TEİAŞ... Türkiye Elektrik İletim AŞ. iktidar; Cumhuriyet döneminin bütün ekonomik değerlerini sattı savdı, gözünü en sonunda TEİAŞ‘ne dikti. TEIAŞ, ülkemizin geride kalan en değerli kuruluşlarından biri. Tamamı devletin, muazzam bir örgütlenme ve bilgi birikimine sahip. 2020 yılı kazancı, 4.64 milyar lira idi. Devletin kasasında paralar suyunu çekince, TEİAŞ‘ni de satmaya karar verdiler ve "özelleştirme" kapsamına aldılar. Görünen, kafaya koymuşlar, ülkemizin "iletişim ağı" sahibi Türk Telekom‘dan sonra, "elektrik ağı" sahibi TEİAŞ‘ni de birilerine peşkeş çekecekler. "Kalp ve beyin" benzetmesi Elektrik Mühendisleri Odası, bu özelleştirmeye dikkat çekmek için geçenlerde bir bildiri yayınladı. Dedi ki: "TEIAŞ‘nin özelleştirilmesinin anlamı ülke çıkarları, güvenlik ve geleceğimiz açısından kritiktir. Çünkü TEIAŞ sadece iletimden değil, şebeke verimliliğinden, planlamasından, projeksiyonundan, ikili anlaşmalardan, sisteme dair her türlü altyapı ye ikincil mevzuattan da sorumludur. Yani TEİAŞ‘nin özelleştirilmesi demek, elektrik sisteminin kalbinin ve aklının da özelleştirilmesi demektir." Bizi kötü yönetime alıştırdılar Sevgili okurlarım, dikkat ediyor musunuz, her geçen gün gittikçe "kötülüğe" alışıyoruz. Kötülüğe, kötü yönetime alışa alışa "tepkisiz bir toplum" olduk. Cumhuriyet‘in ekonomik değerlerini bir bir sattılar, tepki verdik mi? Bilimsel eğitimi yok ettiler, tepki verdik mi? Tarımı bitirdiler, tepki verdik mi? Tarikatları başımıza bela ettiler, tepki verdik mi? "Türklüğü" yok etmeye çalıştılar, tepki verdik mi? Daha hangi birini sayayım? Rüşvet, soygun, yağma, devlet malına el uzatma; toplum yaşamında "olağan" hale geldi. İşsizliğe alıştık... Yoksulluğa alıştık... Zamlara alıştık... Haksızlığa alıştık... Adaletsizliğe alıştık... Hukuksuzluğa alıştık... Bizi her türlü "kötülüğe" alıştırdılar, olmaması gereken her şeyi "normal" karşılamaya başladık. Çalışarak yaşamayı, dürüst kazancı "beceriksizlik"; rant peşinde koşmayı, çalma çırpmayı, kısa zamanda köşe dönmeyi ise "uyanıklık ve işbilirlik" olarak görmeye başladık. Toplum olarak çok tehlikeli bir noktadayız. Bütün değer yargılarımız allak bullak oldu. İşte devletimizin temel kurumları bir bir elden gidiyor, TEİAŞ da bunlardan biri, kimseden tık yok. "Kötülüğe" alıştık... "Kötü yönetime" alıştık... "Devlet malının peşkeş çekilmesine" alıştık... Normal karşılıyoruz. "Bunlar her zaman olur" deyip geçiyoruz. Bu nokta, bir toplum için hayati bir eşik. Kötüye alışma, kötülükler içinde boğulmanın ve yok olmanın başlangıcıdır. Bunu unutmayalım! Yakışan... • Kişiye yakışan... "Kaliteli bir birey" olmak. • Topluma yakışan... "Birinci sınıf bir toplum" olmak... •Devlete yakışan... "Hukuk devleti" olmak. (Kocaeli; 16.07.2021)
|