Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), başka ülkelerdeki nükleer atıkların bertaraf edilmek üzere Türkiye‘ye getirilmesin önünü açan ve yabancı şirketlerin işlettiği nükleer santrallerde meydana gelebilecek kazaların sorumluluğunun Türkiye‘ye bırakılmasını öngören düzenlemelerin veto edilmesini istedi. İki düzenlemenin de Paris İklim Anlaşması‘nın arkasına gizlenerek kamuoyunun dikkatinden kaçırıldığı dile getirilen EMO‘nun açıklamasında "Türkiye nükleer atık çöplüğü olmasın, kanun veto edilsin" denildi. EMO, yayımladığı yazılı basın açıklaması ile Paris İklim Anlaşmasının Meclis‘te onaylandığı gece yasalaştırılan iki düzenlemeye dikkati çekti. "Çevre için büyük bir adım atıldığı iddiasıyla yaratılan algının perde arkasında, Türkiye‘yi nükleer atık çöplüğüne çevirebilecek iki düzenleme daha yasalaştırılmıştır" denilen açıklamada iki yıldır Meclis‘te bekleyen kanun tekliflerinin bir anda gündeme alınarak yasallaştırılması, Paris İklim Anlaşması‘nın arkasına gizlenerek kamuoyunun dikkatinden kaçırma çabası olarak yorumlandı. Ülkemizin enerji verimliliği politikaları ve yenilenebilir enerji kaynakları yerine tehlikeli, atık sorunu çözülememiş, pahalı ve enerji bağımlılığımızı daha da artıracak nükleer santralların tercih edilmesinin açıklanabilir hiçbir yanı yoktur" denilen açıklamada nükleer santrallar "milli enerji" olarak kamuoyuna sunulmasına karşın Akkuyu‘da ücretsiz olarak tahsil edilen sahada Rus şirket tarafından kurulup işletilecek olan nükleer santralda, Rusya‘dan getirilecek yakıtla üretilecek elektriğin Türkiye tarafından satın alacağı anımsatıldı. "Rus Devleti Türkiye‘de bir nükleer santral işletecek ve karını da alıp götürecektir. Ama bir kaza olursa tüm zarar Türkiye‘nin ve Türkiye‘de yaşayanların olacaktır. Yani dışa bağımlılık yanında nükleer santralla birlikte kaza, felaket ve ölüm riski de doğacaktır" denilen açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi: "Tüm bu gerçekler ışığında duyarlı yurttaşları Akkuyu‘nun ve ülkemizin nükleer santral felaketinden korunması için mücadeleye çağırıyoruz. Ülkemizin nükleer batağına saplanmasına izin verilemez. 7336 ve 7337 sayılı yasalar veto edilmeli, Türkiye bu karanlığa geçit vermemelidir." KANUNLAR NEYİ ÖNGÖRÜYOR? Açıklamada konu edilen düzenlemelerden ilki 7336 sayılı Kullanılmış Yakıt İdaresinin ve Radyoaktif Atık İdaresinin Güvenliği Üzerine Birleşik Sözleşmeye Türkiye Cumhuriyeti‘nin Beyanlarla Birlikte Katılmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun oldu. Kanunda, nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasının yanı sıra ortak proje yürütülen başka ülkelerin nükleer atıklarının da kabul edilebileceği ve nükleer atığın ortaya çıktığı ülkenin dışındaki başka ülkelerde bertaraf edilebileceğine dair hükümler yer alıyor. Diğer düzenleme ise 7337 sayılı 28 Ocak 1964 Tarihli Ek Protokol ve 16 Kasım 1982 Tarihli Protokol ile Değiştirilen 29 Temmuz 1960 Tarihli Nükleer Enerji Alanında Üçüncü Şahıslara Karşı Hukuki Mesuliyete Dair Sözleşmeyi Değiştiren Protokolün Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun. Bu kanunda da meydana gelebilecek nükleer kazaların etkilerinden doğacak zararların tazminde Türkiye‘nin sorumlu olduğuna dair maddeler yer alıyor.
|