 |
Hükümetin, nükleer tasarıları geri getirerek çevreyi, insanları ve Türk ekonomisini tehlikeye attığını vurgulayan çevreciler, nükleer atıkların hâlâ sorun olduğunu vurgulayarak bunlardan bazılarının 250 bin yıl daha var olacağına dikkat çekiyor. Türkiye koşullarında nükleer atıkları yok etmenin çok zor olduğunu vurgulayan çevreciler, rüzgâr, güneş, hidrolik gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin olan Türkiye'nin, bu potansiyeli kullanması gerektiğini söylüyor.
ÖZLEM GÜVEMLİ'nin Haberi
Çevresel, ekonomik ve toplumsal maliyeti çok yüksek olduğu için dünyanın vazgeçmeye başladığı nükleer enerji santralları, AKP hükümeti tarafından yeniden Türkiye gündemine sokuldu. Hükümet en az 3 santral yapılmasını isterken başta ABD, Kanada, Almanya olmak üzere pek çok ülke nükleer santrallarını kademeli olarak kapatıyor. Rüzgâr, güneş, hidrolik gibi yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin olan Türkiye'nin, bu potansiyeli kullanılamıyor.
Güvenli ve temiz teknolojiler sıralamasının başında gelen hidrolik, termik teknoloji ve rüzgâr santralları açısından Türkiye oldukça zengin bir potansiyele sahip. Ancak bu kaynaklara dönük hiçbir çalışma yapılmazken riskli teknolojiler arasında birinci sırada yer alan nükleer santrallar, 30 yılı aşkın bir süredir, enerji açıkları bahane edilerek ülke gündemine taşınıyor. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanı Erol Celepsoy, Türkiye'nin enerjiyle ilgili hiçbir politikası olmadığını vurgulayarak ''Hükümetlerin enerji politikaları, bir yerleri birilerine peşkeş çekmekten ibaret. Türkiye bir an önce antinükleer politikayı benimsemeli'' dedi.
ENERJİ SIKINTISI YOK
Türkiye'nin, elindeki alternatif enerji kaynakları dururken nükleer teknolojiye geçmemesi gerektiğine dikkat çeken Celepsoy, tüm kayıplara ve kullanılamayan kaynaklara karşın Türkiye'nin şu an enerji sıkıntısı yaşamadığını ifade etti. 1999 yılında İkitelli'de yaşanan Cobalt 60 kazasını anımsatan Celepsoy, şöyle devam etti:
''Cobalt 60 izotopuyla baş edemeyen Enerji Bakanlığı, TAEK, nükleer santralla nasıl baş edecek? Nükleer atıkları yok etmek Türkiye şartlarında çok zor. Her hükümet döneminde nükleer santrallar mutlaka gündeme gelir. Önce sık sık elektrik kesintileri yaşanır. Ve 'Enerji yetmiyor, nükleer santrala ihtiyaç var' denir. Oysa Türkiye'nin nükleer santrala ihtiyacı yok. Bu konu gündeme geldiğine göre, önümüzdeki günlerde yine elektrik kesintileri yaşarız herhalde'' diye konuştu. Celepsoy, önümüzdeki süreçte tüm çevreci oda, dernek, vakıf ve platformlarla Akkuyu Nükleer Santralı'na karşı yürüttüklerine benzer bir antinükleer kampanya başlatacaklarını söyledi.
ÇEVRE TEHLİKEYE ATILIYOR
Greenpeace Basın-İletişim Sorumlusu Ertan Keskinsoy da hükümetin, nükleer tasarıları geri getirerek çevreyi, insanları ve Türk ekonomisini tehlikeye attığını vurguladı. Keskinsoy, nükleer atıkların hâlâ sorun olduğuna dikkat çekerek bunlardan bazılarının 250 bin yıl daha var olacağını ifade etti. Enerji Bakanlığı'nın 2020 yılını baz alarak nükleer santralları gündeme taşıdığını anlatan Keskinsoy, ''Bakanlık, somut veriler sunmuyor. Dünyadaki durumu göz önüne alırsak 2020 yılında nükleer enerji tamamen ortadan kalkacak gibi görünüyor. Avrupa bu teknolojiden vazgeçti. Birkaç Asya ülkesi dışında nükleer teknoloji siparişi veren yok'' diye konuştu.
|
 |
|