MERKEZ ADANA ŞUBE ANKARA ŞUBE ANTALYA ŞUBE BURSA ŞUBE DENİZLİ ŞUBE DİYARBAKIR ŞUBE ESKİŞEHİR ŞUBE GAZİANTEP ŞUBE İSTANBUL ŞUBE İZMİR ŞUBE KOCAELİ ŞUBE MERSİN ŞUBE SAMSUN ŞUBE TRABZON ŞUBE

· 

GENEL

· 

SMM

· 

ÜYELİK İŞLEMLERİ

· 

MİSEM

· 

EMO E-POSTA

· 

FERDİ KAZA SİG.

· 

İMZA YETKİSİ

· 

ENERJİ VERİMLİLİĞİ

· 

SORUN SÖYLEYELİM

· 

ENERJİ KİMLİK BELG.

· 

ENAZ (ASGARİ) ÜCRETLER

· 

YAPI DENETİM

· 

E-İMZA

· 

MESLEKİ SORUMLULUK SİGORTASI

· 

LPG SORUMLU MÜDÜRLÜK

· 

EMBK

· 

KVKK

PLANLAMA KURULTAYI’NDA ENERJİ MASAYA YATIRILDI



 
Ankara Üniversitesi bünyesinde düzenlenen “21. Yüzyıl İçin Planlama Kurultayı”nın ilk oturumunda enerji alanı masaya yatırıldı. Yöneticiliğini EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş’ın yaptığı oturumda, EMO Enerji Birimi Koordinatörü Olgun Sakarya, kronolojik olarak Türkiye elektrik tarihini özetlerken, parçalı yapının getirdiği plansızlığı ve özelleştirme sonucunda piyasanın halka yüklediği faturayı ortaya koydu. MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz ise enerji yatırımlarındaki plansızlığın hesabını gözler önüne serdiği çalışmasında çözüm önerileri de sundu. Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir, petrol ve doğalgazdaki dışa bağımlılık ve ülke bağımlılığına dikkat çekerek, uygulanan dış politika ile enerji güvenliğinin tehlikeye atılmasını eleştiren bölgesel bir sunum yaptı.
 

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi (KAYAUM) tarafından Rektörlük 100. Yıl Salonu‘nda 6-7 Aralık tarihlerinde "21. Yüzyıl İçin Planlama Kurultayı" yapıldı. Kurultayın açılışında KAYAUM Müdürü Prof. Dr. Ahmet Alpay Dikmen, Prof. Ünal Nalbantoğlu‘nun "malumat toplumu" dediği, yaratılan bilgi çöplüğünün içinden ancak kıymetlileri ayırma yeteneği olanların faydalanabileceği görüşünü aktarırken, "Bizim gibi az gelişmiş ülkeler de bu bilgi çöplüğünden kıymetlisini seçemezler" dedi. Prof. Dikmen, üniversitelerin de piyasa sürecine eklemlenmeye çalışıldığına işaret ederken, bugün ülkemizde yaşanan temel açmazı şöyle anlatmaya çalıştı:

"Artık inanç haline gelmiş, düşünemez hale gelmişlerdir. Siz artık aklınızı bıraktıysanız planlamacı olamazsınız. Bu Tanrı‘nın aklı da olabilir, piyasanın da, ABD‘nin de olabilir. Hep ceberrut devlet deniliyor. Piyasa çok mu demokratik bir yerdir. Piyasa, devletten, basit bir cuntadan bile daha kördür. Bürokratını işletme eğitimine gönderip, ülkenin yönetimini kurmaya çalışan bir devlet körleşmiş demektir. Öncelikle yönetici kademenin kendi aklını kullanmayı öğrenmesi gerekiyor."

Kurultay Başkanı Prof. Dr. Bilsay Kuruç, üniversitenin bağımsız düşüncenin sahibi olduğunu vurgularken, "Planlama 20. Yüzyılın aklı ve bilimi için önemli bir aşama olmuştur. Günümüzdeki mesele 21. Yüzyıl‘da bunun varisi olmak. Piyasa mı, plan mı gibi dar bir tartışmaya takılmadan başka hareket noktaları bulmak zorundayız" diye konuştu. Yapılamayacak işleri tasarlayabilmenin "plan yapmak" olduğunu vurgulayan Kuruç, "Burada önemli nokta insan aklı ve düşüncesini harekete geçirebilmektir" dedi. Sanayinin bir ivme kazanmadan planlamanın olamayacağını anlatan Prof. Kuruç, yeni bir bilgi ve teknik taban yaratabilmenin önemine vurgu yaparken, büyük resmin ancak üniversitelerden görülebileceğini kaydetti.

Açılışta konuşan Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Kasım Karakütük de sadece ekonomik değil, sosyal planlamanın da önemine dikkat çekerken, ekonomik planlamanın aynı zamanda toplumun yaşamının iyileştirilmesi amaçlandığı için sosyal planlama amacı da taşıdığını belirtti. Prof. Karakütük, 84‘den sonra sosyal devletin kapitalist devlete doğru dönüşüm sürecinde planlamanın yerine de piyasanın geldiğini, planlamanın arka planda gibi göründüğünü kaydederken, "Planlama yönetim sürecinin bir parçasıdır. Bir örgüt varsa planlama zorunludur" dedi.

Kurultay kapsamında ilk oturum "Enerji Alanında Sorunlar ve Planlama" başlığına ayrıldı. Yöneticiliğini EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş‘ın yaptığı oturumda, sırayla Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı Necdet Pamir, EMO Enerji Birimi Koordinatörü Olgun Sakarya ve Makina Mühendisleri Odası (MMO) Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz sunum yaptı. EMO Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Göltaş, EMO‘nun enerji kaynakları etkin ve verimli kullanılmasında her zaman planlamaya vurgu yaptığını anımsatırken, enerji kaynaklarının kullanımının, üretim ve tüketiminin insanlığın geleceği açısından taşıdığı öneme dikkat çekti.

Potansiyel Atıl Bekliyor, Bağımlılık Artıyor

Oturumda ilk sözü olan Necdet Pamir, petrolde yüzde 92-93‘lerde, doğalgazda yüzde 98‘ler düzeyinde olan bağımlılığa dikkat çekerken, ithalatın yapıldığı ülkeler konusunda da bağımlılık bulunduğunu anımsattı. Türkiye‘nin Ortadoğu‘da yürüttüğü dış politika nedeniyle enerji güvenliğinin tehlikeye girdiğini anlatan Pamir, "Kışın ortasında iki taraf birden endirekt olarak sizi cezalandırmaya gitse ekonomik olarak ortadasınız" dedi. Pamir, konuşmasında Türkiye‘nin 100‘er milyar kilovat saatlik hidrolik ve linyit, 120 milyar kilovat saatlik rüzgar olmak üzere toplam 380 milyar kilovat saatlik potansiyeli atıl beklerken Türkiye‘nin giderek daha fazla dışa bağımlı hale gelmesini eleştirdi. Enerjinin sadece özel sektörün kar dürtüsüne bırakılarak yürütülemeyeceğinin altını çizen Necdet Pamir, "Enerji kaynaklarımızın doğru saptanması, ithalata gidiliyorsa da hem güzergah hem de ülke açısından çeşitlendirme gerekir" diye konuştu. 1990‘larda 2010 yılında 55 milyar metreküp doğalgaz kullanılacağı iddiasıyla anlaşmalar yapıldığını, ancak 2010‘da tüketimin 44 milyar metreküp olduğunu kaydeden Pamir, al ya da öde anlaşmaları nedeniyle Türkiye‘nin Rusya, İran ve Azerbaycan‘a tüketmediği gaz için para ödemek zorunda kaldığını belirtti. Bu nedenle planlamanın öneminin altını çizen Pamir, 2011 sonu itibarıyla dünyada fosil yakıt ağırlığının yüzde 87.1 olduğunu belirtirken, alternatif yakıtlarla ilgilenmenin öneminden söz etti.

Dünya petrol rezervlerinin yüzde 48.1‘inin Ortadoğu‘da bulunduğunu, bu durumun Ortadoğu‘daki karmaşayı açıkladığını ifade eden Pamir, ispatlanmış petrol rezervlerinin ömrünün 54 yıl olduğunu, ancak petrol fiyatları arttıkça ve teknoloji ilerledikçe maliyetlerin düşüşüyle potansiyel rezervlerin kullanılabilir hale geldiğini anımsatarak, kolayca petrol tükeniyor söylemlerine inanılmaması gerektiğini savundu. Necdet Pamir, enerji piyasalarını yükselen ülkelerin sürüklediğini işaret ederek, 3 fosil yakıttaki ağırlığa rağmen yenilenebilir kaynaklardaki artışa da dikkat çekti. Irak‘ta yürüyen savaş ekonomisinin Türkiye‘ye petrol boru hattını atıl bırakarak pahalıya mal olduğunu anlatan Pamir, merkezi hükümete rağmen Kuzey Irak‘la ortak yürütülen dış politikayı da eleştirdi.

Necdet Pamir, büyümedeki istikrarsızlığın da planlanması gerektiğini belirtirken, enerji politikalarındaki sorunları da tek tek sıraladı.

EMO Enerji Birim Koordinatörü Olgun Sakarya, Türkiye‘nin elektrik hizmetine ilişkin tarihi, kronolojik olarak özetledikten sonra, özelleştirme politikaları ve planlamadan vazgeçilmesiyle gelinen noktayı ve bu uygulamaların yurttaşlara dönük sonuçlarını ortaya koydu.

Planlamayı Yok Eden Parçalı Yapı

Olgun Sakarya, çoğunluğu özel sektöre ait olmak üzere; 1397 üretim, 268 otoprodüktör, 154 toptan, 1 iletim, 21 dağıtım ve perakende satış, 140 da organize sanayi bölgesi dağıtımı olmak üzere toplam 1981 adet lisansla enerji piyasası faaliyetlerinin yürütüldüğünü kaydetti.  Bunların her birinin önceliklerinin, beklentilerinin ve planlamalarının farklı olduğunu belirtti.

Sakarya, 17 Ekim 2012 itibarıyla EPDK‘nın verdiği toplam 28 bin megavatlık doğalgaz santralı lisanslarından 15 bin megavatında inşaat çalışmalarının devam ettiğini kaydetti. Elektrik Enerjisi Piyasası ve Arz Güvenliği Strateji Belgesi‘nde elektrik üretiminde doğalgazın payının yüzde 30‘un altına düşürülmesinin hedeflendiğini anımsatan Sakarya, incelemeye alınan 88 bin 122 megavatlık başvurunun içinde 31 bin 313.6 megavatının, uygun bulunanlardan 1025 megavatının doğalgaz olduğunu, buna 15 bin megavatlık inşaat halinde olanlar da eklendiğinde 47 bin 575 megavata ulaşıldığını, işletmede olan 13 bin 295 megavat, 1499 megavatlık Yap-İşlet-Devret ve 4 bin 781 megavatlık Yap-İşlet santralları da eklendiğinde toplamda 67 bin 151 megavata ulaşıldığını ortaya koydu. "Böyle bir ortamda arz güvenliği nasıl sağlanır anlamış değilim. Doğalgazın fişi çekildiğinde biz kökten oturduk" eleştirisini getiren Olgun Sakarya, rüzgarla ilgili 2023‘e kadar 20 bin megavatlık kapasite hedefini de anımsatarak, "Kanun çıkalı 8 yıl, strateji belgesi çıkalı 4 yıl geçmiş, hala kapasite 2 bin megavat" dedi. HES‘lerle ilgili yaşanan çantacılar sürecinin ileride güneş için de yaşanma tehlikesine işaret eden Sakarya, güneşle ilgili halen bir gelişme olmadığını, Haziran 2013‘de başvuru almaya başlayacaklarının açıklandığını belirtirken, "Ama başka şeyler yapıyorlar. 1 gecede EİE‘yi kapatıverdiler" diye konuştu.

Keyfiyetin Bedeli Yurttaşlara

Dağıtım özelleştirme ihalelerinde yaşanan keyfi uygulamalardan söz eden Olgun Sakarya, Vangölü‘nde ihaleyi kazanan şirket ödemeyi yapmadığı halde teminatı yakıp diğer şirketleri ihaleye çağırmadıklarını anlatarak, "Böyle bir yandaşlık anlayışıyla yürütülüyor" dedi. Bağlantı bedelinde, güvence bedelinde, kesme-bağlama ücretlerinde yapılan artışlarla özelleştirmenin bedelinin kullanıcılara çıktığını ifade etti.

1990‘larda yüzde 25 olan ve 90‘ların sonuna kadar yüzde 30‘un altında kalan elektrik üretiminde dışa bağımlılığın 2007‘de yüzde 59.2‘ye çıktığını, bu tarihten itibaren yüzde 50‘nin üzerindeki düzeyini koruyarak 2011‘de yüzde 55.7 olduğunu kaydetti. Özel sektörün payının da 1990‘larda yüzde 30 iken, 2007‘de yüzde 51.3‘e çıktığını, 2011‘de yüzde 59.7 olduğunu, şu anda da yüzde 62‘lere ulaşıldığını açıklayan Sakarya, şöyle konuştu:

"Özel sektör olunca ne oluyor? Bir şeyler oluyor. Ege Bölgesi‘nde 13 ili temmuz ayında etkileyen genel sistem oturması oldu. Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği kararı alıp hayata geçirdiler. 1 Ağustos 2006‘dan itibaren karaborsa fiyatı oluşan bir sistem ortaya çıktı. İkili anlaşmalar dışında yüzde 15-20‘lik bir bölüm bu mekanizmada marjinal fiyattan işlem görerek tüketime sunuluyor. Bu sistemde 11 Şubat 2012‘de fiyat 2 liranın üzerine çıktı. Gazetenin haberinde kurulu güçleri 20 megavat gibi küçük olan adları da verilen 3 santral olduğu söylendi. Bu doğru mu? Bilmiyoruz. Bununla ilgili inceleme yapılıp yapılmadığını da bilmiyoruz."

Olgun Sakarya, 14 Kasım 2012 tarihinde Tarifeler Yönetmeliği‘nde değişiklik yaparak şirketlerin talepleri doğrultusunda dağıtım şirketlerinin tarifeleri oluşturan parametrelerinde değişikliğe gidilebileceğine yönelik düzenleme yapıldığını, hemen ertesi gün de 5 dağıtım şirketinin kayıp ve kaçak hedefleri revize edildiğini kaydetti. Bu revize nedeniyle kullanıcıların üstleneceği faturanın 2-2.7 milyar lira olduğu hesabını katılımcılarla paylaşan Sakarya, dağıtım şirketlerinin brüt kar marjının da yüzde 2.33‘ten yüzde 3.49‘a çıkarılmasıyla 2013‘ten itibaren 400 milyon TL‘nin faturalara yansıyacağını belirtti.

Yeni Bir Kamu Mülkiyeti ve Özerklik

MMO Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz konuşmasında, enerji sektöründe kamusal planlamanın zorunluluğunu özetle şöyle ortaya koydu:

"Planlama sistematiğine dayalı uzun vadeli öngörülerle, enerji ihtiyacının, tekil şirket çıkarlarını değil, kamusal ve ulusal çıkarları gözeterek, sürdürülebilir, güvenli ve geniş kesimlerin yararlanmasına imkan verecek düşük maliyetle teminini esas alır.

Yalnızca kâr odaklı üretim yapmayarak, yeterince karlı olmadığı durumlarda bile üretimi durdurmayıp sürdürerek arz güvenliğini sağlama amacını gözetir.

Özellikle yerli kaynaklara dayalı ve enerji ekipmanlarının yurtiçinde üretimini öngören projelere ağırlık vererek:

-Özellikle geri kalmış bölgelerde, doğrudan ve dolaylı istihdam olanaklarının artmasına imkan sağlayacak,

- Yurtdışından ithal edilen enerji girdileri ithalatını azaltarak, hem dışa bağımlığı, hem de dış ticaret açığının en büyük nedeni olarak gösterilen enerji girdileri ithalatı faturasını düşürecek,

- Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının daha yaygın kullanımıyla elektrik fiyat artışlarının hızını kesebilecek

- Enerji ekipmanlarının yerli olarak üretimine ağırlık vererek yerli sanayinin gelişimini sağlayacak, yurt içinde üretilen katma değeri arttıracak, enerji ekipmanları ithalatı faturasını düşürecektir."

Türkyılmaz, kamu sektörü denilirken, siyasal iktidarın arpalığı olarak görülen ve nitelikli işgücünü yok sayan yönetim anlayışının kabul edilemez olduğunu; çalışanların da yönetim ve denetimde söz sahibi olduğu özerk yapılanmaya gidilmesini ve bu özerkliğin tanımının da yeniden yapılması gerektiğini, özetle yeni bir kamu mülkiyeti tanımı gerektiğini anlattı.

Enerjide Plansızlığın Hesabı

Oğuz Türkyılmaz, elektrik üretim yatırımlarında, yatırım yeri, enerji kaynağı, gücü gibi her konunun yatırımcının tercihine bırakıldığı, lisans sürecinin onay merci olarak işlediği, planlamanın yok sayıldığı bir yapılanmanın varlığını ortaya koyarken, 9 yılda 20 bin megavatlık kurulu gücün özel sektör tarafından lisans alınarak devreye sokulduğunu kaydetti. Temmuz 2012 tarihli yatırımların gerçekleşme oranlarına ilişkin resmi veriler üzerinden yapılan analizi katılımcılarla paylaşan Türkyılmaz, yüzde 10.47‘sinin yatırımın gerçekleşme durumuyla ilgili hiçbir bilgi vermediği, yüzde 50‘sinde gerçekleşmenin yüzde 10‘un altında olduğunu, yüzde 7.8‘inde gerçekleşmenin yüzde 70‘in üzerinde olduğunu, yüzde 16.45‘inde gerçekleşme düzeyinin yüzde 35-70 aralığında olduğunu, yüzde 15‘inde gerçekleşmenin yüzde 10-35 oranları arasında olduğunu açıkladı.

Türkyılmaz, 56 bin mevcut kurulu güce 65 bin megavatlık lisans başvurusu ve 47 bin megavatlık yatırımı süren santrallar da eklenirse 2020‘ye kadar 103 bin megavatlık kurulu güçten söz edildiğini belirtirken, yatırımlarda plansızlığı şu hesaplamalarla ortaya koydu:

"EPDK‘nın lisans almasını uygun bulduğu 19 bin MW kurulu güç de lisans alınca, kapasite 122 bin MW‘ye varacaktır. Lisans başvuruları inceleme-değerlendirme aşamasında olan 22 bin MW‘lık projelerle, başvuru aşamasındaki 23 bin MW güçteki projelerin de lisans alıp, yatırıma geçmesi halinde kurulu güç 167 bin 812 MW olacaktır. Bu rakamların gerçekleşme olasılıkları kadar, gerekliliği de incelenmeli, tartışılmalı ve proje stoku gözden geçirilmelidir. Lisans sürecinde olan tüm projelerin lisans alması ve devreye girmesi halinde, doğalgaz ve ithal kömürden 405.9 milyar kilovat saat, yerli linyit ve asfaltitten 9.2 milyar kilovat saat, rüzgar ve hidrolikten 27.7 milyar kilovat saat, diğer kaynaklardan da 5.5 milyar kilovat saat olmak üzere toplam 448.5 milyar kilovat saat üretim kapasitesi olacaktır. Böylece 2025‘e kadar üretim 969 milyar kilovat saate ulaşabilecektir. ETKB 2020 için 392-418 milyar kilovat saat talep öngörürken, planlama olmadığı için 2020-2025 döneminde bu rakamın iki katından fazla üretime yapabilecek projelerin fizibilitesi tartışmalıdır.

16 bin MW‘lık ithal kömüre dayalı santral lisans başvuruları, inceleme aşamasındadır. Bu santralların da lisans almasıyla, yatırımları sürenlerle birlikte, ithal kömüre dayalı santralların yaratacağı ilave kapasite 21 bin 497 MW‘ye ulaşacaktır. Başka bir deyişle, mevcut Türkiye kurulu gücünün yüzde 40‘ına yakın güçte yeni ithal kömür santrali kurulması söz konusudur.

Doğalgazda yatırımları süren santralların kurulu gücü 17 bin 263 MW‘dir. İnceleme aşamasındaki santralların kurulu gücü ise 33 bin MW‘dir. Bu santralların da lisans alması durumunda, lisans alıp yatırımı sürenlerle birlikte toplam 50 bin 421 MW kapasite ile bugünkü toplam kurulu gücün yüzde 90‘ı düzeyinde ilave doğalgaz santralı kurulacaktır. Bu santralların gereksineceği ek yıllık gaz ihtiyacı ise yaklaşık 70 milyar metreküpü aşmaktadır. Bu gaz ihtiyacının, hangi ülkeden, hangi anlaşmalarla, hangi boru hatlarıyla ve hangi yatırımlarla karşılanacağı ise belirsizdir."

Konuşmasının sonunda elektrik üretiminde planlama ve yerli kaynakların değerlendirilmesinin önemine işaret eden Türkyılmaz, çözüm önerilerini de madde madde sıraladı:

"Türkiye Genel Enerji Strateji Belgesi ve Faaliyet Planı ve buna bağlı Yenilenebilir Enerji Stratejisi ve Faaliyet Planı oluşturulmalıdır. Bu strateji belgeleri tüm ilgili tarafların yer aldığı katılımcı bir süreçle hazırlanmalıdır. Toplumun tüm kesimlerinin ve konunun tüm taraflarının görüşlerini ifade edebileceği geniş katılımlı bir Ulusal Enerji Platformu oluşturulmalıdır. İhtiyaç duyulan yıllık kapasite büyüklüğü, kaynak ve işletmeye girmesi gereken tarihin belirlendiği planlar dahilinde bu yatırımların gerçekleştirilmesi yoluna bir an önce geçilmelidir. Enerji Bakanlığı ve TEİAŞ bu görevi başarıyla yerine getirebilecek şekilde düzenlenmeli ve nitelikli ve liyakatli kadrolarla takviye edilmektedir. Enerji yatırımlarında çevreye verilen zararın asgariye indirilmesi temel bir ilke olmalıdır. ÇED, projenin ayrılmaz ve bütünleyici bir parçası olmalıdır."



TELE 1- SABAH PUSULASI

28.03.2024
 


Çok Okunanlar


DEPREMZEDEYE DEĞİL ENERJİ ŞİRKETLERİNE DESTEK

KTMMOB EMO YENİ YÖNETİM KURULU BELİRLENDİ

SİNOP NÜKLEER GÜÇ SANTRALI İNADINDAN VAZGEÇİLMELİDİR   

TELE 1- SABAH PUSULASI

EMO HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ’NÜN SAHİBİ MÜCELLA YAPICI OLDU

EMO, SİNOP NGS NAZIM İMAR PLANI İÇİN İPTAL DAVASI AÇACAK (BAŞKENT GAZETESİ)

HALKIN DEMOKRATİK İRADESİ GASP EDİLEMEZ

GÜNEŞ VAR ETTİ, SANTRALI YOK EDECEK (BİRGÜN)

NİTELİKLİ YAĞMA (GÜNLÜK EVRENSEL)

EMO: SİNOP NGS PROJESİNDEN VAZGEÇİLMELİ (ENERJİGUNLUGU.NET)

Okunma Sayısı: 1601


Tüm Haberler

Sayfayı Yazdır



 
Oda aidatlarınızı kredi kartınızla güvenli bir ortamda ödeyebilirsiniz.
ÜYE HAKLARI VE GÜVENLİ AİDAT ÖDEME
 

COPYRIGHT © 2005-2024 TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI GENEL MERKEZİ
IHLAMUR SOKAK NO:10 KIZILAY/ANKARA
TEL: +90 (312) 425 32 72 (PBX) - FAKS: +90 (312) 417 38 18

KEP ADRESİ : emo.merkez@hs01.kep.tr


Diğer birimlerin iletişim bilgileri için tıklayınız

 
 
Key Yazılım Çözümleri A.Ş.