|
EMO, EPDK ve Gazi Üniversitesi’nin katılımıyla Lisanssız Güneş Enerji Santralleri Ulusal Çalıştayı düzenledi. Çalıştayda güneş enerjisi santralliyle ilgili yapılan düzenlemeler akademik açıdan, saha uygulanabilirlik açısından ve idari açıdan ele alındı.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Ankara Şubesi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu`nun da katılımıyla Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi`nde Lisanssız Güneş Enerji Santralleri Ulusal Çalıştayı`nda 11 Ağustos`ta yürürlüğe giren Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği`ni değerlendirdi. Global Enerji Derneği`nin (EIF) sponsorluğunda yapılan çalıştayda olası sorunlar ve çözüm önerileri de tartışıldı. Çalıştaya konu olan düzenleme, kişi ve kurumların kurdukları güneş enerjisi sistemleriyle bir yandan kendi tükettikleri elektriği sağlarken bir yandan ürettikleri fazla elektriği satmalarını sağlayan sisteme dair düzenlemeler. ORTAK ÇÖZÜM İÇİN BİR ARAYA GELDİLER Çalıştayın açılış konuşmasını yapan EMO Ankara Şubesi YK Başkanı Prof. Dr. Şeref Sağıroğlu, yönetmeliğin çıkmasının ardından kamuoyunda yürütülen tartışmalar nedeniyle bu çalıştayı düzenleme ihtiyacı duyduklarını ifade etti. "Düzenlemeler ülkenin tümünü kapsadığı için işin akademik, teknik, sosyal, ekonomik, içinde bulunduğumuz kriz boyutu var. Dolayısıyla bunu hep beraber el birliğiyle tartışalım" diyen Sağıroğlu, çayıştayı ortak çözüm bulmak için yaptıklarını söyledi. Sağıroğlu`nun ardından konuşan Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Şevki Demirtaş Yaklaşık 50 yıldır akademik camiada, bilimsel alanda yenilenebilir enerji kaynakları üzerine çalışmalar yürütülmesine karşın bunun ticarileşmesi ve uygulamaya dökülmesi yaklaşık 10 yıllık bir dönemi kapsamaktadır" dedi ve Gazi Üniversitesi`nin yaklaşık 30 yıldır bu alanda çalışma yürüttüğüne değindi. ULUTAŞ: BU MUAFİYET HER ŞEYDEN MUAFİYET DEĞİL Son açılış konuşmasını yapan EPDK Başkan Yardımcısı Hacı Ali Ulutaş ise "Bu çalıştaydaki en güzel kısım üniversitenin, sahanın ve idari kurumların bir araya gelmesi" dedi. Ulutaş şöyle devam etti: "Lisanssız güneş santrali derken bir muafiyetten bahsediyoruz. Bu muafiyetin, bütün her şeyden muafiyet olduğunu düşünmemiz hayalcilik olur. Bunun teknik yönden etkileri idari olarak sonuçlarını oluşturması sebebiyle bazı noktalarda muafiyetlere bir sınır getirilmesi tabii ki takdir edilecek bir şeydir. Sizler tarafından da bu yapılan düzenlemelerin daha fazla geliştirilebileceği -bakın ‘değiştirilebileceğini` demiyorum, geliştirilebileceği- yönünde fikirleriniz olduğunu biliyorum." Çalıştayda konuşmacı olarak ilk sözü alan EPDK Grup Başkanı Serkan Aktaş, düzenlemenin detaylarını ve pratikteki işleyişi katılımcılara aktardı. Aktaş`ın ardından sunum yapan Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erdal Irmak ise Türkiye`de güneş enerjisi santrallerinin (GES) yaygınlaşma sürecini, olası sorunları ve hangi sorulara cevap aranması gerektiğini anlattı. TÜRKİYE`DE ENERJİ TRANSFERİNİN SAATLİK MALİYETİ YAKLAŞIK 1 MİLYAR 650 MİLYON Irmak, Türkiye`de yıllık enerji talebinin gitgide arttığını belirtti ve bu durumun bazı ihtiyaçları doğurduğunu ifade etti. "Maalesef ülkenin genel kaynaklarına ve coğrafi durumuna baktığımızda enerjiyi üretmek için kullanacağımız birincil kaynaklar ile ilgili bölgelerdeki tüketim miktarlarımız arasında ciddi bir dengesizlik oluşmakta" diyen Irmak, Türkiye`de çok uzun mesafelerde enerji transferi yapıldığını ve bunun ciddi bir milli gelir kaybına neden olduğuna dikkat çekti. Irmak, 2020 yılı verilerine dayanarak "Saatlik ortalama iletim kaybımız 677 megawatt`tır, bunun tahmini maliyeti ise 1 milyar 650 milyon civarlarında ciddi bir paradır" dedi ve bu sorunun çözümünün "yerinde üretim" olduğunu söyledi. GES`ler ve Türkiye`deki güneş enerjisi potansiyeli üzerine bilgi veren Irmak sunumunu olası sorunlara değinerek bitirdi. Irmak, izleme ve yönetme üzerine çalışması gerektiğini, toplayıcı ara kuruluşların geliştirilmesi gerektiğini söyledi. "Hep fiyatlandırmadan bahsediyoruz. Bu fiyatlar nasıl belirleniyor? Nasıl belirlenmeli" diyen Irmak, bu konularda akademik çalışmalar yapılması gerektiğini söyledi. KALELİ: "DARBOĞAZ OLURSA YATIRIMLAR DURMA NOKTASINA GİDEBİLİR" Uluslararası Güneş Enerjisi Topluluğu Türkiye Bölümü (GÜNDER) Başkanı Kutay Kaleli ise konuşmasına GÜNDER`i anlatarak başladı ve şöyle konuştu: "GÜNDER, 1992 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla kurulmuş, aslında kamuyla bürokrasinin ortaklaşa işbirliği içerisinde çalışabildiği bir kurum. 250`nin üzerinde üyemiz var ve biz bir çerçeve dernek pozisyonundayız." "Her sene Türkiye şebekesine yüzde 2,5-3 ekstradan güneş enerjisi bağlanacağı bir döneme doğru gidiyoruz" diyen Kaleli, bu süreçte kurumlar arasında eşgüdümü sağlamanın önemli olduğunu ifade etti ve şöyle devam etti: "Eğer bir yerde bir darboğaz olursa o zaman yatırımlar bir sonraki seviyede durma ya da açılma noktasına gidebilirler. O yüzden GÜNDER olarak görüşümüz tüm kamu kurumlarının, STK`ların, teknoloji üreticilerinin, üretim yapan sanayicilerimiz de dahil olmak üzere tamamının sektörde bir eşgüdüm içerisinde gitmesi. Eğer bu şekilde gitmezse ve zaman zaman darboğazlar oluşursa sektörde yavaşlamalar görüyoruz. Nitekim bunun benzerlerini şu anda rüzgar enerjisinde görüyoruz. Rüzgar enerjisinde yeni proje yapılma süreçleri azaldı." LAMCİ: "KÜÇÜK ÖLÇEKLİ YATIRIMCI MAĞDUR" EMO Ankara Şubesi YK Üyesi Tuncay Lamci ise yönetmelikte sık sık değişiklik yapılmasından dert yandı. 2 yılda 127 değişiklik yapıldığına dikkat çeken Lamci, "Kervan yolda düzülmüş ama yatırımcı da üzülmüş" dedi. Lamci, son düzenlemelerle birlikte küçük yatırımcıların mağdur olduğunu ifade etti ve şunları söyledi: "11 Ağustos tarihli yönetmelik Enerji Bakanlığı`nın lisanssız elektrik üretme politikası ile ters düşmüştür. 2014-2019 arası yapılmış olan tüm tesislerin usul ve esaslarına aykırı bir yapı oluşmuştur. 10 Megawatt üstü güce sahip tesisleri zengin edecek model geliştirilmiş, küçük ölçekli yatırımcı mağdur edilmiş ve adalet sağlanamamıştır." LAMCI: "ARA ÇÖZÜM BULUNMALI" Lamci, 2019`da yayımlanan kararnamenin ardından birçok yatırımcının enerji yatarımı yaptığını ve üretim yapmaya başladıklarını ancak ardından gelen düzenlemeyle binlerce yatırımcının mağdur edildiğini söyledi ve "Hukuk devletinde en temel ilke idari kararların geriye yürümezliği ilkesidir" dedi. Lamci şöyle devam etti: Yatırımcıya 2019 yılında ihtiyaç fazlası elektriğin satın alınacağı yönündeki hukuki düzenlemeden yararlanma imkanı vererek daha sonra bu hakkın elinden alınması, buna güvenerek yapılan yatırımların zayi olmasına ve yatırım yapan firmaların iflasına götürecek sonuçlar ortaya çıkarmıştır." Lamci, 2019 ile 11 Ağustos 2022 arasında bu yatırımları yapmış üreticiler için ara bir çözüm bulunmasını talep etti.
|
Tanıtım
ANKARA ŞUBE
YAZILI BASINDA ODAMIZ
8. SAMSUN İNŞAAT FUARI DÜZENLENİYOR
