2020 yılını salgın hastalıklarla boğuşarak geçirdik. İlk olarak Çin’de ortaya çıktığı belirtilen Kovid-19 salgını tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına aldı. Mart ayından bu yana binlerce insanımız hayatını yitirdi, binlerce kişi salgın nedeniyle sağlığını, işini, aşını, iş yerini, umudunu yitirdi. Sokağa çıkma yasakları, kısıtlamaları işçileri ve küçük esnafı olumsuz yönde etkilerken meslektaşlarımız, üyelerimiz de bu olumsuzluklardan nasibini aldı.
Bir yandan salgınlar yaşanırken bir yandan da doğanın tahrip edilmesi- talan edilmesi beraberinde çevre felaketlerini de getirdi. Kaz Dağları yok edilmekten çevrecilerin mücadelesi sonucu kurtuldu. Nehir tipi HES`ler ülkenin her tarafını kanatmaya devam ediyor. Maden aramak bahanesiyle binlerce yıllık zeytin ağaçları kökünden kesildi. Nükleer santral inadı nedeniyle dünyanın en güzel koyları nükleer felaket tehdidi ile karşı karşıya. Elektrik üretimimiz tüketimimizi karşılayacak seviyedeyken, sırf politik hırs ve nükleer santral lobisinin tatmini için Akkuyu`ya nükleer santral yapılıyor. İzmir başta olmak üzere ülkemizin pek çok ilinde depremler yaşandı. Depreme hazır olmadığımız, yapı denetim sisteminin yeterince sağlıklı uygulanmadığını hep beraber gördük. İzmir depreminde yaşananlar bize gösterdi ki; TMMOB`nin yıllardır dile getirdiği "Deprem değil çürük binalar öldürüyor" savı bir kez daha doğru çıktı. Daha dün yaşadığımız kadın cinayetleri gösterdi ki, "kadın cinayetleri politiktir" ve gerekli yasal düzenlemeler yapılmazsa, iktidarın erkek bakışlı, baskıcı politikaları nedeniyle daha da sürecektir. Kadınları yaşatacak olan İstanbul sözleşmesinin bir an önce hayata geçirilmesi en büyük isteğimiz ve beklentimizdir. Asgari ücretteki sefalet artışı, enflasyon karşısında emeklilerin ve çalışanların ezilmesi, işsizlik, eğitimdeki çürüme, maaşların pul olması, hayvanlara yapılan eziyetler karşısında cezasızlık politikası sayabileceğimiz bir sürü olumsuzluklardan sadece bir kaçı…. Bütün bu olumsuzlukların içimizi karartmasına asla izin vermedik, vermeyeceğiz! Ülkemizde ve dünyada yaşanan bütün bu olumsuzluklara karşı umudumuzu hiçbir zaman yitirmedik, yitirmeyeceğiz de. Gelecek yıl yeryüzü cennetine bir öncekinden daha fazla umut tohumları ekeceğiz. Birlik, beraberlik, dayanışma ile Odamızı ayakta tutup, üyelerimizin bize her ihtiyacı olduğunda yanlarında olmaya devam edeceğiz. Bu mücadelede yitirdiğimiz canlarımızı hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız. Şairin dediği gibi kararmasın yeter ki sol memenin altındaki cevahir... TMMOB EMO Ankara Şubesi 25. Dönem Yönetim Kurulu
|
Fotoğraflar |
|
|
|
|
|