YAZILI BASINDA ODAMIZ  - 13.10.2025

 
Kış yaklaşırken, Türkiye’deki milyonlarca hane yeni bir elektrik düzenlemesinin etkilerini tartışıyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, yıllık elektrik tüketim sınırını 5.000 kWh’den 3.000 kWh’ye düşürmeyi planlıyor. Bu karar, Ocak ayında yürürlüğe girecek ve yaklaşık her yedi aboneden biri doğrudan etkilenecek.
 

www.milligazete.com.tr

Resmî açıklamalara göre bu değişikliğin amacı, yüksek tüketicilerin elektriği gerçek maliyetinden ödemesini sağlamak. Ancak EMO Başkanı Mahir Ulutaş bu görüşe katılmıyor. Ona göre, "devlet destek veriyor" söylemi yanıltıcı çünkü bu fark, borsadaki fiyat ile ulusal tarife arasındaki orandan kaynaklanıyor.

Akyener`den Farklı Bakış
TESPAM Başkanı Oğuzhan Akyener ise düzenlemeyi enerji dengesinin sağlanması açısından önemli buluyor. Akyener, yüksek tüketimin kontrol altına alınmasıyla enerji arz güvenliğinin korunacağını savunuyor.

Faturalar Yüzde 60 Artabilir
Yeni uygulamayla birlikte, yüksek tüketim grubundaki haneler elektriği piyasa fiyatından ödeyecek. Bu durum, faturalarda yüzde 60`a kadar artış anlamına geliyor. Bakanlık, düşük gelirli vatandaşların destekten yararlanmaya devam edeceğini belirtiyor ancak artış oranı endişe yaratıyor.

Ailelerin Günlük Yaşamına Etkisi
EMO`nun yaptığı hesaplamalara göre, dört kişilik bir aile yalnızca temel ihtiyaçları için yıllık 2.760 kWh elektrik tüketiyor. Bu miktarın sınırın hemen altında olması, yeni düzenlemenin birçok haneyi doğrudan etkileyeceğini gösteriyor.

Dava Hazırlığı ve Eleştiriler
EMO, önceki 5.000 kWh uygulamasına zaten dava açmış durumda. Şimdi ise yeni düzenlemenin de hukuki açıdan sorunlu olduğunu savunarak yeni bir dava hazırlığı içinde. Ulutaş, "Bu değişiklik toplumun geniş kesimini ilgilendiriyor, aceleye getirilmemeli" diyor.

Enerji Sektöründe Yeni Sayfa
3.000 kWh sınırı, yalnızca fiyat artışı anlamına gelmiyor; aynı zamanda Türkiye`nin enerji politikasında yeni bir dönemin başlangıcı olarak görülüyor. Uzmanlar, sistemin adil dağıtım amacına ulaşması için şeffaf denetim mekanizmalarının kurulması gerektiğini vurguluyor.