 |
Abbas Güçlü ile Genç Bakış‘ın 03 Mart Çarşamba günü Gaziantep Ünversitesi‘nden yayınlanan bölümüne Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Hilmi Güler, Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Musa Çeçen ve Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Pamir konuk oldu. Dünyanın gıdadan sonraki en önemli gündemi "enerji" nin tartışıldığı programda Hilmi Güler‘in açıklamaları öğrenciler tarafından kimi zaman alkışlarla kimi zaman protestolarla karşılandı. Sabahın ilk ışıklarına dek devam eden programda Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencilerinin yaptığı "Hidrofıstık" isimli hidrojenli araba ve "rüzgar paneli" renkli görüntüler oluşturdu. İşte programdan satırbaşları; Hilmi Güler - Enerji ve Tabii Kaynaklar Eski Bakanı Karadeniz‘de 40 yıl yetecek petrol ve doğalgaz var - Türkiye‘nin enerji politikası yok demek insafsızlıktır. - 2002‘de Türkiye Bulgaristan‘dan elektrik alıyor ve elektrik kesintileri yaşıyorduk. Biz geldik ve Bulgaristan‘dan elektrik alımını kestik. Şimdi biz bazı ülkelere enerji ihraç eder hale geldik. - Adana-Ceyhan‘ı enerji merkezi yapıyoruz. Dünya enerji merkezi Rotterdam‘dan Ceyhan‘a kayıyor. - 6 yıl boyunca o dalgalı Karadeniz‘de sismik tarama yaptık ve petrol tespit ettik. Şu anda da sondaj yapılıyor. 40 yıl boyunca yetecek kadar petrol ve doğalgaz var. - 56 bin megawatlık doğalgaz santraline eşdeğer güneş enerjisi potansiyelimiz var. - Türkiye‘nin 8,4 milyar ton linyit potansiyeli vardı. Biz buna 4,5 milyar ton daha ekledik. Bu yaklaşık 90 milyar dolarlık bir zenginlik demek. - Eskiden sular boşa akıyor hatta; "Su akar Türk bakar" deniyordu. 1600 ırmak boşa akarken şimdi elektrik üretilmeye başlandı. Dört Keban Barajı kadar elektrik üretilebiliyor. Yeraltında yatan kömürlerle üşüyen elleri ısıttık - Kömür Türkiye‘de hakkı yenen bir ürün. Halbuki bizim kömürümüz petrolümüz demek. O yüzden biz çalışmalar yaptık yer altında boşa duran kömürleri çıkarttık. 8.5 milyon tonunu da vatandaşlarımıza dağıttık. Üşüyen elleri ısıttık. - 80 yılda 100 ürettiğimiz elektiriğe 100 dersek, 6.5 yılda 160 ürettik. Bu çok önemli bir rakam. Şehirlerin silüeti ortaya çıktı. Eskiden şehirlerimiz karanlıktı. - Dünya bizim bir enerji devi olma yolunda ilerleyişimizi takdir ile izliyor. Ama içeride böyle bakılmıyor. Fakat Türkiyesiz bir enerji denklemi çözülemez. Karanlığa küfredeceğinize bir mum yakmalısınız. Mutlaka nükleer enerjiye geçeceğiz - Bugün dünyada 441 nükleer santral çalışıyor. Herhalde bunları çalıştıranlar enayi değil. - Nükleer atık ekonomik değeri olan bir madde. Buna talip olan, almak için bizimle anlaşma yapmayı bekleyen ülkeler var. - İleri gitmek isteyen her ülke nükleer enerjiye geçmek zorunda. Biz de nükleer enerji ile ilgili çalışmalar yaptık ama devlet üretmesin diye baskılar oldu. Devlet ve özel sektör yapsın dedik o da olmadı ama mutlaka nükleer enerjiye geçilecek. Yani nükleer tercih değil mecburiyet. - Nükleer enerji çevre düşmanı değil, çevre dostu. Doğalgaz bile yandığında havayı kirletiyor. Nükleerin böyle bir durumu yok. Küresel ısınmaya da çare olacak. - Şu anda ABD ve İngiltere "nükleer rönesans" diye yeni bir döneme giriyor. Greenpeace‘nin en önemli kurucu liderlerinden birisi de nükleer enerji yatırımları yapıyor. Yeni dönem hidrojen dönemi - Yeni dönem hidrojen dönemi olacak. Güneşi ve rüzgarı olan her ülke hidrojen üretebilir. O zaman petrol savaşları da olmaz. Bu teknolojiye geçmek yaklaşık 15 yıl sürecek. Şu an Türkiye hidrojen teknolojisindeki yarışmada diğer ülkelerle aynı kulvarda koşuyor. - Türkiye boru hammadde olarak satmıyor. Şu an dünya piyasasında bor konusunda Türkiye ikinci durumda, birsürü firmayı batırdık. Çok özel çalışmalar yapılıyor. Borlu çimento ürettik . Yolların borlu betonla döşenme projesi var. Asfalt yollar 2 yılda bir değişirken borlu çimentoyla yapılan yollar 20 yıl dayanıyor. - Güneş enerjisi Türkiye‘nin önemli projelerinden biri ama maalesef bu projeler baltalanıyor. Her konunun ayrı bir lobisi, karşıt grubu var. Rüzgar enerjisini bile iki senede çıkarttık. Güneş enerjisi hala bekliyor. Nükleer de öyle. - Toryumun fiyatı konusunda efsaneler dolaşıyor. Ama bunlar yanlış hesaplanmış rakamlar. Toryumun avantajlarını biliyoruz, çalışmalar yapıyoruz. Fakat şu an uranyum ucuz olduğu için daha çok tercih ediliyor. - MTA Sinop-Ecemiş‘te 3 senedir çalışma yapıyor. Ecemiş fayının Sinop‘taki nükleer santral ile alakası olmadığını açıklandı. Akkuyu için de aynı şey geçerli herhangi bir fay sorunu yok. Olsa önce ben karşı çıkarım. Ben de çoluk çocuğumla bu ülkede yaşıyorum. Ekmeğe para veriyorsan elektriği de vereceksin - Bazı illerde elektrik yok diyorlar. Türkiye‘nin her ilinde elektrik var. Parası ödenmemiş kesilmiştir. Ekmeğe para veriyorlarsa elektriğe de verecekler. - Kaçak enerji yüzde 25‘ten yüzde 13‘e indi. Bu önemli bir düşüş. Bu oranın yüzde 6‘lık bir kısmı da hırsızlık ve bununla mücadele sürüyor. - Ben göreve geldiğimde asgari ücretin yüzde 20‘si enerjiye gidiyordu, bıraktığımda ise bu oran yüzde 7 idi. Enerji pahalı mı ucuz mu siz karar verin. - 120 bin kilometre elektrik hattı, 60 bin trafo yapıldı. Alınan vergiler buralara gitti. - Jeotermalde potansiyel bakımından Avrupa birincisiyiz. - Biz Rusya ve İran ile yapılan anlaşmaları tekrar masaya yatırdık. Al-ya da öde miktarını 40 milyar metreküp aşağı çektik. Bu nedenle doğalgaza hızlı bir geçiş oldu. 65 ilde doğalgaza geçildi. Çünkü buı gazı almak durumundasınız. Biz de bunu değerlendirdik. Çünkü Anayasa değişir ama uluslararası anlaşmalar değişmez. Hasankeyf yıllardır oradayken neredeydiniz? - Munzur ideolojik boyutta ele alındı. Hasankeyf de öyle. Ne Munzur‘a, ne Hasankeyf‘e bir zarar gelmeyecek. Ilısu Projesi‘nde de öyle. Orada da sadece bazı inler belki su altında kalacak. Biz inancımız gereği de çevreye saygılıyız. Ama bizim oralara götüreceğimiz zenginlik bazılarını rahatsız ediyor. Biz oralara yatırım, zenginlik götürelim diyoruz, protesto ediliyor. Peki Hasankeyf yıllardır oradayken, siz neredeydiniz? - Elektrik Mühendisleri Odası, Mühendisler Odası kaç yıldır bu ülkede görev yapıyor, bu rüzgar eserken, kömür yeraltında yatarken ve bu doğalgaz anlaşmaları imzalanırken neredeydiler? Ne oldu da şimdi Türkiye yerli kaynaklarına döner, herkes AR-GE konuşur oldu? Kullanmadığımız doğalgaza para ödüyoruz Necdet Pamir - Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi - Petrol, doğalgaz ve kömür bugün dünya enerji tüketiminin yüzde 88‘ini karşılıyor ve tahminlere göre 2030‘a kadar bu egemenlik sürecek. Fakat buna karşın kaynaklar çok sınırlı. - Türkiye yanlış politikalarla çok yüksek oranda petrol ve doğalgaza bağımlı hale geldi. Bugün Türkiye tükettiği enerjinin yüzde 31.5‘ini petrol, yüzde 31.5‘ini de doğalgazdan karşılıyor. Sadece bu iki kalemin 2008 faturası 44.8 milyar dolar. - Bize ezberletildiği gibi kaynaklarımız yetersiz değil. Türkiye‘nin petrol ve doğalgazı aranmadı. - Bugün dünyada nükleerin enerji üretimindeki payı yüzde 15. 2030 tahminleri ise yüzde 10. Atık maliyeti ve nihai atık meselesi gibi sebeplerden dolayı bu oran düşüyor. - Yeterli altyapı ve bilgilendirme yapılmadan Rusya ile paket anlaşmalar yapıyoruz deyip bazı şirketlerin çıkarlarına hizmet ediyorsanız biz bunlara karşı çıkarız. - Önceki dönemlerde doğalgaz talep tahminleri bazı doğalgaz santrallerini kaçınılmaz kılmak için fazla gösterildi. Mesela 90‘ların sonunda 2010 yılı için yapılan tahmin 55 milyar metreküptü. 2009‘da 24 milyar metreküp tükettik. Bu fark hata filan değil, kasıt. Ayrıca tüketemediğimiz fazla gazın parasını da İran‘a, Rusya‘ya ödemek zorundayız. Türkiye‘nin kendi kaynaklarını kullanamamasının bir sebebi budur. - Doğalgaz ile çalışan santrallerle satın alma garantili anlaşmalar imzalandı. Doğalgaz ile çalışan yap-işlet-devret santrallerine yapılan fazla ödeme nedeniyle 2007‘ye kadar devletin uğradığı zarar 2.4 milyar dolar. - Odalara haksızlık edilmesin. Doğal kaynaklaırmızın kullanılması konusunda çok mücadele ediyorlar. - Türkiye‘yi kemiren kadrolaşma domuz gribinden daha tehlikeli. Bu değişmezse Türkiye‘nin önü aydınlık değil. Önce doğal kaynaklar sonra nükleer enerji Musa Çeçen - Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı - Türkiye‘nin bir enerji politikası var ama kamu yararı ekseninde değil. - 2009 yılında Türkiye‘nin elektrik üretiminin yüzde 48.4‘ü doğalgazdan, toplamda ise elektrik üretiminin yüzde 58.4‘ü dış kaynaklardan sağlandı. - Al ya da öde anlaşmaları ile kurulan doğalgaz santrallerinin alım fiyatları çok yüksek. - Gerekli tedbirler alınmazsa 2012‘den sonra çok ciddi bir enerji arz krizi yaşayabiliriz. - Dünyadaki ortalamalara baktığımızda şu an bizdeki enerji fiyatları çok yüksek. Ama asgari ücret 10 bin lira olursa enerji fiyatlarına da, yüzde 70 zamma da hiç itiraz etmeyiz. - Karadeniz‘de doğa vahşice katlediliyor. Bir akarsuyun üzerine çok sayıda tesis kurularak doğa susuzlaştırılıyor. Hidrolik santrallere tabii ki karşı değiliz ama böyle kapanın elinde kalır şeklinde yapılmamalı. - Genel olarak nükleer enerjiye karşı değiliz ama Türkiye‘nin 200 kw/saatlik bir enerji potansiyeli kullanılmayı beklerken atık sorunu çözülmemiş bir nükleer santrali satın almak doğru değil. - Ülkenin ihtiyaçlarını doğru tespit etmek ve bir takım lobilerin baskısından kurtulmak gerek. Ama bizdeki politik kültür böyle değil. - Nükleer santral tek başına bir çözüm olarak sunulmamalı. Çok iyi tartışmalıyız. Ulusal kaynaklarımız sonuna kadar değerlendirdikten sonra siyaseten inşa edilmemiş, teknik ve bilimsel gerçeklere dayalı bir enerji arz talebi varsa o zaman Türkiye‘de nükleer santral kurulmalı. - Aydın jeotermal konusunda çok zengin ama doğalgazla ısınıyor. Türkiye kendi ulusal kaynaklarını doğru düzgün kullanamıyor. - Türkiye‘de 3 sene içerisinde yüzde 585‘lik kapasite artışı öngören doğalgaz anlaşmaları yapıldı. - Türkiye‘de bilimin siyasetçiler tarafından kuşatılmamış bir üniversite olması yerine her ilde yüksek lise gibi üniversite açarsanız, bilim adamı da yetiştiremezsiniz, hiç birşey de yapamazsınız. (kanald.com; 04.03.2010)
|
 |
|