 |
Deniz SOM
Hızlandırılmış hükümet, ''2020 yılında enerji ihtiyacı 570 milyar kwh olacaktır ve tüm öz kaynaklarımızı kullansak dahi bu ihtiyaç karşılanamayacaktır'' diyor. Elektrik Mühendisleri Odası yanıt veriyor: ''Ekonominin istikrarsız ve dış manipülasyonlara açık olması, tahminleri her zaman yanıltıcı kılmaktadır. 2020 yılı tahmini 310 milyar kwh'dir ve öz kaynaklar açısından potansiyelimiz 482 ile 569 milyar kwh'dir'' diyor.
Hızlandırılmış hükümet, ''2020 yılında enerji ihtiyacı 570 milyar kwh olacaktır ve tüm öz kaynaklarımızı kullansak dahi bu ihtiyaç karşılanamayacaktır'' diyor. Elektrik Mühendisleri Odası yanıt veriyor: ''Ekonominin istikrarsız ve dış manipülasyonlara açık olması, tahminleri her zaman yanıltıcı kılmaktadır. 2020 yılı tahmini 310 milyar kwh'dir ve öz kaynaklar açısından potansiyelimiz 482 ile 569 milyar kwh'dir'' diyor.
Hızlandırılmış hükümet, ''Dışa bağımlı kaynak çeşitlendirmesine gidilmelidir. Tek başına doğalgaza bağımlılık sorun yaratabilir'' diyor. Elektrik Mühendisleri Odası yanıt veriyor: ''Bu söylem, teslimiyetçiliği içermektedir. Sonuçta doğalgaz ne kadar dışa bağımlılık yaratıyorsa nükleer enerji de aynı oranda bağımlılık yaratır. Hükümet dışa bağımlılığı çeşitlendirmeyi hedeflemektedir.''
Hızlandırılmış hükümet, ''Türkiye nükleer teknolojiye sahip olmalı, bu yarışta mutlaka yerini almalıdır'' diyor. Elektrik Mühendisleri Odası yanıt veriyor: ''Nükleer teknolojiye sahip olmaktan kasıt 'nükleer santralları kendimiz yapar ve satar konumuna gelmeliyiz' ise bu bir hayli zordur.
Güney Kore bile bugün dünyanın gözünde 'taklit santral' betimlemesi ile güvenilir olmaktan uzak bulunmaktadır. Eğer nükleer teknolojiye sahip olmakla nükleer başlıklı silahlara sahip olmak kastediliyorsa bunun için de nükleer santrala gerek yoktur. Bu konuda Türkiye ne İran'a benzeyebilir, ne de İsrail'e.''
Hızlandırılmış hükümet ''Nükleer enerji temiz ve güvenlidir'' diyor. Elektrik Mühendisleri Odası yanıt veriyor: ''Nükleer enerjinin temiz ve güvenilir olduğunu neredeyse tüm dünya yalanlamaktadır. Başta ABD ve AB ülkeleri olmak üzere dünya nükleer enerjiden kaçıyor. Zira nükleer atıklar bu ülkeler için tam bir baş belasıdır. Bu konuda ya kendi insanını zehirlemekte ya da gayri ahlaki bir tavırla atıkları için başta Hindistan olmak üzere azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeleri nükleer çöplük olarak seçmektedirler. Türkiye de bu ülkelerden biridir. Fransız Framatom ile Alman Siemens ortaklığının Akkuyu'da nükleer santral yapımına talip olmasının nedeni, daralan pazar sorunundan çok Avrupa'nın nükleer atıklarını Akkuyu atıkları ile harmanlayıp Toroslar'a gömmek isteğidir. Geçmişi anımsamakta fayda var, 'nükleer atıkların Türkiye'de Toros Dağları'ında güvenli(!) bir şekilde depolanabileceği' önerisinin altında yatan, derenin taşı ile derenin kuşunu vurmak hesabından başka bir şey değildir. Türkiye'yi yeni facialara sürüklemeye; nükleer santral lobilerinin pazarı ve çöplüğü yapmaya kimsenin hakkı yoktur.''
|
 |
|