Merkel'i Sibirya'da ağırlayan Putin, Batı'yı yaylım ateşine tuttu: Enerjide Rusya'ya bağımlılıktan söz ediliyor. Bu tehdittir. Biz de yeni pazarlar ararız. TOMSK - AB ekonomisinin motor gücü Almanya, Avrupa'nın Rusya'nın yılbaşında Ukrayna'yı cezalandırmak için gaz musluklarını kapatmasından duyduğu endişeyi ve Gazprom tekelinden şikâyetinin sözcülüğünü üstlenince, Rusya'dan ağır bir yanıt aldı. 10 bakan ve 20 firma patronu eşliğinde gelen Alman Başbakanı Angela Merkel'i Sibirya'da ağırlayan Rus Devlet Başkanı Vladimir Putin, ortak basın toplantısında Batı'yı yaylım ateşine tuttu. 'Hep güvenilir olduk' Batı'yı Rusya'nın dünyanın en büyük enerji sağlayıcısı olma emellerini engellemekle suçlayıp, gazla petrolü Avrupa'ya değil, Asya'ya satma tehdidi savuran Putin şöyle konuştu: "Sürekli enerjide Rusya'ya bağımlılık tehlikesinden, Rus şirketlerin Avrupa pazarına girmesinin sınırlandırılması gerektiğinden söz edildiğini duyuyoruz. Bunu tehdit olarak algılıyoruz. Her gün bu lafları işitince biz de başka pazarlar aramaya başladık." Doğalgazın dörtte biriyle petrolün büyük kısmını Rusya'dan alan Avrupa'ya enerji satışını kısmak islemediklerini söyleyen Putin, hep güvenilir bir kaynak olduklarını hatırlattı: "Soğuk Savaş'ta bile Sovyetler her gün Avrupalı ortaklarına enerji temin etti. Bugün Rusya'ya dair korku körüklemenin anlamı nedir?" Moleküler tartışma Tomsk Üniversitesi bilim kütüphanesinde yapılan görüşmede, meslekten fizikçi kimyacı olan Merkel, rektörle moleküller hakkında konuştuklarını söyledi. Putıin gülümseyerek "Bizim kimyamızın da iyi bir atmosfer yaratacağını umuyorum" dedi. Ama kolay tav olmayan Merkel. "Bu karmaşık moleküllerden de karmaşık bir mesele" cevabını yapıştırdı. Gündemdeki ikinci konu ise, BM Güvenlik Konseyi'nin uranyum zenginleştirmenin durdurulması için tanıdığı sürenin dolduğu İran'dı. Putin, İran'a karşı BM Güvenlik Konseyinden yaptırım karan çıkarabilmek için kendisini iknaya çalışan Merkel'e, "Çözümde başrole sahip Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu, bu sorumluluğunu Güvenlik Konseyi'nin üstüne atmamalı. Diplomatik çözüm yolları, krizin yönünü değiştirebilir" diyerek çıkıştı. İki ülke dışişleri bakanları da İran'la ilgili nükleer krizin tek çözümünün diplomatik yol olduğunda hemfikir kaldıklarını duyurdu. RADİKAL, 28 NİSAN 2004
|