 |
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası`ndan (EMO) yapılan açıklamada, ABD ile enerji alanında yapılan anlaşmalara ilişkin yapılan değerlendirmede, `Bütün bu gelişmeler Türkiye`nin doğal kaynaklarının ve kültürel değerlerinin tahribatı pahasına, ülkemizin küresel enerji ağlarında bir dağıtım üssü olarak konumlandırılmasının hedeflendiğini göstermektedir. Enerji politikalarımızın toplumun gerçek ihtiyaçlarından çok uluslararası sermaye ve enerji tekellerinin çıkarlarına hizmet etmesi kabul edilemez` ifadeleri kullanıldı.
TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın ABD ziyareti sırasında enerji alanında yapılan anlaşmalara ilişkin yazılı basın açıklaması yayımladı. Açıklamada, nükleer ve doğal gaz başta olmak üzere ABD ile mutabakat zaptları imzalandığı, BOTAŞ‘ın ABD‘li şirketlerle uzun vadeli LNG tedarik anlaşmaları yaptığı belirtilmekte, özellikle ABD ile imzalanan sivil nükleer işbirliği mutabakatına dikkat çekildiği, Akkuyu örneğine olduğu gibi kamu kaynaklarının bu kez ABD‘ye aktarılmasının hedeflendiğini kaydedildi. Açıklamada, ayrıca doğal gaz ve nükleer santrallara verilen alım garantilerinin yerli ve yenilenebilir enerji yatırımlarının önünü tıkadığı ifade edilmektedir. Türkiye‘nin enerji politikasının dışa bağımlılığı azaltmak yerine uluslararası enerji tekelleri arasında denge kurmaya dayalı şekillendiğini, ülkenin bir "enerji dağıtım merkezi "ne dönüştürülmeye çalışıldığını belirtildi. EMO‘nun açıklamasında şöyle denildi: Nükleer enerji konusunda da 25 Eylül 2025 tarihinde ABD ile bir iş birliği zaptı imzalandığı anlaşılmakta ve Beyaz Saray‘da imzalanan söz konusu Stratejik Sivil Nükleer İş Birliği Mutabakat Zaptı‘yla iki ülke arasında sivil nükleer enerji alanında iş birliği yapılacağı ifade edilmektedir. Bu tip ‘Mutabakat Zaptı‘ olarak nitelendirilen belgelerin somut ve bağlayıcı anlaşma metinleri olmamasına rağmen, Akkuyu‘da Rusya‘ya kurdurulan nükleer santralın bir benzerinin bu kez ABD‘ye kurdurulmak istendiği söylenebilir. Bu tür belgelerin sonraki teknik anlaşma, kontrat veya uygulama adımlarına zemin oluşturmak amacıyla hazırlandığı göz önüne alınırsa, ülkemizin bu kez de ABD‘nin sahibi olacağı bir santrala ev sahipliği yapacağı ve verilecek alım garantisi ile kamu kaynaklarının Rusya‘ya olduğu gibi bu kez de ABD‘ye aktarılmasının hedeflendiği anlaşılmaktadır. Böylelikle ülkemizin enerji politikasının dışa bağımlılığı azaltmak ve yerli kaynaklara kamusal yatırım yapmak yerine küresel ölçekteki enerji tekelleri arasında bir denge kurmaya dayalı olarak şekillendirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Geçmişte Rusya ile yapılan ‘al ya da öde‘ anlaşmalarıyla şekillendirilen doğalgaz bağımlılığı, bu kez okyanus ötesinden yeni bir kaynakla çeşitlendirilerek pekiştirilmeye çalışılmaktadır. "(ANKA)
|
 |
|