|
Cep telefonu kullanımının artması bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Gürültücü cep telefonu kullanıcılarına karşı yürütülen savaşta son yenilik manyetik tahta oldu. Mikrodalga radyo sinyallerini emen yüksek teknoloji ürünü bu tahta ile döşenen mekanlarda cep telefonu kullanmak imkansız hale geliyor. Tabii, aslında radyo dalgası ile çalışan bütün cihazlar susuyor.
Özellikle sinema, tiyatro ve restaurant gibi kalabalık müşteri topluluklarını hizmet veren kurumlar, diğer müşterilerinin rahatsız olmasını önlemek için mekanlarında cep telefonu kullanımını sınırlandırmak istiyorlar. Bu amaçlarla geliştirilen sinyal karıştırıcı cihazlar mevcut. Ancak bu cihazların kullanımı başta ABD, İngiltere ve Avustralya olmak üzere pek çok ülkede, kullanıldıkları mekanın sınırları dışına taşarak diğer kullanıcıların iletişim özgürlüğüne zarar verdikleri gerekçesiyle, yasaklanmış durumda. Manyetik tahta ise sinyalleri karıştırmak yerine, döşendiği alana radyo dalgalarının giriş ve çıkışını bloke ettiği için, sadece bulunduğu mekanı etkiliyor.
HEM DOĞAL, HEM ESTETİK
Kuzey Japonya'daki Morika kentinde bulunan Iwate Üniversitesi'nde Hideo Oka isimli bir araştırmacı tarafından geliştirilen manyetik tahtaya bu ismin verilmesindeki neden tahtanın içerisine küçük manyetik parçacıkların yerleştirilmiş olması. Japon mühendisler, engelleyeci madde olarak ağacı seçerken, bu maddenin iç tasarımlarda daha doğal ve daha estetik olduğu fikrinden hareket etmişler.
Oka, işlenmemiş manyetik ağacın yakın bir gelecekte yapı marketlerde satılacak kadar ucuz ve yaygın olmasını umuyor.
Normal tahta, radyo dalgalarını geçirirken, Oka'nın ürettiği manyetik tahtalar içerisine eklenen nikel - çinko - demir karışımı sayesinde engelleniyor. Elektroamanyetik bir dalga tahtanın içerisindeki metal parçacıklara çarptığında emiliyor.
BLUETOOTH FREKANSLARI
Araştırma ekibi en başarılısında karar kılmadan önce tahtanın radyo dalgalarını emmesini sağlamak için dört farklı metod üzerinde çalışmış. İlk deneyler ahşabın üzerini metal tozu ile kaplamak olmuş. Diğer denemelerde ise metal tozu tahtanın parçacıklarının içerisine karıştırılarak daha sonra plakalar halinde basılarak gerçekleştirilmiş. En başarılı kullanım ise elde edilen plakaların iki ince tahta panel arasına yerleştirilmesi sonucunda elde edilmiş.
Oka daha sonra her bir tahtayı test etmek için, tipik GSM telefonlarının frekansı olan 900 ve 1800 megahertz frekansında yayın yapan bir verici kurarak, tahtaların tepkisini ölçmüş. Aynı deneyleri aralarında, Bluetooth ve yeni kullanılmaya başlanan IEEE 802.11 (Wi-Fi) standardınında bulunduğu kablosuz ağ frekansı olan 2.5 gigahertz'de de deneyen Oka, en başarılı sonucun ince ağaç paneller arasına yerleştirilen 4 milimetre kalınlığında ağaç - metal tozu karışımında elde edildiğini saptamış.
Bu kalınlıkta mikrodalga radyasyona maruz kalan paneller, dalganın gücünü yüzde 97 oranında kesmeyi başararak GSM ileitişimini imkansız hale getirmeyi başarmış.
Bu malzemeyi kullanarak, odalar için kapı ve duvar kaplamaları geliştirilebileciğini, hatta bütün bir binanın bu malzemelerle döşenerek cep telefonlarının çalışmadığı alanlar yaratılabileceğini belirten Oka, bazı cep telefonu bağımlılarının konuşmalarının zorla kesilecek olmasından dehşete düşeceğini, buna karşılık tiyatroseverlerin ve restorant müşterilerinin ortaya çıkacak sakin ortamda mutlu olacaklarını savunuyor.
Panellerin diğer bir avantajı da, her ne kadar Türkiye için şu anda pek bir anlam ifade etmese de, Japonya'da büyük kentlerde pek çok evde kullanılmaya başalanan kablosuz iletişim ağlarının, birbirlerine çok yakın olması durumunda ortaya çıkan kesişme sorununu ortadan kaldıracak olması.
|
|
|