EMEK VE BİLİMLE KURULACAK YENİ TOPLUMSAL DÜZEN ÇAĞRISI
HABER
Koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, meydanlarda ve alanlarda kutlanamadı. TMMOB, DİSK, KESK ve TTB’nin çağrısıyla yurttaşlar ülke genelinde saat 21:00’da balkonlar ve pencerelerden, emek ve bilimle kurulacak yeni bir toplumsal düzen için 1 Mayıs kutlamalarına katıldı. Örgütlerin 1 Mayıs deklarasyonunda, salgınla birlikte kapitalist sistemin uygarlık krizine dönüştüğü vurgulanarak, mücadele çağrısı yapıldı.
TMMOB, DİSK, KESK ve TTB, 1 Mayıs 2020 tarihinde sosyal medya kanalları üzerinden "İnsanca Yaşamak için Üreteceğimiz Yeni Bir Toplumsal Düzeni Emek ve Bilimle Kuracağız!" başlıklı ortak deklarasyonu canlı yayında kamuoyuyla paylaştılar. Savaş, ekonomik kriz, ve yoksulluk dışında bir şey sunmayan kapitalist sistemin salgından sonra büyük bir uygarlık krizi doğurduğuna işaret edilen açıklamada, üretimin insani ihtiyaçları karşılamak yerine akıldışı düzeninin çarklarının dönmesi için gerçekleştirildiğine vurgu yapıldı.
Tarihi bir kırılma anı yaşandığına dikkat çekilerek, emekçilerin egemen olduğu bir düzende salgına karşı alınacak şöyle özetlendi:
"-Temel, zorunlu ve acil mal ve hizmet üreten işler dışında bütün işlerde salgın süresince çalışma acilen durdurulurdu. Çünkü yaşamaktan, insandan daha önemli hiçbir şey olmazdı.
-Salgın süresince herkesin işi ve geçimi devletin güvencesinde olurdu.
-İnsanlar yaşam savaşı verirken elektrik, su, doğalgaz faturalarından KDV, kredilerden faiz toplamak asla akla gelmeyeceği gibi, temel ihtiyaçlar salgın riski boyunca devlet tarafından karşılanırdı.
-Tümüyle kamu kontrolündeki sağlık kuruluşları, yurttaşların tamamına, istisnasız ve ön koşulsuz bütünüyle parasız sağlık hizmeti sunardı.
-Salgına karşı önlemler üç beş patron örgütü ile değil, işçilerle, kamu emekçileriyle, hekimlerle, mühendislerle, akademisyenlerle beraber belirlenirdi. Ölçü patronların kârları değil aklın ve bilimin ışığında toplumun korunması olurdu.
-Başta hekimler, sağlık ve belediye çalışanları olmak üzere tüm zorunlu işlerde çalışanlar haftalarca koruyucu ekipman beklemez, insanlarımızın ölümü ve hastalanması engellenirdi.
-Tüm kadınlara iş ve gelir güvencesi sağlanır, evde kalınan dönemlerde ev içi şiddetin önlenmesi için devlet etkin önlemler alırdı.
-Tek kişinin dediği ferman olmaz, muhtarından belediyesine tüm kamu kurumları ile işbirliği içinde bir mücadele yürütülür, maskesinden ekmeğine tüm ihtiyaçlar beraber karşılanır, siyasi rekabet değil halkın sağlığı öncelikli olurdu."
Sistem Topluma Yük Tarih boyunca egemenlerin, toplumun çoğunluğunun çıkarına bir düzenin mümkün olmadığını anlattığına değinilen açıklamada, "Bugün görüyoruz ki, asıl mümkün olmayan, asıl akıldışı olan bu düzendir. Toplumları hastalığa, dünyayı ekolojik krizlere, üretenleri açlığa, işsizliğe, güvencesizliğe mahkum eden bu düzen Türkiye ve dünya halklarının sırtında bir yüktür" denildi. Toplumsal zenginliğe el koyan yüzde 1`in değil toplumun yararını esas alan yeni bir düzen kurmak için mücadele çağırısı yapılarak, şu ilkelere dikkat çekildi:
"-İnsan onuruna yaraşır bir iş ve ücret, kamusal sosyal güvenlik ve sendikal hakların eksiksiz güvence altına alındığı yeni bir toplumsal düzen kuracağız.
-Demokrasinin ve ifade özgürlüğünün tahrip edilmediği, laik, demokratik, özgürlükçü yeni bir toplumsal düzen kuracağız.
-Her türlü ayrımcılığa, cinsiyetçiliğe ve ötekileştirmeye karşı eşit yurttaşlığın, yurtta, bölgede ve dünyada barışın benimsendiği yeni bir toplumsal düzen kuracağız."