İZMİR`İN BASIN VE KARİKATÜR TARİHİNDEN KESİTLER SÖYLEŞİSİ - VİDEO HABER
HABER
EMO İzmir Şubesi, Ustalara Saygı Buluşmaları kapsamında 18 Mart 2025 Salı günü Araştırmacı Yazar Efdal Sevinçli’nin katılımıyla “İzmir`in Basın ve Karikatür Tarihinden Kesitler” başlıklı söyleşi düzenlendi EMO İzmir Şubesi Hizmet ve Eğitim Merkezi’nde Doç. Dr. Mete Çubukçu’nun kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilecek söyleşi yazımızın devamından izleyebilirsiniz.
BASIN VE KARİKATÜR TARİHİNDEN KESİTLER SÖYLEŞİSİ
EMO İzmir Şubesi, Ustalara Saygı Buluşmaları kapsamında 18 Mart 2025 Salı günü Araştırmacı Yazar Efdal Sevinçli`nin katılımıyla "İzmir`in Basın ve Karikatür Tarihinden Kesitler" başlıklı söyleşi düzenledi. EMO İzmir Şubesi Hizmet ve Eğitim Merkezi`nde Doç. Dr. Mete Çubukçu`nun kolaylaştırıcılığında gerçekleştirilen söyleşide akademisyen ve tiyatro tarihçisi Eftal Sevinçli, kentin 200 yılı aşkın basın tarihini detaylı bir şekilde anlattı. Sevinçli, geçmişten günümüze uzanan İzmir`in 200 yıllık basın tarihini dinleyicilerle paylaştı.
İzmir`in basın tarihinin kökenlerini 19. yüzyıla dayandıran Sevinçli, ilk adımı şöyle anlattı:
"İzmir`in basın serüveni, 1820`de Fransız avukat Alexander Black`in Spectateur Oriental gazetesini çıkarmasıyla başladı. Bu gazete, Fransızca yayımlandı ve İzmir`in Levanten kimliğini yansıtan ilk basılı yayındı. Black, bu girişimiyle Osmanlı`da gazeteciliğin fitilini İzmir`den ateşledi. 1831`de II. Mahmut`un ‘Gel bakayım İstanbul`a` demesiyle oraya gitti ve Takvim-i Vekayi`yi, yani Osmanlı`nın ilk resmi gazetesini çıkardı. Aynı anda uluslararası tanıtım için Moniteur Ottoman`ı da hayata geçirdi. İzmir, böylece Osmanlı basınını şekillendiren bir merkez oldu."
Sevinçli, Black`in bu çabasının kentte broşürlerden gazetelere uzanan bir dönüşümü başlattığını vurguladı.
Çok dilli bir mirasın altını çizen Sevinçli, "İzmir`in kozmopolit yapısı basına eşsiz bir zenginlik kattı. 1830`larda Rumca Amalthia Solomonides kardeşler tarafından yayımlandı ve 1922`ye kadar sürdü. 1860`larda bir Bulgar tüccar, İzmir`de Bulgarca ilk gazeteyi bastı. İzmir, Bulgar basınının doğuş kentidir, bunu unutmamalıyız" dedi. Türkçe ama Grek harfleriyle yayımlanan Anatolia gazetesine ayrı bir parantez açan Sevinçli, "Evangelinos Misailidis, 50 yıl boyunca bu gazeteyi çıkardı. Anadolu Türk kültürünü Grek alfabesiyle yaşattı, atasözlerinden deyimlerimize kadar her şeyi yazdı. Bu, inanılmaz bir kültürel hazine" diye ekledi.
Mizahın İzmir basınındaki yerini geniş bir perspektifle aktaran Sevinçli, Karasinan örneğini detaylandırdı:
"1875`te yayımlanan Karasinan, Afrotürk kökenli karikatürleriyle dikkat çekti. Köle ticaretinden meyhane kültürüne, pamuk tarlalarındaki işçilerden günlük hayata kadar her şeyi hicvetti. Tüccar kafasıyla hem Rumca Velos`ta hem Türkçe baskılarında iki topluma hitap ediyordu. Afrotürkler, İzmir`de Tepecik`te, Torbalı`da hâlâ varlıklarını sürdürüyor. Karasinan, onların sesini belgeleyen nadir bir kaynak."
1909`daki Neşter için ise, "Meşrutiyet dönemi çatışmalarını karikatürlerle işledi. Abdülhamit`in tahttan indirilişine kadar olan süreçte İzmir`in özgün mizah geleneğini ortaya koydu" diye belirtti.
Edebiyat ve basın ilişkisini Halit Ziya Uşaklıgil üzerinden açıklayan Sevinçli, "1880`lerde Halit Ziya, Hizmet gazetesinde yazılar yazdı. Bunlar bir edebiyat dergisi niteliğindeydi. İlk gezi yazılarından Osmanlı grameri çalışmalarına, hatta hikâyelerine kadar büyük katkı sağladı. İzmir`in basınını edebi bir alana taşıdı" diye konuştu.
Yeni Asır ve Demokrat İzmir`in yakın dönemdeki durumunu şöyle özetledi: "Yeni Asır, 1924`te mübadeleyle İzmir`e geldi ve en uzun süreli gazete oldu. Ama 2000`lerden sonra sahiplik yapısı değişti. Bilgin ailesinden çıkıp Çalık Grubu`na, sonra Turkuvaz Medya`ya geçti. Para her şeyi çözüyor, gazetenin bağımsız karakteri etkilendi. Eskiden iş ilanlarıyla Ege`ye yayılırdı, şimdi İzmir`e bile zor ulaşıyor." Demokrat İzmir için ise, "1940`larda Demokrat Parti`ye muhalif başladı. Burhanettin Belge gibi isimler yönetti, radyolarda Türkiye`nin sesi oldu. Ama 1950`lerde tonu yumuşadı, 1960`larda ilk grevlere sahne oldu ve kapandı. Bu, İzmir`de basın geleneğinin bir kaybıydı" diye konuştu.
Dijital çağın basın üzerindeki etkisini anlatan Sevinçli, "2000`lerden sonra teknoloji tirajları yerle bir etti. Eskiden bir bayi 200 gazete satarken, şimdi 2-3 tane satıyor. En çok satan gazete bile 10`u geçmiyor. Gazete bayileri kapanıyor, çünkü talep yok. Gençler cep telefonundan haber okuyor, gazete alan yok" diye yakındı. Medya sahipliği ve özgürlüğüne dair çarpıcı bir yorum yapan Sevinçli, "Hürriyet de, Cumhuriyet de satın alınabilir, hiç şaşırmam. Medya, ekonomik ve siyasi baskılarla şekilleniyor" dedi. Teknolojinin hızına ise şu sözlerle dikkat çekti: "Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı`nı telgraflarla örgütledi. Bugün görüntümüzü bile gönderiyoruz, yakında kendimizi göndereceğiz. Ama bu hız, kültürel derinliği gölgede bırakabilir." Kültürel belleğin önemine ayrı bir vurgu yapan Sevinçli, "Aile tarihimizi bilmezsek toplum olarak yok oluruz. Çocuklarımıza dedelerimizi, büyükannelerimizi anlatmalıyız. Ben öğrencilerime hep sorardım: ‘Dedenin babasını tanıyor musun?` Yüzde 95`i bilmezdi. Bu, bizim kaybımız," diye konuştu. Etkinlik, katılımcıların soruları ve Sevinçli`ye plaket takdimiyle sona erdi.