Birgün Gazetesi yazarı Rıdvan Akar, 1 Nisan 2005 tarihli köşe yazısında TEDAŞ’daki kadrolaşma iddialarına yer verdi. Akar’ın “TEDAŞ kimin malı?” başlıklı makalesine yazımızın devamında ulaşabilirsiniz.
TEDAŞ kimin malı? Rıdvan Akar, Birgün, 1 Nisan 2005 Yaklaşık 8 yıl ekonomi muhabirliği yaptım. Çok şey öğrendim. Gazetelerin ekonomi sayfaları, ordulardaki kurmay başkanlıklarına benzer. Zira gazete yönetimleri, rakamlarla konuşan, yabancı kavramları telaffuz eden, mesleki formasyonları daha gelişkin olan bu servislerden çekinir. Deyim ‘cuk’ oturduğu için kullanacağım; “Bizim zamanımızda” ekonomi gazeteciliği henüz mali piyasalardan ibaret kabul edilmezdi. Halkın çıkarı, emekçinin sorunları sayfalara yansır, yolsuzluk/hortumculuk haberleri meslek ağabeylerim/ustalarım Necati Doğru ve Mustafa Sönmez’in ısrarcı fikri takibi ve tavizsiz duruşu ile manşet olurdu. Her ekonomi muhabirinin “mukayeseli üstünlük” alanı vardı. Benimkilerden biri de enerji sektörüydü. Bu piyasada olan hemen her şeyden bir şekilde haberim olurdu. Haber kaynaklarımın tesbiti için -o zamanlar adı TEK olan- kuruluşta sürek avları düzenlendiğini bizzat dönemin genel müdürü söylemişti. Sonraki yıllardaki televizyon gazeteciliğime karşın enerji sektörüyle ilgili haber akışı devam etti. Bugün sizlere Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş.’deki gelişmelerden söz edeceğim. Siyasetin istihdam kapısı, siyasal istismarın vazgeçilmez kuruluşlarından olan TEDAŞ’ın bu kuruluşunda garip şeyler oluyor. İddialar şöyle; Devlet memurlarının terfi ve yükselmeleri, ÖSYM tarafından yapılacak bir sınavı kazanma ve verilecek seminerlere katılma şartına bağlanmasına karşın, ilgili yönetmelikte bunun istisnası olarak da, özellik isteyen, teknik ve yasal açıdan zorunluluk bulunan, koruma güvenlik müdürlüğü, eğitim müdürlüğü, taşra işletme müdürlüğü gibi bir kaç müdürlükte sınav şartı konulmamış, buna karşılık, o görevin alt kadrolarında çalışma süresi, eğitim durumu vs. gibi bazı özel şartlar konulmuş. Sıra iddiada; Acaba Başkent Elektrik Dağıtım A.Ş. Genel Müdürü -astsubaylıktan emekli- Hasan Hüseyin Savaş da bu açıktan yararlanarak, Koruma güvenlik biriminde hiç çalışmamış olan, bu serviste bir saniye bile bulunmamış olan Personel Müdürü Rüştü Es, Kaçak Müdürü Ferhat Özkan, Ramazan Aktekinoğlu gibi bazı kişileri burada çalışmış gibi göstererek, sınavsız olarak asaleten kadrolarını almalarını sağladı mı? Teknik kadrolarda müdürlük alamayan kişileri sınavsız olarak müdür yapabilmek, kadroları işletme müdürü olmayan mühendis kökenli müdürlerin de ekstra tazminatlardan yararlanabilmeleri için, taşra işletmelerine hiç gitmedikleri halde kağıt üzerinde gitmiş gibi göstererek, Canan Özdemir, Necip Fazıl Bağ, Yavuz Yılmaz, Recep Katırcı gibi çalışanları asaleten işletme müdürü kadrosuna atadı mı? Hasan Hüseyin Savaş mali konulardan sorumlu tek sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olduğu dönemde onlarca tahsilat şefliğinin tasarruf amacıyla kapatılmasına imza atmış, bu yüzden Ankaralılar vezneler önündeki uzun kuyruklarda sıkıntılı günler geçirmişti. Kapatılan tahsilat şefliklerinden biri de kirası yaklaşık 6 milyar olan 5 katlı Ulus’taki binaydı. Ama ne olduysa Ulus’ta yeniden tahsilat şefliği kuruldu. Acaba şimdi aynı bölgede kiralanan iki odaya ödenen kira tutarı 7 milyar lirayı buluyor mu? Bu hesapsızlığın sorumlusu kim? Yanıtları mutlaka Sayın Hasan Hüseyin Savaş tarafından verilecek ve biz de bu köşede yayınlayacağız. Merak ediyoruz. Acaba TEDAŞ’ta başka neler oluyor? Kim kiminle akraba? Hangi siyasetçinin kardeşi nerede? Kim bakana yakın, kim AKP’ye? Biliyorum Birgün okuru “Eeee ne var bunda?” demez. Zira hortumun uzunu kısası olmaz.
|