MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU BAŞLADI


GÜNDEM

 
EMO 49. Olağan Genel Kurulu, 26 Nisan 2024 tarihinde Kocatepe Kültür Merkezi’nde açılış töreniyle başladı. Genel Kurulun açılış konuşmalarında ülkemizin içinde bulunduğu krizden çıkış için halkın ve toplumun genel yararını esas alan, bilim, sanayi ve enerji politikaları oluşturulması gerektiği vurgulandı.
 

 

Elektrik Mühendisleri Odası  (EMO) 49. Olağan Genel Kurulu, Kocatepe Kültür Merkezi`nde 26 Nisan Cuma günü çalışmalarına Divan Başkanlığı`nın oluşturulmasıyla başladı. Divan Başkanlığına Teoman Alptürk seçilirken, Ebru Akgün Yalçın ve Sıdıka Ödel başkan yardımcıları, Tuğçe Sarı, Sibel Erdoğan, Musa Demir ve Semihcan Yılmaz yazman üyeler oldular. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı`nın okunmasının ardından Genel Kurul gündemi oylanarak, kabul edildi. Daha sonra Anıtkabir Çelenk Heyeti belirlendi. 

EMO 48. Dönem Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, açılış konuşmasında çalışma dönemlerini yakın tarihin ve meslek alanlarının en zor koşulları altında tamamladıklarını kaydetti. Geçtiğimiz on yıllar içinde ulusal sanayiler ve kamu kurumlarının tasfiye edildiğini, mühendislik eğitiminin değersizleştirildiğini ve mühendislerin tasarım sürecinden uzaklaştırıldığını belirten Ulutaş, "Meslek alanlarımız siyasi iktidarın yıllardır süregelen özelleştirmeye, piyasalaştırmaya, ranta dayalı politikaları sonucu hiç olmadığı kadar daraldı. Sanayi tesisleri, enerji santralları, iletişim altyapısı, demir-çelik ve petrokimya tesisleri, tarım arazileri haraç mezat satıldıkça ülkenin mühendislik altyapısı ve üretim yeteneğimiz aşındırıldı" diye konuştu. 

Kamuda çalışan meslektaşlarımızın düşük ve eşitsiz ücret, sözleşmeli istihdam, özlük hakları kayıpları ve teknik personel ataması yapılmaması gibi sorunlarla yüz yüze olduğuna dikkat çeken Ulutaş, serbest çalışan, küçük büro ve atölye sahiplerinin pek çoğunun da artan maliyetler, iş hacminin azalması ve artan borç yükü nedeniyle işyerlerini kapatmak zorunda kaldığını kaydetti. Ücretli çalışanların ise düşük ücretler ve asgari ücret denetiminin yapılmasının engellenmesi nedeniyle zor şartlarda çalıştıklarına işaret eden Ulutaş, "Yeni mezun meslektaşlarımızın yüzde 40`ı işsiz. Birçok genç meslektaşımız, mesleki, maddi ve sosyal tatminsizlik nedeniyle geleceğini yurtdışında arıyor. İşsizlik, esnek çalışma, güvencesizlik, sağlıksız çalışma koşulları ve reel ücret kaybı gibi sorunlar ise tüm meslektaşlarımızı tehdit ediyor" dedi. 

Ulutaş, çözüm için kamuda kadro artışına gidilmesi ve başta özelleştirilen kuruluşlar olmak üzere özel sektöre mühendis istihdamı zorunluluğu getirilmesi için yasal düzenleme yapılması gerektiğini vurguladı.

"Doğa olayı toplu kırıma dönüştü"

Siyasi iktidarların günü kurtaran yanlış politikaları nedeniyle ülkenin içine düştüğü yıpratıcı sarmaldan, halkın ve toplumun genel yararını esas alan bilim, sanayi ve enerji politikaları oluşturularak çıkabileceğini vurgulayan Ulutaş, EMO üyeleri ve kamunun ortak çıkarını aynı anda korumaya çalışan bu ilkeyi 48. Dönem Yönetim Kurulu olarak titizlikle korumaya çalıştıklarını söyledi. Geçtiğimiz 2 yılın en önemli olayının hiç kuşkusuz 6 Şubat depremi olduğunu belirten Ulutaş, onbinlerce insanın yuva bildikleri evlerin "diri diri gömüldükleri mezarları" olduğunu kaydetti. Ulutaş, bilim insanları ve meslek odalarının ısrarlı uyarılarına rağmen, yapı stoğunu depreme dirençli hale getirmeyen siyasi iktidar ve egemen sınıfların bir doğa olayının daha toplu kırıma dönüşmesine yol açtığını ifade etti. 

11 kentte 14 milyon insanın doğrudan etkilendiği, resmi rakamlara göre 50 bini aşkın insanın hayatını kaybettiği deprem sonrası arama-kurtarma ve yardım faaliyetlerinde yaşanan skandalları anımsatan Ulutaş, "EMO önümüzdeki dönemde de depremin açığa çıkardığı gerçeklerle ve eğilimlerle hesaplaşılması yönünde ısrarlı çabanın bir parçası olacak ve bu büyük kırımın unutulmasına asla müsade etmeyecek" diye konuştu. 

"Enerji tekelleri milyarları yoksullaştırıyor"

Tarihin teknolojik olarak en ileri seviyelerini yaşadığımız bu dönemde dünya genelinde milyarlar, ülkemizde ise milyonların temel enerji kaynaklarına erişmekte zorlandığını anlatan Ulutaş, kapitalizmin sınırsız büyüme hırsının yeryüzünde canlılığın devamını tehdit ettiğini vurguladı. Enerji tekellerinin bir yandan gezegenin doğal kaynaklarını yağmalayarak, varlıkların daha az sayıda kişide toplanmasına yol açarken, diğer yandan da milyarları yoksullaştırdığını kaydetti. 

Türkiye`de de 1980`lerden itibaren başlayan bu sürecin 2002`den bu yana iktidarda olan AKP döneminde hız kazandığını, Cumhuriyetin kazanımı kurumların özelleştirme adı altında birer birer sermayeye aktarıldığını belirten Ulutaş, şunları söyledi:

"Özellikle EMO`nun mesleki alanlarında büyük tahribatlar yaşanmıştır. Elektrik üretim ve dağıtımının özelleştirilmesinin ardından son olarak TEİAŞ da özelleştirme kapsamına alınmıştır. TEİAŞ kamunun elinden alınıp özele devredilirse tıpkı üretim ve dağıtım ayağında olduğu gibi yaşanan olumsuzluklar katlanarak artacaktır. Elektrik alanındaki özelleştirme ve piyasalaştırma uygulamalarının sonucu ortadadır. Elektriğin yeterli, kaliteli, sürekli ve düşük maliyetli olarak sunulacağı iddiasıyla gidilen özelleştirmeler, arz güvenliğinden yoksun, pahalı ve şeffaflıktan uzak bir yapıya yol açmıştır. Bir avuç sermayedarın kârını artırmak pahasına, milyonlar karanlığa mahkum edilmiştir.

"Çözüm; elektrik hizmetinin kamu eliyle verilmesi"

Ulutaş, bugün milyonlarca hanenin kesintilerle karşılaştığını ya da faturalarını ancak sosyal yardımlarla ödeyebildiğini, yüksek enerji maliyetleri nedeniyle pahalılaşan temel gıda maddelerine güç yetmediğini ve  yoksullaşan yurttaşların alım gücünün hızla açlık sınırına doğru gerilediğini vurguladı. Enerji maliyetlerinin enflasyon üzerindeki etkisini sınırlamak için kamunun bir an önce harekete geçmesi gerektiğini kaydeden Ulutaş, şöyle konuştu:

"Elektrik Mühendisleri Odası`nın daha önce de pek çok kez dile getirdiği gibi tek köklü çözüm; kamusal bir hizmet ve bir insan hakkı olan elektrik hizmetinin kamu eliyle verilmesidir. Enerji, kâr odaklı özel sektörün ticari faaliyet alanı olmaktan çıkartılarak kamusal alana çekilmelidir. Alanda faaliyet gösteren şirketlerin zaman zaman birbiriyle çatışan çıkarlarının dengelenmesi dışında işlevi kalmayan EPDK`nın faaliyetlerine son verilmelidir. Özelleştirmeler durdurulmalı, dağıtım şebekeleri tekrar kamu işletmesine geçirilmeli, kamunun bu alana yatırım yapmasının önündeki engeller kaldırılarak, üretim, iletim ve dağıtımıyla dikey entegre bir kamu tekeli tekrar kurulmalıdır."

"Nükleer felaketin geri dönüşü yok!"

Son dönemde enerji krizine karşı nükleer enerjinin çözüm sağlayacağı ve Türkiye için de nükleerin bir seçenek olduğu yönündeki iddialara dikkat çeken Ulutaş, ülkemizdeki enerji krizinin, kurulu güç ve santral eksikliğinden değil, yıllar içinde alım garantileriyle pahalı ithal kaynaklara dayalı üretim tesislerinin payının yükseltilmesinden kaynaklandığını vurguladı. "Maliyetleri artan doğalgaz ve ithal kömüre bağımlılığa, daha pahalı olan nükleerin çözüm olarak sunulması akla aykırıdır" diyen Ulutaş, Türkiye`nin Akkuyu Nükleer Santralı`nın kurulmasından kaynaklı herhangi bir çıkarı olmadığını bildirdi. Ulutaş, "Aksine pahalı elektrik, bir dizi yükümlülük ve riskin yanı sıra atıklar ve kaza sorumluluklarını da üstlenmektedir. Santral inşaatı sırasında kamuoyuna yansıyan endişe verici haberler de unutulmamalıdır. Türkiye`de ne yazık ki facialar yaşanmadan değil, sonrasında önlem almak yaklaşımı yaygındır. Oysa nükleer bir felaketin geri dönüşü yoktur. Dolayısıyla bu tehlikeli maceradan derhal vazgeçilmelidir" diye konuştu.

Akkuyu NGS`nin yanı sıra iktidarın Sinop NGS ile birlikte birkaç nükleer santral yapımını daha masada tutmaya çalıştığına işaret eden Ulutaş, Türkiye`de elektrik talebinin son üç yıldır yerinde saydığını dolayısıyla ülkemizin bırakın ikinci bir nükleer santrala, ilkine bile ihtiyacı olmadığını kaydetti. Ulutaş, "Söz konusu tüm nükleer santral projeleri biran önce iptal edilmeli, bu santrallar için kullanılacak kamu kaynağı yenilenebilir enerji kaynaklarına ve enerji verimliliğini sağlayacak teknolojilere yönlendirilmelidir" dedi.

"Mülkiyet hakkına göz dikildi"

6 Şubat depremlerinin ardından kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmak bahanesiyle çıkartılan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile kişilerin mülkiyet hakkına dahi göz dikildiğni anlatan Ulutaş, şunları söyledi:

"Söz konusu yasa ile herhangi bir yerleşim yerinin "rezerv yapı alanı" olarak ilan edilmesine olanak tanınmıştır. Geçmişte çoğunlukla kamu mülkiyetindeki boş araziler rezerv yapı alanı olarak ilan edilirken artık yurttaşların evleri, oturdukları sokak veya mahalleleri rezerv yapı alanı olarak belirlenip, boşaltılmaları istenebilecektir. Bu durumda özellikle kent merkezlerinde bulunan değerli arsa ve arazilerin rezerv yapı alanı olarak ilan edilmesi sonucu dar gelirli gruplar yerlerinden edilirken, inşa edilecek projelerin üst gelir gruplarınca doldurulması olasılığı vardır. Amaç gerçekten güvenli konutlar tesis etmekse, mülkiyet hakkını gasp edecek uygulamalardan vazgeçilmeli, kültürel, sosyolojik ve ekolojik gereklilikler dikkate alınarak, katılımcı ve şeffaf bir süreçte yapım işleri gerçekleştirilmelidir."

Ulutaş konuşmasında, geride bıraktığımız dönemde yapılan mesleki çalışmalar, bilimsel ve teknik kongreler, sempozyumlar ve çıkarılan yayınlar hakkında da bilgi verdi. EMO`nun bağımsız ve demokratik bir Türkiye için emekten, halktan yana politikaların hayata geçirilmesi, kamu çıkarlarının korunması, meslek ve meslektaş sorunlarının çözümü ile toplum ve ülkenin gelişmesi doğrultusunda çalışmalarına devam edeceğini bildirdi.

Hasan Balıkçı Ödülü

Ulutaş`ın konuşmasının ardından Hasan Balıkçı Onur Ödülü töreni yapıldı. Sağlık durumu nedeniyle törene katılamayan Mimar Ayşe Mücella Yapıcı`nın ödülünü, Mimarlar Odası Genel Sekreter Yardımcısı Petek Ceyhan aldı. Yapıcı, gönderdiği mesajda, çok istemesine rağmen sağlık koşulları nedeniyle törene katılamamasından dolayı üzgün olduğunu belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

"Zira sermaye yanlısı enerji şirketlerine karşı verdiği mücadele nedeniyle katledilen değerli meslektaşımız elektrik mühendisi Hasan Balıkçı`nın anısını ve mücadelesini yaşatmak için; mesleğini, meslek ilkeleri, meslek etiği ve kamu yararına uygun olarak sürdüren meslek insanlarına verdiğiniz bu ödüle; siz meslektaşlarım tarafından uygun görülmek, hayatımın en anlamlı ve onur verici ödülü oldu ve bana yeniden güç verdi.

Bu değerli ödülü; Türkiye toplum ve demokrasi tarihine, geleceğe ışık tutacak, asla unutulmayacak bir biçimde yazılan Gezi Direnişinde, devlet şiddeti ile hayatını yitiren 8 gencimiz, göz nurunu vücut bütünlüğünü kaybeden tüm insanlar ve sadece mesleki, insani ve kamusal sorumluluklarını yerine getirdikleri için 2 yılı aşkın bir süredir haksız ve hukuksuz bir biçimde tutsaklıkla cezalandırılan meslektaşım Tayfun Kahraman, Mimarlar Odası avukatı seçilmiş milletvekili Can Atalay, hücre arkadaşlarım Çiğdem Mater ve Mine Özerden adına vekaleten alıyorum. Gezi hepimizin onurudur.

Mesleklerini kamu ve toplum yararına, insani, mesleki ve etik ilkelere uygun olarak sürdürmeye çalışan tüm meslek insanlarının ödüllendirilmesi ve yüreklendirilmesi gerekirken, sermaye yanlısı iktidarların siyasi ve ekonomik çıkarları uğruna, acımasız ve adaletsiz bir biçimde aşından, işinden, özgürlüğünden, geleceğinden ve hatta yaşamından mahrum edildiği bu ortamda verdiğiniz bu önemli ve anlamı ödülü kalan ömrüm boyunca başucumda tutacağım."

Konuk Konuşmaları

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz`ın toplantıya gönderdiği mesajı Divan Başkanı Teoman Alptürk okudu. Koramaz mesajında, ekonomisi tamamen çökertilmiş, hukuktan bürokrasiye kadar her alanda çürümüş bir ülke tablosuyla karşı karşıya olduklarını belirtti. Buna karşı ortak mücadele vurgusu yapan Koramaz, "Bilimi ve teknolojiyi esas alan, üreten kalkınan, sanayileşen, tarımda kendi kendine yeten, hakça bölüşen bir ülke istiyoruz. Tüm halkımız için insan onuruna uygun bir yaşam, insan onuruna yaraşır bir gelecek istiyoruz. Adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Yıllardır artan sorunlarımıza artık bir çözüm istiyoruz" görüşünü dile getirdi. 

Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Nuri Aldaş, konuşmasında genel kurula başarılar diledi. 

KTMMOB EMO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Toycan, 6 şubat depreminde yaşamını yitiren Kıbrıslı öğrenciler için adalet mücadelesini sonuna kadar sürdüreceklerini kaydetti. Kıbrıs EMO`nun gelişimine yönelik destekleri nedeniyle EMO`ya teşekkür eden Toycan, Türkiye`nin elektrik mühendisliği alanında daha güçlü, daha başarılı bir geleceğe adım atacağına inandığını kaydetti. 

Sol Parti Genel Başkanı Önder İşleyen, son 30-40 yıldır sadece Türkiye`nin değil, dünyanın gerici bir alacakaranlık kuşağına girdiğini, karanlık bir tablo yaşandığını kaydetti. Bütün insanlığı ve emekçileri giderek zor koşullarda yaşamaya mahkum eden bu tabloya karşı her yerde direniş olduğuna dikkat çeken İşleyen, önümüzdeki dönemde Türkiye`yi eşitlikten, özgürlükten, barıştan ve kardeşlikten yana bir ülke olarak yeniden kurmak için kararlılıkla mücadele edeceklerini söyledi. 

Açılış konuşmalarının ardından EMO 48. Dönem Yönetim Kurulu Yazmanı Eylem Ölmezoğlu tarafından 48. Dönem Çalışma Raporu; Yönetim Kurulu Saymanı Ogün Sıy tarafından Mali Rapor; Denetleme Kurulu Başkanı Recai Seymen tarafından Denetleme Kurulu ve Onur Kurulu Başkanı İsa Güngör tarafından Onur Kurulu çalışma raporları sunuldu.

TMMOB Gözlemcisi olarak Ayşegül Oruçkaptan`ın yer aldığı EMO Genel Kurulu`nda bina girişi ve toplantı salonuna, "Mühendislik İtibarımızı Korumak, Haklarımızı Kazanmak, Güvenceli Bir Geleceği Yaratmak Zorundayız", "Enerji ve Doğal Kaynaklar Alanında Stratejik Ortaklık Adı Altında Yeni Nesil Kapitülasyonları Kabul Etmiyoruz", "Şiddeti Meşrulaştıran Çağdışı Ataerkil Sistemin Sonuna Kadar Karşısındayız" ve "Depremi Afete Çevirmemek Elimizde. Depreme Dirençli Kentler Yaratmak Zorundayız" yazılı pankartlar asıldı.




TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI - OLAĞAN GENEL KURULU! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMEK VE BİLİM İLE KURULACAK YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İÇİN: YAŞASIN 1 MAYIS!

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR (ENERJİGUNLUGU.NET)

EMO 49. ÇALIŞMA DÖNEMİ BAŞLADI

ENERJİ ALANI YÖNETİLEMİYOR (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 410


Tüm Gündem

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.