 |
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, dün akşam Bakanlık'ta yaptığı toplantıda "Enerji Strateji Belgesi" adı altında enerji alanındaki yol haritasını, daha doğrusu özelleştirme planını açıkladı.
REFORM DİYE SUNULAN "ENERJİ STRATEJİSİ BELGESİ" DÜNYA BANKASI ONAYLI ÖZELLEŞTİRME BELGESİDİR!
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, dün akşam Bakanlık'ta yaptığı toplantıda "Enerji Strateji Belgesi" adı altında enerji alanındaki yol haritasını, daha doğrusu özelleştirme planını açıkladı.
Bakan'ın açıkladığı çalışma metni, uzunca bir süreden beri devletin ilgili kurumları ve Dünya Bankası arasında görüşülmekteydi. Alınan bilgilere göre açıklanan belge Bakanlık, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanmış, Yüksek Planlama Kurulu'nun onayından geçmiştir. Dünya Bankası da bu belgeyle birlikte 375 milyon dolar ekonomik reform kredisi verecektir. Strateji Belgesinin ana başlıkları; 1. Reformdan ve özelleştirmeden beklenen temel faydalar, 2. Özelleştirmede esas alınacak ilkeler, 3. Özelleştirmede uygulanacak kurallar, 4. Uygulama takvimi olarak belirlenmiştir. Reform değil, soygunun resmileştirilmesi Elektrik Mühendisleri Odası yıllardan beri, elektrik enerjisi alanının yapısı gereği doğal bir tekel olduğu, parçalanamayacağı, merkezi bir plan gerektirdiğini ve kamu hizmeti niteliğinin değiştirilemeyeceği görüşlerini savunmaktadır. Aksine yapılan uygulamalar, Türkiye Elektrik Kurumu'nun parçalanarak sektörün çok başlı bir hale getirmesi ülkemiz enerji sektörünü tam bir kaos içine itmiştir. Strateji belgesinin hazırlanması bile merkezi bir planlama ve karar mekanizmasının eksikliğini, bir koordinasyona ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Strateji belgesiyle ortaya konulan hiçbir şey yeni değildir. Söylenen tüm hususlar Enerji Piyasası Yasası Kanununda yeralmaktadır. Reform dedikleri şey, bu kanunun Dünya Bankası direktifleri doğrultusunda uygulanmasıdır ve özelleştirme belgesidir. Temel sorunlara çözüm getirilmiyor Elektrik enerjisi alanında bugün en temel sorun "mevcut sözleşmeler" sorunudur. Yani 1995'lerden itibaren imzalanmış olan Yap İşlet (Yİ) ve Yap İşlet Devret (YİD) sözleşmeleridir. Bu sözleşmeler ile fahiş elektrik fiyatları oluşmuş, uzun yıllara endeksli alım garantileri verilmiştir. Bu sözleşmelerin varlığı sebebiyle elektrik alanında rekabete açık, düşük maliyetli bir faaliyetin sağlanması mümkün değildir. Bu husus, ETKB, EPDK, Hazine tarafından çeşitli kereler ortaya konulmuştur. 2020 yılına kadar geçerliliği olan bu sözleşmelerle ilgili çözüm sağlanamadıktan sonra, strateji belgesiyle ortaya konulan düşük maliyetli, rekabete açık bir hizmetin sağlanması mümkün olmayacaktır. Özelleştirme sürecinde dikkate alınacak ilkeler başlığı altındaki hususlardan birisi, özelleştirme uygulanmalarında sadece gelire odaklı bir yaklaşım sergilenmeyeceği yaklaşımıdır. Bunun anlamı, daha önce İşletme Hakkı Devirlerinde (İHD), TÜPRAŞ örneğinde görüldüğü gibi, kamu varlıklarının maliyeti karşılanamayacak bir bedel ile özel şirketlere devredilmesidir. 4046 sayılı yasaya göre kamu varlıkları gerçek değeri üzerinden özelleştirilebilir Aksi br uygulama yasaya aykırı olacaktır. Özelleştirmelerin 4046 sayılı yasaya göre yapılabilmesi için, yapılacak özelleştirmenin ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinin azalmasını sağlaması gerekmektedir. Elektrikle ilgili faaliyet yürüten kamu şirketlerinin asli sorunu mevcut sözleşmelerle üstlendikleri yükümlülüklerin ağırlığıdır. Yİ-YİD ve İHD gibi özelleştirme yöntemleriyle kamu şirketleri ciddi mali sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Yasaya göre piyasayı yönlendiren, karar alıcı kurum EPDK'dır. Şimdi tüm bu kurumların biraraya gelip yasada bir takvim varken, ayrıca bir plan ve takvim oluşturması EPDK'nın işlevsizliğini ortaya koymaktadır. Temel sorunlar merkezi planlama ve karar mekanizmasının oluşturulması; teknik nedenlerden kaynaklanan elektrik kaybı ve kaçak elektrik kullanımı oranlarının asgari seviyelere indirilmesi ile mevcut sözleşmeler sorununun giderilmesidir. Bu belge temel sorunların hiçbirisine çözüm getirmeden reform yapma iddiasındadır. Aslında reform dedikleri özelleştirmedir ve Dünya Bankası direktifleri aynen uygulanmaktadır. Bu belgenin varlığı, son beş altı yılda kangren haline gelen sorun ve yolsuzlukları yaratan temel politikalara ilişkin bir zihniyet değişikliğinin asla gerçekleşmediğinin göstergesidir. Geçmiş hükümetlerin politikaları sonucu ortaya çıkan sorunlar Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından kabul edilmekte, eleştirilmekte ama aynı politikalar uygulanmaktadır. Hükümet, yerüstü ve yeraltı kamu değerlerini satmak ve özelleştirmek konusundaki cansiperane gayretlerine devam etme kararlılığındadır. Bu belge hazırlanmadığı ve karar bağlanamadığı için daha önce kredi alınamamakta, belge ortaya çıktığı için Dünya Bankası'ndan kredi alınabilmektedir. Kılavuzu Dünya Bankası ve IMF olanın sonu kaostur, bataktır, yoksulluk ve işsizliktir. Enerji gibi stratejik ve toplum yaşamının sürmesinde en temel etken olan, kullanımı insanlık hakkı olan bir alanın, tek güdüsü kâr olan sermayeye devredilmesinin sonuçlarını yıllardır yaşıyoruz ve anlaşılan uzun yıllar yaşamaya devam edeceğiz. Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu 19 Mart 2004
|
 |
|