BASIN AÇIKLAMASI

 
Eğitim-Sen'in 25 -26 Kasım 2005 tarihlerinde gerçekleştirdiği "Büyük Eğitimci Yürüyüşü" nedeniyle aralarında KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul'un da bulunduğu 22 sendikacıya Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet ve "polise mukavemet" iddialarıyla açılan dava, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki engelleri bir kez daha gündeme getirdi.
 

Eğitim ve Bilim Emekçileri alanında örgütlü Eğitim-Sen‘in 2005 yılında "24 Kasım Öğretmenler Günü" nedeniyle yapacağı basın açıklaması keyfi olarak engellenmiştir. Hükümet, şehir dışından gelen sendika üyelerinin şehre girmelerine izin vermemiş ve basın açıklamasına katılmak için bekleyen sendika üyelerine gaz bombalarıyla, coplarla saldırı emrini vermiştir.

Günboyu sendikanın Ziya Gökalp Caddesi‘nde bulunan binası önünde bekletilen ve basın açıklaması yapmaları engellenen binlerce eğitim emekçisi ve onlara destek veren sendika yöneticileri hakkında, bir de dava açılması yeni bir ‘demokrasi ayıbı‘ olarak ülke tarihindeki yerini aldı.

Dava sonucunda, KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, Yapı-Yol Sen Genel Başkanı Bedri Tekin, SES Genel Başkanı Köksal Aydın, Eğitim Sen Genel Başkanı Aladdin Dinçer, BTS eski Genel Başkanı Fehmi Kütan, BES eski Genel Başkanı Bülent Kaya, Eğitim Sen Genel Sekreteri Emirali Şimşek, SES Genel Sekreteri Erkan Sümer, Eğitim Sen Ankara 2 No‘lu Şube Başkanı Özgür Bozdoğan, Eğitim Sen Ankara 1 No‘lu Şube Başkanı Abdullah Çiftçi ve BES Ankara 1 No‘lu Şube Başkanı Murat Kahraman hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezası ve 407 YTL para cezası verildi.

Öte yandan basın açıklamasını engelleyerek, altısı ağır olmak üzere yirmi sendika üyesini yaralayan ve hukuka aykırı şekilde aşırı güç uygulayan güvenlik görevlileri ve onlara emir veren idareciler hakkındaki yapılan şikayetlerin işleme dahi konmaması dikkat çekicidir.

En önemli toplumsal muhalefet örgütlerinden biri olarak, toplumsal mücadeleler tarihinde yerini alan KESK‘in ‘alanlara çıkma‘ özgürlüğü, bizzat KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul‘un cezalandırılması ile engellenmeye çalışılmaktadır. İşçilerin, memurların demokratik hak arama mücadeleleri, Emniyet‘in panzerlerle kapattığı Ziya Gökalp Caddesi‘nde trafiğin engellenmesi sorunu çerçevesinde değerlendirilemez. Ülkemizin, en büyük sendika konfederasyonlarından birinin yöneticilerini cezaevine ‘uğurlama‘ utancı ile karşı karşıya bırakılmasına, sessiz kalınması mümkün değildir.

KESK‘e yönelik baskı ve yasaklamalara rağmen, kamu çalışanlarının ekonomik, demokratik ve özlük hakları için mücadele ettiği unutulmamalıdır. Kamuda çalışan binlerce mühendisin, mimarın ve şehir plancısının da üye olduğu, ortak üyelerimizin bulunduğu KESK‘e ve bağlı sendikalara alanlara çıkmaması için gözdağı verilmesini, kınıyoruz. Elektrik Mühendisleri Odası, üreten, demokratikleşen Türkiye mücadelesinde KESK ve diğer emek, demokrasi güçleriyle omuz omuza olma kararlılığını kamuoyu ile paylaşmaktadır.

Duyarlı kamuoyunu, KESK‘in mücadelesine destek olmaya çağırıyoruz.

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI
40. DÖNEM YÖNETİM KURULU
07 Nisan 2007