MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

'21. YÜZYIL NÜKLEER RÖNESANS ÇAĞI' (CUMHURİYET)


BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

Prof. Dr. Özgener, Türkiye'nin nükleerle orta vadede enerji sorununu çözeceğini iddia etti

Prof. Dr. Atilla Özgener, nükleer enerjiyi; yüzyılımızda sadece Türkiye'nin değil, ülkelerin çoğunun tercih etmek zorunda olduğu bir enerji türü olarak niteledi. Küresel ısınmanın çözümünün nükleler olduğunu belirten Özgener, "Geçmişte reaktör yapımına başlanmış olsaydı Türkiye'de elektrik üretiminde ne arz güvenliği ne de dışa bağımlılık sorunu olacaktı" dedi.

İTÜ Enerji Enstitüsü Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Atilla Özgener , Türkiye'yi gerek arz güvenliği, gerekse dışa bağımlılık açısından zor günlerin beklediğini belirterek ''Türkiye geçmişte nükleer reaktör yapımına başlamış olsaydı bugün ülkemizin elektrik üretiminde ne arz güvenliği ne de dışa bağımlılık sorunu olacaktı'' dedi.

Özgener, nükleer enerjiyi; yüzyılımızda sadece Türkiye'nin değil, ülkelerin çoğunun tercih etmek zorunda olduğu bir enerji türü olarak niteledi. Nükleer reaktörlerde kullanılan uranyumun enerjisi yoğun bir madde olduğunu kaydeden Özgener, 1 kg. kömürden 3 kilowatt/saat, 1 kg. petrolden 4 kilowatt/saat enerji elde edilirken, 1 kg. uranyumdan 50 bin kilowatt/saat enerji açığa çıktığını dile getirdi. Özgener, ''Bu nedenle nükleer enerjiyi tercih eden bir ülke, uranyum kaynaklarına sahip olmasa dahi çok satıcılı dünya uranyum piyasasından dilediği miktarda uranyumu satın alıp herhangi bir depolama sorunu yaşamadan, birkaç yıllık bir rezerv yakıtı yedekte tutarak dışa bağımlılık sorununu en alt düzeye kolaylıkla indirebilir'' dedi.

'KÜRESEL ISINMANIN ÇÖZÜMÜ NÜKLEER'

Özgener, böyle bir ülkenin, ''vanası başkalarının kontrolünde'' olan doğalgazdaki gibi bir arz güvenliği endişesini de taşımayacağını belirterek Türkiye'nin, zaman geçirmeden nükleer enerjiye geçer ve yeterli sayıda reaktörü devreye sokarsa, elektrik üretiminde bugün yaşadığı endişelerden, en azından orta vadede kurtulabileceğini kaydetti. Özgener, Kyoto Protokolü'nü imzalayan ülkelerin büyük çoğunluğunun, küresel ısınmayı önleyebilmek umuduyla atmosfere karbondioksit başta olmak üzere sera gazı salınımlarını sınırlamayı taahhüt ettiklerini anımsatarak nükleer enerjinin küresel ısınmanın en önde gelen çözümü olduğunu söyledi. Elektrik üretim sürecinde bir kilowatt/saat elektrik enerjisi başına atmosfere salınan karbondioksit miktarının kömür santrallarında 800-1050 gram, fueloil santrallarında 800 gram, doğalgaz santrallarında 400 gram olduğunu anlatan Özgener, nükleer santrallarda bu oranın 6 grama kadar indiğini vurguladı. İ TÜ Enerji Enstitüsü Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özgener, dünya genelinde karbondioksit salınımının 1990-1997 arasında yüzde 8 oranında arttığına dikkat çekerek ''Uzmanlar, içinde yaşadığımız dünyanın önümüzdeki dönemde karşılaşacağı en ciddi çevre felaketinin fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel ısınma olacağını söylüyorlar. Sera gazı salımı en alt düzeyde olan nükleer enerji, küresel ısınma sorununun en önde gelen çözümüdür'' dedi.

'TEK ÖRNEK ÇERNOBİL'

Özgener, nükleer enerji karşıtlarının öne sürdüğü savlardan bir tanesinin de nükleer kazanın büyük çevre felaketine yol açacağı yönünde olduğunu belirterek ''Bu savlarınıysa 1986 yılında Ukrayna'daki Çernobil reaktöründe meydana gelen kazaya dayandırırlar. Çernobil kazası eski teknolojiye sahip ve bir kaza durumunda radyoaktif maddelerin dışarı sızmasını engellemek için yapılan dış güvenlik kabuğundan yoksun bir reaktörde operatör hatası sonucu meydana gelmişti'' dedi. Bu tür bir kazanın Batı teknolojisiyle yapılmış nükleer reaktörlerde meydana gelmesi olasılığının hemen hemen sıfır olduğuna dikkat çeken Özgener, bu kazadan sonra reaktör üreticilerinin güvenlik sistemlerini gözden geçirerek önlemler aldığının altını çizdi. Çernobil'in nükleer enerjinin başına gelen tek ciddi kaza olduğunu ifade eden Özgener, ''Bu kaza nedeniyle öldüğü kesin olarak bilinen kişi sayısı ise sadece 56'dır. Bu sayı da orta boy bir uçak kazasında meydana gelen ölüm sayısını aşmamaktadır'' dedi.

Özgener, radyoaktif nükleer atıklar sorununa da değinerek kullanılmış yakıt içinde üreyen radyoaktif atıkların, dışarı alındıktan sonra 10-20 yıl süreyle santral sahasında korunduklarını söyledi. Bu dönemde atıkların radyoaktivitelerinin yüzde 98'inden fazlasını kaybettiğini vurgulayan Özgener, geriye sadece uzun yarı ömürlü radyoaktif maddeler kaldığını ifade etti. Özgener, bu maddelerin kademeli koruma mantığı çerçevesinde kurşun, beton ve korozyona dayalı kaplar içine konularak jeolojik açıdan kararlı bölgelerde yerin yaklaşık 1 km. altındaki beton zırhlı galerilerde saklanmaları gerektiğini belirtti.

'DÜNYADA 441 SANTRAL ÇALIŞIYOR'

Dünyada Ocak 2006 itibarıyla elektrik üretmek için 441 nükleer güç santralının çalıştığını söyleyen Özgener, 24 nükleer güç santralının inşaatının da devam ettiğini kaydetti. Özgener, nükleer reaktör inşaatlarının Hindistan, Çin, Rusya, Japonya gibi 21. yüzyılın lideri olmaya aday gösterilen ülkelerde devam ettiğine vurgu yaptı. Özgener şöyle devam etti: ''Batı blokunda gerek enerji isteminin önemli miktarda artmaması, gerekse Çernobil kazasının kamuoyunda yarattığı negatif imaj nedeniyle son dönemde yeni reaktör siparişi sınırlı kaldı. Finlandiya ve Romanya'da reaktör inşaatı sürüyor. Fransa ise 2007 yılı içinde yeni bir reaktör inşaatına başlamayı planlıyor. Pek çok çevre tarafından 21. yüzyıl 'Nükleer Rönesans çağı' olarak görülüyor.''     (CUMHURİYET, 01.05.2006)

 

Bandırma'ya rüzgâr santralı

Nükleer santral kurma çabaları devam ederken bir yandan da ağır aksak da olsa rüzgâr enerjisine yatırım yapılıyor. 4628 sayılı ''Elektrik Piyasası Yasası'' ve ''Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Yasa'' çerçevesinde serbest piyasa koşulları içerisinde faaliyet göstermek üzere gerçekleştirilmekte olan 30 megavat kurulu gücündeki ''Bandırma RES'' tesisinin bu ay içinde tamamlanması bekleniyor. Tesisin işletmeye geçmesiyle ülkenin rüzgâr enerjisine dayalı elektrik üretim tesisi kurulu gücü yaklaşık 20 megavattan 50 megavata ulaşacak. Söz konusu projeyle önemli yenilenebilir enerji kaynaklarından birisi olan rüzgâr enerjisinin değerlendirilmesi yönünde önemli bir adım daha atılmış olacak. Halen özel sektör tarafından rüzgâr santralı kurmak amacıyla Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'na (EPDK) yapılan çok sayıda başvuru bulunurken bunlara ilişkin değerlendirme çalışmaları da devam ediyor.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI - OLAĞAN GENEL KURULU! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMEK VE BİLİM İLE KURULACAK YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İÇİN: YAŞASIN 1 MAYIS!

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR (ENERJİGUNLUGU.NET)

EMO 49. ÇALIŞMA DÖNEMİ BAŞLADI

ENERJİ ALANI YÖNETİLEMİYOR (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 968


Tüm Basından Seçtiklerimiz

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.