|
Yumurtalık İlçesi'nin Sugözü Köyü'nde "Sugözü Termik Santralı" adı ile toplam kurulu gücü 2 x 605 toplam 1210 MW'lık, ithal kömür yakıtla çalışacak ve Yİ modeli ile işletilecek olan termik santralın dün açılışı yapıldı. Açılışı Başbakan Tayyip Erdoğan ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder tarafından yapılan santralı protesto eden TMMOB Odaları, DKÖ ve siyasi parti temsilcileri ise dövülerek gözaltına alındı. Kamu yararını ve çevreyi korumak dışında bir amacı olmayan ve demokratik haklarını kullanan insanlara karşı gösterilen bu tavrı kınıyoruz.
Akdeniz Bölgesi'nin doğusunda, bölgemizin en güzel denizine ve dalyanına sahip Yumurtalık İlçesi sınırları içerisindeki Sugözü Termik Santralı'nın temeli, 4 Kasım 2000 tarihinde, dönemin Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz tarafından atılmıştır.
Söz konusu termik santral, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre Ankara'da kurulmuş olan İSKEN adlı bir firma tarafından işletilecektir. Bu firmanın en büyük hissedarı bir Alman şirketi olan STEAG AG.'dir.
Zehirli gaz ve kül yağmuru santralı
Sugözü Termik Santralı'nda kullanımı öngörülmüş ve Kolombiya'dan ithal edilecek olan kömürün kalitesi, kükürt oranı, kül oranı ve karbon oranı verilerle net bir şekilde belirlenmeden, kamuoyundan adeta saklanmaktadır.
Santralın işletmeye geçmesinden sonra stok sahasında, bu tür santrallarde teknik zorunluluk arz eden en az 60 günlük kömür ( bu yaklaşık 55.000 ton etmektedir) stoklanacaktır. Stoklama ve üretim sürecine dahil edilme esnasındaki karıştırma işlemleri sırasında kömür tozlarının çevreye ve doğaya vereceği zararların ve doğuracağı tehlikelerin yanı sıra, bu santralda saatte 450 ton kömür yakılacak olması sırasında havaya karışacak olan zehirleyici gaz, kimyasal maddeler ve atıkların insan, canlı, tarımsal alanlar ve ürünlere yapacağı etkileri düşünmek bile çok ürkütücüdür.
Santralın işletimi sırasında saatte ortalama 60 ton civarında kül oluşacak ve yine baca gazlarının desülfürizasyonu sırasında, desülfürizasyon ünitesinde saatte yaklaşık olarak 20 ton alçı taşı yapısında bir yan ürün oluşacaktır. Çimento fabrikalarına satılacağı söylenen bu kadar büyük miktarlardaki külün satışı asla mümkün değildir. Kül, çimento sanayiinde katkı maddesi olarak ve %12-15 oranlarında kullanılmaktadır. Bu kadar külün satılması halinde bile geriye kalacak kül dağları, rüzgarın etkin ve yoğun olduğu bu bölgede korunamayacak yok edilemeyecek ve sonuçta yaşam örtüsünü yok edecektir.
Ekolojik denge ve çevreye etkisi üstü kapalı ifadelerle ve öngörülerle geçiştirilmiştir. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü uzman heyetinin görüşlerine göre santralın kurulacağı bölgenin büyük bir kısmı II. sınıf tarım arazisidir ve bölgeye sanayi kuruluşu yapılamayacağı belirtilmiştir.
Termik santralların işletim teknolojileri gereği kullanılacak olan soğutma suları, deniz suyu kullanılarak sağlanacak ve daha sonra bu sular tekrar denize verilecektir. Yetkililer, bu işlem sonucunda deniz suyunun birkaç derece ısınmasının doğal olarak mevcut ekolojik dengeyi de bozacağına ilişkin gerçekten de bahsetmemektedirler.
Bu santralın planlaması ve yer seçimi yanlıştır!
· 1210 MW büyüklüğündeki Sugözü Termik Santralı'nın çevreye vereceği zararlar açıkça ortada iken, neden proje aşamasında gerekli ön hazırlıklar ve koordinasyon sağlanmadan, ilgili meslek odalarının, teknik ve bilimsel çalışmalar yapan kuruluşların görüşleri alınmadan, bir anda yapım izni verilmiştir.
· Neden Yumurtalık gibi denizi, dalyanı, tarihi ve doğası bu kadar iyi korunmuş, Dörtyol, Erzin gibi üreticisine büyük çapta gelir getiren ve Çukurova bölgesinin narenciye deposu olarak adlandırılan bu yöre seçilmiştir?
· Bu santralın, Kolombiya'da yaptığı bir termik santral için alacağı para karşılığı verilen son derece kalitesiz ithal kömürü kullanacak olan, STEAG AG. tarafından işletilmesi gerekli miydi?
· Neden kendi emisyon hacmini azaltmaya çalışan Almanya'nın Türkiye'ye kirli kömür tekniği satmasına izin verilmiştir? Bugünkü yasalara uygun olmayan bu santral neyin bedelidir?
· Neden ulusal enerji kaynaklarımızdan olan ve ülkemizde yeterince bulunan kömür ve linyitlerimize dayalı termik santraller planlanıp kurulmamaktadır?
· Neden, neredeyse bu santralın yarısı büyüklüğünde olan, her biri 210 MW'lık üç üniteden oluşan toplam 630 MW'lık kurulu gücü bulunan Yatağan Termik Santralı'nın yarattığı çevresel etkiler bir anda unutuluyor? Neden sözkonusu santralın işletimi sırasında çevreye yayılan zehirli gazlar ve havadaki kükürt dioksit oranının, yanlış yer seçimi nedeniyle, müsaade edilebilir değer olan 700 mgram/m3'ün neredeyse 2 katına ulaşması nedeni ile 2001 yılında birkaç kez üretiminin durdurulduğu, insanlarının sokağa çıkmamaları konusunda belediye, hoparlörleri ile uyarıldığı, yöre halkının toplu ölüm paniği yaşadığı unutularak aynı hatalar geriye dönüşü olmayacak şekilde tekrarlanmaktadır?
Dışarıya aktarılan kaynak
Değişik dünya ülkelerinden veya kuruluşlarından ödünler vererek, diyetler ödeyerek alınan dış borçlar bilinirken, yanlış enerji politikaları, yanlış planlama ve yanlış yönetim yöntemleri, bunlara ek olarak ülkemizin ekonomik bunalım yaşamakta olduğu bu evrede, sadece Sugözü Termik Santralı'na devlet yılda yaklaşık 500 milyon ABD doları aktarmak zorunda kalacaktır.
Hidrolik santrallarımızın tam kapasiteyle çalışması mümkünken, geçmiş yıllarda yapılan alım garantileri nedeniyle çok daha ucuza enerji üreten yerli termik ve hidroelektrik santrallarımızın kapasiteleri düşürülmektedir.
Çevre-enerji-insan-ekonomi zararlısı bu santral, bağrımıza saplanan yeni bir kazık olarak sorumluları için hayırlı olsun.
Elektrik Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
25 Şubat 2004
|
|
|