BASIN AÇIKLAMASI

 
Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şube eski Sekreteri ve TEDAŞ Şanlı Urfa Müessese Müdür Yardımcısı Hasan Balıkçı 18 Ekim 2002 tarihinde öldürüldü. Cinayetle ilgili 2. duruşma yarın (18 Haziran 2003) Şanlı Urfa Adliyesi'nde yapılacak. Hasan Balıkçı'nın ailesi, arkadaşları, sevenleri, mücadelesine sahip çıkan demokratik kitle örgütleri ve sendikalar yarın orada olacaklar. Peki ama Balıkçı'nın ölüm emrini veren Zeki Akkoyun nerede? Aradan 8 ay geçmesine rağmen neden yakalanamadı?
 

Hasan Balıkçı kamunun haklarını savunduğu için öldürüldü

Hasan Balıkçı Adana TEDAŞ'ta kaçak elektrikle mücadele etmeye başlamasından itibaren kaçak elektrik kullanan sanayici ve imalatçıları sürekli denetliyordu. Bu imalatçılardan biri olan, Özlem Plastik'in sahibi Zeki Akkoyun ve İrfan Akkoyun'un ödediği elektrik faturaları, denetlemelerden sonra üç katına çıktı. Hasan'a rüşvet önerdiler, kabul etmeyince de tehdit ettiler. Hasan Balıkçı bunlara da aldırmadı. Daha sonra görevli gittiği Şanlı Urfa'da da mücadelesini sürdürdü. Kaçak elektrik kullanımını büyük oranda azaltmayı başardı. Görevinin bitmesine az kala, adı geçen şahısların kiraladığı tetikçiler tarafından öldürüldü.



Hasan Balıkçı'nın 18 Ekim'de Şanlı Urfa'da öldürülmesinden hemen sonra tetikçiler Yılmaz Çakmak ve Şehmuz Taşan yakalandı ama olayın arkasındaki Zeki Akkoyun hala ortada yok. Zeki Akkoyun'un sahiplerinden olduğu fabrika tıkır tıkır çalışıyor. Eşinin mücadelesini sürdürmeye çalışan Şengül Balıkçı ise tehditler alıyor ve geçtiğimiz aylarda arabasına sabotaj yapıldı.



Cinayetle ilgili ilk duruşma 21 Mayıs 2003 tarihinde yapıldı. Ne acıdır ki, kaçak elektrikle mücadele ediyoruz diye, kampanyalar açtığını ifade eden ve TEDAŞ personeline bu yönde talimatlar veren ETKB ve TEDAŞ yetkilileri, kaçak elektik kullanımıyla mücadele ettiği için öldürülen Balıkçı'nın duruşmasına ne müdahil oldular ne de geldiler.



Kaçak elektrik mi, kayıp elektrik mi?

Kaçak elektrik kullanımı, sanayide, imalathanelerde korkunç boyutlara ulaşmaktadır. Yıllarca gizlenen bu rakamlar yerine ısrarla, gecekondularda ve Doğu-Güneydoğu Anadolu'da yaşayan vatandaşlarımız hedef gösterilmektedir. Büyük çoğunluğu sosyal ve ekonomik nedenlerden kaynaklanan meskenlerde kaçak elektrik kullanımını, sosyal ve ekonomik politikalar olmadan, halkın yaşamını düzeltmeden, en önemlisi de elektrik fiyatlarını ucuzlatmadan önleyemezsiniz.



Yine kaçak elektrik kullanımından çok daha fazla kamuyu zarara sokan kayıplardan da bahsedilmemekte, iletim hatları ve trafolardaki bakımsızlık ve arızalardan kaynaklanan kayıp elektriğin ne kadar olduğu hesap dahi edilememektedir. Özelleştirme gerekçesiyle uzun yıllar içinde kendi kaderine terkedilen dağıtım şebekelerine hiçbir yatırım yapılmamaktadır. Diğer taraftan, kamunun santrallarını yap-işlet-devret uygulamalarıyla işleten özel firmalar, bu kuruluşlara en ufak bir çivi çakmamakta, bakım hizmetlerini gözardı etmektedir. Süreleri bittiğinde kamuya içi boşalmış, harap olmuş tesisler devredilecektir.



Bugün EMO'nun yıllardır ısrarla dile getirdiği gerçekleri artık kabul etmek zorunda kalanlar bilmelidirler ki, nedenleri yoketmeden sonucu tartışmanın bir yararı yoktur. Enerjiyi batağa sokan yirmi yıllık politikalar bir an önce terkedilmelidir.



Temiz toplumdan, yolsuzlukların yokedilmesinden bahsedenler Hasan Balıkçı'nın yaşamından ders alsınlar.

Hasan Balıkçı temiz toplumun ve kamu haklarının korunmasının bir simgesidir. Onun tüm yaşamı bu iki ilkenin korunmasıyla geçmiştir. Temiz toplumdan bahseden, ÇEAŞ ve Kepez'e el koyan, enerji yolsuzluklarını gündeme getiren hükümete şunları söylemek isteriz: Hasan Balıkçı, gerek EMO gerek sendika yöneticiliği yaptığı tüm yıllarda bugün birer birer açıkça ifade edilmeye başlanan yolsuzlukları her zaman dile getirdi, kendi işini yaparken de bu tür yolsuzluklara karşı mücadele etti. Bugün el konulan ÇEAŞ'la ilgili ilk davayı EMO üyesi olarak 1998 yılında Hasan Balıkçı açtı. TEDAŞ ile ÇEAŞ arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve ETKB ile ÇEAŞ arasında imzalanan Görev Verme Sözleşmesi'nin iptali ve dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması istemiyle, Danıştay'da açılan davanın ve temyizlerin sonunda Danıştay, bu şirketin usulsüzlüklerini tespit ve hüküm altına aldı.



Bugün Balıkçı'nın öldürme emrini verenleri yakalamayanlar, temiz toplumdan, kamu hakkının korunmasından bahsedemezler. Zeki Akkoyun gibi, evinin işinin, ailesinin, akrabalarının yeri belirli olan bir şahıs 8 aydır neden yakalanmaz? Yoksa yakalanması mı istenmez? Balıkçı olayı bölgesel bir Susurluk olayıdır, bu olayın arkasındaki gerçekler ortaya çıkarılmadan, kaçak elektrik işinden kâr eden sanayici-bürokrat-siyasetçi üçgeni ortaya çıkarılmadan cinayeti aydınlatamazsınız. Hasan Balıkçı cinayetini aydınlatmadan, can güvenliğini sağlayamadığınız TEDAŞ görevlilerine "kaçak elektrikle mücadele edin" diyemezsiniz.



Basına yansıyan bir örnek: Mersin'de, görevini yaptığı için ölüm tehditleri alan TEDAŞ Müessese Müdürü Necati Hançerlioğlu'nu nasıl korumayı düşünüyorsunuz? "Kaçak elektrik oranını yüzde 20'ye düşürmezsem görevi bırakacağım" diyen Hançerlioğlu'na da tıpkı Hasan Balıkçı'ya yapıldığı gibi tehdit telefonları gelmektedir. Hançerlioğlu, özellikle zengin semtlerde yaşayanların siyasileri devreye sokup rüşvet teklif ettiğini belirterek, "Bu tehdit telefonları önceki yapılaşmada mafyalaşmış bazı şirketlerin mamalarının kesilmesinden kaynaklanıyor" demektedir.



Bizler, hayatı boyunca halkın, kamunun çıkarlarının yanında yeralan ve görevini yaptığı için öldürülen arkadaşımızın mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz ve tıpkı onun gibi, doğru bildiklerimizi geçmişte olduğu gibi bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz.



Elektrik Mühendisleri Odası

Yönetim Kurulu

17 Haziran 2003





Hasan BALIKÇI

Hasan Balıkçı, 1961 yılında Adana'nın Seyhan İlçesi Kayışlı köyünde, 8 çocuklu bir ailede, doğdu. Orta ve Lise'yi Adana'da bitirdi. Öğrenciliği boyunca okumak için tarlada ırgat olarak çalıştı. 1987 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü'nden mezun oldu. Üniversite yıllarında özel bir kablo firmasında çalıştı. Mezun olduktan sonra da üç yıl özel sektörde çalıştı. 1989 yılında TEK'te işe başladı. İlk görev yeri olan Ağrı'da dört yıl kaldı. 1993'te Adana'ya atandı. Şanlı Urfa'ya tayini çıkmadan önce Adana TEDAŞ Müessese Müdürlüğü'nde fabrika ve benzerlerinin bağlı olduğu büyük müşteriler müdürlüğünde başmühendis olarak çalıştı. Öldürüldüğü sırada Şanlı Urfa TEDAŞ Müessese Müdürlüğü Teknik İşler Müdürlüğü'nde görev yapmaktaydı.

Elektrik Mühendisleri Odası Adana Şubesi'nde 1998-2002 yılları arasında Yönetim Kurulu üyeliği ve Şube Sekreterliği yaptı. 1998-2000 yılları arasında Adana İKK Sekreterliği, 1993-1996 yılları arasında Enerji Yapı Yol Sen Adana Şube Başkanlığı görevlerinde bulundu.

Hasan Balıkçı, Şengül Balıkçı ile evliydi ve Açelya (9) ve Ayça İdil (2) adında iki kızı vardı.