 |
İletişim altyapısı özel şirketlerin elinde: `Afetlerdeki felaket özelleştirmenin faturası` İM `İletişim altyapısı kamusal bir hizmettir` diyen Mahir Ulutaş, özel sektörün kâr odaklı yaklaşımının afet anlarında yurttaşları iletişimsiz bıraktığını söyledi.
Başta Maraş depremleri olmak üzere yaşanan pek çok afetin ardından iletişim adeta tümüyle kopuyor. Operatörlerin baz istasyonlarını birbirine kullandırmaması bunun temel nedenlerinden biriyken örneğin deprem bölgesinde baz istasyonlarının üçte birine yakını ağır hasar almıştı. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahir Ulutaş, Türkiye‘de iletişim altyapılarının özelleştirilmesiyle birlikte kamu yararının ikinci plana itildiğini, devletin denetim ve müdahale kapasitesinin ciddi biçimde zayıfladığını söyledi. ‘Kamu kaynaklarının adeta yok edilmesine yol açtı‘ Mahir Ulutaş telekomünikasyon sektöründe yaşanan özelleştirmelerin kamu çıkarı açısından ciddi sonuçlar doğurduğunu belirterek, Türk Telekom örneğini hatırlattı: "Özelleştirme sırasında yapılan imtiyaz ve sözleşme değişiklikleri hisselerin ipotek edilmesine olanak tanıdı; OTAŞ‘m borçlarını ödememesiyle hisseler rehin kaldı, kamu kaynakları ve bankalar risk altına girdi. 18 binden fazla çalışan işten çıkarıldı, kamuya düşen mali yük arttı." Ulutaş‘a göre bu süreç, yalnızca ekonomik değil, yapısal bir sorunu da beraberinde getirdi: "Devletin denetim ve müdahale kapasitesi zayıfladı. Altyapının büyük kısmı özel şirketlerin kontrolüne geçtiği için şeffaflık ve hesap verebilirlik azaldı. Kamu, altyapı yatırımlarının maliyetini üstlenirken, gelir ve kontrol büyük ölçüde şirketlere geçti. Artık altyapının bütününe hâkim olamayan devlet, herhangi bir acil durumda hızlı ve etkin müdahaleyi gerçekleştiremeyecek bir noktaya gelmiştir." ‘Kâr odaklılık esnekliği sağlamaz‘ Ulutaş, son yıllarda deprem, sel ve yangın gibi afetlerde yaşanan iletişim kesintilerinin de bu özelleştirme sürecinin doğrudan sonucu olduğunu vurguladı: "Özelleşmiş bir alanda telekomünikasyon şirketleri acil bir durumda birbirlerinin altyapısını kullanma yönünde bir zorunluluk duymamakta, entegre bir felaket haberleşme planı yürütülememektedir. Oysa afet durumunda uygulanacak alarm seviyeleri tespit edilmesi ve buna uygun bir şekilde oluşturulacak haberleşme hiyerarşileri çerçevesinde haberleşme trafiği yönetilmesi günümüz teknolojisiyle mümkündür." Ulutaş, afet durumlarında haberleşmenin sürekliliği için kamusal planlama ve teknik koordinasyonun zorunlu olduğunu söyledi: "Afet anlarında devreye girecek yedek bant genişliği veya özel alarm seviyeleri sistemi oluşturmak mümkündür, ancak bu yalnızca kamusal bir anlayışla yapılabilir. Özel şirketlerin kâr odaklı yapısı böyle bir esnekliği sağlamaz." ‘Piyasa mantığına terk edilemez‘ Ulutaş, iletişim altyapısının kamusal bir hizmet olarak yeniden düzenlenmesi gerektiğini belirterek, "İletişim altyapısı, piyasa mantığına terk edilemeyecek kadar stratejik ve hayati öneme sahip. Kamu denetimi güçlendirilmeli, yurttaşların erişim hakkı ve kriz dönemlerinde iletişimin sürekliliği garanti altına alınmalı. Kamu kaynakları özel şirketlerin kârı için değil, halkın yararına kullanılmalıdır" dedi.
|
 |
|