MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

BÖLGESEL ENERJİ KRİZLERİ VE TÜRKİYE (BİRGÜN)


BASINDAN SEÇTİKLERİMİZ

ADEM ERDEM ERBAŞ / İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan iki ku-I tuplu dünya düzeni ve ardından Sovyetle-I rin dağılması, Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar gibi Türkiye'nin de içinde bulunduğu coğrafyada, ABD, Avrupa, Rusya ve Çin'in tutumları, önemli belirleyiciler haline gelmiştir.

Bölgesel güçler ve bölgelerarası rekabet giderek önem kazanmaya başlamıştır. Avrasya Bölgesi'nde yaşananlar temelde bu güç paylaşımı ve rekabetten başka bir şey değildir. Adriyatik'ten Çin Seddi'ne kadar olan bölgede güç dengelerinin değişmesi bölgedeki tüm eski meseleleri su yüzüne çıkarmıştır. Bosna ve Kosova'daki iç savaş, Irak'taki çatışmalar, Kafkasya'daki gelişmeler, Afganistan'daki sıkıntılar buna örnek olarak gösterilebilir. Güç dengelerinin arkasında yatan temel etkenin Basra Körfezi, Kafkasya ve Orta Asya'daki önemli petrol ve doğalgaz sahaları olduğu ise açıktır.

ENERJİ TEHDİT UNSURU

İşte tam bu dönemde İran'ın nükleer güç kullanma isteği uluslararası çevrelerde rahatsızlık yaratmıştır. İran'ın bu gücü barışçıl amaçla kullanacağını açıklaması da pek inandırıcı bulunmamış, başta ABD olmak üzere, bu gelişme büyük bir tehdit olarak algılanmıştır.

Yine Rusya'nın doğalgazı bir koz olarak kullanması ve zorlu kış şartları içinde kesintiye gitmesi, büyük bir uluslararası diplomatik hareketi doğurmuştur. Türkiye ise başta etlalenmediğini açıklasa da daha sonra işin hiç de göründüğü gibi olmadığı anlaşılmıştır. Pek çok büyük şirketin doğalgaz bağlantısı kesilmiştir. Bu tartışmalar hayatın her alanında doğalgaza ne kadar bağlı olduğumuz tartışmalarını da şiddetlendirmiştir.

Bush hükümeti halen Irak'ta kalmakta direnmekte ve milyarlarca dolarlık bir savaş bütçesini Kongre'den geçirmeye çalışmaktadır. Birçok karşıt gruba rağmen, ABD'nin Irak'ı bir tehdit olmaktan çıkarıp ülkeye demokrasiyi getirmeye çalıştığını iddia etmesi ise bugün tamamen inandırıcılığı yitirmiş ve konunun asıl nedeninin petrol kaynaklarını ve fiyatlarını kontrol etme çabası olduğu görüşü ağırlık kazanmıştır.

LOBİ FAALİYETLERİ SÜRÜYOR

Bu gelişmeler ışığında, içinde bulunduğumuz coğrafyada, PETROL, DOĞALGAZ ve NÜKLEER ENERJİ üçgeninde dönen büyük bir uluslararası diplomasi ve lobi faaliyeti yer almaktadır. Fakat bu üçgenin görünmeyen daha pek çok aktörü olduğu da unutulmamalıdır.

Bugün büyük devlet olabilmek için sadece stratejik değeri olan enerji kaynaklarına sahip olmak yetmemektedir. Önemli olan bu kaynaklara hâkim olabilmektir.

Türkiye böyle bir konjonktür içinde geleceğini aramaktadır. Geleceği, geleceğin teknolojilerini göz önüne alarak planlamak gerekir. Geçmişin riskli teknolojisi olan nükleer santralları da bu şekilde değerlendirmek gerekir. Türkiye uğruna milyonlarca dolar harcadığı enerji kaynaklarına olan talebi yönlendirmede yetersiz kalmaktadır. Tüm planlarda amaç "hızla artan talebe cevap vermek" şeklindedir. Oysa bugün gelinen nokta, var olan bir talebi karşılamanın yanı sıra talebi yönlendirmenin de gerekli olduğudur. Talebi yönlendirebilmek "Stratejik Planlama" nın bir özelliğidir.

DENGELİ BİR BÜYÜME

Ülkede dengeli bir sanayileşme ve kentleşme olgusu yaratılamadan ülkesel enerji taleplerini karşılamak ve yönlendirmek zordur. Örneğin ülkemizde yıllarca ulaşım politikaları karayolu ağırlıklı uygulanmaktadır. Karayolu petrol bağımlısıdır. Ülkemiz arz edilen petrolün yüzde 90'ını ithal etmektedir. Arz edilen petrolün yaklaşık yüzde 30'u karayolları tarafından tüketilmektedir. Bu nedenle karar vericilerin, petrol gibi savaşlara neden olan bir kaynağa bağlı olduklarının bilinciyle mi hareket ettikleri, yoksa bu tercihin arkasında başka güçlerin mi olduğu sorusu kamuoyunu daha uzun süre meşgul edecektir.

Ülkemizdeki tüm konut ısıtmasını ve elektrik üretimini doğalgaza bağlayan bir tercih yapılmıştır. Oysa ülkemizdeki jeoter-mal enerji gibi yerel, alternatif enerji kaynaklarının kullanıldığı bölge ve kent özeliklerinin göz ardı edilmesi nasıl açıklanabilir. Ülkemizin, rüzgâr enerjisi, jeotermal enerji, hidroelektrik enerji, fotovoltaik enerji, enerji bitkileri, biokütle enerjisi vb yenilenebilir enerji kaynakları bir an önce devreye sokulmalıdır. Bu konuda enerji fiyatları, vergiler ve teşvikler mutlaka yenilenebilir enerji kaynaklarını destekler nitelikte olmalıdır.



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR

1 MAYIS’TA ALANLARDAYIZ

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI - OLAĞAN GENEL KURULU! (ENERJİEKONOMİSİ.COM)

EMEK VE BİLİM İLE KURULACAK YENİ BİR TOPLUMSAL DÜZEN İÇİN: YAŞASIN 1 MAYIS!

EMO 49. OLAĞAN GENEL KURULU TOPLANIYOR (ENERJİGUNLUGU.NET)

EMO 49. ÇALIŞMA DÖNEMİ BAŞLADI

ENERJİ ALANI YÖNETİLEMİYOR (BİRGÜN)

Okunma Sayısı: 796


Tüm Basından Seçtiklerimiz

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.