmanın, uzmanlığın aslında neye yaradığına dair iyi bir örnek...

(Birgün; 05.04.2018)



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

TELE 1- SABAH PUSULASI

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

Okunma Sayısı: 59


Tüm Basından Seçtiklerimiz

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.