BASIN AÇIKLAMASI

 
ARABAĞLANTI SOYGUNUNDA SORUMLULUK KİMİN?

7 Temmuz 2004 tarihinde yapılan açıklamayla, Türk Telekom'un telefon görüşmelerinde, 1 Ağustos'tan itibaren geçerli olmak üzere, %29 ila %80'e varan "indirimler" yaptığı belirtildi. Açıklamaya göre TT beş ayrı tarife uygulamasına geçecektir.

 

Oysa verilen tarifeler ve rakamlar incelendiğinde gerçeğin hiç de böyle olmadığı görülmektedir:
Yaklaşık 19 milyon abonenin %23'ünün konuşma süresi aylık sabit ücreti yani 100 kontörü dahi geçmemektedir. Abonelerin %62'si ise ayda yaklaşık 30-50-80 milyon TL civarında fatura ödemektedir. Yani abonelerin %85'i telefon görüşmelerini sınırlı tutmak zorunda olan dar gelirli ve sabit gelirli yurttaşlarımızdan oluşmaktadır. Geriye kalan ise telefon görüşmelerine geniş bütçeler ayırabilen ve abonelerin %15'ini oluşturan büyük işletmeler ve holdinglerdir.

TT'nin indirim adı altında hazırladığı paketler incelendiğinde telefon abonelerinin %85'i için indirim değil zamlı tarifenin sözkonusu olduğu görülmektedir. Sürekli şehirlerarası ve milletlerarası görüşme yapan büyük şirketlere yönelik hazırlanan ŞirketHATT ile sabit telefonu çok az kullanan aboneler için hazırlanan HesaplıHATT karşılaştırıldığında yapılanın aldatmaca olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Büyük şirketlerin telefon ücreti düşürülmekte, gereken kaynak ise dar gelirli vatandaşın faturalarından elde edilmektedir. İndirim dedikleri, telefonu az kullanan büyük çoğunluk için zararlıdır, üstelik sabit ücrete geri dönülmektedir.

Yargı kararına rağmen sabit ücret alınacak.
TT Yönetimi, daha önce verilen mahkeme kararlarına rağmen sabit ücret uygulamasını tekrar başlatmaktadır. 1998 yılında Haber Sen tarafından açılan ve sabit ücret uygulamasının iptali ile sonuçlanan, Danıştay 10. Dairesi'nin 1998/1996 Esas, 1999/3103 sayılı ve Hukukun Egemenliği Derneği tarafından açılan yine Danıştay 10. Dairesi Esas No 1998/1981, 2000/1522 sayılı kararları varken iş oldu bittiye getirilmektedir. Dava açılması ve şimdiden belli olan kararın verilmesi arasında geçecek sürede halkın cebine el uzatılacaktır.

Dar gelirli yurttaş nasıl zarar ediyor?
Örnek verecek olursak; telefonu sadece şehir içi görüşmeye açık olan bir abone Haziran ayında 13 milyon TL fatura ödemiş olsun. Bu abone Ağustos ayında hiçbir tercihte bulunmazsa otomatik olarak StandartHATT abonesi olacak. Açıklanan rakamlara göre de 24 milyon TL ödeyecek. Eğer bu abone HesaplıHATT'ı tercih ederse 15 milyon TL ödeyecek. Tarifeler dikkatle incelendiğinde, HesaplıHATT abonesinin sabit ücret tutarını aştıktan sonra şehir içi konuşmayı 72 bin TL yerine 113 bin TL'ye yapacağı görülmektedir. Yani indirim değil %57 oranında zam yapılmaktadır.

Sonuç olarak kurumsal abonelere indirim, dar gelirli vatandaşa ise zam yapılmıştır. Büyük bir reklam kampanyasıyla açıklanan bu indirimler, elmalı şeker görünümünde bir kazıktır.

"Kamu hizmeti yok olsun" mantığı
TT Genel Müdürü Mehmet Ekinalan indirimleri açıkladığı basın toplantısında kurum hakkındaki niyetleri de belirtmiştir. Ekinalan, "TT bugüne kadar kamu hizmeti veren bir kurumdu. Verdiği hizmetlerin bir çoğunda kâr amacı taşımıyor; çeşitli sübvansiyonlar uyguluyordu. Yeni tarife uygulamasıyla birlikte maliyet temelli fiyat politikasını benimsiyoruz. Artık piyasa koşullarına göre hareket edeceğiz" demiştir.

Yani kamu hizmeti anlayışı bir kenara bırakılarak, tek belirleyenin kâr olduğu bir sürece girilecek. TT'nin bir kamu kurumu olduğu gerçeği gözardı edilerek dar gelirli yurttaşa iletişim yasaklanacak. TT'nin özelleştirilme sürecinin önünün açılması için gereken operasyonlardan biri daha yapılacak.

Arabağlantı soygununda sorumluluk kimin?
Gazetelere yansıyan haberlere göre, "Türk Telekom A.Ş. ile GSM şirketleri arasında yıllardır süren "arabağlantı" tartışmasının faturası Telekomünikasyon Kurulu'na çıktı. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı, arabağlantı skandalında Telekomünikasyon Kurulu eski Başkanı Fatih Mehmet Yurdal ile Daire Başkanı Mustafa Ünver'i kurumu 205,2 milyon dolar zarara uğrattığı gerekçesiyle suçlu buldu. Başbakanlık Teftiş Kurulu'nun koordinatörlüğünde hazırlanan arabağlantı raporunda, Telekomünikasyon Kurulu'nun, arabağlantı yönetmeliğinin 23 Mayıs 2003 tarihinde çıkarıldığı, yönetmeliğin iki yıl geciktirilmesi nedeniyle, Telekom A.Ş.'nin arabağlantıdan zarara uğradığı kaydedildi. "

Bu zararın tek sorumlusu sadece bu iki kişi midir? Yıllar önce GSM şirketleriyle kamu aleyhine arabağlantı anlaşması imzalayanlar ne olacak? Bu kişiler hakkında neden soruşturma yapılmıyor? Elektrik Mühendisleri Odası'nın 1998 yılında açtığı dava sonucu, Ankara 9. İdare Mahkemesi’nin 1999/577 E, 2000/831 K no’lu ve 04. 10. 2000 tarihli kararıyla; Türk Telekom (TT) ile GSM operatörleri arasında yapılan arabağlantı anlaşmasının çağrı sonlanma ücretleriyle ilgili Ek: D-Çizelge 1 ilave 1A.1 bölümü, kamu yararına aykırı bulunarak iptal edilmişti ve ülke katrilyonlarca TL daha zarar girmekten kurtulmuştu. Ancak bu anlaşmayı imzalayan ilk sorumlular hakkında hala bir şey duymadık.

Tüm bu olanlar, kurumun özelleştirilmesi için yapılanların bir parçasıdır. TT'nin özelleştirilmesi için canhıraş bir şekilde mücadele edenlerin içleri rahat olsun; kurumun yeni sahipleri elbette daha ucuza iletişim sağlayacak, yeni teknolojiler getirecek, ülkeye yeni mühendisler yetiştirecek, yatırım yapacak ve dar gelirli bölgelere kâr gözetmeksizin eşit hizmet götürecekler, yurttaşlar güle oynaya kaliteli iletişime kavuşacaklardır!!!


Elektrik Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu
12 Temmuz 2004