MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

DENETİM YOK, SORUŞTURMA YOK: `ÖZELLEŞTİRMELER SONUCU ELEKTRİK HATTI KAYNAKLI YANGINLAR KATLANDI` (HABER.SOL.ORG.TR 19.07.2025)


YAZILI BASINDA ODAMIZ


 
Dağıtımı AKP döneminde özelleştirilen üretiminin de sermayeye peşkeşi zaman zaman masaya getirilen elektrik, şirketlerin bakım zafiyeti nedeniyle yangınlara sebep oluyor. Patronlar hesap vermiyor, yangınlar artıyor.
 

haber.sol.org.tr

İzmir‘de Temmuz ayında Seferihisar, Çeşme, Ödemiş başta olmak üzere pek çok bölgede çıkan yangınlarda ormanlık, makilik alanlar yandı. Bazı mahalleler yok oldu, ikisi orman işçisi 3 kişi yaşamını yitirdi.

İzmir Valisi Süleyman Elban neredeyse tüm yangınların elektrik hattı kaynaklı başladığını duyurdu. Kente elektrik dağıtan şirket GDZ Elektrik‘se "Somut bulgu yok" dedi. 

Ancak ülkedeki elektrik kaynaklı yangınlar yeni değil.

Geçtiğimiz yıl 15 kişinin yaşamını yitirdiği Diyarbakır-Mardin yangınının da elektrik kaynaklı çıktığı verilerle ve raporlarla sabit.


Özelleştirmeyle yol verilen elektrik dağıtım şirketleri yıllar içinde kârlarını artırmayı sürdürürken dağıtım hatlarını yenilemedi, sorumluluk almadı, hiçbir patron hakkında soruşturma başlatılmadı.

Tablo böyleyken Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş elektrik kaynaklı yangınlarla ilgili soL‘un sorularını yanıtladı. Yangınların önüne geçilebilmesi için yapılacakları sıraladı.

‘Elektrik alanındaki özelleştirmeler doğal felaketlere yol açıyor‘


"Orman yangınlarında bir kere daha açığa çıktı ki elektrik alanındaki özelleştirmeler, bu alanda sadece enerji fiyatlarını arttırmak yönünde bir olumsuzluk yaratmıyor, ancak diğer taraftan hem toplumsal hem de doğal felaketlere yol açıyor. Elektrik özelleştirmeleriyle beraber elektrik dağıtımının tamamen özel sektörle yürütülmesi sonrasında, kurumlardaki deneyimli mühendis ve teknik personellerin orada tutulması mümkün olmuyor" diyen Ulutaş, yaşanan teknik personel kıyımına da dikkat çekti. 


Şu an pek çok dağıtım şirketinde deneyimsiz, hiçbir eğitim almamış ve asgari ücret civarında maaş alan, sürekli bir sirkülasyona uğrayan, düşük bir teknik kadro olduğunu belirten Ulutaş, "Az sayıda insanla ve taşeronlaşma yaşanıyor. Tüm bunların doğal sonucu olarak da elektrik şebekesi hem şehir içinde, hem de ormanlık alanlarda gereken bakımların yapılmamasıyla tamamen başıboşluk içerisinde" dedi.


Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş:
‘Yaza girerken enerji hattının geçtiği bölgedeki ağaçlar tıraşlanmalı, bakım yapılmalı‘

16 Mayıs‘taki açıklamalarını hatırlatan EMO YK Başkanı Ulutaş, elektrik hatları kaynaklı orman yangınlarının her sene yaşandığını ifade etti. Ulutaş şunları söyledi:

"Gereken önlemleri tarif etmiştik ve bu önlemlerin yapılması çağrısında bulunmuştuk. Ancak görüyoruz ki bu bakımlar yapılmamış. Sayın Vali‘nin Çeşme`den Ödemiş`e, Foça`dan Seferihisar`a geniş alanı kapsayan yangınların elektrik hatları kaynaklı olduğunu açıklaması, bizim için sürpriz olmadı çünkü biz şebekenin başıboşluğunu biliyoruz. Halbuki yapılması gerekenler çok açık ve belli: 

Yaza girerken bu enerji hattının geçtiği bölgede ağaçların tıraşlanması gerekiyor, o güzergah boyunca bir koridor temizliğinin yapılması lazım. Bağlantı noktalarının, izolatörlerin bağlantı sıkılık kontrolünün yapılması gerekiyor. Topraklama ölçümlerinin yapılması lazım direklerde. Orman güzergahı boyunca bir trafo merkezi varsa bunların bakımının yapılması gerek. Sınırlı da olsa direk diplerinde ve trafo merkezlerinde beton atılıp onların kontrolünün yapılması lazım, olası bir kıvılcım esnasında sirayet etmemesi için. 

‘Elektrik dağıtım şebekesi kamudayken bu bakımlar yapılıyordu‘


Bunların yapılmadığını görüyoruz. Halbuki elektrik dağıtım şebekesi kamudayken, bu bakımların yapıldığını biliyoruz. Türkiye`nin elektrik dağıtım alanında da ciddi bir kamu işletmeciliği deneyimi var. Bu alanda Türkiye aslında gerekli teknik birikim ve mühendisliğe sahip bir ülke. Ancak kamuda yapılan bu bakımların özel sektör eliyle, özel sektörün kendi kısa vadeli kârını öncelediği için yapılmadığı görülüyor. 

Hem kentlerde de elektrik çarpmaları oldu. İzmir`de geçen yıl iki kişinin hayatını kaybettiği elektrik çarpması olayı herkesin hafızasında. Buna benzer pek çok şey yaşandı. Kışın Isparta`da birkaç yıl önce dağıtım şebekesinin çökmesi nedeniyle üç dört gün koca bir kente enerji verilemedi. Yazın da şebeke problemleri kaynaklı orman yangınlarıyla karşılaşıyoruz ne yazık ki."

‘Özelleştirmeler sonucu yangınlar 5 katına çıktı‘


Ulutaş "Orman Genel Müdürlüğü‘nün istatistiklerine göre, orman yangınlarının yüzde 45`inin kaynağı belli değil. Geri kalan yüzde 55`lik kısmını yüzde 100 kabul edersek, oranın yüzde 25`i elektrik kaynaklı. Özelleştirmeler sonucu bu beş katına çıkmış durumda" dedi.

‘Madenler ve oteller için ormanlar yakılıyor‘


"2010‘lu yılların başında, belirlenebilen orman yangınları içerisinde elektrik kaynaklı orman yangınları yüzde 5 iken, şu an dörtte birine kadar gelmiş durumda" ifadelerini kullanan Ulutaş şu bilgileri verdi:

"Bu istatistik bize elektrik şebekesinin başıboşluğunu ve özelleştirmelerin toplumsal maliyetini gösteriyor. Diğer taraftan bu orman yangınlarının doğrudan ya da dolaylı bir kök nedeni de sit alanlarının, ormanlık bölgelerin hem yapıya açılması hem de oralarda madencilik gibi faaliyetlerin yapılması. Bazen bu madencilik ya da otel faaliyetleri için bilinçli olarak ormanların yakıldığını da biliyoruz. Ama öyle olmasa bile, siz ormanların içerisinde özellikle Ege ve Akdeniz bölgesinde, ormanlık ve koy olan bölgelerde otel inşa ettiğinizde, enerji beslemesi yapmak istediğinizde, ormanın içinden bunu geçirmek zorundasınız. 

Orman içinde de bazı madencilik faaliyetleri yapılıyor. O madenin beslenmesi için de oraya bir enerji hattı getirmeniz gerekiyor. Bu doğal varlıkların talanı, ormanlık bölgelerdeki elektrik hatlarının da sayısını arttırıyor. Otel yapılması ya da madencilik faaliyetleri, doğrudan oranın sermaye için bilinçli olarak yakılmasını getirmese bile, oradan geçen enerji hattının kendisi, bakımsızlıkla beraber risk faktörü yaratıyor."

‘Koruma altına alınınca orman yeniden filizleniyor‘
Her şeyin sermayenin kendi kârını maksimize etmesi ve o sermayeyi büyütmesi üzerine kurulu olduğunu hatırlatan EMO YK Başkanı, "Türkiye`de siyasi iktidar da bunun önündeki her tür engeli, elindeki her tür vasıtayla ortadan kaldırmaya çalıştı" dedi, yasal değişikliklere ve özelleştirmelere işaret etti.

"Ege ve Akdeniz bölgesindeki ormanın yapısıyla ilgili bulgularına bakınca şunu görüyoruz: Buraların doğal bitki örtüsü, ağaçlık yapısı ve ormanı, siz hiçbir şey yapmasanız bile, orası yandıktan dört beş yıl sonra orayı doğal bir koruma altına aldığınızda, yeniden ormanın oradan filizlenmesine izin veriyor. Dolayısıyla siz o yanan alanı koruma altına alıp yeniden ormanın oradan filizlenmesine izin vermiyorsanız, o ormanın yanmasının nedeni, sizin oradaki kâr hırsınız demektir" ifadelerini kullandı.

Soma Maden faciası üzerinden verdiği örnekle şirketlerin bedel ödemediğini vurgulayan Ulutaş, "Bunun denetimsizlik ve maden işletmesinin hakkınca yapılmamasından kaynaklı olduğu çok açıktı. Büyük bir toplumsal baskı vardı. Oradaki yöneticiler ve mülk sahibi cezaevine girdi; ama şu an cezaevinde olan iki kişi madenci ailelerin avukatları Selçuk Kozağaçlı ile Can Atalay onun dışında herkes salıverildi. Yani ancak bir toplumsal baskı olursa bu maliyetler oradaki şirketlere yansıtılıyor" dedi. 

"Dağıtım şebekelerinin bugün bilabedel yani ücretsiz olarak tekrar kamulaştırılması için hukuki bir gerekçe olduğunu düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

‘Neredeyse tamamı AKP döneminde zenginleşti, kalanı köklü sermaye grupları‘
Dağıtım şirketlerinin denetimsizliklerine ve şirketlerin siyasi iktidarla olan bağlarına dikkat çeken Ulutaş, "Bunlara baktığımızda da bir iki tanesi hariç, tamamının AKP döneminde zenginleştiğini, AKP`ye yakın sermaye grupları içinde olduğunu görüyoruz. Onun dışında köklü sermaye grupları da var. Bunlar ülkenin tamamen sermayeye dikensiz gül bahçesi şeklinde teslim bir siyaset izlendiği için, bu şirketler gerekli bakımları yapmasalar da insanlar da ölse, ormanlar da yansa, ormanlarda hayvanlar ve diğer tüm ekosistem de yansa, bunun bedelini ödemek zorunda kalmıyorlar. Kârlarına kâr katıyorlar" dedi.

Ulutaş şunları söyledi: 

"Bugünkü siyasi iktidarla olan ilişkileri bunları bedelsiz kıldığı için bunu yapabiliyorlar. Biliyorsunuz kârın özelleştiği, ama maliyetin kamulaştırıldığı bir sistem kapitalizm. Bir kamusal denetim olmadığı zaman, her tür kamusal ve toplumsal maliyet, onlara bir bedel ödetilmediği sürece yapılıyor. Sermaye böyle bir şey. Daha detaylı cevap vermek gerekirse: Özelleştirmeler ve kamunun küçültülmesi, sadece temel kamu hizmetlerini özelleştirmekle kalmadı, enerjinin, sağlığın, eğitimin özelleştirilmesiyle kalmadı, kamusal denetimin kendisi de özelleşti ya da kağıt üzerinde kaldı. Örneğin asansör sektöründe kamusal denetim özelleşti. Aynı şekilde yapı denetim firmalarıyla belediyelerin yapı sektöründeki görevleri özelleştirildi. 

Şimdi Meclis‘te enerji sektörünün kamusal denetimi özelleştirmesine dönük birtakım adımlar da var. Özel enerji denetim şirketleri kurulmaya çalışılıyor. Şu an bu görevi yapmakla yükümlü olan kamuya ait TEDAŞ sınırlı personelle çalıştığı için, il ve bölge müdürlüklerinde sınırlı sayıda insan olduğu için, bunlar da denetim görevlerini yapamıyorlar. Denetimsizlik de buna yol açıyor. Biliyorsunuz elektrik şebekesi her an bakım ve yatırım gerektiren bir alan. Enterkonnekte bir sistem bu. Bu bakım ve yenilemeleri yapmazsanız, çok hızlı bir şekilde şebeke aşınır ve bozulur.

‘Özel sektöre bunu bırakırsanız, denetim de yapmazsanız, her tür musibet gelir‘


Bu bakımlar da birer maliyet kalemi. Elektrik enerjisi alanı, aslında özel sektörün insafına teslim edilemeyeceği gibi, aynı zamanda teknik olarak da özel sektörle yürütülemeyecek bir alan. Hakkıyla yaparsanız, bu aslında bir kamu hizmeti ve hizmetin gerektirdiği bakım, yatırım ve altyapı çalışmaları, alanda sizin toplumsal yarar dışında bir yarar beklemenize izin vermiyor. Her türlü kâr, hizmetten bir şeyi koparmanızla, aşındırmanızla mümkün. Hakkıyla bu işletmecilik yapılırsa, zaten bu, kârın mümkün olmadığı ya da önemsenmemesi gereken bir alan. Özel sektöre bunu bırakırsanız, denetim de yapmazsanız, her tür musibet gelir. Yaşadığımız bu sorunlar da, kışın ayrı, yazın ayrı, kent içinde ayrı, ormanlık alanda ayrı, yaşadığımız bu toplumsal doğal felaketler de özelleştirme ve piyasa mantığının birer doğal sonucu."


‘Kamunun enerji üretimindeki payı yüzde 15‘in altına düştü‘


Özelleştirme sürecinin 1984`te TEK`in(Türkiye Elektrik Kurumu) tekel kurumunun kaldırılmasıyla başladığını hatırlatan, 90‘lı yıllar boyunca önce enerji üretiminin özelleştirildiğini hatırlatan Mahir Ulutaş, kamunun enerji üretimindeki payının peyderpey azaltıldığını şu an yüzde 15‘ten daha aşağı bir noktaya geldiğine dikkat çekti. En son ayın istatistiğinin yüzde 12‘ye kadar düştüğünü belirtti. 

Şunları ekledi:

"2000‘li yıllardaysa, dağıtım şebekesinin özelleştirilmesi gündeme geldi ve o noktada tepkileri yumuşatmak için sistemin kalbinin TEİAŞ olduğunu ve TEİAŞ`ın üretimle dağıtım arasındaki bağı koruyan anlık enerji dengesini oluşturan arz-talep dengesini tam zamanlık olarak oluşturan yapısının kamuda kalmasının yeterli olduğu politikasıyla, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesine rıza ürettiler. Yani bugün dağıtım şirketleri özelleştirilirken, topluma iletimin kamuda kalacağının ve iletimin kamuda kalmasının yeterli olduğunun propagandasını yaptılar aslında. 

‘TEİAŞ`ı özelleştirmek istiyorlar‘


İletim ve dağıtım, aslında fiziki tekeldir. Ama iletimin özelleştirilmesi, dağıtımın özelleştirilmesiyle kıyaslanamayacak denli toplumsal felaketlere yol açar. Bu çok açık. Çünkü bugün elektrik üretiminin özelleştirilmesiyle paralel olarak bir borsa yapısı var. Bu borsa işletmecisi TEİAŞ, EPİAŞ aracılığı ile. Üretimle tüketimin tam ve gerçek zamanlı dengeyi koruyan TEİAŞ, sistem frekansını stabilize eden TEİAŞ. Aslında elektrik şebekesinin kalbi TEİAŞ. TEİAŞ`ın özelleştirilmesi, elektrik şebekenizin anahtarını bir özel tekele vermeniz anlamına gelir. Birkaç yıldır TEİAŞ`ı özelleştirmek istiyorlar. Ancak hem iletim hattının ölçeği, hem de işin büyüklüğü, siyasi iktidarı biraz korkutuyor. Bu süreç birkaç yıldır öteleniyor. 

Şu an 2026`ya ötelenmiş gibi görünüyor. Bu kadar devasa bir yapı için bir sermayenin buraya talip olması çok kolay değil, çok büyük bir şebeke bu, hem de ülkenin elektrik şebekesinin anahtarını bir özel şirkete vermenin getirdiği riskler de özelleştirme konusunda birtakım ikircikli tavırları doğuruyor. TEİAŞ`ta çalışan meslektaşlarımız aracılığıyla, kurumda da bir memnuniyetsizlik olduğunu biliyoruz. Bu konu, kurumdaki teknik personel tarafından da istenmiyor. Bürokrasi tarafında da bu özelleştirmeye dönük bir direnç olduğunu görüyoruz. Kurum yöneticilerinin buna razı olmadıkları da görülüyor. Kolay değil, ancak yapılmaz da değil. Bugünkü yaşadığımız neoliberal çağ ve bağımlı bir ülke olarak Türkiye`nin konumu, böylesine stratejik sektörlerin özelleştirilmesi örnekleriyle dolu. Bu bir felaket olur. Ancak yapılmaması için biz de her tür mücadeleyi vermeye devam edeceğiz. Umarım bu yanlış ve vahim politikadan ve niyetten vazgeçerler."

‘Elektrik enerjisi alanı üretim, iletim, dağıtımıyla tek elden yürütülmesi gereken bir alan‘


"Elektrik enerjisi alanı üretim, iletim, dağıtımıyla tek elden yürütülmesi gereken, alanın yapısı teknik olarak da bunu zorunlu kılan, özel bir alandır. Bir temel altyapı hizmeti ve bir kamu hizmetidir, insan hakkıdır" diyen Ulutaş, "Dolayısıyla bunu merkezi bir plan ve kamusal bir anlayışla, kamu eliyle, çalışanların da söz söylediği merkezi-demokratik bir planlamayla ele alınması gereken bir alandır. Teknik personellerin, üretenlerin yönetmesi gereken bir alandır bu. Yaşanan tüm bu problemlerin çözümü de merkezi ve demokratik bir planlama ve kamusal bir anlayışla alanın yeniden yapılanmasıyla mümkündür" ifadesini kullandı.

 



HALK TV GÜNAYDIN TÜRKİYE (09.07.2025)

09.07.2025
 


Çok Okunanlar


TURKIYE ELEKTRIK ENERJISI ISTATISTIKLERI HAZIRAN 2025 YAYIMLANDI

ORMAN YANGINLARI: ENERJİ HATLARI ALARM MI VERİYOR? (DW.COM, 04.07.2025)

BPS 2025 TAMAMLANDI: GELECEGIN MUHENDISLERI IZMIR’DE BULUSTU

EMO: ELEKTRİK KAYNAKLI YANGINLARIN SEBEBİ ÖZELLEŞTİRMELER! (GAZETEYENİGÜN.COM.TR, 03.07.2025)

BITIRME PROJELERI SERGISI 2025 MERSIN ALT SERGISI GERCEKLESTIRILDI

CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL, ELEKTRİK KAYNAKLI ORMAN YANGINLARINA DİKKAT ÇEKEREK, EMO`NUN DAĞITIM ÖZELLEŞTİRMELERİNE YÖNELİK UYARILARINI HATIRLATTI

ÖZELLEŞTİRME ÇETESİ ORMANLARI YAKIYOR (GÜNLÜK EVRENSEL, 04.07.2025)

EMO YONETIM KURULU BASKANI MAHIR ULUTAS BIRGUN TV`YE KONUK OLDU

BPS SAMSUN ALT SERGISI DUZENLENDI

HALK TV GÜNAYDIN TÜRKİYE (09.07.2025)

Okunma Sayısı: 22


Tüm Yazılı Basında Odamız

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2025 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.