|
Erdemir'de yanlıştan dönülmeli -Murat Yetkin
Erdemir'den beklenen özelleştirme geliri fabrikanın zor bir dönemdeki iki yıllık kârı kadar
İstanbul'da, Ankara'da 10 bin kişilik mitinglerin yapılamadığı bu dönemde, 70 bin nüfuslu Karadeniz Ereğli'de 10 bin kişilik miting yapılmasının anlamını düşünmek isteyen var mı? Cuma günü bu öncü sahil kasabasında yapılan miting, bir ay içinde geniş kitlesel katılımla düzenlenen ikinci protesto gösterisiydi üstelik. Ereğli'de işçiden esnafa, memurdan sivil toplum örgütlerine dek halkı sokağa döken neden, kısa adıyla Erdemir diye bilinen Ereğli Demir Çelik Fabrikaları'ndaki devlet hisselerinin özel sektöre blok satışı sürecine başlanması.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı 26 Mayıs 2005'te yaptığı açıklamayla, 26 Eylül'e kadar Erdemir'in kamunun elindeki yüzde 46.12 oranındaki hissesine blok satış yöntemiyle teklif alınacak sürecin başladığını ilan etti. Türkiye Kalkınma Bankası hisseleriyle birlikte bu oran yüzde 49.29'a çıkıyor.
Hükümetin, 1 ile 1.2 milyar dolar arasında gelir beklediği bu satışa gerekçesi Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci tarafından şöyle açıklanıyor: "Erdemir bugün için kârlı bir şirket. Ancak bundan önce de olduğu gibi, bundan 4-5 yıl sonra hangi noktada olunacağını kestirmek de mümkün değil."
Bu açıklamanın gerçeği ne kadar yansıttığını söylemek için olgulara ve rakamlara başvurmak gerekiyor. Erdemir 45 yıl önce (Örneğin Karabük gibi) bir devlet şirketi olarak değil, kendisi için çıkarılan kanunla, içinde devlet hisseleri de olan bir, anonim şirket olarak kuruluyor. Kuruluşundaki yıllık 470 bin ton ham çelik üretim kapasitesini, tamamı kendi kazandığı para ile yapılan teknoloji güncelleştirmeleriyle geçen yıl 3.5 milyon tona çıkarıyor. Kilci'nin iyi niyet sınırlarını zorlayan 'Bundan önce de olduğu gibi' ifadesi, Erdemir'in gücünü yenileme projelerine yoğunlaştırdığı sınırlı dönemleri kapsıyor, bunun dışında hep kârda olmuş. 2004 yılında 638 milyon dolar kârı var. Bir önceki yıl, batmış durumdaki İskenderun Demir Çelik Fabrikaları'nı devraldığı zaman dahi 352 milyon dolar kâr yapmış. Yani beklenen özelleştirme geliri, neredeyse, Erdemir'in iki yıllık, hem de ağır yük taşıdığı iki yıllık kârı. (Erdemir'de örgütlü Türk Metal Sendikası, satış gelirinin Türkiye'nin 20 günlük borç faiz giderine eşit olduğunu hesaplıyor.) Üstelik İsdemir, geçen yıl, Erdemir'in işbilir yönetimi sayesinde zarardan kurtulmuş.
Halen Türkiye'nin 8-12 milyon ton arasında değişen yıllık yassı çelik üretiminin, Erdemir'in ürettiği 3.5 milyon ton dışında kalan kısmı, dışarıdan alınıyor. (Yassı çelik otomobil kaportasından buzdolabına, borudan gazoz kapağına dek günlük hayatımızda karşımıza çıkan pek çok alanda kullanılıyor.) Özelleştirme İdaresi '4-5 yıl sonrasını kestirmek mümkün değil' diye güvensizlik beyan ediyor, ama Erdemir Yönetim Kurulu Başkanı Recai Berber, 2004-2015 yatırım planlamasına göre Erdemir'in kapasitesinin 5 milyon tona çıkacağı, (İsdemir ile birlikte) grup kapasitesinin ise 2007'de 7, 2010 yılında 10 milyon ton olarak öngörüldüğünü söylüyor. Bunun anlamı, Erdemir iyi çalıştıkça, Türkiye'nin dışarıdan daha az çelik alacağı, üretilen katma değerin ve istihdamın artacağı. İşin ilginç yanı, Avrupa'nın 10 büyük demir-çelik tesisi arasında sayılan Erdemir'e talip olanlar arasında Türkiye'ye yassı çelik satan Fransa, İngiltere, Hindistan ve Çin gibi ülkeler ve o ülkelerden şirketlerin bulunması.
Zaten Türk-İş Başkanı Salih Kılıç'a, "Aklımıza yabancı şirketlerin hisse kontrolünü sağladıktan sonra üretimi durdurup, ya da başka alanlara kaldırıp çeliği kendi şirketlerinden almamızı sağlamak mı olacak sorusu geliyor" dedirten de bu. Kılıç, Ereğli, İsdemir ve İzmit-Yarımca gibi üç önemli ticari liman ve Divriği demir madenleri gibi bir varlığın da hisse satışının içinde olduğuna dikkat çekiyor.
1994'te ilk kez seçilene dek Erdemir'de çalışan bir inşaat mühendisi olan Belediye Başkanı Halil Posbıyık, "Bu arazileri ninelerimizden, dedelerimizden ülkeye çelik sanayii, çocuklarımıza iş getirmek için aldılar. Yabancılara satmak, belki çocuklarımızı işsiz bırakmak için değil" diyor. Özelleştirme İdaresi'nin 'Altın hisse devletin elinde kalacak' açıklamasına ne (en son seçimde halkın yüzde 65 oyuyla seçilen) Posbıyık, ne Türk-İş Başkanı Kılıç inanıyor. Onlara göre, bu sözün fiilen bir değeri yok.
Kılıç, Erdemir hisselerinin 'en azından yabancılara satışını durdurmak' için gerekirse Ereğli'den Ankara'ya büyük bir yürüyüş düzenleyeceklerini söylüyor. Posbıyık ise böyle bir satışa da karşı ve "Geçmişte büyük işçi eylemlerine sahne olmuş Ereğli'de bir kez hareket başlarsa, durmaz" diyor.
Hükümetin bu altın yumurtlayan tavuğu kesmesinin geçerli bir dayanağı görünmüyor. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerekiyor.
|
|
|