· ŞUBE Giriş Sayfası

 ANKARA ŞUBE

 
Şube Kapsamındaki İller:

 AFYONKARAHİSAR   ANKARA   ÇANKIRI   ERZİNCAN   ERZURUM   KASTAMONU   KAYSERİ   KIRŞEHİR   KONYA   NEVŞEHİR   SİVAS   TOKAT   YOZGAT   AKSARAY   KIRIKKALE 
 

EMO Ankara Şubesi
Haber Bülteni
SAYI: 2025.1

Tüm Sayılar

 
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in gazete ve televizyon haberlerinde sık sık EMO’yu “ideolojik” davranmakla suçlaması ve doğalgaz sayaçlarında EMO’nun görevlendirdiği bilirkişiye yönelik saldırıları EMO Genel Başkanı Musa Çeçen ve EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş tarafından düzenlenen bir basın toplantısı ile yanıtlandı. EMO Ankara Şubesi Cihan Kayıket Eğitim Merkezi Toplantı Salonu’nda 20 Aralık 2008 Cumartesi günü yapılan geniş katılımlı basın toplantısına, EMO Genel Başkanı Musa Çeçen, EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş ve doğalgaz sayaçları konusunda EMO adına bilirkişilik yapan Haşim Aydıncak katıldı.
 

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan EMO Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Pektaş, son günlerde yapılan tartışmalarda ve düellolarda EMO‘ya yönelik olarak yöneltilen suçlamalara değinerek şunları söyledi, "Son  günlerde yapılan bazı tartışmaların içinde Odamızın yer alması ve bu tartışmalarda cevap hakkının doğduğunu düşünerek bu toplantıyı düzenledik. Bu tartışmalar içinde Odamızın adı geçerken hep tırnak içinde söylüyorum "ideolojik davranıyorlar" suçlaması getirildi. İdeolojinin ne olduğunu ben sizlerle paylaşıp, hemen peşinden sözü Genel Başkanımıza bırakmak istiyorum.

İdeoloji vikipedia‘da şu şekilde geçiyor. Tanımlardan birisi; ‘siyasal ya da toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir toplumsal sınıfın davranışlarına yön veren politik, hukuksal, bilimsel, felsefi, dinsel, moral, estetik düşünceler bütünü.‘ Yani ortada bir düşünce varsa buna ideoloji deniyor. EMO‘nun da bir düşüncesi vardır, olmaya da devam edecektir. Bunun da bir suç olduğunu düşünmüyoruz. Bundan sonra da düşünmeyeceğiz."

"Belediye Başkanı bilirkişilik kavramına saldırıyor"

Ramazan Pektaş‘ın konuşmasının ardından söz alan EMO Genel Başkanı Musa Çeçen, CMK‘da yer alan bilirkişi yeminini okuyarak konuşmasına başladı. Musa Çeçen şunları söyledi, " Bilirkişi yemini aynen şu şekilde düzenlenmiş, ‘Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak tarafsızlıkla yerime getireceğime namusum ve vicdanım üzerine yemin ederim.‘

Bu niçin çok önemli? Çünkü bilirkişi adıyla, tanımıyla bu göreve atanan ister mühendis, ister doktor, ister mali konulardaki uzmanlar ve diğer kişiler, hukuksal süreç içinde kendisinden destek istenmesi halinde bu yemini eder ve bilirkişi yemini altına  girdikten itibaren örgütsel, dostluk, akrabalık, arkadaşlık ve her türlü bağın sınırlarından dışarı çıkarak kendi özgün bilgisiyle, birikimiyle adalet duygusunun yerine getirilmesi anlamında kendisini yasaların, kanunun ve yargının emrine tahsis eder.  Ve bu çok önemli bir şeydir. Yemin altına girerek bilirkişilik  görevini sürdürmek. Bunu niçin özellikle vurguluyorum. Çünkü Ankara‘nın emanet edildiği şehremini olarak tanımlanan kişi, son dönemde yaptığı açıklamalarında bu bilirkişilik kavramını çok uluorta tartıştığı ve bu yönüyle de aslında bu bilirkişilik kavramını biraz tavsattığı ve bu kavrama yönelik saldırıda bulunduğunu, ulu orta konuştuğunun altını özellikle çizmek istiyorum." İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin EMO‘dan resmi bir yazı ile istediği bilirkişinin EMO tarafından görevlendirildiğini ve bilirkişilik yemini eden üyenin  bir rapor hazırladığını vurgulayan Musa Çeçen şöyle konuştu;  "Sayın Gökçek‘in profesörlerin, akademisyenlerin raporlarıyla bu raporu çürüttüğünü iddia ettiği rapor ise kendisine bağlı bir Genel Müdürlüğün talebi üzerine sipariş edilen bir rapor olduğu ve bilirkişi raporu çerçevesi içermediği, bir yemin altında hazırlanan bir rapor olmadığını da bu anlamıyla sizlerin bilgilerine sunuyorum. Bu raporun talep edilmesine dair yazı da elimizde. EGO Genel Müdürü İhsan Fincan imzası taşıyan yazıda aynen şöyle deniliyor, ‘Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi Dekanlığı, Kuruluşumuz tarafından Ankara doğalgaz abonelerimizin bir bölümünde ön ödemeli elektronik kartlı doğalgaz sayacı kullanılmaktadır. Ancak; söz konusu sayaçlarla ilgili olarak İç İşleri Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı‘na bağlı müfettişler tarafından bilirkişi makine mühendisi Turgut Aslanoğlu ile yine bilirkişi Haşim Aydıncak‘a tanzim ettirilmiş iki adet bilirkişi raporu mevcut bulunmaktadır. Mevcut bilirkişi raporunda söz konusu sayaçların teknik özellikleri hakkında muhtelif menfi iddialar bulunmaktadır. Bu nedenle; kullanmakta olduğumuz sayaçların tüm özelliklerinin Kuruluşunun tarafından inceletilmesi ile sayaçların bu gayeye uygun olup olmadığının, teknolojilerinin yeterli olup olmadığının tespitini ve tarafımıza iletilmesini arz ederim.‘

Gökçek‘in ‘bizi akladı‘ dediği raporun sipariş edildiği belge de buradadır. Bu raporu hazırlayanların raporu hazırlarken hangi esaslara göre davrandıklarının, hangi bilimsel etik kaygılarla raporu hazırladıkları konusunu asla değerlendirmeyeceğim, bunu sizlerin ve kamuoyunun değerlendirmesine bırakıyorum. Sadece bilimin, bilimsel etiğin, gerçeğin yerine getirilmesi, halkın bu tür bilirkişilik ve adalete yansımış konularda adalet duygusunun da karşılanması konusunda toplumsal beklentileri bilim insanı etiği ve kuralları çerçevesinde buna uygun olarak hazırlanması konusunda beklentilerimiz olduğunu burada bir kez daha vurgulamak istiyorum."

Bilirkişi hizmeti yürüten üyemizin yemin altında yazdığı bilirkişi raporunu 10 yıl önce ilgili yerlere sunduğunu anlatan Musa Çeçen sözlerini şöyle sürdürdü, " Sayın Gökçek‘in iddia ettiği gibi bizim bu sürece farklı bir açıdan,   onun tırnak içinde ifade ettiği bir ideolojik karşıtlık yaklaşımıyla da yaklaşma ihtiyacı hiçbir zaman duymadığımız için mahkemenin daha sonraki süreçleri hakkında ne olup bittiğini bilmiyoruz. Ancak şöyle bir ihtimalin olduğu hepimizce biliniyor, bu aklama, tırnak içinde aklama mıdır, değil midir, o konuda da fazla bir bilgimiz olmadığı için başka bir bilirkişi raporu olma ihtimali de var. Dolayısıyla bu konunun da incelenmesi önümüzdeki süreçlerde mümkün olacaktır."

Musa Çeçen, Gökçek tarafından EMO‘ya yönelik sözlerin hukukçular tarafından incelendiğini, suç tespit edilmesi durumunda Gökçek hakkında yasal girişimlerin başlatılacağını söyledi.

"Ben raporumla konuşurum"

İçişleri Bakanlığı‘nın isteği üzerine EMO tarafından bilirkişilik görevine atanan Haşim Aydıncak da yaptığı değerlendirmede, bilirkişi olarak bu konuyla ilgili söylenmesi gereken her şeyi raporunda söylediğini belirterek "Raporumla konuşurum" dedi. Raporun 10 yıldan beri ortada olduğunu rapordaki bilimsel teknik gerçeklerin bugüne kadar sağlıklı bir çalışma ile çürütülemediğini vurgulayan Haşim Aydıncak şunları söyledi, " Ne yazık ki yanıltıcı bir takım spekülatif tartışmalara çekilmek isteniyoruz. Bu kapsamda başkanın da belirttiği gibi Savcılığa suç duyurusunda bulunmak için de birtakım şeylerle de karşılaştık. O anlamda da biz bilirkişi olarak gereken şeyleri yaptığımızı ve raporumuzun arkasında olduğumuzu belirtmiştik. O anlamda rapor o günün koşullarında soruşturma konusu olan olaylarla ilgili olarak bütün gerçekleri yansıtmaktadır. Ama söylendiği gibi bu arada bir takım spekülasyonlar yapılarak özellikle Melih Gökçek ve yandaşları tarafından bir tartışma zeminine çekilmek istenmekteyiz ve bu raporun içerdiği teknik gerçekler çürütülemediği için de bizlerin taraf olduğu, hasım tutum içinde olduğumuz, ideolojik davrandığımız, tetikçilik yaptığımız gibi birtakım değerlendirmelerin, provokatif tartışmalar zeminine çekerek, o noktada bir yıpratıcı süreç ve raporun etkisini kırmaya yönelik bir çaba söz konusu olmuştur."

"Siparişle rapor alındı"

Konuyla ilgili suskunluklarının bu konuda saptanan gerçeklerin yok olduğu anlamına gelmediğini özellikle vurgulayan Haşim Aydıncak, kendileri tarafından düzenlenen raporun her şeyi yeterince belirttiğini kaydederek şunları söyledi, " Bu konuda ilginç olan bir şey var. Başkanın belirttiği gibi bir yargılama süreci var, o yargılama sürecinde biz hasmane tutum içerisinde olmadığımız için izleme gereği de duymadık. Yargıya intikal etmiş bir konudur. İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin raporları burada. Yalnız ilginç olan bir şey var, bu yargılama Haziran 1999‘da başlıyor ve 2001 Eylül‘ünde de beraatla sonuçlanıyor. O konuda Melih Gökçek‘in yaptığı bir açıklama var. Yapılan açıklamada Gazi Üniversitesi‘nin değinilen raporuyla beraat edildiğini ileri sürüyor. Oysa bu rapor mahkeme sürecinin dışında, yargılama süreci devam ediyorken, siparişle alınmış bir rapor ve rapor yargılama konusu olan olayları ve ihaleleri değerlendirmeye yönelik bir rapor da değil. Sadece bizlerin düzenlemiş olduğu bilirkişi raporunun kritik edilmesi isteniyor ve sayaçların, kullanmakta olunan sayaçlarının teknik koşullara uygun olup olmadığının denetlenmesini istiyor. Ama ilginç olan bir şey var. Bizim inceleme konusu yaptığımız sayaç ihalelerinde ilgili firmaya 80 milyon dolarlık iş verilmiş durumda. 80 milyon dolarlık iş verildikten sonra gerçekten mükemmel sayaçlar üretilecek düzeye gelinmiş durumda. Ama ilk alınan 10 bin sayaç bir prototip niteliğinde olan bir sayaç ve nitekim 10 bin artı yüzde 30 artırımıyla 13 bin olan bu sayaç, hemen akabinde yapılan ihaleler kapsamında bütünüyle sökülüp değiştirilmiş, yok edilmiştir. Bütün bu gerçekler ortadayken bunların dışında bir takım insanları görevlendirip bu sayaçlar nasıldır diye, 2000 yılında rapor alıyor olmak bu gerçekleri, ihale döneminde yapılan gerçekleri, bütün şeyleri bir firmaya yönlendirilmesindeki ihalede yapılan manevraları ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle iddia edildiği gibi bizim raporumuz ideolojik, taraflı, hasmane bir rapor değildir. Teknik, bilimsel ölçütlere, objektif ölçütlere dayalı bir rapordur. Onu belirtmek istiyorum. Bu bilgiler ışığında da bakıldığında biz çok ilgilenmedik, ama söz konusu yargılama sürecine ilişkin gerek Alfagas, gerekse de Melih Gökçek tarafından kamuoyuna aktarılan bilgilerin de gerçekleri yansıtmadığı, onun dışında bir takım boyutları olduğu da bir gerçektir. Tabii insanlar beraat etmiş olabilir. Çünkü ilgili firma Alfagas‘ın dün yaptığı basın açıklamasında aynen şey diyor. ‘İddialardan başka delil bulunmadığı için beraatla sonuçlandı‘ deniliyor. Nasıl bir delil bulunmaz onu anlamak zor. Çünkü biz kendi bilirkişilik incelememiz kapsamında yaptığımız incelemelerde bize aktarılan belgeler bunlar ve bunun üstünde herhalde birkaç sayfa da mahkeme sürecinde gelmiş olmalı. Bu belgeler ışığında yapılmış incelemedir. Belge olmadığından diye bir kavramı da gerçekten şüphe ile karşılıyorum."

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI BASIN TOPLANTISI METNİ AŞAĞIDA YER ALMAKTADIR

Ankara halkından fazla doğalgaz parası tahsil ettiği Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) kararıyla belgelenen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu ile katıldığı tartışma programında; yerel seçimler öncesinde kendisini kurtarabilmek için, aralarında Elektrik Mühendisleri Odası‘nın da yer aldığı kişi ve kurumlara saldırmayı tercih etmiştir. EGO çalışanları hakkında açılan bir soruşturmada devletin denetim birimlerinin talebi üzerine Elektrik Mühendisleri Odası ve Makina Mühendisleri Odası üyesi olan bilirkişiler tarafından hazırlanan raporu konu ederek, Odamızı tetikçilikle suçlamıştır. Bu programın ardından katıldığı yayınlarda suçlamalarını daha da genişleterek, Odamızın belediyeye karşı ideolojik bir tavır içinde olduğunu söylemiştir. Bu çirkin ve yakışıksız ifadeler, Gökçek ve mensubu olduğu partinin yönetim anlayışının bir ifadesidir.

Gökçek‘in üslubu muhatap alınamayacak kadar çirkin olmasına karşın EMO açısından kamuoyunu bilgilendirme zorunluluğu doğmuştur.

Elektrik Mühendisleri Odası, Anayasa‘nın 135. maddesi ve 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yasası hükümlerine göre kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. Ülkemizin en önemli mühendislik disiplinleri arasında yer alan elektrik, elektronik, bilgisayar ve biyomedikal mühendislerinin üye olduğu EMO, yargı gözetimi altında yapılan seçimlerle belirlenen yönetim organlarına sahip, demokratik kitle örgütüdür.

Uzmanlık alanını oluşturan konularda, yargı organlarına da yardımcı olması EMO‘nun yasal görevleri arasındadır. Birçok alanda TMMOB‘a bağlı diğer Odalarla birlikte, resmi bilirkişi listeleri oluşturma görevi EMO‘ya da verilmiştir. EMO, listeyle belirlediği bilirkişiler haricinde, denetim birimlerinin ve yargının talebi üzerine konusunda uzman olan üyelerinden bilirkişi isimleri bildirmektedir. Bilirkişilerin hazırladıkları raporlar, Oda görüşlerini değil, bilirkişinin mesleki ve hukuki sorumlulukla yaptığı tespitleri içerir. Bilirkişilerin düzenledikleri raporlara da Odamız tarafından herhangi bir müdahalenin yapılması söz konusu dahi olamaz.

EMO, bilirkişilik yapacak olan üyelerine eğitimler vererek; mevzuat, bilim ve teknik alanındaki gelişmeler konusunda mühendislerimizin mesleki alanda gelişimini artıracak çalışmalar da yürütmektedir. Bilirkişi raporları konusunda herhangi bir şikayet olması durumunda da Odamızın meslek ilkeleri ve etiği açısından inceleme yapma yetkisi bulunmaktadır. Bugüne kadar Melih Gökçek ya da konuyla ilgili yargılandığı söylenen kişiler tarafından hiçbir başvuruda bulunulmamış, yıllar sonra bir televizyon programında ayak üstü böyle bir iddiada bulunulmuştur. Ülkenin Başkenti‘nde yönetim merciinde bulunan bir kişinin bilirkişilik kurumunu ve bu ülkenin iyi yetişmiş mühendislerinin örgütlü olduğu Odayı hedef alan ifadeleri, tartışmadaki muhatabının soruları karşısında nasıl bir hezeyana kapılmış olduğunun göstergesidir.

EMO, kendisine yasalarla verilmiş olan görevleri bugüne kadar kamu yararı çerçevesinde yerine getirmiş, getirmeye de devam edecektir. Melih Gökçek, televizyon programında kamu yararı anlayışından ne kadar uzak olduğunu da, vatandaştan fazladan aldığı sayaç paralarıyla yatırım yaptığı, yine kullanılmadan önce doğalgaz bedeli tahsilatı yaparak bu parayı bankalarda değerlendirdiğini söyleyerek göstermiştir. Böyle bir anlayışa sahip kişi ve kurumların ne EMO‘yu, ne EMO üyelerini, ne de bilirkişilik hizmetini sorgulamaya hakkı vardır.

İçişleri Bakanlığı‘nın 27 Mayıs 1998 tarihinde EMO‘dan bilirkişi talep etmesi üzerine görevlendirilen mühendis arkadaşımız yeminli bilirkişi olarak, EGO Genel Müdürlüğü ve üretici şirketin fabrikasında incelemeler yaparak, raporunu 22 Eylül 1998 tarihinde sunmuştur. Melih Gökçek, mahkeme sürecinde Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi‘nden istenen bilirkişi raporuyla, EMO‘nun hazırladığı bilirkişi raporunun kasıtlı olduğunun belirlendiğini ve kendi yaptıkları ihalelerin aklandığına ilişkin söylemleriyle halkı kandırmaktadır. Söz konusu rapor, mahkeme tarafından talep edilmediği gibi, ihaleye ilişkin incelemenin yapıldığı bilirkişi raporu da değildir. Gökçek‘in Habertürk Kanalı‘nda da alıntı yaparak okuduğu bu rapor, bizzat EGO Genel Müdürlüğü tarafından 25 Şubat 2000 tarihinde talep edilmiş, sipariş bir rapordur. Üstelik 24 Mart 2000 tarihli bu raporun "...tarafından hazırlanan bilirkişi raporları hakkında inceleme komisyonunun görüşü" şeklindeki başlığı dahi yapılan incelemenin ihale ile ilgili değil, bilirkişi raporunun incelettirilmesine ilişkin olduğunu göstermektedir.

Melih Gökçek o dönemde de basın yayın organlarında bilirkişilere yönelik suçlamalarda bulunmuş, ancak suçlamalara maruz kalan bilirkişiler hakkında 19 Kasım 1998 tarihinde yaptıkları suç duyurusunda savcılık tarafından takipsizlik kararı alınmıştır.

Kendisini eleştiren herkesi düşman görmeyi ve ideolojik davranmakla suçlamayı alışkanlık haline getirmiş olan bu kişinin, konuları saptırmak amacıyla EMO‘ya karşı kullandığı sözlerin Odamızın saygınlığına herhangi bir gölge düşürmeyeceği açıktır.

Musa ÇEÇEN

ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI

41. DÖNEM YÖNETİM KURULU BAŞKANI

20.12.2008

Fotoğraflar